çalar telefon,
uykudan uyanýrým;

hani bir bahar sabahý
kanadýný pýrpýrlar kelebek içinde,
bir çiy düþer gönlünün yapraðýna,
bir bulut göðe çýkar, mavi.....
bir ceylan iniþe baþlar dað eteklerinden
su baþlarýna...
bir yýðýn kuþ sesi dolar ormana,
arýlar výzýldar çiçeklere doðru,
iþte öyle gelir sesin bana...

susar telefon,
yeniden dalarým uykuma;

hani tarlalar vardýr kar altýnda,
önceki yýldan kalan tohumlar vardýr çimlenecek,
kuyuda patates,
sandýkta çeðiz,
ninenin çýkýnýndaki para,
hani aklýmýzda kalan tarih,
görmediðimiz coðrafya,
gidemediðimiz deniz,
düþüne yattýðým yüzün
özlem olur yataðýma...

susar telefon,
sesin kalýr daðlar ardýnda;

sen sanýp
açan karanfile giderim, saksýmda;
uzanýp dokunurum ,
kokun yapýþýr kanýma...
renginle mühürlenir parmaklarým;
nereye deðdirsem örneðin
þiir olur kalem ucunda,
adýn yazýlr,
resmin çizilir,
gözlerin bir çift telli turna...

susar telefon,
sesim kesilir,
yine özlem kalýr bana..