Kaynak atölyesinden çýkan cýzýrtýdan ayýrt edemeyeceðiniz Hindu dilinde þarkýlar ...
Her birinin sesi erimiþ asit gibi …
Sesin ardýndan kulaklarda garip bir týný kalýyor .
Ben ‘’ derse gelelim ‘’ diye uyarýyorum bunlarý .
Ama önce aydýnlanma almam gerekiyormuþ …
Ortaya birdenbire grizu patlamasý gibi gövde gösterisi yaparcasýna 150 kg ‘ lýk cüssesiyle Hintli bir kadýn çýkýyor .
Ýnsanlara sahanda yumurta gibi bakýyor .
Bize aydýnlanma vereceðini söylediði anda yandaki arkadaþ bayan olmasýna raðmen korkarak 2 adým geriye gidiyor .
Gurklamayla karýþýk bir sesle , Guru olduðunu söylüyor kadýn .
Elindeki mumlarla bizi aydýnlatacakmýþ .
Mumdaysa hikmet bilseydim trafoya yakýn bir yerde verirdim dersi .
Ben yan taraftaki kömür karasý Somali ‘ li arkadaþýn nasýl aydýnlanabileceðini düþünürken bunlar erinmeden ve hiç üþenmeden kelle baþýna 500 dolar istemesin mi ?
'' Ben aydýnlama adý altýnda TETAÞ ' a elektrik faturasý mý ödeyeceðim , bu negatif elektriðin faturasý olarak bambu dediðimiz hint kamýþýný , tekrar bu hinlilere geri mi pazarlayacaðým ? ''
diye düþünürken '' sýra bana ne zaman bana gelecek ? '' diye beklemeye baþladým .

Bir 500 dolar da benden istenmesin mi ?

- Bu benim 1 aylýk mutfak masrafým . Sana 500 verirsem ben ne yiyecem .
Hint fakiri diye sizinkilerin neden ortalarda halsiz , çelimsiz bir halde dolaþtýklarý belli
- Sen var 500 vermek ve sana hediye olarak da bizde sana aydýnlanma vermek .
Daha sonra sen de bize ders vermek .
- Dersinizi alacaksýnýz almasýna da benim anlamadýðým bir þey var .; ben sana 500 dolarý vereceðim de sen bana ne verecen ? Bir oda dolusu Hindistan cevizi mi ?
-Sizin mide kadar var ruh da aç olmak . Biz sizin var ruhu doyurmak .
-Sen ruhi disiplinden bahsediyon da beden eðitiminden hiç haberin yok galiba .
Senin vücudundaki yað ve et oranýyla hem sizin ülkedeki fakirler doyar hem de diðer ülkelerdeki açlar …
-Aydýnlanmayla herkes doyacak .
-Ee , ben sana 500 dolarý verirsem benim dünyam kararýr be .
Hem bu aydýnlanma ne ? Sabahlarý ekmeðe sürülüp yenmiyorsa bizde hiç tutmaz , haberin olsun .
-Bizde no katýk , var mantýk .
-Bu cüsseyle mantý desen anlayacaðým da , senin mantýktan bahsetmen zaten büyük mantýksýzlýk .

Neyse kadýn o cüssesine ve çevresinde daha önceden aydýnlanmýþ guruba raðmen beni yiyemeyeceðini anlayýnca meseleyi daha fazla uzatmak istemedi sanýrým .
Ben de vakit – nakit teorisine uyarak , orayý terk etmek üzereyken ,
odaya sonradan giren garibin teki , kertenkelelerden alýnan bir dýþkýyý satýp insanlarýn suratýna sürmeye çalýþýyordu
- Bu nedir ?
-Bu cilde ve içindeki gölge duygulara iyi gelir .
-Kertenkele dýþkýsý mý ?
-Evet …
-Kelin ilacý olsa alýr baþýna sürer misali kertenkele dýþýkýsý cilde iyi gelecek olsa , ilk baþta kertenkelenin kendisi alýr dýþkýsýný, kendi suratýna sürer .
-O bu nimetin farkýnda deðil .

-Þimdi sýçtýn iþte …Ne yani ? O sadece sýçmakla mý görevli ?
Bence o her þeyin farkýnda …Asýl siz hiç bir þeyin farkýnda deðilsiniz . O suratýnýza
sürdüðünüz bok , bok …
Suratý sýcaktan marul yapraðý gibi olmuþ garibimin , sende ‘’dýþkýsý cilde iyi gelir ‘’ diyorsun .
-Hint tasavvufunda kertenkele dýþkýsý kutsaldýr . Lütfen laflarýnýza dikkat edin .
-Yahu insanin sizin gibi sürüngenlerden tanrýsý olursa , ömrü boyunca sürünmeye de mahkum olur .
Ee Türk tasavvufunda da bir söz vardýr .Kýlavuzu karga olanýn burnu boktan çýkmazmýþ .
Hadi þimdi gidin de kargaya tapýn .
Hiç deðilse akýllý hayvandýr .

Asil Soner Demir