..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > GÖKHAN BEDÝR




17 Ekim 2005
Ayýraç  
bir adamýn hayattan kopuþu

GÖKHAN BEDÝR


Annem demiþken. Þu anda karþýmda oturmuþ televizyonda bir kelime bir iþlem yarýþmasýný izliyor. Bildiði her sorunun kendine verdiði sahte özgüvenle gülümsüyor.


:AGFJ:
Kitap okurum, benim iþim bu. Akýl almaz gelebilir. Bu yine de doðru söylemediðim anlamýna gelmez. Kitapsýz, hayatýmý aklýmda canlandýramýyordum. Geçmiþ zaman kipi kullanýyorum, sebebi bunun tamamen geçmiþte kalmasý. Sevmediðiniz iþi yapmayýn derler, yanýlýyor muyum? Ben yapabildiðim tek iþi yaptým belki de bu nedenle, zorunluluk duygusuyla kitaplar bile tiksinti veriyor artýk bana. Yaþamýn sindirilmemiþ atýklarý gibi geliyorlar. Böyle olmasaydý eleþtirmem için bana yollanmazlardý. Ben…, agorafobim olmasa da geleceðin potansiyel hastalarý arasýnda ismimi görür gibiyim. Terapi gören asosyal bir varlýk olmanýn kötü bir yanýný göremiyorum. Tek bir sorun var, ben bir akýl hastanesine kapatýlýrsam o zaman anneme kim bakacak? Annem demiþken. Þu anda karþýmda oturmuþ televizyonda bir kelime bir iþlem yarýþmasýný izliyor. Bildiði her sorunun kendine verdiði sahte özgüvenle gülümsüyor. Aklýma doluþan endiþeleri bir kenara býrakýp tekrar döneceðimi bildiren bir not býrakýyorum üzerlerine. An içinde tek önemli olan yarýþma. Hayatýn kýsa bir özeti olduðunu kavrýyorum. Ulaþmamýz gereken sonuç ölüm. Ona ulaþmak için kullanacaklarýmýz ise doðum, okullar bütünü, çalýþma hayatý, evlilik, çocuk, yaþlýlýk… Nihai hedefe doðru emin adýmlarla tam sonuca ulaþýyoruz: Ölüm. Latincesi kulaða daha güzel geliyor. Daha soðuk ama daha güzel: Mors. Aðýzda geçmeyen bir yara hissi býrakýyor.
     Kitaplar okurum onlarýn eleþtirilerini yapar ve çalýþtýðým dergiye gönderirim. Ýki sene öncesine kadar dergide bir odam vardý. Annem hasta olana deðin her gün büroya giderdim. Onun hastalýðý geçti. Fakat benimki olduðu yerde kalmaya devam ediyor. Ýnsanlardan midem bulanýyor nedense. Nedense ikiyüzlülük falan deðil. Ben onlardan birleþemeyecek derecede koptum. Sorun çift taraflý, iki yüzü keskin bir býçak gibi… Eski bir Türk filmi repliði olacak ama durumu en iyi özetleyen tümce bu galiba: Kýrýlan bir bardaðý asla eski haline getiremezsiniz.
     En son elime geçene bakýn hele. Dayakla toplumsal sorunlarý çözülebileceðini zanneden üç beþ üniversite öðrencisinin gerçek hayatlarýný anlatan biyografik bir yapýt. Ne olmuþtu. Gazetelerde okuduðum kadarýyla içlerinden biri diðerlerini mi öldürmüþtü neydi. Ýntihar mektubunda ne yazdýðýný tam olarak imgelemimde kuramýyorum ama þöyle bir þeydi galiba: Onlarý öldürdüm çünkü…
Kapýnýn zilimi çaldý. Yo hayýr, galiba beynim yine garip oyunlarýný oynamaya baþladý. Þu anda tek istediðim bir fincan kahve. Ne yazýk ki evde kahve yok. Annem kahve içmemi istemiyor. Bir gün öleceðim gerçeðini kabullenmeden kahvenin benim biletimi keseceðini düþünüyor. Tam olarak fikirlerini böyle dile getirmese de beynim onun kelimelerini alýp benim sözlüðümden eþleþtirince yukarýdaki cümle ortaya çýkýyor.
Lanet olsun kendi öleceði gerçeðini bile kabul edemiyor ki zaten. “Ne kadar yaþlý olursa olsun bir sene daha yaþamayacaðýný düþünen var mýdýr?” Kim söylemiþti bunu, Tolstoy olabilir. Çok okumanýn zararlarýný sýralarsak bunu ilk sýraya koyabiliriz: Kronik amnezi.
En azýndan babam öldüðü için mutluydum bir zamanlar. Sevincim çok uzun sürmedi. Küçüklüðümden beri hayatým iki insandan ibaret oldu. Tahmin edilmesi zor deðil, annem ve babam. Herkes fraktal yapýdadýr. Ýnsanlar dal dal uzar. Dallar hayatýnýza giren insanlarýn simgesel yansýmalarýdýr. Öznel düalizmim içinde kaybolan ben hariç. Onlar benim için tanrýsaldý. Ne yaptýklarýnýn farkýna bile varmadan kendi ikili yapýlarýnýn içinde beni de kaybolmaya mahkum ettiler. Ýnsanlarýn iki yüzlülüðünü mü ararsýnýz yoksa sokaklarda kol gezen vebaya benzer dehþeti mi. Mideniz bulanana kadar gerçek olmayan bir þey anlatýlýrsa bir yerden sonra inanmasanýz da kabul etmek zorunda kalýyorsunuz. Bir þeyi kabul ederken dikkat edin. Ben etmedim ve anlatýlanlar artýk benim dogmatik gerçeklerim. Kuran’ýn sözlerini deðiþtirmeye çalýþýn(inançlýysanýz) ne demek istediðimi anlayacaksýnýz.
Babam öldüðünde aðladým. Biri size Tanrý’nýn öldüðünü söylerse ne kadar üzülürseniz bende o kadar üzüldüm. Baþýmdaki sýnýrsýz hegemonyadan kurtulduðumu sanýrken oligarþi diktatörlüðe dönüþtü. Ýki kiþi karar alýrken en azýndan aralarýndaki çatýþmadan faydalanýp sýnýrlýda olsa kendi isteklerinizi gerçekleþtirebilirsiniz. Fakat TEK demek TEK demektir. Tek söz, tek akýl, tek hareket, tek düþünce… Kendimi üniforma giymiþ gibi hissediyordum. Aklýmda olanlarý paylaþacaðým TEK annem vardý. Paylaþmadým, ben Tanrýyla konuþmam. Tanrý’ya Tanrý’yý þikayet edin isterseniz. Ben yapmadým. Asla da yapmayacaðým. Onu seviyorum.
Sonra kendimi kitaplara verdim. Okul hayatýmý hiç sormayýn kimse beni sevmezdi. Tarafsýz bir gözle bakmaya bile gerek yok. “Ben olsam bende kendimi sevmezdim” zýrvalýklarýna demek istiyorum. Ben kendimi sevmiyorum zaten. Beni sadece tercih yapabilmekten aciz kitaplar kabul etti. Kitap en iyi dostunuzdur sözünü vecize olarak kullananlar haklý mý bilmem ama bence kitap okumak bilinçlendikçe kendini kaybetmektir. Aydýnlýk iyidir. Aydýnlýk iyiymiþ! Güneþe çýplak gözle bakýnca aydýnlýðýn nasýl azap verdiðini anlarsýnýz. “Yazmak mutsuzluðun nedeni deðil. Sonucudur.” Bunu kim söylemiþti peki, Montaigne mi? Mutsuzluðunu kaðýda kusan birinin kustuðunu sindirmeye çalýþýyoruz. Olay bu basit gerçeklikten ibaret. Bende o kusmuklarý eþeleyerek yorumluyorum.
Nerde kalmýþtýk.
Þu televizyonu bir dakikalýðýna kapatabilirse aklýmý daha rahat toparlayabilirim. Tüm baðýrma isteðimi geriye itiyorum. Masamýn üzerindeki eþyalarý sýnýflandýrýyorum. A grubu… B grubu… C grubu… Sonra tüm bunlarý baþka bir ana baþlýk altýnda topluyorum. O zaman sýnýflandýrmanýn esprisi nerde? Hepimizin ayný insan olduðunu söylemeye benziyor. Kadýnlar ve erkekler gibi genellemelere sevk ediyor bizi. Buna gerek yok. Zaten her birimiz diðerinin hayatýnda koca bir genellemenin anonim parçalarýyýz. Toplanýnca büyük bir et yýðýný oluyoruz. Tek tek deðer ifade etmiyoruz. Ýfade ettiðimizde de TEK’in heyula karakterinin altýnda eziliyoruz. Cümlenin baþýnda yokuz biz. Ancak önemli bir þeyi tamamlamakla yetiniyoruz. AVUKAT cemil, DOKTOR necla, ELEÞTÝRMEN tekin. Ýsim tamlamasýnýn tamlayaný, güle güle uðraþlarým, güle güle kendimi anlatma çabam. Beni açýklayan daha doðrusu benim açýkladýðým bir sýfat beni insanlara anlatabiliyormuþ meðer. Sýfatsýz olmayý tercih ederim.
Usum bana dýþarý çýkmamý öneriyor. Güzel bir hava var dýþarýda, aklý baþýnda olan insanlarýn hava almak için tercih ettiði kuru soðuk bir hava. Ýtiraf etmeliyim ki gayet mantýklý bir düþünce. TEK bir þey bunu engelliyor. Eðer adýmýmý kapýdan dýþarý bir kez atarsam geri dönme ihtimalim çok düþük. Annem ve ben birbirimize çok alýþtýk. Koparsak ikimizde çok geçmeden öleceðiz. Hani tv’lerde bir zamanlar sürekli dönen o görüntü geliyor aklýma-eþine otoyoldan hýzla geçen yeþil bir araba(yeþil olduðunu köpeðe bulaþan araba boyasýndan anlýyoruz) çarpmýþ siyah bir sokak köpeði, aðzýndan salyalar akarak ölen köpeði kaldýrmak isteyen belediye görevlilerini yanýna yaklaþtýrmýyor.- Bizde ayrýlýrsak aynen öyle olacaðýz, kimseyi yanýmýza yaklaþtýrmayacaðýz. O vakit gitmenin azap çekmekten baþka ne anlamý var.
Ben:1 Us:0. Hayat:1…(sayýsý hayal gücünüzle sýnýrlý sýfýr) Ben:0. Daha önceki yenilgilerimi katmadan edemiyorum. Ýnsan isteyince kendine karþý oldukça cömert olabiliyor. Bildiðim kadarýyla ademoðullarýndan hiçbiri henüz kendi aklýna karþý bir yengi kazanamadý. Bu olmayacak demek deðil tabiî ki. Bu þartlar altýnda olmayacaðýna eminim ama. Þartlar bizi köþeye kýstýrýrken aklýmýza mukayet olamazken nasýl olurda teorik bile olsa kendimize meydan okuyabiliriz. Büyük gerçekler kendini sýklýkla unutturuyor; ölüm, aþkýn olmamasý, asla olmayacak düþlerin hedeflenmesi gibi mesela. Ýþte tam bu noktada zaaflarýmýz projektörlerle aydýnlanýyor. Ýstisnasýz hepimiz-genellemenin içinde sizde varsýnýz, kendinizi farklý görüyorsunuz fakat deðilsiniz. Hepinizin ortak özelliði bu deðil mi? Kendinizi farklý görmeniz. Bu yüzden hepimiz aynýyýz.- yaþamaya katlanabilmek için düþsel dünyalar kuruyoruz. Yaþlandýkça çöküþe götüren yýkýlan imgeler… Dayanabilenler beþ duyu dýþýnda hissiz, huysuz ihtiyarlara dönüþüyor. Dayanamayanlar zihinsel sürecini bir yana býrakýrsak en basit yolu seçiyorlar. Ýradeleri ilk kez tam olarak her þeye hakim, bu nedenle iþi nihayete erdirebiliyorlar. Bilek kesmek veya bir apartmanýn tepesinden bedeni boþluða býrakmak hiçbir zaman karmaþýk hareketler olarak sýnýflandýrýlmadý. Fiziksel ve biyolojik gerçekler olduklarý için somutlar. Yanýlýyor muyum? Asýl karmaþýk olan, anlayamadýðýmýz kalýp ölmeyi beklemek. “Ýnsanlarýn neden bu kadar aceleci olduðunu anlayamýyorum. Bütün yapmasý gereken beklemekti.” Guguk Kuþu’ndaydý yanýlmýyorsam. Zikretmeden edemeyeceðim beynimin büyük bölümünü iþgal ettikleri için kitaplardan nefret ediyorum.
Rafta duran þiþeler gittikçe azalýyor. Geri sayým gelecekte, sayýmýn bitiþinde olmasý gereken bir olguyu iþaret ediyor.
“Anne televizyonun sesini kýsar mýsýn!” Sesim çatallanmýþ bir þekilde çýkýyor oral organýmdan. Yabancýlaþmanýn içerden baþladýðýna inanmamý saðlayacak kanýtlar sunan garip bir ses tonuyla konuþuyorum. Kelimeler yosunlara sürtünerek çýkýyor sanki. Kurumuþ, gýcýrdayan bir boðazdan beklentim çok fazla, uzun zamandýr paylaþýmlara kapalý olduðumu da eklersek… Talep etmek insanoðlunun patalojisi, bunu dert etmeye gerek yok. Hak etmek, o da ne, hiç duymadým.
Annem içerde reklamlarý kaçýrmadan seyrededursun. Üç günlük açlýðýn beni yormaya baþladýðýný düþünüyorum. Düþünüyorum çünkü ellerim titriyor, hissiz olduklarýnýn ayrýmýna varmam pek uzun süre almayacak. Boþ verin beni. Önemli olan ben deðilim, annem. Son birkaç gündür çok üþüyor. Battaniyelerin altýnda olmasýna raðmen buzdan bir gömlek giymiþ gibi. Katý duruþundan çýkarmayý istemediðini anlýyorum. Sabit bakýþlarý beni korkutuyor. Alýþýðým ben, Tanrýlar böyledir. Yerine çivilenmiþ bir heykel misali durum ne olursa olsun maðrurluklarýný yitirmezler. Yitirseler Tanrý olmazlar deðil mi?
Tanrýlar ölmez deðil mi?
Biçimsiz spazmlar bedenimi iþgal ederken ayaklarým devasa pandüller gibi salýnmaya baþlýyor. Beynimde rüzgarlarýn estiðini duyuyorum. Ahþap bir evin gýcýrdayan tahtalarý gibi aklým her yöne esnemeye devam ediyor. Tutabildiði ne varsa önüme getiriyor. Unuttuðumu sandýðým geçmiþ düþünceler, belirsiz olan gelecekte olacak görüntüler yakalýyor aklým. Uzam zaman içinde her þey eðreti duruyor. Her an baþka bir þey bir diðerinin yerini alacak sanki. Nesnelerin isimlerini sorgulamaya baþlýyorum. Neden sonra kan kokusu alýyorum. Sýcak ve hâlâ akýþkan. Dilimin üstünde bir yýlan gibi kavrayabiliyorum tadýný. Sonra o soru geliyor aklýma.
Tanrý ölürse, mikroorganizmalar yaþar mý?
Cevap yok, kendi benliðini anlayabilmekten uzak yaratýklar bunu nasýl cevaplasýn. Ýnsanlardan çok büyük atýlýmlar bekliyorum yine. Ben vademi doldurduðum için kimse beni iþin içine katmasýn. “Gri limanlardan ayrýlmama az kaldý.” Bu nerdeydi, Yüzüklerin Efendisi olabilir ya da çanlar kimin için çalýyor. Tüm ATP’ler ADP’ye sonrada AMP’ye dönüþtü. Adenin Mono Fosfat neye yeter ki.
Ýnsan ölüme son hýzla koþarken ,bir amok koþucusu gibi, bedeninde olanlarý ruhuna deðin hissedebiliyormuþ. Protein yýkýmý baþladý. Damarlarýmdan beynime tüm iç aksamýmda bir çöküþün baþladýðýný duyumsuyorum. Midemi kavrayan bir el sarsmaya devam ediyor. Ýçinde bir þey olmamasýna raðmen sýkmaya devam ediyor. Kindar bir eli kimsenin durduramayacaðýna karar veriyorum o anda.

Ya iki gün geçti ya da iki saniye, bilemiyorum, bilmek istemiyorum, öðrenme azminden yoksunum. Ýçimi ekþi bir huzur duygusu dolduruyor. Size iyilik yapmasýný beklemediðiniz birinden iyilik gördüðünüz zaman karþý tarafýn hangi beklentiyle bunu yaptýðýný merak ettiren mayhoþ histen bahsediyorum. Tumturaklý fikirlerin baskýsý beynime az kan gitmesi sayesinde hafifliyor. Uçarý çocuklar ne düþünürse onu düþünüyorum: Bilinçsiz arzularýn gölgesinde düþünmeden yaþamak.
Susabilirim, yapmýyorum. Bedenim bir yere kývrýlýp dinlenme dürtüsüyle beni zorluyor. Yatar yatmaz cenin pozisyonu alacaðýmýn farkýndayým. Doðum þeklim ölüm þeklime dönüþecek. Ayakta ölmek istememe raðmen perde inmiþ gözlerimle bunu baþarmam imkansýz. Yaslanacak mobilya bulma düþüncesi bile baþýmý döndürüyor. Kan kokusu daha yoðun artýk. Bazen yakýnýmda bazen uzakta olan ama hiç geçmeyen paslý koku üzerime sýçramadan kaçmam gerekiyor. Buralarda ölümden saklanacak bir yer bilen var mý?
Annemi yanýma alamam, onun sabit gerçekliðini hareket ettirecek kas dokusunu kaybedeli epey süre geçti. Ayaklarýma emir veremezken kaçmakta çare aramak boþuna umutlanmaklarýmdayken izindelermisinbilderenerakamlaryataerej.
Bana neler oluyor!
Biri perdeleri açmýþ olmalý. Keskin ýþýk gözümü alarak yaklaþýyor.
IÞIK, DAHA ÇOK IÞIK!
Bunu kim söylemiþti. Goethe olsa gerek…
     
     “Annesi ne zaman ölmüþ?”
     “Adamdan bir gün önce.”
     Eleþtirmenin avucunda sýkýca tuttuðu kayýt cihazýný bulan saðlýk görevlisi kayýtlara geçmesini saðlamak için polislere seslenirken adamýn dudaðýndaki tebessümle, gözünde parlayan mat sevinci merak etti. Çelik gibi içinde sönen sevinci…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


GÖKHAN BEDÝR kimdir?

Psikolojik travmala, doðu mistisizmi ve günlük hayatta görmediðiniz ya da görmezden geldiðiniz insanlar

Etkilendiði Yazarlar:
salinger, eliot, chuck palahniuk, ýngvar ambjörnsen, camus


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © GÖKHAN BEDÝR, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.