Herþeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Bu þehrin keþmekeþinden, kaosundan her fýrsatta yakýnsam da; tatile gidip güneþlendiðim plajlarda anlýyorum ki, yakýndýklarýma olan alýþkanlýðým sýradan bir alýþkanlýk olmakla kalmayýp, bedenimle bütünleþmiþ durumda. Kaosun, karmaþanýn içinde, yok deðil var oluyoruz. Kavurucu güneþin altýna vücudumu serdiðim zaman, bir þeylerin eksik olduðunu fark ediyorum. Eksikliðimi kapatmak için de burada, bardayým. Bütün gün iþin yoðunluðuna kendimi kaptýrsam da, ne zaman nefes alsam, ne zaman soluklansam, canýmý çocukluðumdan beri sýkagelen problemler geliyor aklýma. Sýkýlýyorum ben. Annenim kat kat giydirip okula gönderdiði, kat kat giysilerimin altýnda ezilen þeref madalyam kýrmýzý kurdelemi taktýðým günlerden beri, sýkýlýyorum. Tükenmez kalemle sýrayý boydan boya çizip ikiye bölen, “Dirseðin bu çizgiyi geçmeyecek,” diyerek, hayatýmdaki ilk sýnýrý iþgal etmeme sebep olan sýra arkadaþýmdan; babamýn gazetesinden baþýný kaldýrmayarak, ödevlerime yardým etmesini istediðimde, “Sonra sonra,” demesinden; annem veli toplasýnda hakkýmda yapýlan þikayetleri babama aktarýrken, babamýn gazetenin arkasýndan “Hý hý,” demesinden, teþekkür belgelerinden, taktir belgelerinden, diploma ve kursa katýlým belgelerinden sýkýldým. O günlerden bugüne, olaylar da, kiþiler de deðiþse de, ben yine sýkýlýyorum. Reddedilme korkusundan, beðenilme arzusundan, mini etek giyip eteðimi çekiþtirmekten, içime sutyen giymeden evden çýkýp, sokaðýn baþýna gelmeden eve dönerek yaþadýðým piþmanlýklardan sýkýldým. Bütün bunlardan iðrendim ve üzerlerini koyu koyu karaladým. Dün bütün gün sýkýldým, bugün de, muhtemeldir ki yarýn da, iþ baþýnda bilgisayarýn baþýndan baþýmý kaldýrdýðým zaman kendimi sýkýlýrken bulacaðým. Dün akþam iþten çýkýp kendimi buraya attýðým gibi, bu akþam da buradayým, yarýn akþam da burada olacaðým. Arzum; tek haneli rakamlara indirdiðim kaygýlarýmý tamamen yok etmek. Garson kýz yeni bir bira getiriyor. Oturduðum sandalyenin arkasýnda beliriyor, bir adým atarak birayý masaya býrakýyor, bana yanaþmasýyla biramý her tazelediðinde göz göze geldiðim, gülümsediðim, son zamanlarda bununla da yetinmeyip, gülümsememden önce kaþlarýmý çatýp sert bir þekilde gözlerinin içine içine baktýðým kýzýn parfümünün ne kadar büyük bir þiddete sahip olduðunu bir kez daha fark ediyorum. Birayý býrakmasýyla kulaðýma eðiliyor, bir býçaðýn sivri ucunu yüreðime batýrýyorlar, gözünün ucuyla karþý masayý iþaret ediyor. Kafamý kaldýrýp garson kýzýn iþaret ettiði masaya bakýyorum, bir çift göz görüyorum gözlerimin içine bakan. Kocaman bir çift ela göz görüyorum. Göz, masanýn üzerinde kalan parçam üzerinde geziniyor. Belden aþaðýsý masanýn altýnda kalmasa, eminim ki bedenimin o kýsmýnda da gezinecek bu ela gözler. Hoþuma gidiyor bu durum. Soðuk biramý yudumluyorum. Ýrkiliyorum. Birden küçük kýrmýzý ýþýk yanýyor, ikaz veriyor. Yakýt tankýnýn boþaldýðýný, benzinin azaldýðýný haber veren küçük kýrmýzý ýþýk gibi. Ýdrar kesen full diyor. Eskilerde seviþmeden önce tutardým, benim erken boþalmama yardýmcý olurdu. Hele üzerimdeki adam da tutuyorsa, pat diye çýkýp gelivermesini engellerdi. Çoðu zamandýr bu alýþkanlýðýmý perçinleyecek durumdan uzaðým. Kalkýyorum masadan, tuvaletin kapýsýna geliyorum. Kapý kapalý. Bu arada garson kýz gülümseyerek, üzerinde baston iþareti olan açýk kapýyý iþaret ediyor bu kez. “Giriver,” diyor. “Ne fark eder.” Gülümsüyorum, dediðini yapýyorum. Ýndiriyorum çamaþýrýmý, bir elim duvardaki küçük muslukta, bir elim dizime yasladýðým kolumun ucunda, boþlukta iþimi görürken; tuvaletin kapýsýnda yazýlý “Erkek adamýn erkek sevgilisi” yazýsýný okuyorum. Ayný filmin defalarca gözümün önüne gelmesiyle bitmeyen borcun, ödenemeyen diyetin bir taksitini daha öderken buluyorum kendimi. Film hep ayný soruyu sorarak baþlýyor; acaba nasýl yakýnlaþtýlar ? Doðduðum, büyüdüðüm þehirden uzak; fakülteyi okumaya geldiðim bu büyük þehirdeki ilk yýllarýmdý. Lisede aþýk olduðum çocuk bir yeri kazanamayýnca askere gitmiþti. Bu büyük þehirde tek tutanaðým onun yazdýðý asker mektuplarýydý. Çok geçmeden bir gün, “Sen büyük þehirde büyük okul okuyorsun, beni unutursun,” yazan tek satýrlýk mektupla son buldu iliþkimiz. Kendimi neye vereceðimi bilemeyip, boþluðun içerisinde kaybolduðum günlerde, tünelin ucu göründü diye umutlandýðým ýþýðýn, üzerime gelen kamyonun farlarý olduðunu fark ettiðimde çok geç olmuþtu. Bataklýðýn içerisindeydim. Ta ki o, kantinde yanýma gelip çay ýsmarlayana dek. Kantinde bir baþýma oturmuþ, baþýboþ düþüncelere dalmýþtým. Ellerimi masada birleþtirmiþ, üzerine çenemi koymuþtum. Baþýmýn üzerinde, “Verilen ödevi yaptýn mý?” dedi. Ne ödev umurumdaydý, ne de okul. Sonradan anlýyordum ki, onun da ödevimle ve okulla pek alakasý yokmuþ, soru sadece onu istediðine götüren bir araçmýþ. Çay teklifiyle baþlayan tanýþmamýz, sýcak bir sohbeti getirmekle kalmadý, akabinde de, “ Akþam çýkýþta ne yapýyorsun?” sorusunu getirdi. Bu soru, bu koca þehirde aldýðým ilk teklifti. Aldýðým ilk teklif, reddettiðim ilk teklif oldu. O akþam saatlerce aðladýðýmý anýmsýyorum. Neden, hayýr demiþtim? Neden çekinmiþtim? Ardý arkasý kesilmedi ilgisinin. Ertesi hafta dersten birlikte çýktýk. Bir ertesi hafta okuldan. Bir ertesindeyse ayný evi, ayný yataðý paylaþýr olmuþtuk. Ne yakýþýklýydý, ne de entelektüel. Sadece bana bu koca þehirde ilgi gösteren ilk adam olmuþtu. Okulu birlikte bitirdik. Entelektüel deðildi; benim aklýma takýlanlarýn cevabý onda deðildi. Romantik bir adam hiç deðildi. Ne bir þiir, ne bir çiçek almýþtým ondan. Onda bulduðum ilgi, en güçsüz kaldýðým zamanlarda dahi ruhumu kucaklýyordu. Geceleri koynundayken, sýkýntýlarýmla burun buruna geldiðim anlarda ona sýðýnabileceðimi, her defasýnda hiçbir þey demeden, sorgulamadan bana sarýlacaðýný bilmek, üzerimden çýkartmaya cesaret edemeyeceðim bir can yeleðiydi. O benden çok daha güçlü olduðu için deðil, sessiz fakat ilgili olduðu için. Bir gece yarýsý uyandýðým vakit, onu, gözlerini tavana dikmiþ düþünürken bulduðumda, tüm zamanlarýn en duygusal söylevini vermiþti bana. “Ben,” dedi, “sessiz kalsam da, bunu içimde, en derinlerimde yaþayýp, su üstüne vurmasýna izin vermesem de, sensiz bir hayattan, senin ansýzýn hastalanmadan, ya da…” Cümlenin sonunu getirememiþ, týkanmýþ kalmýþtý. Islanan yanaklarýný silmek istesem de, ellerim gitmemiþti. Onu incitmekten ürkmüþtüm. Yutkunup cümlesine devam etmiþti. “Senin bir gün gitmenden çok korkuyorum.” O gece ona daha sýký sarýldýðýmý anýmsýyorum. O kadar sýký ki, onun bedenine girmek, kaburgalarýnýn ardýna gizlenmek, onu kendime siper etmek istemiþtim. O gece, “ Hiç gitmeyeceðim, buna inan,” diye fýsýldayýp, yanaðýndan küçücük öptüm onu. O gece birbirimize çok yaklaþmýþtýk. Orada söylediklerimiz bizim kutsal yeminlerimizdi. Ta ki son güne dek. Ondan sonraki günlerde de, uyanýp, onu yine ayný þekilde gördüðüm oldu, kimi vakit gözlerini tavana dikmiþ, kimi vakitse elimi attýðým yataðýn diðer tarafýnýn boþ olduðunu fark ettiðimde, onu pencerenin kenarýnda sigara içerken buldum. Bir akþam sofrada oturmuþ, gelmesini bekliyordum. Kaç zamandýr geç gelir olmuþtu eve. Oysaki ne kahve alýþkanlýðý vardý, ne de içki. Kapýyý çalmasýndan anladým onun olduðunu. Kapýyý açtýðým vakit yalnýz deðildi. Buyur ettim onlarý. Yanýndaki arkadaþýnýn eþiyle kavga ettiðini, birkaç gün bizle kalmasýný istediðini söyledi. Ýlk baþta emrivaki yaptýðý için bozulur gibi oldum. Sonradan onun bu tavrý hoþuma bile gitti. Okuldan beri tüm arkadaþ grubumuz aynýydý, ama bu arkadaþýný tanýmýyordum. Ýyi birine benzettim. Pek konuþmuyordu. Hatta durumuna üzülüyordum. Oturma odasýnda uyuyordu. Birinci, ikinci, üçüncü hafta derken, bir aydýr bizimle kalan arkadaþý artýk sofrada ettiðimiz küçük atýþmalara ortak olmaya baþlamýþtý. Hatta onun tarafýný tutuyordu. Göze göze geldiðimiz zaman sussa da, bu tavrý canýmý acýtýyordu. Bir akþamüzeri yorgun argýn zorla atmýþtým kendimi eve. Geldiðim gibi duþ alýp yataða girmiþ, uyuyup gitmiþim. Gözlerimi açtýðýmda, camdan kararan havayý görüp, artýk gece olduðunu anladým. Anlaþýlan beþ on dakika uzanmak için girdiðim yatakta bir hayli uyumuþtum. Yavaþ yavaþ yataktan doðruldum, terliklerimi karanlýkta aradým, ama bulamadým. Kalkýp yatak odasýndan çýktým. Evde ses seda yoktu. Televizyon izliyorlardýr diye oturma odasýna yöneldim. Oturma odasýnýn ýþýðý, kapalý kapýnýn ardýndan sýzýyordu. Hiç kapalý olmazdý oturma odamýzýn kapýsý, kapalý olmasýný garipsedim. Belki dedim, özel konuþuyorlardýr ben yokken. Kapýya yanaþtýðýmda bir gýcýrtý duydum. Bilemezdim o gýcýrtýnýn yýllarca kulaðýma yerleþeceðini. Yanaþtým, daha da yanaþtým kapýya. Gýcýrtý artýyordu. Artmakla kalmýyor, inlemelere eþlik ediyordu. Bir an donup kaldým. Bacaklarýmýn baðý çözüldü. Damaðým kurudu. Birden nasýl oldu anlamadým, kapýya gitti elim. Kapý açýldý. Bir eli sakalýný okþuyordu, diðer eli ensesinden kavramýþtý, arkadaþýysa býyýklarýnýn ardýna gizlenmiþ dudaklarýnýn üzerinden geçiyordu parmaklarýyla. Ýnilti mono deðildi, her ikisi de kendisinden geçmiþti. Yüzleri birbirlerine dönük, kucak kucaða hareket ediyorlar, altlarýndaki somyanýn gýcýrtýsýnda adeta ritim tutuyorlardý. Kapýyý araladýðýmdan, onlarý görüp donup kaldýðýmdan haberleri bile yoktu, o derece kendilerinden geçmiþlerdi. Tekrar yatak odama döndüm, elimi attýðým ilk pantolonu üzerime geçirmeye çalýþtým. Bacaðýmý nereye geçireceðimi bile bilemiyordum. Her þey birbirine girmiþti, girmekle de kalmayýp, düðüm olmuþtu. Bir an önce oradan uzaklaþmaya istiyordum. Botlarýmýn baðcýklarýný baðlamadan açtým sokak kapýsýný. Tüm gücümle çarpýp fýrladým evden. En ufak münakaþa olmadý aramýzda, hiç denemedi açýklamayý sonrasýnda. Ne diyebilirdi ki? Belki de onun da istediði buydu. Sessiz sedasýz bitirmek. Hep gözümün önüne geldi, kapýyý aralayýp onlarý izlediðim beþ on saniyelik film. Hep kulaðýmda çýnladý o somyanýn acýmasýz gýcýrtýsý. Bir akþam yolda eski arkadaþlarýmýzdan birini gördüm. “Oturup çay kahve içelim eski okul günlerindeki gibi,” dedi. Laf oradan buradan derken, neden bittiðine geldi. Ne de olsa üçümüz yýllarca ayný sýnýfta okumuþ, okuldan sonra da birbirimizden kopmamýþtýk. Anlattým tüm olaylarý gözyaþlarý içersinde. Bana bizim ayrýlýðýmýzdan bir ay önce, onu bu bardan çýkarken gördüðünü, gördüðü an da þok olduðunu anlattý. Bu bardan. Evet, bu eþcinsel mekanýndan. Daha sonra tam olarak tarif etmese de, buldum ismi geçen barý. Ýlk baþta ona inat geldim oturdum bu bara. Belki onunla yüzleþmek, belki bütün olaylarý çözdüðümü ispatlamak için. Her defasýnda, gün içinde çalýþýrken hep günün bitmesini istedim, kendimi bu bara atmayý istedim. Bir yaným burasý için can atarken, bir yaným gururumun gurursuzluða, edebimin edepsizle dönüþmesiyle parçalanýyordu. Nerden bilebilirdim ki, yýllarca törpülemek istediðim beðenilme arzumun, ilgiye doymayan ruhumun burada bir kadýnla göz göze geldiðim vakit perçinleneceðini. Bütün bu karýþýk duygularým içerisinde, bir elim duvardaki küçük muslukta, bir elim dizkapaðýma yasladýðým bacaðýmýn ucunda, boþlukta, her defasýndakinden farksýz, acaba nasýl yakýnlaþtýlar sorusuyla baþlayan film gözümden siliniyor aniden. Tuvaletin fayanslarý bir bir sökülüyor, duvardan suratýma çarpýyorlar. Ayýlýyorum, sersemliðimi atmaya çalýþýyorum. Erkek adamýn erkek sevgilisi olur, yazan tuvalet kapýsý gümbür gümbür çalýyor. Çamaþýrýmý çekip çýkýyorum. Kapýdaki adam erkek tuvaletinden çýkan bana bakýyor. Bir þey demekle dememek arasýnda kalýyor, yüzünün ifadesinden sýkýþmýþ olduðu anlaþýlan adam. Gidip masama oturuyorum. Masama oturmamla, bana bira gönderen gözlerle buluþuyorum. Gülümsüyorum. Birasýný eline alýp masama geliyor bol makyajlý genç kýz. Biralarýmýzý bitirip bardan çýkýyoruz. Bize gidiyoruz el ele.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ilker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |