1 OCAK 2002 tarihi ile Avrupa Birliði üyesi ülkeler, ortak para birimi olarak Euro'ya geçti. Bu olgunun baþka ne anlamlara geldiði, ne gibi temel deðiþikliklere yol açtýðýný inceleyelim isterseniz. Gerçi burada yüzlerce farklý konu bulmak ve incelemek mümkün ancak bence en çarpýcý olan bir kaç konuyu masaya yatýracaðýz.

1. EGEMENLÝK KAVRAMI : Bilindiði üzere, bir ülkenin egemenliðini belirten bazý semboller vardýr. Para birimi de bunlardan birisidir. Tarihte kurulan devletleri hatýrlarsak, ilk yaptýklarý kendilerine bir bayrak ve bir para birimi bulmak ve derhal kendi adlarýna para basmaktý. Avrupa Birliði ülkelerinin de kendi milli egemenliklerinin iþareti olan paralarý vardý. Artýk yok.
Peki bu olgu, üye ülkelerin artýk milli egemenlikleri olmadýðý anlamýna mý geliyor ? Tabii ki hayýr. Sadece milli egemenlik kavramý çaða ayak uyduruyor ve deðiþim geçiriyor. Artýk bir ülkenin kendi egemenliðinin iþaretleri arasýnda para olmayacak.
Özellikle aþýrý milliyetçi akýmlar için bu deðiþikliði kabullenmek zor olacaktýr. Nitekim Avrupa Birliði ülkelerinde de itirazlar yükselmiþ, hatta bazý ülkeler euro'ya katýlmayý reddetmiþti.
Ülkemizde de ayný geliþmeleri beklemek normal gibi görünse de, son yýllarda gelenekçi sol ile yenilikçi sað kavramlarýnýn kafa karýþtýrmasý da beklenmelidir. Bu kavramlarýn dünya literatüründe olmamasý ülkemizde olmamasýný gerektirmez.
Ülkemizin Avrupa Birliðine tam üye olmasý ve euro'ya geçmesi ülkemizde de çeþitli tepkilerle karþýlanacak, ancak bu tepkiler geçiþe mani bir seviyede olmayacaktýr.

2. ÝHRACAT VE DIÞ GELÝR : Düþük kapasite ve düþük verimle üretim yapan yerli sanayimizin, avrupa üretimiyle baþ edebilme ve pazar bulabilmesi için tek çýkýþ yolu var. Düþük maliyet ve düþük fiyat. Ülkemizde iþçilik fiyatlarý zaten düþük düzeyde. Ancak verim düþüklüðünden dolayý son ürün fiyatlarý istenilen düzeyde olamayabiliyor. Ülke genelinde ihracat düþüp dýþ gelirler azalýnca devalüasyon yapýlýp ürünlerimizin fiyatý dýþ paralara göre iyice ucuzlatýlýyor ve ihracat gücü yeniden artýyor.
Euro'ya geçince artýk bu imkandan yoksun kalacaðýz. Hammadde de, iþçilik de, nakliye de artýk euro cinsinden ödenecek ve devalüasyon imkaný kalmayacak. Eðer ihracat yapmaya devam edeceksek artýk ürünü yüksek verim, tam otomasyon ve yeni teknolojiler kullanarak düþük maliyetlerle üretmeliyiz. Bunu baþaramadýðýmýz takdirde yerli sanayii tamamen silinecektir.
Yani artýk tatil bitti, gecikmiþ ev ödevimizi hem de en iyi þekliyle yapma zamaný.

3. SÝYASÝ BÝR ENSTRÜMAN : Siyasi iktidarlar, ekonomiyi iyi duruma getirmek ve buna baðlý olarak halkýn refahýný yükseltmek iddiasýyla seçilirler. Ülkemizdeki siyasi iktidarlarýn bu güne kadar bu konuda çok baþarýlý olduðunu söylemek pek mümkün deðildir. Bu sebeple siyasi iktidarlar iþin daha kolay kýsmýna kaçar ve popülist politikalarla günü geçiþtirirler. Bu sebepledir ki "Enkaz Devralma" edebiyatý hiç bitmez.
Siyasi iktidarlar, popülist politikalarýný gönüllerince gerçekleþtirebilmek için para ile pek sýk oynarlar. Ya deðerini düþürür, ya kullanýlmasý ve harcanmasýyla ilgili ekonomik dahice buluþlara imza atarlar.
Ancak 15-20 ülkenin ortak para birimi olan euro ile oynamak pek mümkün olmayacaktýr. Dolayýsý ile artýk siyasi iktidarlar popülist politikalarla günü kurtaramayacak, gerçekçi ve çaðdaþ politika yapmak zorunda kalacaktýr. Bu gereklilik, önce siyasilerin kendi kültürel ve siyasi altyapýlarýný çaðdaþ ve verimli hale getirmelerini gerektirecektir. Bunu baþaramayan siyasi kiþilikler ve partiler silinecektir.

Özetle, Avrupa aþiretine gelin gitmek artýk hiç de kolay deðildir. Bu aþiretin kurallarý gittikçe aðýrlaþmakta, her gün biraz daha fazla çalýþmayý gerektirmektedir. Kendi evimizi düzenlemenin faturasý ve yorgunluðu gittikçe büyümektedir.

Artýk "çok çalýþmamýz lazým, çooook"