..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Zamaný gelen bir düþüncenin gücüne hiçbir ordu karþý koyamaz. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Çetin Ýmer




16 Kasým 2008
Bay P  
Çetin Ýmer
Normalde herkesin olduðu gibi, bir kiralýk katilin de özel hayatý vardýr. Sevip aþýk olabilirler. Tek fark, onlarýn öyküleri genelde pek tatlý sonla bitmez. Bu da tanrýnýn adaleti olmalý.


:HAID:












     Bu hikâyenin tamamý hayal mahsulüdür.      
Benzerlikler ancak tesadüf olabilir.





          








                    BAY P




Gece yarýsýný geçeli iki saat kadar olmuþtu. Herkesin derin uykuda olduðu bu saatlerdeki koyu sessizliði aðaçlarda tünemiþ kuþlarýn kýsa ötüþleri bozuyordu. Sanki rüyalarýnda bir þeyler görüyormuþ gibi.
Caddenin boyu kadar uzanan bir metre yüksekliðinde kol duvarýnýn çevrelediði sitedeki bahçe içerisinde iki katlý evlerin tümü ayný tipteydi. Sokak kapýlarýnýn üstünde yanan karpuz lambalar hariç tüm ýþýklar sönüktü. Bu arada hýzla hareket eden bulutlar tüm gökyüzünü kaplarken kenara sýkýþmýþ gibi duran hilal þeklindeki ay ve ona eþlik eden bir avuç yýldýz inatla yeryüzünü aydýnlatma çabalarýna devam eder gibiydiler. Bir müddet sonra son yýldýzlarda karardýðýnda rüzgâr aniden kesildi. Doðanýn mutlak hâkimiyetinin ispatý gibi, derinlerden gelen köpek havlamalarý emir almýþçasýna ayný anda sustu. Koyu bir sükût her þeye hâkim oldu. Sitenin bahçesindeki asýrlýk çýnar aðaçlarýnýn tek bir yapraðý dahi kýmýldamýyordu. Ýlk þimþek çok uzaklarda çaktýðýnda, sesi bir kaç saniye sonra duyuldu.
Ve sonrasý baþlayan hafif bir esinti ile beklenen ilk damlalar düþtüðünde çýkan o bildik toprak kokusu her yaný sardý.
O arada siteyi çeviren duvarýn dibinde bir hareket oldu. Kolundaki fosforlu saate bakmak için kýmýldamasa asla seçilemeyecek olan karaltý son bir defa daha çevresini gözden geçirirken cebinden bir çift ameliyat eldiveni çýkarýp hiç telaþ etmeden ellerine geçirdi. Yavaþça yerinden doðrulup elini duvarýn üstüne koydu ve çok çevik bir þekilde tek bir hamlede bahçeye atladý. Ayaðýndaki lastik ayakkabýlara raðmen çýkan ses, o saatte derin uykuda olmasý gereken ev sakinlerinin, uyanýk olsalar bile duyamayacaklarý kadar hafifti. Üç dört adýmda bir aðaç gövdesini siper alýp, bir sonraki hamleyle de evin duvarýna vardýðýnda giriþ kapýsýnýn üstündeki yanan karpuz lambanýn aydýnlýðýnda kapý numaralarýna baktý.( A Blok B1 ) Bir hayalet gibi duvar dibinden evin arkasýna geçip ilk kat balkonunun altýna sindi. Verilen adresi aklýndan bir daha geçirip bir hamlede birinci katýn balkonuna týrmandý. Demir korkuluðun üzerine çýkýp hafif bir yaylanma ile sýçrayýp bir üstteki betonu yakalayýp kendini yukarý çekti. Bir insanýn ayaklarýný kullanmadan sýrf kol kuvveti ile böyle bir hareketi yapabilmesi için çok güçlü olmasý gerekirdi. Balkon korkuluðunu aþýp içeri girdiðinde, her hareketinin sonrasýnda yaptýðý gibi hareketsiz kalýp beþ on saniye kadar etrafý dinledi. Sonra parkasýnýn cebinden küçük bir vantuz çýkarýp kapý camýna bastýrdý. Parmaðýndaki elmas yüzükle daire þeklinde kestiði vantuza yapýþýk cam parçasýný yavaþça yere býraktý. O boþluktan elini içeri sokup kapý kolunu bastýrdý. Gýcýrdamamasý için kapýyý iki eliyle yukarý kaldýrýp araladýðý boþluktan içeri süzüldü. Önündeki kadife perdenin kenarýndan odanýn içine baktý. Tam karþýdaki duvarda loþ karanlýkta hayal melal seçilen çift kiþilik yataðý görünce diz çöküp koltuk altýndan bir tabanca çýkardý. Ucundaki susturucuyu eli ile kontrol edip dizlerinin üzerinde yataða yaklaþtý. Yavaþça yerinden doðrulurken saðanak halinde bastýran yaðmurun þakýrtýsý ile olduðu yerde bir an heykel gibi hareketsiz kaldý.
O anda çakan bir þimþek ortalýðý aydýnlatýnca yatakta tek bir kiþinin yattýðýný gördü. Sýkýntýyla yüzünü buruþturup kuruyan dudaklarýný dilinin ucuyla ýslattý. Emin olmak için sol eliyle cebinden bir kalem fener çýkarýp ýþýðý huzmesini direk yataða deðil de baþucundaki duvara yöneltti. Yanýlmýyordu. Orada horuldayarak yüzükoyun yatan tek bir erkek vardý. Hâlbuki kendisine karý koca demiþlerdi. Adamýn yaðmurun sesini bastýracak kadar horlamasýna bakarak kadýnýn baþka bir odada yatmýþ olabileceðini düþündü. Feneri ve namluyu yataktaki adamýn tam ense köküne doðrultup tetiðe dokundu. Bu fýrtýnada yandaki odadan bile duyulmayacak kadar kýsa ve boðuk bir ses çýktý. Baþýnýn arkasýndan tam kafatasý ile boynunun birleþtiði yerden mermiyi yiyen adam bir an titredi, hepsi o kadar. Emin olmak için soðukkanlý bir tavýrla yataktaki cesedin þah damarýný alýþýk bir þekilde kontrol eden katil, aralýk olan yatak odasýnýn kapýsýndan dýþarý süzüldü. Çýktýðý koridorda elindeki tabancanýn namlusu havada, hemen yandaki odanýn kapýsý açýp fenerin ýþýðýný bu defa tavana tuttu. Karanlýkta, duvar dibinde tek kiþilik yatakta yatan bir kadýn görünce, namluyu ona doðru çevirip iyice yaklaþtý. Biraz önceki gibi tabancasýný kafasýna yöneltip fenerini yaktý. Hassas tetiðe tam dokunacaðý anda saçlarý bir þelale gibi yastýða yayýlmýþ on yedi on sekiz yaþlarýnda bir kýz olduðunu fark edince ani bir hareketle namluyu havaya kaldýrdý. Karý koca demiþlerdi ona. Adam altmýþýnda falan olduðundan bunun onun karýsý olmasý imkânsýzdý. Kýzýn kýpýrdadýðýný görünce hemen diz üstü çöküp feneri söndürdü. Bir þeyler mýrýldanan genç kýz öteki yana dönüp uyumasýna devam etti. Adam da geldiði gibi usulcacýk dýþarý süzüldü. Salon, mutfak banyo tuvalet dâhil bütün kapýlarý açýp içerilerini kontrol ettiði halde evde baþka kimseyi bulamadý.
Þimdiye kadar aldýðý tüm sipariþlerini eksiksiz yerine getirdiði için caný sýkkýn bir þekilde geldiði gibi ayný þekilde evi terk etti. Bahçe duvarýný da aþtýktan sonra gene bir dakika kadar gecenin sesini dinleyip fosforlu saatine baktý. Giriþ çýkýþ tam on beþ dakika tutmuþtu. Sonra ceketinin yakalarýný kaldýrýp saðanak yaðmurun tüm þiddeti ile sürdüðü ýssýz caddede hýzlý adýmlarla yürüdü. Ýki sokak ötede býraktýðý arabasýna binip motoru çalýþtýrdýðýnda güç ifade eden homurtu sessizliði daðýttý. Kýrmýzý stop lambalarý caddenin sonunda görünmez olduðunda yaðmurda yavaþ yavaþ kesildi. Uzaklarda bir köpek ulumasýndan sonra etraf eski sessizliðine tekrar kavuþtu.

***

Eski model fakat güçlü motoru olan kýrmýzý Mustang tenha caddelerden hýzla geçip kentin merkezi Taksim’de lüks bir otelin garajýna girdi. Her an süratle oradan ayrýlabilecek bir þekilde garajýn en kuytu bir köþesine geri geri yanaþan adam, kapýlarýný kilitledikten sonra asansöre binip odasýnýn bulunduðu kata çýktý. 707 numaralý dairesinin kapýsýný sessizce açýp içeri girdi. Arkasýndan kilidi iki defa çevirdi. Üzerindeki ýslak ceketini çýkarýp iskemlenin üzerine attý. Sonra koltuk altý kýlýfýný çýkarýp tabancasýný masanýn üzerine koydu. Gardýrobun içindeki valizinden bir kutu alarak onu da tabancasýnýn yanýna býraktý. Bir iskemle çekip alýþýk el hareketleri ile silahýný parçalara ayýrdý. Kutunun içinden çýkardýðý minik harbi ile namlunu içini önce temizleyip hafif bir yað çekti. Parçalarý tekrar yerine taktýktan sonra kadife bir bez ile tabancasýný silerek þarjörünü taktý. Mekanizmayý çekerek namluya bir mermi sürdü. Horozu indirdikten sonra silahýný yastýðýnýn altýna soktu. Kutuyu da valize yerleþtirdikten sonra, yapmasý gerekenleri halletmiþ olmanýn rahatlýðý ile geri kalan giysilerini de çýkarýp banyoya girdi.
Baþtan sýcak musluðunu açýp dayanabildiði kadar kaynar suyun altýnda kaldýktan sonra bu defa sýcaðý tamamen kapatýp soðuðu açtý.
Vücudundaki ürpermenin geçmesini bekleyip küçük bir havlu ile üstünkörü kurulandý. Gür siyah saçlarýný parmaklarý ile tarayýp bir sigara yaktý. Baþkalarýnýn onun bu þekilde görmesini aldýrmazmýþ gibi çýrýlçýplak bir vaziyette gidip pencereyi açtý. Ýnsanlar çýplaklýðý müstehcen veya çirkin olarak kabul edebilirlerdi. Ama eski çaðlarýn mitolojik tanrýlarý gibi kusursuz bir fiziðe sahip bu adam, dünyaya meydan okurmuþçasýna güçlü bacaklarýný iki yana açarak, sigarasýndan derin derin iki nefes çekti. Bir müddet içinde tuttuðu dumaný bu saatte bile ýþýl ýþýl olan kente doðru üfledi. En ufak bir hareketinde bile gereðinden fazla geliþmiþ kaslarý kýpýr kýpýr oynuyordu. Bir doksana yakýn boyu, geniþ omuzlarý ve güçlü bacaklarýnýn üzerinde daracýk kalçalarý ile Apollon'un heykelini yapmak isteyen bir heykeltýraþ için harika bir model olabilirdi. Görünürdeki tek kusuru, askerlik hatýrasý olan biri sað kürek kemiðinin altýnda, diðeri sað kalçasýnýn hemen üzerinde iki çirkin yara iziydi. PKK ile olan çatýþmada bir anlýk gafletinin bedeliydi onlar. Bu mermi izleri onun ne kadar tehlikeli bir tip olduðunun ispatlarý gibiydi.
Ýstanbul'un kendine has kokusunu içine çekerken sabahýn bu saatinde bile yoðun bir trafiði olan boðaz köprüsünü seyretti. Bir müddet sonra yarýsýna gelmemiþ sigarasýný açýk camdan aþaðýya fiskeleyip telefonun yanýna giderek ahizeyi kaldýrdý. Davudi bir ses tonu ile
= Alo, oda sevisi mi? 707 numaraya bir þiþe Napolyon konyak lütfen.
Sonra ýslak ceketinin cebinden cep telefonunu çýkardý. Bir koltuða oturup baþparmaðý ile tuþlara bastý. Bir dakika kadar sabýrla bekledi.
= Ben P. Erkeðin iþi tamam. Fakat kadýn evde yoktu.
= ....................
= Bilemem. Verilen adreste onun haricinde yalnýz 17, 18 yaþlarýnda bir kýz çocuðu vardý. Sipariþte öyle bir talep olmadýðý için onu es geçtim.
= ....................
= Anlaþýldý. 24 saat içinde talimat bekliyorum.
Telefonu kapadýðý an kapý týkladý. Beline bir havlu sarýp kapýyý açtý. Kat garsonunun içeri girmesine izin vermeyip tepsiyi onun elinden aldý. Adisyonu kapýya dayayarak imzaladý. Kapýyý tekrar kilitleyip altýn sarýsý içkiden yarým bardak doldurup tek bir hamlede boðazýndan aþaðýya akýttý. Baþýný arkaya kaldýrýp geçtiði yerlerde iz býrakan içkinin sonunda midesini daðlamasýný zevkle bekledi. Beklediði gerçekleþtiðinde de tuttuðu nefesini hafifçe saldý. Bir tane daha ayný þekilde içip yataða uzandý. Gözlerini kaparken beynini sabah saat tam saat sekizde kalkmak için programladý. Bir çalar saat gibi zaman kesinlikle þaþmaz eksi artý bir iki dakika oynardý, o kadar.
Aklýna birden bu gece öldürmesine ramak kalan genç kýz geldi. Son anda yüze fener tutma alýþkanlýðý olmasa kýz pisi pisine gitmiþti. Yatakta çýrýlçýplak sýrt üstü yatarken, kýzýn geçirdiði badireden habersiz hala uyumakta olduðunu düþündü. Yan odada canýný aldýðý adam kýzýn nesi oluyordu acaba? Sipariþ edilen iþlere pek fazla kafa yormazdý. Ama, sipariþlerde anlatýlan hikaye kafasýna yatmazsa o iþi kabul etmezdi. Sanki makul sayýlabilen sebepler yapacaðý iþi meþru kýlarmýþ gibi. Ölmeye mahkum kiþinin bunu hak ettiðine inanmazsa bu onun meslek ahlakýna uymazdý. Birisini ortadan kaldýrmak için bir sürü rizikoyu göze alýp o kadar parayý gözden çýkaran kimse, eninde somunda amacýna ulaþýrdý. Bu mantýða göre kurbaný olan kiþi zaten baþkasý tarafýndan ölüme mahkûm edilmiþ oluyordu. Ayrýca tanrý aksini düþünseydi, olayý bir þekilde engellemesi gerekirdi.
Hal böyle olunca, o vadesi dolanlarý yolcu eden bir profesyoneldi. Kurbanlarýnýn hiç birini tanýmadýðý, dolayýsýyla onlara kiþisel bir kini de olamadýðýndan, onlarýn yok oluþ nedenleri hiç bir zaman kendisine ait deðildi. O sadece bir araçtý. Bunu da diðer iþler gibi parasý alýnýp yapýlan bir görev kabul ediyordu hepsi o kadar.
Yalnýz prensibi icabý çocuk sipariþi asla kabul etmez, yarattýðý kulunun erkenden canýný aldýðý için genç yaþtaki ölümlerde tanrýnýn mantýðýna asla akýl erdiremezdi. Onun için akþamki kýz bu kadar kafasýný kurcalamýþtý ya.
Dünyanýn güçlülere ait olduðunu daha çocukluðunda öðrenmiþti. Babasý hiç olmadýðý için mahallede hep PÝÇ olarak anýlmýþ, akranlarý tarafýndan hep itilip kakýlmýþtý. Bir fabrikada iþçi olarak çalýþan annesinin söylediðine göre, babasý onu hamile býrakýp gittiði Kore savaþýndan geri dönmemiþti. Ama bu hikâye kimseyi tatmin etmediði için komþularý da onlara pekiyi gözle bakmazlardý. Mahallede tecrit edilmiþ mahkûmlar gibiydiler. Ýlkokula baþladýðý sene daha ilk gün, bahçede çoðu kiþinin veresiye alýþveriþ yaptýðý kasabýn iri çocuðu tarafýndan gözü þiþirilince onu öðretmene þikâyet etmiþ "mutlaka sopayý hak edecek bir þey yapmýþsýn" diyerek bir tokatta ondan yemiþti. Zaten içine kapanýk insanlardan kaçan bir çocuk olduðu için annesinin tüm baskýlarýna raðmen bir daha okula adým atmamýþtý. Bir müddet sonra da mahallenin yaþlý demircisinin yanýna çýrak olarak girmiþti. Mahallede herkes gibi demirci de onun hikâyesini biliyor, itilip kakýlmaktan býkan bu küçük çocuðun gururunu korumak için verdiði bu savaþta haklý buluyordu. Ýhtiyar adam, okuma yazmayý sana ben öðreteceðim demiþ, daha ikinci günün sabahý alfabenin ilk sayfasýný beraber açmýþlardý.
Kalbi pek saðlam deðildi yaþlý adamýn. Yarým saat çalýþýr yarým saat dinlenirdi. O istirahat anlarýnda da dersler baþlardý.
Küçük çocuðun aþýrý yeteneði ve öðrenme hýrsý demircinin çok hoþuna gidiyor, daha bir istekle daðarcýðýnda ne varsa ona aktarmaya çalýþýyordu.
Küçük çocuk evde, karþýdaki divanda uyuyan anasýnýn fazla gaz harcandýðý için homurtularýna aldýrmadan, gece yarýlarýna kadar býkmadan usanmadan gündüz öðrendiklerini sarý saman sayfalý defterine tekrar tekrar yazýyordu. Öyle ki, okuldakilerin birçoðundan önce hem okumayý hem de küçük harflerle yazmayý öðrenmiþti. Bu da onun ufkunda yeni bir dünya açmýþtý. Artýk her kazandýðý kuruþu kitaplara yatýrmaya baþlamýþtý. Bununla da yetinmez, mahallenin sonundaki kuru dere yataðýndaki çöplüðe gidip oradan okumak için eski gazeteleri toplar ölüm ilanlarýna kadar tüm sayfalarý hatim indirirdi. Kitap mecmua, eline ne geçerse okuduðu için kafasýnýn içi yavaþ yavaþ dolmaya baþladý. Ustasý ve öðretmeni olan ve en mühimi eksikliðini çektiði babasýnýn yerine koyduðu bu yaþlý kaba saba adamý gerçekten sevmiþti. Çünkü kendisini hep evlat diye çaðýrdýðýnda içi sýcak sýcak olurdu.
Yýllar böylece gelip geçti. O demirci dükkânýnda körük çekip varyos sallayarak kýsa zamanda çelimsiz vücudu geliþmiþ on yaþýna geldiðinde akranlarýnýn haricinde, kendinden büyüklerine bile kafa tutar hale gelmiþti. On beþinde ise mahallenin kabadayýsý olarak kabul edilmeye baþlanmýþ, yirmisinde ise kendisi gibi ezilen insanlarýn güçlülere karþý verdikleri mücadelede pazýsýný kuvveti ile etkin rol oynamýþtý. Askerlik için þubeye çaðýrýlmasý üzerine, iyice yaþlandýðý için zaten bütün iþi ona býrakmýþ olan yaþlý demirci bu haberi aldýðýnda hüngür hüngür aðlamýþ, gerçek baban olsaydým seni ancak bu kadar sevebilirdim demiþti. Sen de olmayýnca bu iþi tek baþýma beceremem diyerek dükkaný satan adam eline geçen paranýn büyük bir bölümünü de ona cep harçlýðý olarak vermiþti.
Güney doðuda komando olarak yaptýðý askerliði sýrasýnda hayatýnda ilk defa arkadaþlarý olmuþtu. Ýnsaný yok etme sanatýnýn tüm inceliklerini öðrendiði ve daha da sertleþtiði için komutanlarý bile mesafeli yaklaþýrlardý ona.
Kýsa zamanda çavuþ olup mangasýnýn baþýnda kýrsal alanlarda çýktýðý tüm operasyonlarda inanýlmaz baþarýlar göstermiþti. Hatta bir defasýnda gece yarýsýnda sonra çýkan bir çatýþmada eþkýyanýn takibine kendisini öylesine kaptýrmýþtý ki, neden sonra etrafýna baktýðýnda birliðinden tek bir kiþinin bile yanýnda olmadýðýný fark etmiþti. Kendilerine pusu kuran bu kendini bilmezlere kýzgýnlýðýndan, geri dönmeyi aklýnýn ucundan bile geçirmemiþ, o daðlýk arazide onlarýn izlerini tek tek sürmüþ, saklandýklarý yerlerde birer birer hepsini temizlemiþti.
Ancak gün doðarken birliðine dönebildiðinde komutaný, kayýp olarak kabul ettiði askerinin raporunu dinleyince ona," Ulan deterjan gibisin. Her þeyi temizliyorsun” dediðinde ismi deterjan çavuþ olarak kalmýþtý.
Tezkeresinden sonra askerlikte öðrendiði bütün bu incelikleri bir meslek olarak kabul etmiþti. Acýma ve þefkat duygularýný kimseden görmediði için o kelimelerin manasýný hiç bir zaman öðrenememiþti. Çocukken hakaret için söylenen PÝÇ ismi þimdi çevresinde saygý ve korku yaratmaya baþlamýþtý. O ise bu lakaptan hiç gocunmuyor, kendisini tanýtýrken gözlerini kýsýp aðzýný çarpýtarak lakabýnýn baþ harfini, yani benim adým P diyordu. Ve gerçek ismini kimse bilmediðinden herkes Bay P diye kabul etmiþti onu. Sonunda maðdur durumda olan insanlar ufak tefek hediyeler karþýlýðý ondan adalet talep etmeye baþladýlar. O þimdi modern bir Robin Hood gibiydi.Gözünü budaktan sakýnmayan bu deli fiþek delikanlýnýn þöhreti mahallesini de aþýp tüm yöreye yayýldý.
Ýlk ciddi iþini çok iyi hatýrlýyordu. Cevdet adýnda meyhanecilik yapan bir arkadaþý muhabbet arasýnda zengin ve yaþlý amcasýndan bahsetmiþti ona. Çoluk çocuksuz ama oteli ve apartmanlarý olan ve tefecilik yaparak yýllardýr çevresinin kanýný emen seksen beþ yaþýndaki ihtiyarýn bir türlü geberemediðinden yakýnmýþtý.
= Bu dileðin gerçekleþirse bana ne verirsin diye þaka ile karýþýk sormuþtu.
= Burada ömrü billahi bedava içki içersin.
= Bu yetmez demiþti onun gözünün içine bakarak. Arkasý yok mu?
Cevdet onun ciddi olduðunu anlayýnca, gözlerinin içine bakmýþ
= Bu iþi hallet, sana mirasýn dörtte birini vermeyen þerefsizdir demiþti.
Ýki gün sonra zengin amca bir sabah yataðýnda cansýz olarak bulunmuþtu. Hükümet tabibi verdiði ölüm raporunda, zaten uzun zamandýr astým hastasý olan yaþlý adamýn geçirdiði bir kriz sonrasý solunum yetmezliðinden öldüðünü yazmýþtý. O kadar kolay olmuþtu ki, aðýr uykusu olduðu öðrendiði yaþlý adamýn yatak odasýna kadar girmiþ, boþ bir enjektörün içindeki havanýn tümünü damarýnýn içine boþaltmýþtý. On beþ gün sonrada, bu basit iþin karþýlýðý beþ katlý bir apartmanýn adýna tanzim edilmiþ tapusu zarf içinde kendine sunulmuþtu. Daha bir kaç iþinden sonra malum çevrelerde ismi dillerde dolaþmaya, niyetleri bozuk kiþiler büyük paralar karþýlýðý onu tetikçi olarak kullanmaya baþlamýþlardý. Fiyat biraz yüksekti ama sonuç her zaman temizdi. Asla kendini bir katil olarak kabul etmez, o kelimeden nefret ederdi.
Altýncý sipariþi aldýktan bir müddet sonra, bir eli yaðda bir eli balda yaþatmaya çalýþtýðý annesi kanserden ölüvermiþti. Ýlginçtir, cenaze töreninde ara sýra da olsa kafasýnda oluþan bir takým sorular o gün anýnda cevap bulmuþtu.
"Vakti gelen gider. Ölüm Allah’ýn emridir, o istemedikten sonra kâinatta hiç bir þey gerçekleþmez "demiþti hoca. Her þeyin alýn yazýsý olduðu mantýðýndan yola çýkarak tüm yaptýklarýnýn tanrý buyruðu olduðunu kabul etmiþti. Dolayýsýyla kafasýný karýþtýran tüm sorularýn cevaplarý yerli yerine oturmuþ, bu da onu iyice rahatlattýðýndan iþini daha bir þevkle yapar olmuþtu.
Esmer yaðýz ve oldukça yakýþýklý sayýlabilecek bir erkekti. Ama ilginç mesleði gereði evlenmeyi aklýna bile getirmemiþti. Duygusal yakýnlýklarýn kendisi için tehdit oluþturduðunun bilincindeydi. Zaten yalnýzlýðý seviyordu. Mazbut aile yaþantýsý onun yaþam tarzýna göre komik sayýlabilirdi. Zaten daha henüz yirmi altýsýnda olduðu için böyle þeyler onun için erkendi. Ýleride iyice yükünü tuttuðunda kendini emekli eder bu konuyu belki o zaman düþünürdü. Kendi doðrularýyla yaþardý. Ücretini daima peþin alýr, gecelik kadýnlarla kendini tatmin eder, birisine baðlanmayý zayýflýk sayardý. Cumartesi Pazar ve diðer tatil günlerinde kesinlikle iþ kabul etmezdi. O günler her sabah yaptýðý kültürfizik hareketleri dýþýnda ya spor salonlarýnda çalýþýr ve ya açýk alanlarda uzun koþular yapardý. Gram fazlasý olmayan vücuduna özel saygýsý vardý. Çünkü iþi gereði çevik atak ve güçlü olmasý þarttý.
PÝÇ, böyle bir tipti iþte.

      ***
Çýrýlçýplak olarak sekiz saat deliksiz uyuduðu otel odasýnda hiç bir mahmurluk belirtisi göstermeden aniden gözlerini açýp saate baktý. Sekizi iki geçiyordu. Vücudunu açmak için basit hareketlerden sonra elli þýnav çekti. Banyoya girip klasik duþunu yaptý. Önce dayanabildiði kadar sýcak sonra durabildiði kadar soðuk su. Sonra kahvaltý için oda servisini arayýp günlük gazeteler ve her zamanki karýþýmýný istedi. Muz süt ve bal karýþýmý kokteyli.      Saat ona kadar yatakta tembellik edip gazeteleri karýþtýrýrken cep telefonu çaldý.
= Buyurun, ben P.
= Bay P. Akþamki müjdeli haberinizden çok mutlu olmuþtum. Ama biraz önceki yönetim kurulu toplantýsýnda malum kiþiyi sað salim karþýmda görünce adeta þok geçirdim. Bu bir þaka ise mizah anlayýþýmýz çok farklý olmalý. Ben söylediðiniz meblaðý banka hesabýnýza yatýrýp üzerime düþeni yaptým. Ama sizin yaptýðýnýz iþ þöhretinizle pek baðdaþmýyor. Bana bu durumu nasýl izah edeceksiniz?
P kaþlarýný çattý. Ceketinin cebinden küçük bir kaðýt çýkararak sehpanýn üzerine koydu.
= Beni size tavsiye eden kiþi þakadan hiç hoþlanmadýðýmý söylememiþ olmalý. Bir daha tekrarlýyorum. Adamýnýzýn getirdiði kâðýtta yazýlý malum sitede A blok B 1 de ikinci kattaki zat, talimatýnýz gereði yok edilmiþtir. Daha önce söylediðim gibi karýsý evde yoktu.
= Siz benimle dalga mý geçiyorsunuz? Ýkinci kat olduðu doðru da, A blok B 1 deðil, B blok A 1 olacaktý.
= Ben asla dalga geçmem. Sizin adamýnýzýn el yazýsý ile bana verilen not þu an tam önümde duruyor. Þayet bir hata varsa bu kesinlikle benim kusurum deðil. Aldýðým sipariþ iki kiþilikti. Oradan size bir borcum var. Ama iþin devamýný istiyorsanýz, daha önce ödediðiniz meblaðýn yarýsý kadar miktarý tekrar hesabýma yatýrmanýz gerekir.
Karþý tarafta önce bir sessizlik sonra bir takým konuþmalar oldu.
= Bay P. Anlaþýlýyor ki bir hata sonucu kabak günahsýz bir insanýn baþýna patlamýþ. Her neyse. Bu benin için hayati bir konu. Belirttiðiniz rakam bu öðleden sonra hesabýnýza yatýrýlacak. Yalnýz bir þartým var. Ýþ muhakkak surette ayýn on beþinden önce bitirilmiþ olmalý. Aksi takdirde hiç bir manasý kalmaz.
= Tekrar ediyorum. B blok A 1, 2 inci kat. Ahmet ve Aysel kurt. Kadýn kýrk yaþlarý civarýnda. Bu defa karý koca ikisini birden istiyorum. Anlaþýlmayan bir þey var mý?
= Bu gün ayýn daha ikisi, vakit var. Bu defa verdiðiniz adres doðru ise mesele yok.
O adresi ve isimleri daha önceki kâðýdýn altýna not ederken telefon kapandý. Odanýn içinde bir tur attý. Yanlýþ adamý yanlýþlýkla vurmuþ olduðunu düþünüp üzüntüyle baþýný iki yana salladý. Bir sigara yakýp kendi kendine söylendi.
= Ne yapabilirim ki. Bunu da takdiri ilahi olarak kabul etmek lazým.
Ani bir kararla gardýrobuna gidip koyu bir takým elbise seçti. Ona uygun bir kravat ve de koyu renk güneþ gözlüklerini takýp aynada görüntüsünü inceledi. Odadan çýkýp asansörle direk garaja inip arabasýna bindi. Dün akþamki mahalleye doðru yola çýktý. Sitenin ana giriþ kapýsýnýn önünden geçerken, duvarýn dýþýnda kýrk elli kiþilik topluluðun önünde durdu.
Oradaki kalabalýðý uzak tutmaya çalýþan resmi polislerin haricinde kapýdan girip çýkanlar tahkikatý sürdüren siviller olmalýydý. Onun arabasý ile duraksadýðýný gören resmi bir polis yanýna geldi.
= Burada duramazsýnýz beyefendi. Arabanýzý biraz ileriye park edin lütfen.
= Merak ettiðim için bakmýþtým memur bey. Bir þey mi oldu?
Onun giyim kuþamýna ve arabasýna göz attý polis;
= Karþý ki binada bir cinayet iþlenmiþ efendim. Siz lütfen devam edin.
O aðýr aðýr yoluna devam ederken, ayný duvarlar içinde koruluk gibi alana serpiþtirilmiþ ikiþer katlý evlere baktý. Yirmi metre kadar ilerlediðinde, kapýsýnýn üzerindeki mermerde B blok A 1 yazan evi görünce yavaþça baþýný salladý.
Tam o sýrada, dikiz aynasýndan kalabalýðýn toplandýðý kapýdaki hareketliliði gördüðünde sað tarafa yanaþýp durdu. Dýþarý çýkýp bir battaniye içinde çýkarýlan cesedin ambulansa yerleþtirilmesini izledi. Kapýda çýðlýk çýðlýða aðlayan genç bir kýzý yakýnlarý teselli etmeye çalýþýyordu. Arabadan inip o tarafa doðru yürüdü. Daha yakýndan bakýnca o akþam vurmasýna ramak kaldýðý kýzý hemen hatýrladý. Yatakta daha çelimsiz duruyordu ama, burada gördüðü normalden da uzun sayýlabilecek yetiþkin ve güzel bir genç kýzdý. Daha fazla sallanmayý lüzumsuz görüp arabasýna dönerek, girdiði sokaðýn nereye çýktýðýný öðrenmek için yola devam etti. Ama, mahallenin içlerine gittiðini görünce geri dönüp, bu defa sitenin arkasýndaki dar yoldan caddeye çýktý.
Ertesi sabah kahvaltýsýyla birlikte istediði günlük gazetelerde "Etiler’de Cinayet" baþlýklý konunun haberi vardý.
"Dün sabaha karþý esrarengiz bir þekilde ensesinden tek kurþunla vurulmuþ bulunan Veysel Demirtaþ adlý emekli öðretmen iki sene öncede bir trafik kazasýnda kýzý ve damadýný kaybetmiþti. Uzun yýllar önce de karýsý ölmüþ olan yaþlý adam, Arnavutköy Amerikan Kýz Lisesinde son sýnýfta okuyan torunu ile birlikte yaþýyordu. Komþularý, mazbut bir hayat süren maktulun bir düþmanýnýn olabileceðine inanamadýklarýný söylemiþlerdir. Büyük babasýnýn ölümünden sonra hayatta tek baþýna kalan talihsiz genç kýzýn feryatlarý herkesin gözlerini yaþartmýþtýr. Hiç bir ipucunun bulunamadýðý cinayet sonrasý polis tahkikatýný sürdürmektedir "
Haberin altýnda dede torunun birlikte resimleri vardý.
P gazeteyi buruþturup attý. Sinirli bir þekilde camdan Ýstanbul'u seyredip bir sigara yaktý.
= Bana verilen adres yanlýþsa suç benim mi yani diye söylenirken cep telefonu çaldý.
Bankadaki görevli hesabýna yatan meblaðý bildiriyordu.
Kendisine silme bir konyak doldurup büyük bir yudum aldý. Civarýn belli bir sure gözaltýnda tutulacaðýný tahmin edip bu yeni sipariþi gerçekleþtirmek için baþka bir yol düþündü. Bu defa iþi kesinlikle evden uzakta halletmesi gerekirdi.
Gene bir yanlýþlýða meydan vermemek için bu defa adamla kadýný teþhis etmeye karar verdi. Elindeki kadeh boþaldýðýnda yarým saat kadar geçmiþ, planýn ilk safhasý kafasýnda þekillenmiþti. Ortalýðýn yatýþmasý için bir iki gün beklemeye karar verdi.
O gece odasýndaki televizyonu açtýðýnda gene cinayetle ilgili haberlerde adýnýn Zühal olduðunu öðrendiði genç kýzýn periþan görüntülerini seyretti. Okuldaki arkadaþlarý ve komþularý kendisini teselli etmeye çalýþýrken, zavallý hýçkýrýklar içinde boðuluyor, bir taraftan da,
= Þu koca dünyada parasýz pulsuz tek baþýma kaldým. Ne bir akrabam ne de sýðýnacak bir yakýným var. Ben þimdi ne yapacaðým diye aðlayan kýzý izlerken kendi çocukluðunu düþündü.
O fabrikalarda iþçilik yapan annesinin üç kuruþluk kazancý ile hep yoksulluk içinde büyümüþ, daha yedi yaþýnda haftalýðý ile evin bütçesine katký yapmak için hayat kavgasýna baþlamýþtý. Kýz kendisine nazaran daha talihli sayýlabilirdi. Belli bir yaþa kadar ana baba þefkatini tatmýþ sonrada dedesinin himayesine girmiþti. Hepsinin ötesinde ona el uzatan komþularý ve kendisini yalnýz býrakmayan arkadaþlarý vardý. Ama onun böyle lüksleri hiçbir zaman olmamýþtý. Herkes tarafýndan itilip kakýlarak gerçekten bir piç muamelesi gören P nin herhangi birinin baþýný okþamasý bir tarafa, evinde bile sevgi gösterilerini hiç hatýrlamazdý. Çünkü o bir günah gecesinin anýsý olarak lanetlenmiþti? Otobüs parasý ödememek için, neredeyse þehrin öteki ucundan yaya olarak ayaklarýný sürüyerek yorgun argýn eve gelen annesi, belki de onun baþýný okþayacak gücü kendinde bulamýyordu. Onlar, ölmemek için insan ormanýnda yaþam savaþý veren iki garip canlýydý.
P nin mesleði ve þimdiki hayat tarzý belki de geçmiþin bir intikamý olarak kabul edilebilirdi.
Askerden sonra o mahalleden ayrýlýp, P nin satýn aldýðý kentin lüks bir semtinde kaloriferli bir daireye taþýnmýþlardý.
Çamaþýr makinesinden televizyona, buzdolabýndan bulaþýk makinesine kadar her þeyleri vardý ama, zorlu geçmiþinden sonra bu bolluk içinde ancak üç sene kadar yaþayabilen kadýnýn yüzünün güldüðünü kimse görmemiþti. Kadýn, oðlunun tüm sorularýna ekseriyetle tek kelimeyle cevap verirdi. Görmeyen gözlerle tüm gün karþýsýnda oturduðu televizyon onun tek tutkusu idi. Bir defa bile aðzýný açýp, bu paralarýn kaynaðý ne, sen ne iþ yapýyorsun diye sormamýþtý. Belki de tahmin edip bilmezlikten geliyordu kim bilir. O kanser denilen illet yakasýna yapýþtýðýnda zaten altý ay içinde bitip tüketmiþti kadýný. Doktor, hastalýðýn son dönemlerinde aðrýlarý dayanýlamayacak kadar artacaðý için ona her gün morfin yaptýrýrsanýz çok iyi olur demiþti. Buna raðmen, bir defa bile suratýný buruþturup þikâyet etmemiþti. Ve bir gün televizyon karþýsýndaki koltuðunda kimseyi rahatsýz etmeden, ait olmadýðýný acý bir þekilde öðrendiði bu dünyadan sessizce göçüp gitmiþti. Hayat boyu çektiði acýlarýn yanýnda bu son aðrýlar ona çok hafif gelmiþ olmalýydý.
O günden sonra da P, bu tür lüks otellerde yaþamaya baþlayýp ancak mesleki malzemelerine ihtiyaç duyduðunda depo gibi kullandýðý o eve uðrar olmuþtu. Temizlik, çamaþýr yýkama gibi sorunlarý olmuyordu. Böylesi çok daha rahattý.

***

Ýki gün sonra, kafasýnda tasarladýðý kimliðine bürünmek için evine doðru yola çýktý. Arabasýný bir sokak ileriye park etti. Kestirmeden gitmek için bir inþaat alanýnýn içinden geçerken, orada bir kireç kuyusu görünce etrafýna bakýndý. Kendisini kimsenin görmediðinden emin olunca son iþinde kullandýðý Brovning tabancasýný usulca çukurun içine býraktý.
Bir saat kadar sonra elinde bir evrak çantasý, koltuðunun altýnda 45 lik Smith Wesson’la kapýdan dýþarý çýktýðýnda, kalýn kaþ ve býyýklarý, þiþe camý gibi gözlükleri ve hafif kambur duruþu ile öz anasýnýn tanýyamayacaðý bir kýlýktaydý. Otobüsle Levent'e gidip sitedeki B blok A 1 kapýsýndan içeri girdiðinde çantasýndan bir makbuz defteri çýkarýp eline aldý. Merdivenleri aðýr aðýr çýkarak Ahmet Kurt yazýlý zile bastý. Kapýyý biraz geçkince fakat havalý bir kadýn açtý. P, burnuna kadar yaklaþtýrdýðý deftere göz attý.
= Burasý Ahmet Kurt'un evi deðil mi?
= Evet, ben eþiyim. Bir þey mi vardý?
= Ýyi günler hanýmefendi. Ben elektrik tahsildarýyým. Bir mahzuru yoksa sayacýnýza bakacaktým.
= Mahzuru yok ta, sizinkiler daha on beþ gün önce gelmiþlerdi.
Adam boynunu büktü.
= Onu bilemem efendim. Bize þuraya gideceksin deyince itiraz hakkýmýz pek yoktur. Daha önce kesilen makbuzda bir hata varmýþ sanýrým. Rakamlarý karþýlaþtýrmak istiyorlar. Takdir edersiniz ki biz de emir kuluyuz.
= Peki peki uzatma dedi kadýn. Elektrik saati orada, portmantonun üzerinde.
Kafasýný kaldýrýp sayaca bakan tahsildar kadýna döndü.
= Özür dilerim. Üzerine çýkabileceðim bir sandalyeniz var mý acaba? Malum bu gözlüklerle o kadar uzaðý seçemiyorum.
Öteki sýkýntý içinde ona bakýp içeri doðru seslendi.
= Ahmet. Balkondaki tabureyi getirebilir misin?
Biraz sonra takriben altmýþ yaþlarýnda iyi giyimli kalantor kýlýklý bir adam elindekini yere koyup kadýnýn dediklerini yineledi.
= Yahu on beþ gün önce geldiniz daha. Belediyede para bittikçe sizleri mi gönderiyor.
Onun yüzünü belleðine yerleþtirmeye çalýþan tahsildar.
= Eþinize söyledim efendim. Yalnýzca bir dakika sayacýnýza bakacaðým o kadar.
= Tamam. Ne yapacaksanýz bir an önce bitirin, Þirkete geç kaldým zaten.
Oradaki rakamý defterine yazan tahsildar özür dileyerek dýþarý çýkarken karý koca antrede konuþuyorlardý. P kulak kabarttý. Kadýn, hafta sonunda Abant'ta bir davete gideceklerinden bahsedip yeni bir giysi almak için adamdan para istiyordu.
= Yahu, kendi gardýrobun dolduðu için benimkine bile bir þeyler asmaya baþladýn. Hâlâ giyecek bir þeyin olmadýðýndan yakýnýyorsan pes yani.
= Ahmet. Senden para istediðim zaman bu azarlar gibi konuþmalarýndan artýk vazgeç. Unutma ki þirketteki hisselerim seninkilerden daha fazla.
= Üç beþ günde bir kafama kaktýðýna göre nasýl unutabilirim ki diyerek cebinden çýkardýðý bir tomar parayý ona uzattý. Al þunlarý da ne yaparsan yap.
Sinirle aþaðýya inen adamýn ayak seslerini duyunca ana kapýda kenara çekilerek ona yol verdi. Kalantor duvarýn dýþýnda park edilmiþ son model bir Mersedes'e binince tahsildar kýlýklý P onun plakasýný da defterine kaydetti. Oradan eve dönüp üzerindekilerden kurtulunca derin bir nefes aldý.
Bu gün bilgi toplama açýsýndan bayaðý yararlý olmuþtu. Hem adamýn kendini hem arabasýný tespit etmiþ, üstelik hafta sonunda Abant'a gideceklerini de öðrenmiþti.
O zaman istikamet Abant demekti. Bu iþi Ýstanbul dýþýnda bir yerde halletmesi gerçekten iyi olacaktý. Ýki üç gün arayla ayný sitede oturan üç kiþinin cinayete kurban gitmesi pek akýllýca olmayacaðý için bu defa bir kaza süsü vermeyi düþündü. Yalnýz, bu iþi hafta sonu tatil günlerinde yapmaya mecbur oluþu canýný sýkýyordu. Bütün mesele, Cumartesi mi yoksa Pazar mý yola çýkacaklarýndaydý. Ama davet olduðu düþünülürse büyük bir ihtimalle Cumartesi gecesi olacaktý. Mesafeyi hesapladýðýnda, vaktinde orada olabilmeleri için öðleye doðru yola çýkmalarýnýn þart olduðunu düþündü. Gene de emin olabilmesi için ertesi sabah evin etrafýnda nöbete yatmaya karar verdi. Tecrübeleri gereði, planlanmýþ bir iþe bitmiþ gözüyle baktýðýndan bu gece eðlenmeye karar verdi.
Bir ay kadar önce beraber olup da hoþça vakit geçirdikleri bir kadýný cepten telefonla arayýp Tarabya otelinde buluþmak için sözleþtiler. Daha erken olmasýna raðmen otele gidip üstüne spor bir þeyler giydikten sonra boðaza doðru yola çýktý. Güçlü motorun düþük vitesteki homurtusu ona gaza basmasýný hatýrlatýrken, o bir acelesi olmadýðý için yolun en saðýndan aðýr aðýr giderek bu güzel havanýn tadýný çýkarmaya çalýþýyordu. Tam Arnavutköy'ün önünden geçerken birden aklýna televizyonda aðlayan o kýz geldi. Yanlýþ hatýrlamýyorsa o kýz lisesinin bu caddeye paralel olduðunu tahmin edip ani bir kararla soldaki ilk sokaktan içeri saptý. Þu ana kadar caddelerde hiç talebe görmemiþti. Saate baktý, dörde beþ vardý. Okullarýn kaçta daðýldýklarýný bilmiyordu ama mantýken bu saatlerde falan olmalýydý. Tesadüfen girdiði sokaðý kesen caddenin sað tarafýnda büyük binayý ve üzerindeki tabelayý gördü. Ana kapýnýn on metre kadar uzaðýnda arabayý park ettiði an oradan bile duyulabilen zil sesini iþitti. Birer ikiþer çýkan kýzlarý dikkatle gözlemeye baþladý. Okul boþaldýðý halde yalnýz gazete ve televizyondan tanýdýðý kýzý görememiþti.
Ya ben o kalabalýkta onu tanýyamadým, ya da üzüntüsü olduðu için belki bu gün okula gelmemiþtir diye geçirdi aklýndan. Arabayý çalýþtýrmak için kontak anahtarýna uzanýrken, kendi kendine güldü. Yaptýðý bir yerde çocukça bir þeydi. Tamam, kýzýn bu dünyada tek baþýna kaldýðýný aðlayarak söylemesi onu biraz etkilemiþti ama, ne bekliyordu ki? Haydi, kýzý gördü diyelim. Ne söyleyecekti ki ona. Senin dedeni ensesinden vuran adam benim. Bir yanlýþlýk oldu özür dilerim mi diyecekti. Geriye dönüþ olmadýðýna göre yapýlacak bir þey de yok diye düþünüp tam hareket etmek üzereyken onun okul kapýsýndan çýktýðýný gördü. Daha bir dikkatle baktýðýnda iyice emin oldu. Baþý önünde aðýr aðýr yürüyüþünü seyredip, hadi bakalým þimdi ne halt etmeyi düþünüyorsun diye kendi kendini söylendi. Uzaklaþmakta olan kýzýn arkasýndan arabayla aðýr aðýr onu takip etmeye baþladý. Caddede bir müddet yürüyen genç kýz, bir sokaða sapýp gözden kaybolunca vitesi üçleyip hýzlandý. Arabanýn burnu sokaða girdiðinde boþ bir arsanýn önünde iri kýyým iki delikanlýnýn kýza el kol hareketleri ile bir þeyler anlatmaya çalýþtýklarýný gördüðünde baþtan arkadaþlarý falan sandý. Sonra kýz geçmek isteyip de yol vermeyip onu engellediklerini görünce tereddüt etti. Dar sokakta o an içinde bir Allah'ýn kulu yoktu. Ama kýzýn yoluna devam etmek için yaptýðý hareket sonrasý bir tanesinin onu bileðinden yakaladýðýný görünce gaza dokundu. Arabanýn homurtuyla burnunu kaldýrmasý ile birlikte yanlarýnda fren yapmasý bir oldu. Oðlanýn bir tanesi biraz uzak duruyor piþmiþ kelle gibi bir suratla arkadaþýný izliyordu. Ýki delikanlý da yanlarýnda biten arabaya bir göz attýlar ama, öteki mesele daha cazip olduðundan pek umursamadýlar. P þimdi açýk diðer camdan onlarýn konuþmalarýný da duyabiliyordu.
= Yolumu kesmeye nasýl cesaret edersiniz siz. Burasý dað baþýmý diye baðýran kýzýn güzel yüzü bembeyazdý. Býrakýn kolumu diyorum size. Yoksa baðýrýp imdat isteyeceðim.
= Seni þimdi yakaladým iþte. Bir öpücük vermeden býrakacaðýmý sanýyorsan aldanýyorsun. Kaç aydýr peþinde koþturup duruyorum. Sosyete deðiliz diye mi bize pas vermiyorsun?
Çaresizlik içinde etrafýna bakýnan kýz, hala tereddüt içinde arabasýnda oturan P ye gözü takýlýnca yalvarýr gibi bir sesle
= Ne olur yardým edin diye inledi.
Onun gibi profesyoneller, kendilerini afiþe edecek bu tür sokak kavgalarýndan daima kaçýnýrlardý. Ama kendisini borçlu hissettiði bu güzel kýzýn talebi karþýsýnda daha fazla dayanamayarak koltuktan kayarak öteki kapýdan dýþarý çýktý. Onlara iki adým kala durdu.
= Bu kadar eðlence yeter beyler. Þimdi çekin arabanýzý.
Asker týraþý olmuþ ve arkadaþýna erketelik yapan oðlan inanamaz bir ifade ile dönüp ona baktý. Öteki de kýzýn bileðini býrakmadan onu da sürükleyerek diðerinin yanýna geldi.
= Sen kendini ne sanýyorsun be salak. Höst dediðinde kaçacak adamlar mýyýz? Biz üç kiþiyiz. Asýl sen toz ol.
P, o zaman bir apartmanýn merdiveninde oturup olaylarý uzaktan seyreden üçüncü kiþiyi fark etti. Kendisine bakýldýðýný gören delikanlý ayaða kalkýp elindeki tespihle asabi pozlarda oynamaya baþladý. Bu arada kýzcaðýz korkudan fal taþý gibi açýlmýþ gözleri ile onlarý izliyordu. Asker týraþlý olan, saða sola bakýndýktan sonra cebinden çýkardýðý kelebek býçaðý havada sallayarak artistik hareketler yapmaya baþladý. P ikisini de ayný anda kolluyor, ilk hareketin onlardan gelmesini bekliyordu.
= Kimsenin caný yansýn istemiyorum çocuklar. Bakýn son defa ikaz ediyorum. Bir hadise çýkmadan hanýmý rahat býrakýn.
= Seni züppe pezevenk. Sen kendini Süpermen mi zannediyorsun diyen asker týraþlý, elindeki býçakla havada kavisler çizerek ona saldýrdý.
Bir saniye içinde onun bileðini yakalayan P kolunu arkaya çevirerek öyle bir hareket yaptý ki, olduðu yerde havada bir daire çizen çocuk sýrt üstü kaldýrýmýn üzerine düþtü. Anýnda kalkýp saldýrmaya çalýþýrken bu defa ense köküne ine bir darbe ile yere yapýþýp hareketsiz kaldý. Ama P ona bu numarayý yaparken diðerine sýrtýný dönmek mecburiyetinde kalmýþtý.
Ama sustalýnýn yataðýna otururken çýkardýðý metalik sesi çok iyi tanýrdý. Ve kýz da ayný anda baðýrdý.
= Arkanýza dikkat edin.
Geri dönmekle zaman kaybetmeyen P, oðlanýn yerini doðru tahmin edip arkaya doðru attýðý bir tekmeyi onun tam apýþ arasýna yerleþtirdi. Acýyla diz çökmüþ bir vaziyette olan çocuðun tam burnunun üzerine elinin yan tarafý ile bir kesme vurdu. O da diðerinin yanýna bir kalýp gibi devrildi. Üçüncüsü arkadaþlarýnýn baþýna gelenlerden sonra kavgaya katýlmaya pek niyetli deðilmiþ gibi sýrtýný kapalý bir dükkân kepengine dayamýþ bir P ye bir yerdeki yatanlara bakýyordu. P onun suratýnda boncuk boncuk terlere bakýp zararsýz olduðunu anlayýnca etrafýna bakýndý. Sokaðýn üst tarafýndan koþarak onlara doðru gelen insanlarý görünce kýzýn yerde duran çantasýný kaptý.
= Hemen uzaklaþalým buradan.
Ama onun korkudan taþ kesilmiþ halini görünce, kolundan tuttuðu gibi arabanýn hala açýk duran kapýsýnda içeri sokup, diðer tarafa koþtu. Zaten boþta çalýþýr durumda olan Mustang sanki olduðu yerde zýpladý. Süratle ana caddeye çýkýp oradaki trafiðe karýþtýlar. P, yan gözle kýza bir göz attý. O, þok geçirmiþçesine gözleri sabit bir noktada camdan dýþarý bakýyordu. Konuþmadan beþ dakika kadar yol aldýktan sonra bir çay bahçesinin önünde durdular. Erkek arabadan inip kýzýn kapýsýný açtý.
= Arzu ederseniz þurada beþ dakika kadar oturalým da biraz dinlenip kendinizi toparlayýn. Güzel bir çay bu durumdan sonra ikimize de iyi gelir sanýyorum.
Yüzünü ona çeviren kýzýn dudaklarý titriyordu. Bir aðlama krizinden korkan P, torpido gözünü açýp oradan bir kolonya þiþesi çýkardý. Kapaðýný açýp ona uzattý.
= Þundan yüzünüze sývazlayýp burnunuza çekin biraz sizi rahatlatýr. Lütfen sakin olun artýk. Korkulacak hiç bir þey kalmadý.
Genç kýz biraz teskin olduktan sonra P nin uzattýðý eline tutunarak arabadan çýktý. Deniz kýyýsýnda bir masaya oturdular.
Gelen garsona bir semaver ýsmarlayan adam sordu.
= Nasýl? Biraz daha iyisiniz deðil mi?
Genç kýz kafasýný öne doðru salladý.
= Sormamda bir sakýnca yoksa bu çocuklarý daha önceden tanýyor muydunuz dediðinde ona çevrilen ürkek ela gözler P nin içini titretti.
= Okuldan çýkýþlarýmda bir kaç defa peþime takýlmýþlardý. Ama arkadaþlarla gurup halinde yürüdüðümüz için yalnýz laf atmakla yetinmiþlerdi. Bu gün nöbetçi olduðum için biraz geç çýktým diyerek elini aðzýna kapadý.
= Ya siz müdahale etmeseydiniz diyerek dudaklarýný ýsýrdý. Heyecandan size teþekkür etmeyi bile unuttum.
= Deðmez dedi erkek. Bir hanýma yardým etmek her erkeðin görevi olmalý. Beni asýl düþündüren þey, intikam amacý ile baþka bir gün gene karþýnýza çýkarlarsa bu defa ben orada olamayabilirim.
Ýlk defa onun gülümsediðini gördü. O sýrada semaverleri de gelmiþti. Garsonu savan adam, doldurduðu bardaðýn birisini onun önüne sürdü. Kýz attýðý iki þekeri karýþtýrýrken kendini biraz daha toparlamýþ gibiydi.
= Her erkeðin görevi dediðiniz bu duruma çok kiþinin cesaret edebileceðini pek sanmýyorum. Onlar mahallede herkesi yýldýrmýþ kabadayýlardýr. Okulun bitimine bir hafta kaldýðý için dersler zaten bitmiþti. Son hafta gelmesem de bir þey fark etmez. Diploma günü bir çaresini düþünürüm.
= Sizi oraya götürecek bir büyüðünüz ve ya bir yakýnýnýz yok mu diye sordu kýzýn gözlerinin içine bakarak.
O, açýktan geçen bir þilebi gözleri ile takip ederken baþýný iki yana salladý. Cebinden çýkardýðý bir mendil ile göz pýnarlarýnda beliren yaþlarý sildi.
= Maalesef. Dört gün önce tek akrabam olan dedemi de kaybettim.
Kýzý seyrederken, onun güzelliði ve masumiyeti, P nin içinde þimdiye kadar hiç tanýmadýðý bir takým þeyler uyandýrmýþtý.
= Baþýnýz sað olsun. Yüzünüz hiç yabancý gelmedi diye düþünüyordum. Sizi þimdi hatýrladým. Sizi dedenizin öldürülmesi nedeni ile televizyonda haberlerde görmüþtüm.
= Ben o gün televizyoncularýn çekim yaptýklarýnýn farkýnda bile deðildim. Gece yattýðýmda sabahlara kadar düþünüyorum da, o melek gibi zavallý yaþlý adamý kim öldürmek ister. Bir düþmanýnýn olabileceðini tasavvur dahi edemiyorum. Neden bir sürü talihsizlikler hep benim baþýma geliyor. Üniversite hayallerim falan hepsi suya düþtü. Ne yapacaðým ben þimdi diye göz pýnarlarýndan iki damla yaþ yanaklarýndan aþaðýya süzüldü.
= Bilemiyorum dedi P. Þu alýn yazýsý denilen þeye bir türlü akýl erdiremedim zaten. Peki, size sormak istediðim bir þey var. Yüksek tahsil arzunuzdan sýrf para yüzünden mi vazgeçtiniz yani?
= Normal deðil mi? Þu an tek sahip olduðum þey dedemle birlikte oturduðumuz ev. Onu satsam belki fakülte masraflarýma yeter ama ben onca yýl nerede kalýp ne yiyeceðim ne içeceðim. Bir sure öncede bir trafik kazasýnda annemle babamý da kaybetmiþtim. Onlar o zamana kadar olan tüm birikimleri ile babamýn hayali olan arabayý almýþlardý. Kim bilebilirdi ki o araç onlarýn ölüm nedeni olacak. Þimdi, kaybettiklerime mi kendime mi yanayým bilemiyorum.
Kýz kendisini ilgi ile dinleyen adama baktý.
= Özür dilerim. Ýlk defa tanýdýðým bir insana bunlarý anlattýðýma inanamýyorum. Üstelik kurtarýcýmýn daha adýný bile bilmiyorum. Benim ki Zühal.
Cevap vermek için hazýrlanan adam ilk önce bir yutkundu. Az daha ben P diyecekti. Lâkabýnýn tamamýný söylese daha da ilginç olurdu her halde. En son asker ocaðýnda kullanýlan ismini hatýrladý.
= Memnun oldum Zühal Haným. Ben de Naci diye onun uzattýðý minicik eli incitmekten korkar gibi tutup hemen býraktý.
Ama o yumuþak ve ýlýk temas bütün vücudunu titretmiþti.
Erkek ilk defa tattýðý bu heyecanlarýn sarhoþluðu içinde, kendini tanýyamaz gibiydi. Bir gül goncasý gibi dudaklarda oluþan kendisine dönelik tebessüme bakýp gene söylememesi gereken bir þeyi kaçýrdý aðzýndan.
= Bir yerlerde okumuþtum. Þayet bir insan diðer bir kiþinin hayatýný kurtarmýþsa, ömrünün sonuna kadar onun mesuliyetini yüklenirmiþ. Bu duruma sizin bir itirazýnýz yoksa bu benim seve seve üstleneceðim bir görev olur.
Kýz bu defa onun gözlerinin içine baktý. Karþýsýndaki yakýþýklý ve biraz önce inanýlmaz gücüne tanýk olduðu adam, tanýdýðý erkek arkadaþlarýndan o kadar farklýydý ki. Ýçinde, onu uzun zamandan beri tanýyormuþ gibi bir his vardý. Yoksa bir saat kadar önce ilk defa gördüðü bu adama bir sürü sorununu açýp hayat hikâyesini niye anlatýyordu ki. Onu ilgiyle dinleyen erkek þimdi de, kendisini hayat boyu korumaktan falan söz ediyordu. Yüzüne baktýðýnda onun þaka da etmediðini fark etti. Baþýný iki yana sallayýp güldü.
= Psikolojide, kurtardýðý insanýn sorumluluðunu üstlenmek diye bir þey var biliyorum ama, bu aklý baþýnda bir insanýn bir baþkasýndan isteyebileceði bir þey deðil ki. Ama þunu itiraf etmem gerekir ki, siz nesli tükenmiþ erkekler sýnýfýna giriyorsunuz.      Saatine baktý.
= Her þey için teþekkürler ama benim artýk kalkmam lazým.
= Siz nasýl arzu ederseniz diyen P garsonu çaðýrýp hesabý ödedi.
Kýz çantasýný omzuna asýp ayaða kalktý.
= Size ve sizi bu gün karþýma çýkaran tanrýya minnettarým diyerek ona elini uzattý.
Tuttuðu eli bu defa býrakmayan P bilmiyormuþ gibi sordu.
= Eviniz yakýnlarda herhalde?
= Hayýr. Ben Etiler’de oturuyorum.
= Ben de Maslak’tan gideceðim. Etiler yolumun üzeri. Müsaade edin de görevimi tam yapýp sizi evinize kadar býrakayým.
= Bu kadarý gerçekten fazla olacak Naci Bey. Zaten sizi yeterince meþgul ettim. Þuradan bir otobüse binebilirim derken içinden sanki adamýn ýsrar etmesini bekler gibiydi.
= Lütfen Zühal Haným. Ben zaten Taksim’e gitmek mecburiyetindeyim.
Önlerindeki tüm arabalarý sollayarak Maslaktan yokuþu týrmanýrlarken bir müddet konuþmadýlar.
Kýz bu yüksek sürati sevmiþ gibi arkasýna yalanmýþ dudaklarýnda bir tebessüm ile karþýya bakýyordu. Yeni tanýdýðý bir erkeðin tereddütsüz bindiði arabasýnda en ufak bir tedirginlik duymuyordu. Hayatýný kurtaran bu yakýþýklý adamdan bir içgüdü ile kendisine bir kötülük gelmeyeceðinin inancý ile þu anki huzuruna kendi de þaþýyordu.
P ise, burcu burcu gençlik ve diþilik kokan yanýndaki bu güzel varlýktan mest olmuþ, bu günkü tesadüfün de diðerleri gibi tanrýnýn bir iradesi olduðunu düþünüyordu. Ama bu defa bir gecelik maceralarýnda olduðu gibi salt seks yoktu aklýnda. Onu korumak, himaye etmek, onu yanýnda hissetmek arzusu her geçen an biraz daha artarak vazgeçilmez oluyordu. Þu an bunlarýn dýþýnda ne geçmiþi ne geleceði ne de sipariþler vardý aklýnda.
Uzunca bir müddet konuþmadan yol aldýlar. Her ikisi de þu anki pozisyonundan mutlu kendi dünyalarýna dalmýþ yanýndaki ile ilgili bir takým fanteziler kuruyorlardý. Levent'e geldiklerinde ilk sessizliði erkek bozdu.
= Diploma töreniniz ne zaman?
= On gün sonra. Öteki Pazartesi yani. Niye sordunuz.
P, kadýn erkek iliþkilerini hep para karþýlýðý hallettiði için bu tür gönül maceralarýna pek alýþýk deðildi. Onun için biraz sýkýlarak,
= Lütfen yanlýþ anlamayýn. Hiç yakýnýnýz olmadýðýný söylemiþtiniz. Bir mahzuru yoksa sizi temsilen o gün orada bulunmak isterdim. Yani, arzu ederseniz sizi ben götürebilirim.
Kýz, bir an bu teklifin muhasebesini yapar gibi önüne bakýp düþündü. Yüzüne hafif bir pembelik yayýlmýþtý.
= Gerçekten istiyorsanýz memnun olurum. Beni þu otobüs duraðýnýn önünde býrakýn lütfen diyen kýz onun muntazam profiline baktý. Tekrar her þey için teþekkürler.
Erkek ceketinin cebinden çýkardýðý bir bloknota adýný ve telefonunu yazýp ona uzattý.
= Bu benim cep telefon numaram. Her ihtimale karþý sizde bulunsun. Baþýnýz neye sýkýþýrsa sýkýþsýn ve saat kaç olursa olsun beni aramanýz yeterli. Öteki pazartesini sabýrsýzlýkla bekleyeceðim diyen genç adam kýzýn narin elini sýktý. Sizce de uygunsa o sabah sekiz gibi bu durakta olacaðým.
Tebessüm edip kâðýdý cebine koyan kýz
= Görüþmek üzere diyerek arabadan indi.
Kalbinin gümbürtüsünün dýþarýdan bile duyulacaðýndan korkan erkek, sokaða sapýp kayboluncaya kadar gözleri ile onu izledi. Duraða yanaþmak isteyen belediye otobüsünün kornalý ikazý ile gazladý. Doðru otele çýkýp o vaziyette kendini yataða attý.
Bütün bu olanlara bir türlü inanamýyordu. Herkesin çekinip selam verirken bile tereddüt ettiði meþhur P, iki saat kadar yattýðý yerde onu düþünüp aptal âþýk pozlarýnda tavaný seyredip durdu. Âþýk olmak dedikleri þey bu olmalý diye düþündü. Sonra, kendisinin kimliðini hatýrlayýnca hýþýmla yataktan kalkýp þiþede iki parmak kalan kehribar renkli içkiyi kafasýna dikti. Boþ þiþeyi duvara fýrlatýp kýrdý. Sinirli hareketlerle bir sigara yaktý. Üç dört nefes arka arkaya çekip kendi kendine söylendi.
= Salak sersem. Geri zekalý budala. Kaþarlanmýþ cani. Sen kim olduðunu, ne bok yediðini sanýyorsun ki diye yüksek sesle konuþmaya baþladý. Önce git dedesini temizle, sonra körpecik torununa âþýk ol. Hadi bu yediðim halttan kimsenin haberi olmadý diyelim. Peki, tut ki yarýn öbür gün iþi ilerlettik. Hangi suratla kýza evlenme teklif edeceksin ki? Peki, benim hayatýmý nasýl kazandýðýmý sorduðunda ne diyeceðim ona. Ýnce zanaat mý?

                ***

Hava çoktan karadýðýnda, hala sýrtýnda ceketle oturduðu masa baþýnda baþýna aðrýlar girinceye kadar düþündü düþündü, hiç çýkar bir yol da bulamadý. Gözü saate takýlýnca on bire geldiðini görünce þaþýrdý. Aklýna Tarabya otelinde randevu verdiði kadýn geldi. Ayýp olmuþtu kadýna. Bir dahaki sefere güzel bir hediye ile gönlünü alýrdý.
Kafasýný yarýnki Abant yolculuðu üzerinde toplamaya çakýþtý. Ama dönüp dolaþýp aklý gene kýza gidiyordu. Sinirli hareketlerle soyunup banyoya girdi. Ýçindeki ateþi söndürebilmek için bu defa buz gibi suyun altýnda uzun sure bekledi.
Gene de kafasýný toparlayamayýnca, ertesi günü olaylarý kendi akýþýna býrakmayý kararlaþtýrarak bir sakinleþtirici alýp yataða girdi. Huzursuz geçen bir geceden sonra gözlerini açtýðýnda saat sekize geliyordu.
Týraþ olup arabasý ile Levent'e geldiðinde, dün Zühal'i býraktýðý duraðýn tam karþýsýnda arabasýný park edip oradaki bir kahveye girdi. Cam önüne oturup bir sade kahve söyledi. Daha önceki keþfine göre, siteden ana caddeye çýkmanýn tek yolu olan karþýsýndaki sokaða gözlerini dikip beklemeye baþladý. Karþýdaki apartmanlarýn arkasýnda olan sitede kýzýn þu an ne yaptýðýný tahmin etmeye çalýþtý. Ders çalýþmayý artýk býraktýðýný söylediðini hatýrlayýp yatakta tembellik yapmýyorsa muhtemelen ev iþleri ile uðraþtýðýný düþündü. Belki de henüz kahvaltýsýný yapýyordu. Gözlerinin önünde hep onun hayali ile oyalanýrken iki saat kadar zaman geçirdi. Saatine baktý on buçuðu geçiyordu. Geceden gitmiþ olabilirler miydi diye düþünürken siyah son model Mersedes sokaktan çýkýp ýþýklarýn oradan onun olduðu þeride geçti. Kahvenin önüne çýkýp onlarýn geçmesini bekledi. Ýçindekileri teþhis etmesine raðmen, plakasýna da bakýp emin olduktan sonra peþlerine takýldý. Zincirlikuyu'nun oradan çevre yoluna çýktýklarýnda Mersedes süratlendi. Ama onun altýndaki sekiz silindirli Ford Mustang, kolay kolay hiç bir arabayla mukayese edilemeyecek kadar güçlü bir motora sahipti.
Ýki sene kadar önce bir galeride bu arabayý görünce çarpýlmýþ, hemen satýn alýp çok az kullanýlmýþ olmasýna raðmen tepe týrnak elden geçirtmiþ, bir takým ilaveler yaptýrmýþtý. En baþta da, ön ve arka tamponlarý deðiþtirip orijinalini yerine aksesuarcýda görüp beðendiði daha kalýn ve çýkýntýlý bir tipini alttan çelik çapraz baðlantýlarla takviye edip þaseye baðlatmýþtý. Radyoyu karýþtýrýp bu güzel bahar gününe uygun hafif bir müzik buldu. Gözü yüz metre kadar ilerde giden arabada, bir sigara yaktý. Saat üçe gelirken Abant'taki ötelin önüne geldiler. Önündekiler ana kapýdan lobiye girerlerken o da arabasýný onlarýnkinin yanýna park etti. Lobiye girdiðinde karý koca restoran kýsmýnda ayaða kalkmýþ kadýnlý erkekli altý kiþiyle muhabbet ediyorlardý.
Resepsiyon memuru gülümseyerek ona baktý.
= Buyurun efendim, emriniz?
= Göle bakan tek kiþilik bir oda rica ediyorum.
= Hay hay efendim. Valiziniz yok galiba? Ne kadar kalmayý düþünüyorsunuz.
= Sanýyorum tek bir gece. Aniden gidebileceðim için hesabý peþin ödemek istiyorum. Odama da bir þiþe Napolyon konyak gönderin lütfen
= Baþ üstüne beyefendi. Buyurun anahtarýnýzý.
Odasýnýn balkonunda gölü seyredip konyaðýný yudumlarken, otele sekiz on kilometre kala geçtiði bir virajý hatýrlamaya çalýþtý. Asfalt çalýþmasý yapýldýðý için þu an stabilize durumda olan u þeklindeki dönüþün yan tarafýnda on beþ yirmi metrelik dik bir yar vardý. Bu gün gelirken yeni mýcýr dökülmüþ o kýsýmda bütün arabalar kaymamak için aðýrlaþmak mecburiyetinde kalmýþlardý. Bu tür detaylarý yakalayýp deðerlendirmek onun iþinin özelliklerindendi. Ani bir kararla dönüþte iþi orada bitirmeye karar verdi. Bu defa kesinlikle silah kullanmayý düþünmüyordu. Çünkü, kýsa bir zaman içinde ayný sitede oturan iki kiþinin vurulmalarý ile olayýn peþinde olan polis mutlaka huylanacaktý. Ayrýca, deðiþik metotlar kullanmak hoþuna gidiyordu. Bu ayný zamanda tecrübesinin geliþmesini saðlarken, iþin monotonluðunu da önleyip olaya renk katýyordu. Mesela zamaný ve yeri uygun olduðu takdirde bir kaç sipariþte çok deðiþik bir yollar kullanmýþtý. Geride iz býraktýðý için tabancasýný zorda kalmadýktan dolayý kullanmayý pek sevmezdi. Þimdiye kadar son iþ dâhil üç defa mermiyle iþ görmüþtü. Ama prensibi icabý her olaydan sonra o silahý yok eder, ayný tabancayý ikinci bir defa asla kullanmazdý. Doðal nedenlerle oluþan ölüm görüntüsü, polisçe araþtýrmaya karýþtýrmaya gerek duyulmadan kapatýldýðý için en sevdiði metottu.
Ýlk iþindeki astým krizi sonucu solunum yetersizliði çok temiz bir iþ olmuþtu. Boþ enjektörle damardan verilen hava olayýnda, iðne izinden kimse pirelenmezse ölüm raporunda yüzde doksan dokuz kalp sektesi yazýlýrdý. Yüksek dozda ensülin de iyi bir yöntemdi ama, belli riskleri vardý. Bu iþte biraz da þöhret olmuþsan fazla göze batmamak ilk þarttý. O da þimdiye kadar tek bir açýk vermemiþ, delikanlýlýðýnda bir sokak kavgasýnýn dýþýnda daha hiç karakola adýmýný atmamýþtý. Yarýn gerçekleþecek sipariþin on ikinci iþi olacaðýný düþündü. Baþka yerleri bilmiyordu ama, Ýstanbul piyasasýnýn en iyisi oydu. Tabii ki ücreti de ona göre yüksekti. Ucuz iþlerle asla ilgilenmez, kolayýna zoruna bakmadan kiþi baþýna peþin 100.000 dolar nakit alýrdý. Ama herkes bilirdi ki P, hiç bir zaman yamuk yapmaz, aldýðý iþi mutlak sonuçlandýrýrdý. Çünkü bu âlemde senet çek ve ya sözleþme söz konusu olamayacaðý için güven en çok aranan þeydi.
Geçenlerde oturup hesabýný yapmýþ, yaþadýðý bu lüks hayata raðmen nakit tam yedi yüz bin dolarý olduðunu görmüþtü. En az bir o kadar da gayrimenkulü de hesaba katarsa, þu an iþi býraksa bu para hayatýnýn sonuna kadar yeter de artardý bile. Bunlarý aklýndan geçirirken, gölün kýyýsýnda el ele dolaþan bir çifti görünce gene aklýna Zühal geldi. Zavallý kýz. Eline alacaðý lise diplomasý ile boktan bir yerde ancak sekreterlik yapabilir, þiþman yaþlý patronlarýn iþtahýný kabartýrdý.
Kendisinin çuvalla parasý olmasýna raðmen, o güzel kýzý bu tür bir hayata mahkûm ettiðini düþününce bu soruna mutlak bir çözüm bulmaya karar verdi.

               ***
O gece hem karýkocayý gözaltýnda tutmak, hem de bir þeyler yemek için aþaðý indi. Müstakbel kurbanlarý gazino kýsmýnda sekiz on kiþilik bir gurup halinde þampanyalar patlatýyorlardý. Masaya bakarken bir an düþündü. Bu senin son gecen dense insan gene de ayný þeylerimi yapardý acaba? Yoksa tüm hayatý boyunca içinde ukde kalmýþ baþka bir þeyi mi gerçekleþtirmeye çalýþýrdý. Duygusallýk onun kitabýnda yazmadýðý için bu tür saçma düþünceleri býrakýp kendine mükellef bir ziyafet çekti. Masadaki ýzgara lüfer ve nefis mezelerle bir iki duble raký da iyi giderdi. Bir gün sonra yerine getireceði bir sipariþi olduðu zamanlar yataða mutlak surette ayýk girmek, prensipleri arasýndaydý. Vücudu olduðu kadar sezgileri ve refleksleri tam yerinde olmasý gerekirdi.
Gece ona doðru, karþýsýnda kahkahalar atan masada herkesin zil zurna sarhoþ olduklarýný görünce, bu gece yola çýkmalarýnýn imkânsýz olduðunu düþünüp kýsa bir yürüyüþ yapmak için dýþarý çýktý. Mis gibi çam kokularýný ciðerlerine çekip gölün etrafýnda bir tur attý. Kuytu yerleri tercih eden kadýnlý erkekli çiftleri görünce aklýna Zühal geldi, caný sýkýldý. Lobiden o günkü bir gazeteyi isteyip odasýna çýktý. Çevirdiði sayfalarda ne olduðunun farkýna varamadýðý için onu bir kenara býrakýp elini çenesine dayayýp düþünmeye baþladý. Þu son kýrk sekiz saat içinde, hayatý boyunca hiç tatmadýðý bir takým heyecanlar onun klasik kiþiliðine hiç uymuyordu. O ki, bir insanýn hayatýna son verecek planlarý ve son hareketi yaparken kýlý bile kýpýrdamazdý.
Hayal kurup çeþitli fanteziler üretmek ona o kadar yabancý þeylerdi ki. Ýkide birde, Zühal acaba þu an ne yapýyor diye düþünüp gerçek kimliðini unutmasý onun için büyük lükstü.
Aptal âþýklar gibi hayallere dalamaz, mesleði gereði hep diken üzerinde tetikte olmasý gerekirdi. En ufak dalgýnlýk kesinlikle onun sonu olurdu. Bu illetten kendini kurtaramadýðý takdirde, eninde sonunda bir gün baþýnýn derde gireceðini biliyordu.
Kafasýný baþka yere kaydýrmak için gazetenin bulmacasýný açtý. Saçma sapan sorulardan sýkýlýnca, Zühal'i göreceði öteki Pazartesi'ye kadar kaç saat kaç dakika kaldýðýný merak etti. Gazete kenarýna bol sýfýrlý bir sürü rakamlar yazýp çizerken aniden aklýna gelenle cep telefonuna sarýldý.
= 118 mi? Ýkametgâhý Ýstanbul Levent olan Veysel Demirtaþ telefonunu rica ediyorum.
= Bir dakika bekleyin efendim.
Acaba telefonlarý var mý idi diye düþünürken yanýt geldi.
= . . . 97 65
= Teþekkür ederim.
Numarayý çevirirken o kadar heyecanlý idi ki, iki defa yanlýþ tuþa bastý. Kýzýn sesini duymasý ile kalbinin deli gibi çarpmaya baþladý.
= Buyurun efendim. Kimi aradýnýz?
= Merhaba Zühal Haným. Ben Naci.
Bir sure sessizlik oldu.
= Merhaba Naci Bey. Bir an þaþýrdým. Telefon numaramý nasýl buldunuz?
= Can sýkýntýsýndan eski gazeteleri karýþtýrýrken dedenizin cinayet haberine rastladým. Orada adý ve soyadý vardý. Ben de bilinmeyen numaralarý arayýp telefonunuzu buldum. Gecenin bu saatinde, dünden beri nasýlsýnýz diye merak edip sizi aradýðým için kýzmadýnýz deðil mi?
= Kesinlikle hayýr. Sýkýntýdan patladýðým için memnun bile oldum. Teþekkür ederim çok iyiyim diye þakýdý genç kýz.
= Ne yapayým. Koca evde tek baþýna vakit geçmiyor. Bu açýdan siz erkekler çok avantajlýsýnýz. Ýstediðiniz saatte istediðiniz yere gidip gezebiliyorsunuz.
Genç adam bunu bir çaðrý gibi kabul etti.
= Büyük bir sebep olmadýðý takdirde ben de geceleri dýþarý pek çýkmam. Sizi aramayý keþke daha önce düþünebilseydim.
= Hani gece dýþarý çýkmayý sevmezdiniz.
= Sizden daha büyük bir sebep olabilir mi deyince kýz bir kahkaha attý.
= Teþekkür ederim. Siz evden mi arýyorsunuz beni?
= Oteli ev gibi benimsediðim için öyle de denebilir. Kendime ait bir evim var ama bekâr bir erkek olarak temizliði bakýmý zor olduðu için otelde kalmayý tercih ediyorum.
= Öyle mi? Deðiþik bir tarz.
= Mecburiyet desek daha doðru. Þey diye kekeledi P. Sýkýldýðýnýzý söyleyince aklýma geldi. Acaba diyordum. Yarýn akþam benimle yemek yer misiniz? Taze balýklarý olan çok güzel bir yer biliyorum. Oradan da bir sinemaya falan giderdik. Veya sizin arzu ettiðiniz baþka bir yere.
Teklif karþýsýnda biraz düþünen kýz,
= Bilemiyorum dedi. Yakýn zamanda dedemi kaybettiðim için komþularýn gözü hep üzerimde. Bir gören olursa yadýrganmaz mý acaba?
= Ne alakasý var. Siz özgür bir insansýnýz. Kimseye de hesap vermeye mecbur deðilsiniz. Kabul ederseniz gene o durakta beklerim sizi.
Telefonun öteki ucunda bir sessizlik oldu. Kýzýn kendi kendiyle mücadele ettiði belliydi.
= Pekâlâ. Yarýn akþam beþ gibi durakta olurum.
Sevinçten bir çýðlýk atmamak için kendini zor tuttu.
= Ben bir saat öncesinde orada sizi bekliyor olacaðým.
= Ýlahi Naci bey diyerek küçük bir kahkaha attý kýz. Ýyi geceler.
= Size de iyi geceler mutlu rüyalar Zühal Haným.
Telefonu kapatan P, içinden sessiz sevinç çýðlýklarý atýyordu.
Uzandýðý yatakta bir müddet hayaller kurup sonunda mutlu bir þekilde gözlerini kaparken, saat sekizde kalkmam lazým diyerek beynine mesaj gönderdi.
Sabah uyandýðýnda ýlýk bir duþ yaptý. Tabancasýnýn þarjörün çýkarýp kontrol etti. Sigara tablasýný tuvalete döküp yýkadý. Ellemiþ olduðu kapý kollarýný ve banyodaki bataryalarý silip odada kendisinden bir iz kalmadýðýndan emin olmak için son bir defa etrafa göz gezdirdi. Anahtarý kapý üzerinde býrakýp aþaðýya indi. Lokantanýn önündeki tentenin altýnda hafif bir kahvaltý yaparken çay fincanýný ve çatalýný kaðýt peçeteyle tutmuþtu. Oturduðu yerden park yerindeki arabalarý gayet rahat görebiliyordu. Karý kocanýn akþamki içki içiþlerini hatýrlayýp, onlar öðleye doðru ancak kalkarlar diye düþündü. Gazeteleri karýþtýrýp vakit geçirdikten epey zaman sonra karý kocanýn içeri girip yakýn bir masaya oturduklarýný gördü. Öyle ki, konuþmalarýný bile gayet net duyabiliyordu. Kadýn garsona zengin bir kahvaltý ýsmarlarken, adam baþýnýn aðrýdýðýndan ve midesinin kötü olduðundan þikâyet edip iki aspirin ile bir bardak çay istemiþti. Yarým saat kadar sonra onlarla birlikte P de masadan kalktý. Kominin uzattýðý çantalarý bagaja yerleþtiren adam yanýndaki Mustang'ýn kapýsýna açan P ye gülümsedi. Beðendiðini belirten bir yüz ifadesi ile arabayý süzdü.
= Güzel araba.
= Sizinki de fena sayýlmaz.
= Ama Amerikan yapýmlarý bir baþka oluyor.
= Tabii ki kiþiye göre deðiþir.
= Haklýsýnýz. Yolculuk Ýstanbul'a mý?
= Evet. Ankara'dan dönüþte yorulduðum için burada mola verdim.
= Haklýsýnýz birader. Þu doðaya baksanýza. Ýnsanýn ömrüne gün katýyor.
Kadýn oturduðu araba içinde sýkýntý ile seslendi.
= Dünya kadar yolumuz var. Þimdi muhabbetin sýrasý mý?
P, ilk önce onlarýn çýkmasýný için arabanýn içinde oyalandý. Hareket ederken eliyle selam veren adama ayný þekilde karþýlýk verdi. Arabaya binip marþa basarken biraz önce adamýn söylediði cümle aklýna gelince güldü. "Burasý insanýn ömrüne gün katýyor" demiþti.
Motelin bahçesinden çýktýklarýný görünce o da hareket etti. Bir müddet yol aldýktan sonra bayýr aþaðýya inerlerken, yüze elli, iki yüz metre kadar ileride arabalarýn kaldýrdýðý toza bakýp hedefe yaklaþtýklarýný düþündü. Biraz süratlenip onlara yaklaþtýðýnda asfalt bitmek üzereydi. Mersedes fren yapýnca arkasýnda kýrmýzý lambalarý yandý. Düþük vitesle peþ peþe toz bulutu içinde gitmeye baþladýlar. Uzaktan görülmelerini engelleyen toz bulutu P nin arayýp da bulamadýðý bir þeydi. O malum viraja yüz yüz elli metre kadar kaldýðýný tahmin eden P, önlerinde ve arkalarýnda baþka bir araba olup olmadýðýný kontrol etti. Her iki tarafý da görünen yolda baþka vasýta olmadýðýný fark edince koltuðunda hafifçe doðruldu. Mercedes'in fren lambalarý sýk sýk yanýyordu. O keskin viraja on metre kadar kalýnca ona iyice sokulup önündekini paniðe sevk etmek için devamlý klakson çalmaya baþladý. Sað sinyalini yakýp pencereden çýkardýðý eliyle de geç iþareti yapan Mersedes hala korna çalýp ensesinin dibinde gelen aracý geçmesi için saða çekip durdu. P, hiç duraksamadan takviyeli tamponlarý ile sol arkadan ona çarptý. Buz gibi kaygan olan mýcýrýn üstündeki araç o darbe ile öne fýrladý. Mercedes'in kasasýndan daha iri ve aðýr olan Ford gene fren yapan arabayý önüne katýp bayýr aþaðý sürüklemeye baþladý.
Arkadakinin niyetinin iyi olmadýðýný sonunda tahmin etmiþ olan Mercedes, ondan kurtulabilmek için bu defa gazladý. Fakat o zeminde ani süratlenme patinajlara neden oldu. O sýrada da u viraja geldiklerinde, her þey P nin tahminlerinden daha iyi geliþmiþti. Öndeki hala gaza basmakta inat ettiði için araba kendisini bir türlü toparlayamýyor burnu bir saða bir sola dönüyordu. Mercedes’in burnunun tam uçuruma dönük olduðu bir anda, Mustang güçlü motorlarýnýn homurtusu ile birlikte önündeki arabaya tüm gücü ile bindirdi. Koca Mercedes fýrlatýlmýþ bir top mermisi gibi ileri fýrlayýp bir müddet sanki havada asýlý gibi kaldý. Yolun gerisini ve ilerisini gözleri ile bir daha tarayan P, biraz aðýrlaþarak yamaca her çarpýþta darmadaðýn olan aracýn sonunda ters olarak dibe vuruþunu izledi. Önce bir ateþ topu oluþtu, arkadan da sesi geldi. O badireden bir sineðin bile kurtulmasý mümkün deðildi. Olayý çevreden gizlemek ve toz bulutunu iyice arttýrmak amacý ile gaza biraz yüklenip arabayý patinaja kaldýrdý. Bozuk kýsým bitip de asfalta çýktýðýnda süratini iyice arttýrýp teybe bir kaset koydu."Dönülmez akþamýn ufkundayýz. Vakit çok geç. Bu son fasýldýr ey ömrüm, nasýl geçersen geç" diyordu Bülent.
Depoyu doldurmak için bir benzinliðe girdiðinde arabasýnýn ön tarafýný kontrol etti. Bir mahmuz gibi çýkýntýsý olan tamponun kromajýndaki oluþmuþ diðer arabanýn boya lekesini bagajdan çýkardýðý pasta cila ile ovarak yok etti. Hem akþamki randevusu için, hem de biraz önceki olaydan iz kalmamasýný düþünerek toz içindeki arabasýný pýrýl pýrýl yýkatýp Ýstanbul'a vardýðýnda doðru otele gitti. Sinekkaydý bir týraþ olup duþ yaptý. Þiþesine bayaðý yüklü bir para verdiði týraþ losyonundan sürünüp, açýk renk bir ceket ile siyah bir pantolon giydi. Yakasý açýk spor gömleðinin içine bir de fular baðlayýp koltuk altýndaki silah belli oluyor mu diye ayna karþýsýnda kendini seyretti.
Askerden döndüðünden beri hazýr elbise almýyor, özel diktiriyor, dikiþini de terzisine ona göre yaptýrýyordu. Saate baktý henüz üçtü. Oda servisinden bir þiþe konyak isteyip heyecanýný yatýþtýrmasý için dolu bir kadeh içti. Saat üç buçuk olduðunda oraya ancak giderim diyerek yola çýktý. Dakikasý dakikasýna tam dörtte Levent'de ki duraðýn biraz ilerisine yanaþtý.
Henüz bir saat zamaný olmasýna raðmen, geçirdiði bunca badirelerde zerre kadar heyecan duymayan P' nin daha þimdiden kalbi çarpmaya baþlamýþtý.
On beþ dakika kadar sonra onun sokaktan çýktýðýný görünce þaþýrdý. Arabadan fýrlayýp ona doðru koþtuðunu gören kýz durup gülmeye baþladý.
= Merhabalar Zühal Haným diye kekeledi P. Açýk söylemek gerekirse, en az bir kýrk beþ dakika kadar daha bekleyeceðimi zannediyordum. Sabýrsýzlýðýmý görüp acýyarak sizi harekete geçiren tanrýya minnettarým.
= Vallahi âlemsiniz Naci Bey. Ben bir saat erken gelip de sizi bekleyeceðim dediðinizde þaka ediyorsunuz sanmýþtým. Hazýrlanmak üzereyken çorabýmý kaçýrdým. Karþý caddedeki tuhafiyeciden yenisini almak için evden çýkmýþtým. Daha makyajýmý bile yapmadým.
= Siz inanýn böyle de harikasýnýz. Gelin çorabýnýzý birlikte alalým. Ama bir þartým var. Sizi böyle erken yakalamýþken býrakmak istemem. Ne olur gittiðimiz yerde giyin onu.
= Mademki öyle arzu ediyorsunuz diyen kýz gülümsedi.
Caddenin karþýsýna birlikte gittiler. Onun tezgâhtara, istediði renk marka ve numarasýný vermesinden sonra adamýn kutudan tek bir tane çýkardýðýný görünce;
= Kutuyu olduðu gibi verin diye atýldý.
= Naci Bey, gerek yok.
= Rica ederim. Bunlarý nasýl olsa peynir ekmek gibi tüketiyorsunuz diyerek parayý ödedi.
Kendisine teþekkür eden kýza kapýyý açýp çýkmasý için bekledi.
= Siz þimdi nereye gitmemizi arzu ediyorsunuz onu söyleyin.
= Siz taze balýðý olan bir yer biliyorum deyince ben kendimi ona göre hazýrlamýþtým. Uzun zamandýr hep caným çekiyordu zaten.
= Hay hay. Emretmek sizden, yerine getirmesi benden.
Geri dönüp Mecidiyeköy’e doðru yol alýrlarken, güçlü araba homurdanarak süratle yol alýyor, önündeki tüm araçlarý teker teker geçiyordu. Kýzýn süratten hoþlandýðýný geçen seferden fark ettiði için ona kaçamak bir göz attý. Heyecandan pembeleþmiþ yanaklarýna bakarak onun mutlu olduðunu tahmin etti.
Yola çýktýklarýndan bu yana ikisi de önlerine bakarak susuyor, sanki diðerinin lafa baþlamasýný bekliyordu. Sessizliðin fazla uzamasý üzerine P hafifçe ona doðru döndü.
= Artýk okul falan bittiðine göre, anlatýn bakalým zamanýnýzý nasýl geçireceksiniz?
Genç kýz erkeðin düzgün yüz hatlarýna göz attý.
= Neyini anlatayým ki. Okul varken gündüz arkadaþlarla, gece derslerle vaktin nasýl geçtiðini anlamýyordum. Þimdi koca evde tek baþýma ne yapacaðýmý þaþýrýyorum. Can sýkýntýsýndan her Allah'ýn günü bütün evi baþtan aþaðý süpürüp temizliyorum. Ama bu, en fazla iki saatimi alýyor. Komþularýmýn tümü yaþlý insanlar. Buraya emekliler sitesi dense yalan olmaz. Onlarla benim ne muhabbetim olabilir ki. Zaten hepsi dedemin öldürülmesinden sonra bana acýrmýþ gibi bakýyorlar. O tür davranýþlardan pek hoþlanmadýðým için ben de onlara mesafeli davranýyorum. Hepsi bir yana dedemin yokluðu her geçen gün biraz daha koyuyor diyerek kýz baþýný iki yana salladý.
= Hiç olmazsa evde bir nefesti. Camýn kenarýnda saatlerce otururken düþünüyorum da, o zavallý yaþlý adamdan kim ne istemiþ olabilir ki?      
Böyle diyerek parmaðýnýn ucuyla yaþaran gözünü sildi.
= Onun katili nasýl bir canavar ruha sahip ki nedensiz bir þekilde zavallýyý katletti. Parasý için desem emekli maaþýndan baþka bir geliri yoktu. Yalnýzlýk çok kötü bir þey diyerek içini çekti.
Tam o sýrada, köprüye gitmek için çevre yoluna sapýyorlardý ki, önlerine aniden bir sokak köpeði fýrladý. P, hayvana çarpmamak direksiyon darbesi ile birlikte sert bir fren de yapýnca, koca araba bir an yalpalayýp patinaja kalktý. Arkadan gelen bir araç korna çalarak onlarý kýl payý geçti onlarý. P' nin soðukkanlý davranýþý sayesinde sað tarafa çekip durdular. Ýkisi birden arkalarýna baktýklarýnda sýska hayvanýn sanki bir þey olmamýþ gibi yoluna devam ettiðini gördüklerinde birbirlerine bakýp gülümsediler.
= Bir þeyiniz yok ya Zühal Haným?
= Ýyiyim ve mutluyum. Karabaþ adýna da size teþekkür ederim.
Tekrar yola koyulduklarýnda.
= Sebepsiz öldürmeye ben de karþýyým dedi P. Bilhassa hayvanlara. O zavallýlar, insanlarýn egemen olduðu bu dünyada bizim merhametimize sýðýnmýþ gibiler.
Kýzýn kendisine bir soru yöneltmek için hazýrlandýðýný görünce mevzuu deðiþtirmek için hemen arkasýndan ilave etti.
= Demin yalnýzlýktan bahsediyordunuz. Onun anlamýný kimse benim kadar bilemez. Ama daha kötüsü nedir bilir misiniz? Etrafýnýzda sürüyle insana raðmen, kimse size bakmaz, selam vermez, sýðýnacak derdinizi açacak bir Allah'ýn kulu bulamazsanýz iþte asýl yalnýzlýk odur.
= Çevrenizde bir duvar oluþmuþtur. Ýtilip kakýlmaktan ve her saniye hakaret görmekten býktýðýnýzda, sizin þikâyet ettiðiniz tür yalnýzlýklar bile insana ilaç gibi gelir. Onun için kuru kalabalýðýn bence hiç anlamý yok. Etrafýnda sana deðer veren bir iki kiþi varsa bu senin mutluluk sebebin olmalý.
Genç kýz, bunlarý söylerken yüz hatlarý sertleþen erkeðe ilgi ile baktý.
= Bu konuda bayaðý dertli olduðunuz anlaþýlýyor. Siz benim hakkýmda çok þey biliyorsunuz. Ama ben sizin isminizden baþka bir þey bilmiyorum. Biraz kendinizden bahsetsenize bana. Mesela, ne iþ yaparsýnýz. Nasýl bir çocukluk geçirdiniz ki insanlara karþý bu kadar güvensizsiniz?
Gözleri çizgi halini alan erkek acý acý güldü.
= Çocukluðum, hatýrlamak bile istemediðim kara bir mizah gibidir. Sizin gibi cici bir hanýmýn ilgisini çekecek pek bir þey yok o hikâyenin içinde. Ne iþ yaptýðýma gelince diye yutkundu. Ýnsanlar kendilerinin baþ edemediði sorunlarý bana havale ederler
= Özel hafiyelik gibi bir þey mi yani?
= Öyle de diyebilirsiniz.
O sýrada köprüyü geçip boðaz yoluna girmiþlerdi. Anadolu yakasýnýn bu sahil bandý karþý tarafýn keþmekeþine karþýn daha tenha ve daha duru bir güzelliði vardý. Bir müddet sonra deniz kýyýsýnda bir çay bahçesinin önünde durdular. P, iki arabanýn arasýna ustalýkla park edip arabadan çýktý genç kýzýn kapýsýný açtý.
= Daha erken olduðu için burada biraz vakit geçirip temiz hava alalým ve boðazýn güzelliðini seyredelim. Sonra akþam yemeði için sizi güzel bir yere götüreceðim.
Rýhtýmýn dibinde bir masaya oturdular. Gelen garsona bir semaver ýsmarladýlar. P cebinden sigara paketini çýkarýp kýza baktý.
= Sanýyorum ki siz kullanmýyorsunuz. Rahatsýz olabilirsiniz düþüncesi ile yanýnýzda yakmamýþtým. Burasý açýk hava. Müsaadenizle þimdi bir keyif yapayým.
= Tiryakisi deðilim ama kýrk yýlda bir bende bir tane içerim deyip paketten bir tane çekince erkek ayaða kalkýp altýn bir çakmakla onun sigarasýný yaktý.
Acemi hareketlerle sigarasýný içmeye çalýþan genç kýz, P nin bir noktaya gözlerini dikmiþ olduðunu fark edince merakla o tarafa baktý. Erkek, parmaðý ile ona camekânlý bir seyyar satýcýdaki kâðýt helvalarýný göstererek yutkundu.
= Size belki komik gelebilir Zühal haným. Çocukluðumda böyle bir lüksüm olmadýðý için bir türlü yiyemediðim þunlarýn tadýný oldum olasý merak etmiþimdir. Arzu ederseniz birer tane alalým mý?
Kýz onun bu kadar basit bir þeye gösterdiði tepkiye þaþýrdý.
= Sadesi pek bir þeye benzemez ama, dondurmalýsý harika olur.
P o sýrada semaverlerini getirmiþ olan garsona cebinden bir on milyon çýkarýp uzattý.
= Þu karþý ki satýcýdan iki kâðýt helvasý alýp içine dondurma koydur.
Emir gibi söylenenlere bir an itiraz etmeyi düþünen garson, iri yarý adamýn gözlerindeki ifadeyi görünce,
= Baþ üstüne efendim diyerek oradan uzaklaþtý.
= Vallahi ömürsünüz Naci Bey. Ben sadece öylesi daha güzel olur diye fikrimi söylemiþtim.
= Sizin tarafýnýzdan güzel olarak tanýmlanan bir þeyi tanýmak isteyiþim kadar doðal bir istek olabilir mi?
Erkeðin bu tür iltifatlarý her yapýþýnda kýzýn yüzünde oluþan mahcup tebessüm ona daha bir güzellik katýyordu. P, yirmi dört saat gözlerimi dikip onu seyretsem býkmam herhalde diye düþündü
Çay servisini yapan kýz fincanýný uzatýrken sordu.
= Arabada yarým kalan bir konumuz vardý. Çok üstü kapalý geçiþtirdiniz. Sizin bu kadar karamsar olmanýzý gerektirecek neler oldu. Meraklý biri olduðumu sanmayýn ama davranýþlarýnýz her gün gördüðüm insanlardan o kadar farklý ki. Hayatýmda ilk kez birisi inmem için arabanýn kapýsýný açtý. Kâðýt helvasýný dondurmalý severim dediðimde arzumun gerçekleþmesi için adeta garsonu tehdit ettiniz. Bana saldýran o belalý herifleri canýnýzý tehlikeye atarak bir dakika içinde etkisiz hale getirirken adeta Roma'lý bir gladyatör gibiydiniz. Sonra bir sokak köpeðini kurtarmak için büyük bir rizikoya girdiniz. Bir an yufka yürekli romantik bir centilmen, hemen sonrasý bir cengâver oluveriyorsunuz. Sanki yaþadýðýmýz bu dünyaya ters düþen bir tarafýnýz var gibi. Size güven duymam mý yoksa sizden ürkmem mi lazým bir türlü kestiremiyorum. Gerçekten merak ediyorum, kimsiniz siz?
= Bitti mi diye güldü P. Meraklý deðilim diyorsunuz ama bir çýrpýda en az beþ soru sordunuz. Pekâlâ diyerek arkasýna yaslandý. Mademki beni tanýmak istiyorsunuz son sorudan baþlayarak merakýnýzý gidermeye çalýþayým.
Kýzýn onu gücendirmiþ olmasý ihtimali ile endiþeli bir tavýrla yüzüne bakýþýna bir defa daha güldü. Masadaki sigara paketini ona uzatýp istemediðini ifade eden kafasýný iki yana sallamasý üzerine kendisi bir tane yaktý. Derin derin iki nefes çekip hemen önünde kaynarmýþ gibi çalkalanan boðazýn karanlýk sularýna gözlerini dikti.
= Ýnanmayacaksýnýz ama hayatýmda ilk defa birisine yardým etmek için kavgaya karýþtým. Belki o anki çaresizliðiniz, belki de çarpýcý güzelliðiniz, ya da o gençlerin küstah tavýrlarý beni tahrik etmiþ olabilir tam bilemiyorum. Bildiðim tek þey sizinle tanýþma imkânýný saðladýðý için çok isabetli davranmýþ olduðum.      Kýzýn mahcubiyetten dolayý gene pembeleþen yüzüne baktý.      = Bazý þanslar insanýn tüm hayatý boyunca ayaðýna bir defa gelir. Yani ben doðru zamanda doðru yerdeydim hepsi bu. Ýkincisi, benden size asla bir kötülük gelmez, buna inanýn. Çünkü diyerek yutkundu. Bu yaþýma kadar ciddiye aldýðým saygý ve hayranlýk duyduðum ilk kadýnsýnýz derken bu defa kendi yüzünün kýzardýðýný hissetti.
Kýz gözlerini kucaðýndaki ellerine dikmiþ olarak fýsýltý gibi bir sesle
= Bu zamana kadar ilk haným arkadaþýnýz olduðuma inanmam çok zor.
= Ama gerçek bu diye sesinin tonunu yükseltti P.
Bir an susup düþündü.
= Peki, sizi bu þekilde düþünmeye iten þey nedir.
= Bilemiyorum. Hali vakti yerinde ve oldukça yakýþýklý bir erkeksiniz. Bunca zaman yalnýz olduðunuzu söylemeniz biraz abartýlý gibi geldi bana.
= Ama inanýn doðruyu söylüyorum. Belki de çocukluðumdan miras kalan o ürkeklik beni bu konuda pasif kalmaya mecbur etmiþtir.
Genç kýz baþýný kaldýrýp onun gözlerini içine baktýðýnda gerçeði söylediðini anladý.
= Neyse, ben sorularýnýzý yanýtlamaya devam edeyim. Hayat hikâyemin en can alýcý tarafý olan çocukluðum hem maddi hem manevi açýdan tam bir sefalet içinde geçti dedi genç adam.
Annemin ifadesine göre, sözüm ona nikâh vaadi ile beraber yaþadýklarý bir adam, o hamileyken askerliðinde Kore'ye gitmiþ ve geri dönememiþ. Bu hikâye kimseyi tatmin etmediði gibi bana da pek inandýrýcý gelmemiþti. Dolayýsýyla bir piç olarak dünyaya gelmiþtim. Yaþadýðýmýz mahalle Ýstanbul'da olmasýna raðmen, bir küçük Anadolu kasabasý gibi herkesin birbirini tanýdýðý çok tutucu bir yer olduðu için, kendimi bildim bileli o sýfat ile hep aþaðýlanýp itilip kakýldým.
Bir martýnýn denize pike yapýþýný izleyip içini çekti.
= O çocuk ruhumda kopan fýrtýnalarý tasavvur bile edemezsiniz. Sonralarý yanýnda çalýþtýðým ve bir baba yerine koyduðum yaþlý bir demirciden baþka kimseden ilgi ve þefkat görmedim. Annem çalýþtýðý fabrikadan iþçi eksiltmesi gerekçesi ile çýkarýlýnca bu defa evlere gündelikçi olarak temizliðe gitmeye baþladý. Saðlýklý bir kadýn deðildi. Sabah kýraðýsý çýktýðý evden akþamlarý öyle yorgun argýn dönerdi ki, hemen divanýn bir köþesine büzülüp uyuklamaya baþlar, deðil baþýmý okþamayý, bana bir yudum yemek hazýrlamaya mecali bile kalmazdý. Her gün de iþ çýkmadýðý için karnýmýz yarý aç yarý tok olurdu. Bazen bana bakýþlarýnda, ona ayak baðý olduðumu hissederdim. Sonunda okul çaðým gelip çattý. Önlüðümü giyip yakalýðýmý takarak heyecanla gittiðim ilkokulda daha ilk gününde dayak yiyip öyle hakaretlere maruz kaldým ki, anamýn ve mahalle muhtarýnýn tüm baskýlarýna karþýlýk oraya bir daha adýmýmý atmadým. Okuldaki öðrenci ve öðretmenler ise, sen zaten buraya yakýþmýyordun der gibi ne arayýp ne sordular. Yanýna girdiðim o yaþlý demirci evinden getirdiði yemeðini benimle paylaþýp okuma yazmayý öðretti bana. Aksi ve sert bir ihtiyardý ama ara sýra baþýmý okþayýp bana evlat deyiþi içimi ýsýtýrdý. Ýþte benim çocukluðum böyle geçti Zühal Haným diye kýza bakýp gülümsedi. O ufacýk yaþlarda tek düþüncem, hem kafamý hem vücudumu geliþtirip beni hakir gören insanlara kendimi ispat etmekti. Sonunda bunu baþardým da.
Aðzý kurumuþ gibi bardaðýndaki son yudum çayý kafasýna dikti.
= Askerliðimden sonra haksýzlýða uðradýðýný iddia eden insanlar bana gelip adaleti saðlamamý istemeye baþladýlar. Tabii belli bir bedel karþýlýðýnda. Þimdi siz söyleyin bana diyerek kýzýn gözlerinin içine baktý. Bütün bu yaþadýklarýmdan sonra, yalnýz gücün egemen olduðu þu koca dünyada insanlara nasýl yaklaþmamý beklerdiniz.
O sýrada elindeki paketle garsonun yanlarýna gelmesi üzerine konuþmasýna ara verdi.
= Beklettiðim için özür dilerim efendim. Ama dondurmayý biraz uzaktan temin etmek zorunda kaldým. Hepsi iki milyon tuttu. Buyurun paranýzýn üzerini.
= Hizmetinize karþýlýk sizde kalsýn. Teþekkür ederim.
Adam saygýyla eðilip uzaklaþýrken kýz gülerek baþýný salladý. P, açtýðý paketteki dondurmalý helvalardan birini ona uzatýrken tebessüm ederek sordu.
= Bir þey mi oldu Zühal Haným.
= Hayýr dedi kýz. Ýki milyonluk þey için sekiz milyon bahþiþe güldüm.
Onun yüzündeki tatlý ifadeyi doya doya seyreden P,
= Sizin mutlu olduðunuzu görmek için bu o kadar küçük bir bedel ki. Haydi erimeden yiyelim bakalým. Bu nasýl þeymiþ?
Ýlk ýsýrýðýnda beðenmiþ gibi baþýný salladý.
= Gerçekten çok güzelmiþ derken, eriyen kakaolu dondurmadan açýk renk ceketinin yakasýna bir damla akýverdi.
Kýz çantasýnda çýkardýðý mendili semaverin suyuyla ýslatýp ona doðru yaklaþtý.
= Kurumadan temizlemezsek orada rozet gibi duracak diyerek silmeye çalýþtý.
Göðsüne doðru uzanmýþ kýzýn kumral saçlarý erkeðin çenesine deðiyor, gençlik ve tazelik kokusu adeta burun deliklerini yakýyordu. Adam bu durum kendini sersemletmiþ, onu ürkütmek istemezmiþ gibi nefes bile almýyordu. Gecelerini renklendiren o ucuz kadýnlardan öylesine farklýydý ki, heyecanlandýðýný hissetti. Yaptýðý iþe kendini kaptýrmýþ olan kýz sonunda;
= Gördünüz mü çýktý iþte diye kafasýný kaldýrýp ona baktýðýnda göz göze geldiler.
Nefesleri adeta birbirlerinin yüzlerini yalarken bir müddet büyülenmiþ gibi öylece kalakaldýlar.
Genç kýz kýzararak aceleyle iskemlesine dayandý. Kaçamak bakýþlarla bir sure sessizce oturdular. Sonunda gergin atmosferi daðýtmak isteyen kýz telaþla;
= Hikâyenize devam eder misiniz lütfen dedi.
P, kuruyan dudaklarýný dili ile ýslattý.
= Zavallý gençliðim böyle iki dakikada özetlendiðinde hikâye gibi olmasý ve sizin ilginizi çekmesi çok hoþ. Hem biliyor musunuz? Bunlarý ilk defa birisine anlatýyorum.
Küçük ýsýrýklarla dondurmasýný yiyen kýza baktý.
= Askerlik çaðým geldiðinde boyuma posuma bakýp beni jandarma komandosu yaparak güney doðuya gönderdiler.
= O yöredeki tam bir iç savaþ vardý. Bende onlarýn tam aradýklarý bir tiptim. Çok aðýr þartlarda süren eðitimler bana eðlence gibi geliyordu. Gösterdiðim baþarý ile çavuþ olup aldýðým aylýðý kuruþuna dokunmadan artýk çalýþmakta zorlanan anama gönderiyordum. Daðda bayýrda eþkýya takiplerinde iki defa vuruldum. Bunlar beni korkutacaðýna daha da ateþledi. Öldürmeyen Allah yaptýðým iþleri sanki tasvip eder gibiydi. Tezkere aldýðýmda orduda uzatmalý olarak kalmam için çok baský yaptýlar. Ama emirle hareket etmek bana ters geliyordu. Ýstanbul'a döndüðümde iyice çökmüþ olarak bulduðum anamý, ilk kazandýðým paralarla aldýðým kaloriferli bir daireye yerleþtirdim. Artýk bir eli yaðda bir eli baldaydý. Ama garibim çileli yaþamaya o denli alýþmýþtý ki, o refah ortamý ona ters geldi. Ancak bir sene dayanabildi. Bir akþam eve geldiðimde, en büyük zevki olan televizyonun karþýsýnda ölüsünü buldum. Sessiz sedasýz göçüp gitmiþti. O günden sonra o evde bir daha hiç yatmadým. Dediðim gibi bir otele taþýndým. Kapýcýnýn karýsý haftada bir gider havalandýrýp temizliðini yapar. Ýþte Zühal haným. Benim hayat hikâyem bu kadar. Gördüðünüz gibi ben sizden binlerce defa daha yalnýzdým.
Kýz eli çenesinde bir müddet karþýsýndakine baktý.
= Pek hoþ olmayan anýlarýnýzý kurcaladýðým için beni baðýþlayýn. Deðiþken tavýrlarýnýzýn gerisinde neler yattýðýný þimdi daha iyi kavrayabiliyorum. Peki, þikâyet ettiðiniz bunca yalnýzlýktan sonra evlenip çoluk çocuða karýþmayý hiç düþünmediniz mi?
= Hayýr dedi P. Böyle bir konuyu hiç aklýma getirmediðim gibi, zaten o özelliklere sahip bir haným da çýkmadý. Dediðim gibi, ben özgürlüðünden kolay kolay vazgeçebilen biri deðilim. Belli saatlerde camda bekleyen bir kadýn ve boy boy çocuklar benim tarzýma pek uymuyor. Bir saattir hep benden bahsediyoruz. Sýra sizde þimdi. Mesela sizin bir prensiniz yok mu?
Kýz baþýný iki yana salladý.
= Bir kýz lisesinde okuduðum için þimdiye kadar ciddi bir iliþkim olmadý. Tabii geçen gün yolumu kesen o serseriyi saymazsak.
= Onlar pislikten baþka bir þey deðiller Zühal Haným.
= Öyle diyorsunuz ama bizim okul civarýnda onlarýn þöhretleri pek sizin hafife aldýðýnýz kadar az deðildir. Yaþýt yeðenler olan o üçlüye kimse bulaþmak istemez.
= O tür süprüntülere kafanýzý takmayýn. Siz benim himayemde iken kýlýnýza bile dokunamazlar. Onlarý býrakýn da, Pazartesi diplomanýzý aldýktan sonra neler yapmayý düþünüyorsunuz. Gerçekten yüksek tahsilden tamamen vazgeçtiniz mi yani.
= Ne yazýk ki evet diyen kýzýn yüzü üzüntüyle karardý. En büyük arzum iyi bir avukat olmaktý. Çocukluðumdan beri o siyah cübbe ile adliye koridorlarýnda dolaþmanýn hayalini kurardým. Ama artýk bu mümkün deðil diye dudaklarýný ýsýrdý. Þimdi en kýsa zamanda bir iþ bulup hayatýmý kazanmam lazým. Gazete ilanlarýna bakýyorum ama neredeyse hademeleri bile lise mezunu istiyorlar.      
= Ana dilim gibi konuþtuðum Ýngilizce belki beni kurtarýr diye umuyorum.
= Benim aklýma bir þey geldi Zühal Haným. Akþamlarý evde tercüme iþleri filan bulabilseniz gündüz okula gitmek ister miydiniz?
= Düþünmez olur muyum hiç. Eleme sýnavlarýnda puaným bir hayli yüksekti. Hukuk fakültesini kazanmam garanti gibiydi. Dediðiniz gibi bir tercüme iþini nereden bulabilirim ki?
= Bir Çinli filozof, istemek olmuþun yarýsýdýr. Bir Türk'te, gün doðmadan neler doðar der. Dünya meseleye böyle baktýðýna göre siz niye bu kadar karamsarsýnýz ki?.
Sonra saatine bakýp ta, yedi buçuða yaklaþtýðýný görünce
= Ýnanýn, vaktin nasýl geçtiðini anlamadým. Ama bildiðim bir þey varsa o da, bozuk bir moralin en iyi ilacý güzel bir yemektir. Hele o ziyafeti nefis bir þarapla süslerseniz. Sizi bilmem ama ben öðle yemeðini de unuttuðum için feci þekilde acýktým. Ýsterseniz kalkalým artýk. Sizi bir tanýdýðýmýn çoktandýr davet ettiði bir yere götürmek istiyorum. Vaktiyle meyhanecilik yapardý. Sonra sayemde zengin olunca Kuzguncuk'ta lüks bir restoran açtý. Ben de ilk defa gideceðim. Umarým beðenirsiniz.
= Nasýl isterseniz diye gülümseyen genç kýz ayaða kalkýp çantasýný omzuna astý.
Deniz boyunca uzanan þýk yalýlarý geçerlerken akþam güneþi Marmara'ya doðru alçalmýþ, iki kýtayý birleþtiren büyülü kent Ýstanbul yeni bir gecenin hazýrlýðý içine girmiþti. Sýrtlardaki koruluklarýn arasýndaki konaklarýn camlarý gittikçe alçalmakta güneþi yansýtýp insanýn gözünü alýyordu. Günün insana mahzunluk veren bu saatlerini severdi P. Yanýndaki güzel bir hatunun varlýðý ile de iyice keyiflenmiþ P bir sigara yakýp genç kýza bir göz attý.
= Açýk hava sizi biraz çarptý galiba Zühal haným. Daldýnýz konuþmuyorsunuz.
= Bütün gün dört duvar arasýnda yaþadýktan sonra olabilir diye gülümsedi. Ama çevreyi seyrederken gelip geçen araçlarýn içindeki insanlarýn yüzlerine dikkat ettim, Ne tuhaf hepsinin suratý bir karýþ. Tek bir tebessüm edene rastlamadým. Toplu bir mutsuzluk sendromu var gibi.
= Haklýsýnýz. Çocukluðum gülümsemeyi öðrenemeden geçti. Þu yaþýma kadar bir kahkaha attýðýmý hatýrlamýyorum. O tuzu kuru insanlara mahsus bir lüks olmalý. Aðýr hayat þartlarý herkesi somurtkan tipler yapmýþ. Zaten millet olarak yapýmýzda var. Baksana þarkýlarýmýza, hep gözyaþý acý keder. Siz hatýrlar mýsýnýz bilemem ama, eskiden yaþlýlar sýrýtan birini gördüler mi, affedersiniz ama, kötü kadýnlar gibi ne gülüyorsun diye insaný azarlarlardý. Gülmeyi ayýp sanan bir zihniyet ne kadar ilginç.
Bu tür konuþmalar sonrasý Kuzguncuk'ta denize doðru uzanmýþ bayaðý hoþ bir restoranýn önüne park ettiklerinde gene P onun kapýsýný açýp inmesine yardým etti. Genç kýz onun uzattýðý elini tuttu.
= Bu seremoniye fena alýþtýracaksýnýz diye tebessüm etti.
= Bu sizin gibi bir hanýmefendinin doðal hakký olmalý Zühal Haným diyerek zarif bir reveransla kýzýn elini öptü.
= Ýlginç bir erkeksiniz Naci Bey. Ýlkokula bile gitmediðinizi söylüyorsunuz, Çinli filozoflardan falan bahsedip, felsefe yapýyor, bir Ýngiliz centilmeni gibi davranýyorsunuz. O kavga, köpek ve kâðýt helvasý olaylarýný düþünüyorum da, yanýnýzda her an bir sürprize hazýr olmak gerekiyor.
Erkek, yüzüne ciddi bir ifade vererek sordu.
= Peki, bütün bunlar sizi olumsuz yönde mi etkiliyor.
Kýz baþýný iki yana salladý.
= Kesinlikle hayýr. Öyle bir þey olsa ikinci defa gördüðüm bir erkeðin yemek davetini herhalde kabul etmezdim. Sýkýlmaya gelince diye küçük bir kahkaha attý. Dediðim gibi, o kadar farklýsýnýz ki bu mümkün deðil.
P sýrýttý.
= O zaman herhangi bir problem yok demektir. Ýçeriye girelim mi?
Kýz onun koluna girince göðsünü daha bir kabarttý, dünyaya meydan okurcasýna. Salona girdiklerinde beyaz ceketli þef garson onlarý karþýladý.
= Hoþ geldiniz efendim. Rezervasyonunuz var mýydý acaba?
= Hayýr dedi P.
= O zaman çok özür dilemek durumunda kalýyorum efendim. Çünkü bu akþam tüm masalarýmýz rezerve.
P nin gözleri çizgi halini aldý.
= Sen patronuna gidip onu buraya çaðýr. P seni istiyor de.
Þef, onun duruþundan konuþmasýndan ve bakýþýndan etkilenmiþ olmalý ki biraz yumuþadý.
= Affedersiniz efendim. Tam anlayamadým. P nin devamý yok mu?
= Hayýr yok. Büyük harfle ve sadece P diye sýrýtýrken dudaklarý býçak sýrtý gibiydi.
Bu mesajýn yeterli olacaðýný anlayan þef
= Siz amerikan barda biraz istirahat edin beyefendi. Geldiðinizi ben hemen kendilerine iletirim diyerek kayboldu.
Ýki dakika geçmemiþti ki, üzerinde siyah smokini ve yakasýndaki kýrmýzý karanfili ile pek havalý olan patron peþinde telaþla kendisini takip eden þefle birlikte çýkageldiler. Adam onlara iki adým kala durarak kollarýný iki yana açtý.
= Aziz dostum. Görüþmeyeli yýllar oldu, inanamýyorum. Sonunda bizim fakirhanenin yolunu öðrendin demek diyerek bir kahkaha attý.
Sonra da P ye sarýlýp gürültülü bir þekilde yanaklarýndan öptü.
= Daha dün akþam konun geçmiþti. Kulaklarýný çýnlatmýþ olmalýyýz. Çok hatýrlý ve varlýklý müþterilerimden birkaç kiþi, bir müþkülatýndan bahsedince onlara seni tavsiye etmiþ, þu koca Ýstanbul'da derdinize derman bir tek kiþi var demiþtim.
= Þimdi iþ konuþmanýn zamaný deðil Cevdet diyen P kaþlarýný çattý.
= Ben yanýmdaki saygý deðer hanýmefendi ile birlikte buraya yemek yiyip hoþça vakit geçirmeye geldik. Bu arada sana Zühal hanýmý tanýþtýrayým. Bu da, eski mahallemdeki tek arkadaþým Cevdet.
Tebessüm edip baþýný eðen Cevdet genç kýzýn elini öptü.
= Sizi tanýmaktan ve aðýrlamaktan onur duyarým hanýmefendi. Ayrýca bu yakýþýklýyý insan içine çýkarttýðýnýz için sizi özellikle kutlamak isterim.
Arkasýnda kendisini izleyen þefe döndü.
= Bunlar benim aziz dostlarým onur konuklarýmdýr. Onlarýn mutlu olabilmeleri için hünerlerimizi göstermenin tam sýrasý diyerek onlarý cam kenarýnda köþe bir masaya götürdü. O sýrada kalabalýk bir gurubun salona girmesi üzerine;
= Hoþ geldiniz demem gereken baþka dostlar geldi. Sizleri bir müddet yalnýz býrakmak zorunda kalacaðým için gerçekten üzgünüm. Bir ara mutlaka yanýnýza geleceðim, eski günleri anarýz diyerek yanlarýndan ayrýldý.
Gittikçe kalabalýklaþan salonu gözden geçiren genç kýz,
= Böyle lüks bir yere geleceðimizi söyleseydiniz ona göre giyinirdim bari diyerek P ye sitem etti. Þu hanýmlarýn þýklýðýna baksanýza Allah aþkýna.
Karþýsýndaki güzel kýzýn yanýnda olmaktan gurur duyduðu her halinden belli olan erkek onun gösterdiði tarafa umursamaz bir tavýrla göz attý
= Ben de buraya ilk defa geldiðim için ne biçim bir yer olduðunu doðrusu bilmiyordum. Bizimkinin iþi bu kadar büyüttüðünden haberim yoktu. Ama bulunduðumuz yerin en güzel hanýmý sizsiniz. Gözleri ile sizi yiyecekmiþ gibi bakan o takmýþ yakýþtýrmýþ kokanalara dikkat ettiniz mi? Size kaçamak bakmaya çalýþan yanlarýndaki erkeklerin ilgisini kendi üzerlerinde toplayabilmeleri için neredeyse palyaçoluk yapacaklar. Anlayacaðýnýz, þu salonun en þanslý erkeði olduðumu herkes kabul etmiþ olmalý.
Genç kýz yanaklarý pembeleþerek adama tatlý tatlý baktý.
= Ýltifatlarýnýza çok teþekkürler ama gerçeði söylemek gerekirse sizi de yabana atmamak lazým. Siz de salonun en yakýþýklý erkeði sayýlýrsýnýz. Gene merakýmý uyandýrdýnýz. Bir mahzuru yoksa sormak istiyorum.      
= Sizin adýnýzý ben Naci Bey diye biliyorum. Garsona söylediðiniz büyük harfli P ne demek?
Adam gülerek bir müddet önüne bakýp düþündü. Sonra belli bir ciddiyetle,
= Piçin P si dedi. O kelimenin baþ harfi. Çocukluðumda bana verilen bu unvan þimdiki iþ hayatýmda beni simgeleyen bir rumuz olarak kaldý. P nin arkasýndaki o iki harfi pek kimse bilmez. Bilenler de zaten cesaret edip söyleyemez. Hem böylesi daha gizemli oluyor. Üstelik ben de bu sayede aslýmý unutmamýþ oluyorum. Yüzünüzdeki ifadeye bakýlýrsa sizi gene þaþýrttým galiba?
Kýz þaka edip etmediðini anlamak için bir müddet onun yüzüne baktý.
= Kýrk sene düþünsem bu aklýma gelmezdi. Þaþýrmamak mümkün mü? Dediðim gibi sizin yanýnýzda sürprizlere her an hazýrlýklý olmak lazým. Ama kendinize karþý bu kadar acýmasýz olmanýz þart mý yani?
O sýrada þef, yanlarýnda belirip çeþitli minik kanepelerle süslü kayýk bir tabaðý masaya koydu. Arkasýndaki kominin elinden aldýðý buz kovasýnýn içindeki bir þiþe þampanyayý çýkarýp P nin beðenisine sundu.
= Þarap mahzenimizin en nadide içeceði efendim. Bir Don Perignon. Cevdet beyin derin saygýlarý ile.
P nin baþý ile onayladýðýný görünce, þiþeyi patlatmadan ustaca açarak, gene arkasýndaki garsonun tuttuðu tepsinin içinden buzlukta özel soðutulmuþ buðulu iki kadehe servis yaptý.
= Afiyet olsun efendim. Gerçekten size çok özel þeyler hazýrlatýyorum. On beþ yirmi çeþidi bulabilecek bu spesiyallerin hepsinin tadýna bakabilmeniz için sizlere azar azar sunacaðým. Ne zaman baþlamak isterseniz bana iþaret edin lütfen. Yarým saate kadar da Cevdet Bey sise katýlacaklarýný bildirmemi emrettiler efendim.
= Teþekkür ederim, kendisini bekliyoruz diyen P þefin uzaklaþmasý üzerine kadehini havaya kaldýrdý. Dirsekleri masada, yumruk yaptýðý ellerine çenesini dayayarak onu izleyen kýza baktý.
= Neyin þerefine içelim dersiniz? Diplomanýza diyebiliriz. Arkadaþlýðýmýza da olabilir. Seçenekler çok ama müsaade ederseniz ben þu an hepsi ahrete intikal etmiþ büyüklerinizi saygý ve rahmetle anmamýzý teklif ediyorum. Çünkü onlar olmasaydý siz olmayacaktýnýz. Ben de sizi tanýma imkânýna sahip olamayacaktým.
= Ne kadar ince düþünüyorsunuz Naci Bey. Teþekkürler ama iyi ki siz de varsýnýz. Ne kadar aksini ispat etmeye çalýþsanýz da, siz aslýnda romantik ve duygusal birisiniz.
= Ama bu yalnýz sizin yanýnýzda iken oluyor. Varlýðýnýz karakterimi deðiþtiriyor olmalý. Ýçkinizi beðenmediniz galiba?
= Bilakis harika bir þey. Markasýný okuduðum romanlardan hatýrlýyorum. Tadý çok hoþ ta, içindeki hava kabarcýklarý içerken burnumu gýdýkladý.
Gece boyunca, þefin getirip de adlarýný Fransýzca ve ya Ýtalyanca olarak söylediði için telaffuz edemedikleri bir sürü leziz þeyler yediler. Masalar arasýnda dolaþýp herkesi tanýdýðý belli olan patron elinde baþka bir þiþe þampanya ile masalarýna gelip oturdu. P ile eski mahallelerindeki anýlarýný tazelediler. Bir sure sonra telefonla aranmasý üzerine müsaade isteyip ayrýldýðýnda, Zühal'in aldýðý alkolün tesiri ile yüzü pembeleþmiþ bakýþlarý baygýnlaþmýþtý. Olur, olmaz þeylere gülüyordu.
Romantik bir parçaya bir müddet mýrýldanarak eþlik ettikten sonra, býkmadan usanmadan kendisini seyreden erkeðe,
= Sizin teklif edeceðiniz yok ama benim caným dans etmek istiyor diye kýkýrdadý.
= Ýþte benim en zayýf tarafým diyen P suratýný buruþturdu. Pratiðim olamadýðýndan dolayý o konuda biraz acemi sayýlýrým.
= Size inanmýyorum diyen kýz onu elinden yakalayýp zorla piste sürükledi.
Kollarýnýn arasýna aldýðý bu nefis yaratýðýn ýlýk ve yumuþak temasý, ve içini gýcýklayan kokusu ile kendi de çakýr keyif olan erkek bir müddet sonra figür bile yapmaya baþladý. Sonunda artýk ayaklarý dolaþmaya baþlayan Zühal, baþýný erkeðin omzuna dayayýp kendini tamamen onun yönetimine býraktý.
Tam o sýrada, müþteriler arasýnda dolaþarak resim çeken bir fotoðrafçý flaþýný ona doðruda patlatýnca, kýzý önce masasýna götürüp oturtan P sonra yavaþ adýmlarla bar amerikanýn oradaki fotonun yanýna gitti. Onun film deðiþtirmek için fotoðraf makinesinin arka kapaðýný açmak üzere olduðunu görünce arkasýnda sað omuz baþýnda bir an bekledi. Ruloyu eline aldýðýný görünce de, sol eliyle bileðinden yakalayýp avucunun içindeki makarayý aldý. Ama sýmsýký yakaladýðý bileði býrakmadý. Ne olduðunu anlayamayan adam, can acýsýndan ve þaþkýnlýktan gözleri fal taþý gibi açýlmýþ olarak ona dönüp baktý.
= Ne oluyor yahu.
P nin gözleri gene çizgi halini almýþtý.
= Resmimizi çekmen için senden bir istekte bulunmadýðým gibi iznimizi aldýðýný da hatýrlamýyorum diyerek elinin tazyikini biraz daha arttýrdý.
Kolu kýrýlma noktasýna geldiði için acýdan yüzü buruþan adam inledi.
= Ben yanlýþ bir þey yapmadým abi, býrak kolumu ne olur.
P, filmin yanmasýný saðlamak için elindeki makarayý bir spotun ýþýðýna doðru tutarak içini boþalttý. Þefin haber vermesi üzerine hýzlý adýmlarla kendisine doðru gelen patrona
= Cevdet dedi. Atýn bu asalaðý buradan.
Onun bir baþ iþareti üzerine garsonlar adamý ite kaka dýþarý çýkardýlar.
= O çocuk her gece gelir isteyenlerin resmini çeker, biz de ses çýkarmazdýk. Seni sinirlendirecek ne yaptý dostum diyen adam endiþe ile P nin gerilmiþ yüzüne baktý.
= Müþterilerin seçkin kimselerse, ben senin yerinde olsam biraz daha dikkatli davranýrdým Cevdet. Adam isteyen istemeyen herkesin fotoðrafýný çekiyor. Bilirsin, ben böyle þeylerden hoþlanmam. Bunlar böyle yerleri dolaþýp topladýðý malzemeyi sinekten yað çýkarmaya çalýþan magazin gazetelerine satarlar.
Adam ona hak vererek baþýný salladý.
= Haklýsýn arkadaþým. Ýnan bir daha olmayacak.
Bu olay salonda eðlenen hiç kimsenin dikkatini çekmemiþti. P, elinde mýncýkladýðý film tomarýný çöp kutusuna atýp gene aðýr adýmlarla yerine döndü.
Zühal masadaki paketten bir sigara yakmýþ, sahnede günün moda þarkýlarýný söyleyen udi bir þantöre mýrýldanarak eþlik ediyordu. Yerine oturan P ye gülümseyerek baygýn baygýn baktý.
= Aniden nereye kayboldunuz Allah aþkýna.
Kýz kelimeleri telaffuz etmekte zorlanýyordu ama, bu haliyle o kadar tatlýydý ki. Ona hoþ görü ilen bakan P saatine baktý.
= Yarýma geliyor. Bir sigara da ben yakayým, sonra da artýk kalkalým. Eve gitmemiz ikiyi bulur herhalde.
Kýz onun bu fikrini beðenmemiþ gibi yüzünü buruþturdu.
= Ama program yeni baþladý. Ne güzel eðleniyorduk.
= Ýsterseniz baþka bir sefer gene geliriz. Her þeyi bir geceye sýðdýrmaya çalýþmanýn gereði yok.
Zaten Zühal'in takati de kalmamýþ gibiydi. P onun elinde filtresine kadar yanmýþ sigarasýný alýp kül tablasýna attý. Kendininkini de bastýrýp söndürerek þefe hesap diye iþaret etti. O hemen yanlarýnda bitti.
= Onur konuklarýndan hesap alýndýðý nerede görülmüþ beyefendi. Kalkýyorsanýz ben Cevdet beye haber vereyim diyerek yanlarýndan uzaklaþtý.
Onlarý arabasýna kadar uðurlayan patron fotoðrafçýnýn yarattýðý tatsýz olay için özürler dileyerek tekrar gelmeleri için söz aldý.
P tam arabaya binecek iken kulaðýna o malum kiþilerin onu en kýsa zamanda arayacaklarýndan bahsedip P den cep telefonunun numarasýný istedi.
Yola çýktýklarýnda genç kýz kafasýný koltuðun baþlýðýna dayayýp çoktan sýzmýþtý. P iç lambayý yakýp sýk sýk bakarak onun savunmasýz o tatlý halini seyretti. Kýzýn öylesine masun ve kýrýlgan bir hali vardý ki, içi þefkat ve sevgiyle doldu. Teybe enstrümantal bir kaset koyarak sesini kýstý. Arabayý aðýr aðýr sürerken þu son hafta içinde yaþantýsýndaki inanýlmaz deðiþiklikleri düþünmeye baþladý.
Gözlerden uzak durma prensibini býrakýp ulu orta gazinolara bile gitmeye baþlamýþtý. Daha önce yüzünün gizli kalmasý en dikkat ettiði þeylerin baþýnda gelirdi. Ýlk defa bir kadýna baðlanmýþ olmanýn mutluluðu ve huzursuzluðu ile bu tür duygusal þeylerin ilerde baþýna çok dertler açabileceðini düþündü. Onun dünyasýnda böyle þeylere yer yoktu.
Mesleði gereði bir profesyonel gibi kafasýnýn daima berrak olmasý gerekirdi. En ufak bir yanlýþý canýyla ödeyebileceðini çok iyi bilirdi. Ama þimdiye kadar yabancýsý olan bu duygular öylesine hoþ ve heyecan vericiydi ki, kendini frenleyemiyor, aþk denilen þeyin dünyaya neden hükmettiðini þimdi daha iyi anlayabiliyordu.
Ýþin ilginç yaný, cinsel arzunun çok ötesinde içini korkunç bir himaye duygusu sarmýþtý. Ona her hangi bir zarar gelme düþüncesi bile adeta yüreðini yakýyordu. Yanýnda uyuyan o kutsal varlýða bir defa daha baktý. Gözünün üzerine inmiþ bir saç perçemini parmaðý ile düzeltip, gerektiðinde hiç düþünmeden onu için canýný bile verebileceði düþüncesine kendisi bile þaþýrdý. Demek ki insanlýðýn bu en eski en amansýz hastalýðýna o da yakalanmýþtý. Ýçinden bir his, bunun yanlýþ olduðunu avaz avaz baðýrýyordu ama þu an hiçbir þey umurunda deðildi. Çünkü beraber olduklarý þu bir kaç gün adeta bir ömre bedeldi. Yalnýz, kýzýn gelecek hakkýnda tüm hayallerini yýktýðýndan ötürü caný sýkýlýyordu. Ýyi bir avukat olmasý gerekirken, göbekli bir patronun fýrsatýný bulduðu her yerde sýkýþtýracaðý sýradan bir sekreterliðe mahkûm etmiþti onu. Gururunu incitmeden yardým edebileceði bir formül bulmasý lazýmdý ama nasýl? Ýþin diðer bir acý gerçeði de, sevdiði kýzla asla bir istikballeri olmayacaðýný çok iyi biliyordu.
Bir sigara daha yakýp, bu fikirleri kafasýndan atmaya çalýþarak þu an ki birlikteliðinin keyfini çýkarmaya karar verdi. Þimdilik kýrýntýlara bile razýydý.
Bu düþüncelerle sitenin önüne vardýðýnda, bütün pencerelerin karanlýk olduðunu görünce kýzýn oturduðu iki katlý binanýn önünde arabayý durdurdu. Zühal'in yaþlý ve emekli komþularý çoktan yatmýþ olmalýydýlar. Arabadan inip onun kapýsýný açtýðýnda, onun boynu bükük bir þekilde tatlý tatlý uyuyuþuna baktý. Gülümseyerek bir müddet bu güzel tabloyu seyretti. Onun minik elini avucunun içine alýp, diðer eliyle omzundan yavaþça sarstý.
= Zühal. Haydi, uyan yavrum, eve geldik.
O sanki kendi yataðýndaymýþ gibi bir þeyler mýrýldanarak öteki tarafýna dönmeye çalýþtý.
= Haydi aç kendini güzelim diyerek biraz saha sarstý. Evin anahtarlarý nerede?
Kýz gözlerini yarý aralayarak, etrafýna bakýndý. Sonra çantasýndan çýkardýðý anahtarlarý ona uzatýrken mahcup mahcup gülümsedi.
= Özür dilerim uyuyakalmýþým derken dili hala peltekti.
Bacaklarýný dýþarý uzatýp inmek isterken erkek tutmasa idi az daha yüzükoyun yere kapaklanacaktý. P etrafýna bakýnýp kendilerini kimsenin izlemediðinden emin olunca, onu kucaklayýp ayaðý ile arabanýn kapýsýný itti. Kýz mutlu bir gülümseme ile tekrar gözlerini kapatýrken kolunu erkeðin boynuna atýp kafasýný da onun omzuna yasladý. Tek eliyle dýþ kapýyý açan P kollarýnýn arasýndaki kýzý itina ile merdivenlerden yukarý çýkardý. Kapýdan içeri girdiðinde evin yerleþim düzenini hatýrlayýp onu doðru yatak odasýna götürdü.
Pikeyi kaldýrýp nadide yükünü yavaþça yataða býraktý. Baþucundaki gece lambasýný yakýp etrafýna göz gezdirdi. Tuvalet masasýnýn üzerinde çeþitli makyaj malzemeleri, saða sola atýlmýþ giysiler, çalýþma masasýný üzerindeki ders kitaplarý, köþedeki bir sehpanýn üzerinde Duval marka bir pikap ve daðýnýk bir durumda olan plaklar. Odaya sinmiþ olan kokusunu içine sindirip, onun gizemli dünyasýný tanýmaya çalýþtý. Sonra ayakkabýlarýný çýkarýp pembe ojeli minicik ayaklara baktý. Çorabýný giymeyi unutmuþ diye gülümsedi.
Kendine hâkim olamayarak hala elinde tuttuðu ayaða dudaklarýný yavaþça deðdirdi. Diz kapaðýnýn üzerine sývanmýþ eteðini düzeltip pikeyi göðsüne kadar örttü. Mahcup bir delikanlý gibi yataðýn kenarýna usulca oturup içini çekti.
Göðsünün muntazam inip kalkmasýndan onun uyuduðundan ve kendini duymadýðýnda emin olarak genç kýzýn elini avuçlarýnýn içine hapsetti.
= Bu seni ikinci görüþüm ama seni ne kadar sevdiðimi, sana nasýl taptýðýmý tahmin bile edemezsin. Sen bu acýmasýz dünyada karþýma çýkan en harika þeysin diyerek aralýk pembe dudaklarýna küçük bir öpücük kondurdu.
Ama onun yüzünde oluþuveren hafif bir tebessüm üzerine kendini geri çekip uyanýp uyanmadýðýný kontrol için dikkatle yüzüne baktý. Bir müddet kýzýn muntazam soluklarýný izleyip her halde rüya görüyordur diye düþündü. Gitmeden önce son bir defa etrafa bakýnýrken tuvalet masasýný aynasýnýn kenarýna iliþtirilmiþ kýzýn vesikalýk bir resmini gördü. Gözleri yatakta, resmi oradan çekip acele ile cebine attý. Bu ortamda daha fazla kalmasýnýn mahzurlu olduðuna karar verip ýþýðý söndürüp sessizce evi terk etti. Ter içinde arabasýný þoför mahalline oturduðunda panodaki saate baktý. Üçü biraz geçiyordu. O saatteki tenha caddelerden hýzla geçip oteline döndü. Kendini soðuk duþun altýna atýp ateþinin biraz sönmesini bekledikten sonra, nasýlsa uyuyamayacaðým bildiðinden sigara paketini alýp balkona çýktý. Zühal'i düþünüp görmeyen gözlerle uyuyan Ýstanbul'u seyretti. Kafasýndan binlerce varsayým geçirip yataðýna döndüðünde ceketinin cebinden çýkardýðý resmi yattýðý yerden görebilecek bir þekilde gece lambasýnýn ayaðýna iliþtirdi. Resme diktiði gözleri yorulup da yavaþ yavaþ kapanýrken, aralýk perdelerden günün ilk ýþýklarý da içeri sýzýyordu.
Baþucundaki cep telefonunun melodisi ile zorlukla gözlerini araladýðýnda sanki beþ dakika önce yatmýþ gibiydi. Saate göz attý, dokuz buçuðu geçiyordu. Telefonu kulaðýna götürdü.
= Alo
= Bay P ile mi görüþüyorum efendim.
= Evet.
= Ýþi bitiriþ tarzýnýz geçekten çok mükemmel. Siz kutlayýp teþekkür etmek istedim.
= Memnun olduðunuza sevindim. Ýyi günler.
= Size de iyi günler sayýn P
Tekrar uyamayacaðýný bildiðinden oda servisini arayýp, muzlu ballý sütlü, her sabah içmeyi alýþkanlýk haline getirdiði karýþýmýný ve günlük gazeteleri istedi. Dünkü olayla ilgili haber baþ sayfada yer alýyordu.
"Tanýnmýþ iþ adamlarýndan ve Kurt Holding yönetim kurulu baþkaný Ahmet Kurt ve ayný þirketin önemli hissedarlarýndan karýsý Nazmiye Kurt, Abant yolu üzerinde feci bir trafik kazasýna kurban gitmiþlerdir" diye baþlýyordu yazý.
Sonra, þimdiye kadar birçok kazanýn yer aldýðý o tehlikeli virajdaki asfalt çalýþmalarýnýn bir türlü bitmediði için yetkililere fýrça atýlýyordu. Bir gece önce aþýrý alkollü olduðu görülen iþ adamýnýn, stabilize ve çok keskin olan o viraja gereðinden fazla hýzlý girip sonrada frene basýnca arabanýn kontrolden çýkmýþ olabileceði tahmin ediliyordu. 30, 35 metrelik o yardan aþaðýya uçan ve sonra da yanmaya baþlayan hurda halindeki arabanýn içinden kömürleþmiþ cesetlerin zorlukla çýkarýldýklarý bildiriliyordu.
Basýnýn kazadan en ufak bir þüphe bile duymamasý P yi memnun etmiþti. Telefonun sesi ile okuduðu gazeteyi býraktý.
= Alo. Naci Bey, siz misiniz?
Onun sesini duyan P nin kalp atýþlarý hýzlandý.
= Günaydýn Zühal Haným. Ama sesiniz biraz heyecanlý gibi. Hayrola?
= Bana okulun orada sokakta saldýran o serseri vardý ya. Numaramý rehberden bulmuþ. Biraz önce beni telefonla arayýp sabah sabah sinirlerimi bozdu. Dün beni birkaç defa aramýþ, evde olmadýðýmý görünce bana nerelerde sürtüyorsun diye aðza alýnmayacak hakaretlerde bulundu. Sizi ikide birde rahatsýz ediyorum ama diyen kýz bir an susup sonra, baþkada yardým isteyebilecek kimsem yok kusura bakmayýn diye ilave etti.
= Býrakýn þimdi bunlarý. Sizi tehdit mi etti yani?
= Hem de nasýl. O gün olanlarý yanýma býrakmayacakmýþ. Bir gece ansýzýn ziyaretime gelebilirmiþ. Onu bekleyeymiþim. Rehberden telefonumu bulduðuna göre ev adresimi de öðrenmiþ olmalý. Ýnanýn çok korkuyorum. Ne yapayým ben þimdi?
= Sakin olun ve beni iyi dinleyin. Ben bu tipleri iyi tanýrým. Kýrýlmýþ gururu ile daha fazla sabredemeyip o dediðini hemen bu gece gerçekleþtirmeye kalkabilir. Siz þimdi en gerekli þeylerinizi yanýnýza alýp bir taksiye atlayýn ve Sheraton otelinin lobisine gelin. Ben sizi orada bekliyor olacaðým. Anlaþtýk mý?
= Peki. Hemen çýkýyorum. Zaten bu þartlarda evde kalýrsam çýldýrýrým herhalde.
Acele ile giyinen P gardýrobunun içinden büyük bir valiz çýkarýp anahtarý ile açtý. Ýçindeki silahlara göz attýktan sonra, küçük bir topa benzeyen 14 lü bir tabanca seçti. Koltuk altý kýlýfýný kuþandý. Silahýnýn þarjörü kontrol etti. Sonra namluya bir mermi sürüp horozunu indirerek yerine yerleþtirdi. Valizinin içinden bir susturucu alýp cebine attý. Bütün bu hazýrlýklarý yaparken çeneleri kasýlmýþ çizgi haline gelmiþ gözleri ile yüzü vahþi bir hal almýþtý. Sevdiði kýza birisinin kötülük etmeye kalkmasýna tüm hücreleri isyan ediyordu.
Kýzýn yarým saatten önce gelemeyeceðini hesaplayýp, telefon defterinden arayýp bulduðu numaralarý tuþladý.
= Alo. Burasý Göksel Ýthalat Ýhracat. Buyurun efendim.
= Talat beyle görüþmek istiyorum.
= Kim arýyor efendim.
= P deyin o anlar.
= Bir dakika beyefendi.
Kýsa bir beklemeden sonra.
= Alo. Ben Talat. Sizin aradýðýnýzý söylediklerinde doðrusu pek inanamadým. Hayrola sayýn P. Bir emriniz mi vardý?
= Estaðfurullah Tâlat Bey. Hatýrlarsanýz, bana bir ömür boyu borçlu olduðunuzu söylemiþtiniz. Buna dayanarak sizden küçük bir ricam olacak.
= Borcumun büyüklüðü halen devam ediyor sayýn P. Siz sadece emredin yeter
= Durumu kýsaca þöyle özetleyeyim. Ahbabým olan bir hanýmýn maddi sorunlarý var. Kendisine direkt olarak benim yardýmýmý kabul etmesi söz konusu deðil. Lise mezunu olup ana dili gibi Ýngilizce konuþuyor. Gündüzleri üniversiteye gitme durumu olduðu için tam gün çalýþmasý mümkün deðil. Sizin dýþ ülkelerle temasýnýz olduðunu biliyorum. Akþamlarý yapabileceði türde tercümeler vermeniz mümkün mü?
= Durumu anlayabildiðimi tahmin ediyorum. Hanýma pazartesinden itibaren firmamýza baðlý bir eleman olduðunu söyleyebilirsiniz. Hatta buraya gelecek vakti yoksa bir kurye ile temas saðlayabiliriz. Siz bana onun isim soyadý ve adresini verin kafi. Maaþýný da bir milyar olarak belirlesek bu sizce yeterli mi?
= Teþekkürler Talat Bey. Bu iyiliðinizi unutmayacaðým. Yalnýz bir o kadarda ben takviye edeyim de maaþýný iki milyara çýkaralým. Gereken meblaðý senelik olarak size havale ederim. Tabii, ismimin hiç geçmeyeceðini söylememe gerek yok. Anlaþýldý deðil mi?
= Kesinlikle sayýn P. Baþka bir emriniz var mý?
= Tekrar teþekkür ederim. Bu durumda bana olan borcunuz tamamen silinmiþ oluyor. Sizi aradýðýnda bu bilgileri kendisine iletin lütfen. Ýyi günler dilerim.
= Ben de sayýn P. Saygýlar hürmetler
Telefonu cebine koyan P, bu iþi bu þekilde halletmekten dolayý çok mutlu olarak ellerini ovuþturup odadan çýktý. Lobiye inip kapýyý görebileceði bir koltuða yerleþti.
Gözleri kapýda ikinci sigarasýný da tablaya basýp söndürdüðü an, içeri giren kýzý görünce gülümseyerek yerinden doðruldu. Beyaz pantolon ve kýrmýzý bluzla bir gonca gül gibi görünen kýzýn tebessüm eden dudaklarý ile endiþeli gözleri hiç de uyum içinde deðillerdi.
= Merhaba diyen P ye sýkýntý ile baktý.
= Baþka bir çarem olsaydý inan ki sizi rahatsýz etmezdim derken gözlerinden inci gibi yaþlar süzülmeye baþladý.
P elinden çantasýný alýp cafe kýsmýna götürdü. Bir masaya oturduklarýnda ona doðru eðildi.
= Böyle küçük þeyler için kendinizi üzmeyin ne olur. Ben, sizi tanýmama sebep olan o serseri bozuntularýna minnet bile duyduðumu söyleyebilirim.
Genç kýz gözlerinden yaþlar akarken gülümsemeye çalýþtý.
= Tam kapýdan çýkarken gene telefon çaldý. Ben siz arýyorsunuz diye gidip açtým. Bir mahzuru yoksa bu akþam ziyaretime gelmek istiyormuþ. Kahvesini þekerli içermiþ. Hazýrlýk yapýp süslenmemi istiyor hayvan herif. Merdivenlerden aþaðýya koþarak inerken onunla karþýlaþabilirim korkusuyla dizlerim titredi. Siz onlarý çok hafife alýyorsunuz ama gerçekten belalý tiplerdir.
P mendilini çýkarýp ona uzattý.
= Haydi silin gözlerinizi. Ben yanýnýzda iken size kimse zarar veremez.
Gürültüyle burnunu temizleyen kýzýn yüzündeki ifade yaramaz bir çocuk gibiydi.
= Yirmi dört saat yanýmda olacak haliniz yok ya. Bu þartlarda ben o eve dönebileceðimi pek sanmýyorum.
= Her þeyin bir çaresi vardýr Zühal Haným. Benim koca ev bomboþ duruyor. Ýþler duruluncaya kadar orada kalýrsýnýz.
= Bilemiyorum dedi kýz. Münasip kaçar mý?
= Niye kaçmasýn ki? Biliyorsunuz ben bu otelde kalýyorum. Þimdi kapýcýya telefon ederim, karýsýný gönderip havalandýrýr ve yataðýnýzý hazýrlar. Ýsterseniz kendi evinizi elden çýkarýr, hayatýnýzýn sonuna kadar bile orada kalabilirsiniz.
= Bir serseri yüzünden ailemden kalan son yadigârý satmayý asla düþünemem.
= Nasýl arzu ederseniz. Þimdi yüzünüzü güldürecek güzel bir haberim var size. Bir dostumun çok iyi Ýngilizce bilen ve tam sizin istediðiniz biçimde bir elemana ihtiyacý varmýþ.
= Ciddi misiniz diyen kýzýn gözleri parladý.
= Evet. Pazartesinden itibaren iþe baþlayabilirsiniz. En güzel tarafý da, çeviri ile ilgili evraklar evinize gönderilip oradan alýnacak. Yani artýk o çok istediðiniz hukuk fakültesine gitmemeniz için hiçbir sebep yok.
Genç kýz bir an için onun gözlerinin içine baktý. Baþýný iki yana salladý.
= Biliyor musunuz? Bazen, sizi bana Allah gönderdi diye düþünüyorum. Sizi tanýdýktan sonra ters giden her þey düzelmeye baþladý. Her neyse. Peki, ücretten bahsettiler mi?
P cebinden telefonunu çýkarýp tuþladý.
= Onu sormayý unuttum. Niye arayýp kendiniz öðrenmiyorsunuz diyerek telefonu ona uzattý. Beni Naci olarak kimse tanýmaz. Benden bahsetmeye kalkarsanýz Bay P demeyi unutmayýn.
Sekreter kýzýn hattý baðlamasýndan sonra kýz heyecanla
= Rahatsýz ettiðim için özür ilerim beyefendi. Adým Zühal. Bay P sizi aramamý söyledi. Dediðine göre benim özelliklerimde bir elemana ihtiyacýnýz varmýþ. Þartlarýnýzý öðrenebilir miyim?
Karþý taraftan gelen haberler çok hoþuna gitmiþ gibi gülümsemesi gittikçe yüzüne yayýlýyordu. Bu arada P de elini çenesine dayamýþ onun güzel yüzünü doya doya seyrediyordu.
= Kaç sayfa olursa olsun, mühim deðil beyefendi. Verdiðinizin ertesi sabahý tümünü alabilirsiniz. Ticari yazýþma detaylarýný çok iyi bilirim efendim. Ýmla yanlýþý aþýsýndan hiç tereddüdünüz olmasýn. Bir ücret olarak ne düþündüðünüzü sorabilir miyim?
Genç kýz karþý taraftan duyduðu rakam üzerine çýðlýk atmamak için elini aðzýna kapadý. Az daha telefonu elinden düþürüyordu.
= Çok teþekkür ederim efendim. Beni iþe aldýðýnýza sizi hiç piþman etmeyeceðime söz veriyorum.
Telefonun kapama tuþuna basýp gözlerini kapayýp bir an öyle kaldý. Yüzü kýpkýrmýzýydý. Ve sonra elindekini masaya býrakýrken kocaman açýlmýþ gözlerle dönüp P ye baktý.
= Naci Bey, bu adam deli galiba. Ýnanabiliyor musunuz, maaþ olarak net iki milyardan bahsediyor. Artýk tüm sorunlarým bitti demek. Pazartesinden itibaren ikinci sýnava hazýrlanmaya baþlamalýyým.
Sonra dudaklarýnda sabit bir gülümseme ile kendisini seyreden erkeðe gözlerini dikip iskemlesinde arkasýna yaslandý.
= Üç beþ mektup tercüme etsin diye kimse kimseye ayda iki milyar lira para vermez. Nasýl bilmiyorum ama bu gene sizin tezgâhladýðýnýz bir þey. Sizinle karþýlaþmasaydým ben ne yapardým bilemiyorum. Ama bildiðim bir þey varsa, siz ya bir meleksiniz, ya da bir sihirbaz.
= Hiç alakasý yok Zühal Haným. Ne yaptýysanýz ve de ne yapacaksanýz hepsi sizin eseriniz. Ben sadece önünüzdeki engelleri aþmanýzda yardýmcý oluyorum hepsi o kadar. Çok baþarýlý bir avukat olacaðýnýzdan da adým gibi eminim. Þimdi dilerseniz öðle yemeðini burada yiyip yeni iþinizi kutlayalým.
Yemekten sonra zaman geçirmek için oyun salonuna geçip piþti oynadýlar. Oyunu Zühal'in kazandýðýný söylemeye gerek yoktu tabii.
Saat dörde doðru Niþantaþý'ndaki eve gittiklerinde kadýn iþini yeni bitirmiþ çýkýyordu. P kýza evi gezdirdi. Banyonun yanýndaki kapalý kapýyý iþaret etti.
= Orasý sandýk odasýdýr. Kapýsýný kilitli tutuyorum. Annemden kalan ve atmaya kýyamadýðým birkaç parça þey ile benim þahsi eþyalarým var dedi.
Sonra kýzýn odasýný gösterip onun yerleþmesinden istifade ederek sokaðýn tam karþýsýndaki markete gidip boþ olan buzdolabýný her türlü yiyecek ve içecekle doldurdu. Eve girerken karþýlaþtýðý kapýcýyý kenara çekip uzun uzun konuþup gerekli talimatlarý verdi.
= Benim evde bir müddet misafir olacak hanýmýn hasýmlarý var Abdullah. Kendisi benim için çok deðerlidir. Ben evde yok iken dýþarý falan çýkacak olursa çaktýrmadan onu gölge gibi takip edecek, onu kendi canýn gibi koruyacaksýn, anladýn mý?
= Sen yeter ki emret abi. Senin bana yaptýklarýný babam yapmamýþtý. Sakýn gözün arkada kalmasýn. Merak etme. Benim cesedimi çiðnemeden yengeme kimse iliþemez.
Çam yarmasý gibi bu adam eski kabadayýlardan biriydi. P nin ona çok iyiliði olmuþ, sýkýþtýðýnda her türlü yardýmý yapýp adamýn sevgisini kazanmýþtý. Hatta yöneticiye baský yapýp buradaki kapýcýlýk iþini ona verilmesini saðlamýþtý. O eski kabadayý tapardý ona.
Eve girip de kýzýn tedirgin bir þekilde etrafýna bakýndýðýný görünce,
= Burada tamamen emniyette olduðunuza inanýn Zühal Haným. Salondaki telefonun 1 hafýza tuþuna basarsanýz o benim cep telefonumun numarasýdýr. Kapýcýnýn da kulaðýný da büktüm. Gece gündüz saat kaç olursa olsun, her türlü gereksiniminizi karþýlayacaktýr. Bana baþka sormak istediðiniz bir þey var mý?
= Hemen gitmeyi düþünmüyorsunuz her halde diyerek salonla iç içe olan açýk mutfaðýn tezgâhýnýn üzerindeki kahve paketini iþaret etti. Þimdi oturun bakalým da ikimize de birer kahve yapayým. Nasýl içersiniz?
Onunla kendi evinde baþ baþa kalmaktan biraz huzursuz gibi görünen P,
= Sade lütfen diyerek salondaki koltuklardan birine çöktü. Bir takým þeyler aldým ama unuttuklarýmda olabilir. Bir kenara not ediverirsiniz artýk. Bu eve ilk defa bir misafir geliyor. Hem de sizin gibi özel olaný deyince, geç kýz kafasýný çevirip baygýn baygýn ona baktý. Sonra elindeki tepsi ile yanýna gelip fincanlardan bir tanesini ona uzattý.
= Teþekkür ederim.
Erkeðin tam karþýsýndaki koltuða otururken
= Afiyet olsun dedikten sonra hemen ilave etti. Biraz önce özel derken neyi kastetmiþtiniz Naci bey?
Zaman kazanmak için acele ile kahvesinden bir yudum çekince aðzý yandý.
= Sizin gibi güzel bir hanýmý demek istemiþtim derken kekeledi.
Ama kýzýn yüzündeki hýnzýrca ifadeden bu cevapla yetinmeyeceði belli idi.
= Bu tür iltifatlarý kim bilir kaç kadýna yapmýþýnýzdýr. Aksini iddia etmeyin kesinlikle inanmam.
Ama P bu defa hiç duraksamadan soruyu cevapladý.
= Bu tür þeyleri þimdiye kadar asla bir kadýna söylemedim. Samimi olmam gerekirse, zaten gecelik iliþkilerim hep ucuz tiplerdi. Þimdiye kadar hayatýmda kimseyle duygusal bir yakýnlýk yaþamadým.
Genç kýzýn bu gün saldýrgan bir hali vardý sanki.
= Þimdiye kadar dediniz. Þu an deðiþen bir þey mi var?
P elinin titremesini gizlemek için tuttuðu fincaný acele ile sehpaya koymak isterken pek baþarýlý olamadý. Kahvenin bir kýsmý tabaða döküldü. Kýzýn tuzak sorularý karþýsýnda paniði gittikçe artýyor gibiydi. Acele ile cebinden sigara paketini çýkarýp bir tane yaktý. Art arda iki nefes çekip vazgeçmiþ gibi tablaya bastýrdý. Zaman kazanmaya çalýþarak münasip bir cevap arýyordu. Ama karþýsýndaki kýz, yüzünde hýnzýr bir tebessümle gözlerini ona dikmiþti. Baþtan savma þeylerle tatmin olmayacak bir hava içinde, erkeðin o halini seyretmekten sadistçe bir zevk alýyor gibiydi.
Adam ayaða kalktý.
= Her kelimenin altýndan bir mana çýkarma oyununu býrakalým da, daha iyi zaman geçirmek için hadi bir sinemaya gidelim dedi.
Kýz yerinden kýpýrdamadý bile. Anlaþýlan bu oyun ona daha cazip gelmiþti. Ayaklarýný altýna alýp koltuða daha iyi bir þekilde yerleþti.
= Gitmesine gideriz. Önce þu sorumun cevabýný öðrenmek istiyorum. Þu an duygusal yakýnlýðýnýz olan birisi var mý?
P çöker gibi eski yerine oturdu. Cebinden çýkardýðý mendili ile alnýný kuruladý. Kýzýn ancak duyabileceði bir ses tonu ile,
= Benim hayatta hiç flörtüm olmadýðý gibi pek dostum bile olmadý. Bu yaþýmda biraz garip kaçacak ama siz benim ilk kýz arkadaþýmsýnýz. Þayet kastettiðiniz buysa?
Tek kaþýný havaya kaldýran genç kýz,
= Bana karþý hissettikleriniz hepsi bu kadar mý yani? Oysa dün akþam siz yataðýmýn kenarýnda otururken çok daha baþka þeyler söylediðinizi sanmýþtým.
Yüzü kýpkýrmýzý olan genç adam, þu an daðlarda bir bölük eþkýya ile baþ baþa kalmayý tercih ederdi. Gözlerini kýzdan saklamak için kafasýný önüne eðmiþ aðýr aðýr sallanýrken, genç kýz yerinden kalkýp onun yanýna geldi. Baþý eðik adamýn gür siyah saçlarýný okþadý.
= Duygularýný itiraf etmek senin için bu kadar zor mu? Akþam biraz sarhoþtum ama kesinlikle uyumuyor kýsýk göz kapaklarýmýn arasýndan seni izliyordum. Dudaklarýný dudaklarýma deðdirdiðinde kalbimin deli gibi çarpmasýný duyacaksýn diye ödüm patladý. Söylediklerinin samimiyetine bütün kalbimle inanýyorum. Aksi halde o durumumdan faydalanmaya kalkabilirdin. Þimdiye kadar ne duydum ne de bir kitapta okudum ama, insan ancak çok sevdiði birisinin ayaðýný öper diye düþünüyorum.
Erkeðin yüzüne kapattýðý ellerini tutup yavaþça aþaðýya indirdi. Çenesinin altýndan baþýný kaldýrýp kendisine bakmasýný saðladý. Onun gözlerinde bir nevi iþkence çektiðini fark edince güldü.
= Benim de seni sevdiðimin farkýna varmadýysan gerçekten budala olman lazým. Bir masal prensi gibi gelip beni kurtardýðýn daha o ilk gün bir görüþte vurulmak denen þey benim baþýma gelmiþti. Seni sevmesem sana inanmasam daha iki üç gün önce gördüðüm bir erkeðin her çaðýrýþýna koþar her istediði yere gider miyim hiç. Sen benim kaderim alýn yazýmsýn Naci. Her þeyimi sana verebilecek kadar seni seviyorum diyerek erkeðin kalýn ve etli dudaklarýna kendilerinkini yapýþtýrdý.
O herkesin çekindiði güçlü kuvvetli adamýn tüm vücudu elektrik çarpmýþ gibi titredi. Daha fazla dayanamayarak, kýzý ince belinden yakaladýðý gibi kucaðýna çekti. Yüzünü onun göðüsleri arasýna gömüp, kemiklerini kýracakmýþ gibi sýkarak kokusunu doya doya içine çekti. Kýzýn kalp atýþlarý beyninde ötüyordu sanki.
= Seni sevdiðimi biliyorsun ama ne kadar olduðunu hayal bile edemezsin Zühal. Senin için seve ölürüm diye adeta inledi.
Kýz erkeðin baþýný geriye itip eliyle aðzýný kapadý.
= Sakýn, sakýn bir daha bana ölümden bahsetme. Sevdiklerimin beni teker teker terk etmelerinden býktým usandým.
Ayaða kalkýp erkeði de elinden çekerek onu yatak odasýna kadar sürükledi. Gözlerinin içine bakarak onu yataða oturtup, bir adým geri çekilerek bir hamlede bluzunu çýkarýp attý.
Ama o anda beklemediði bir þey oldu. Aniden yerinden fýrlayan P, kýzý bileðinden yakaladý.
= Hayýr Zühal. Ben bunu istemiyorum. Ýþi oraya kadar götürüp sonra da piþman olacaðýn bir þey yapmana izin veremem. Daha doðrusu bu kötülüðü sana yapamam.
Kýz þaþkýn gözlerle inanamazmýþ gibi onun yüzüne bakakaldý.
= Seni seviyor ve senin olmak istiyorum. Bunun yanlýþ tarafý nerede?
Erkek gözlerini kapatýp baþýný salladý.
= Aslýnda bizim iliþkimiz baþtan aþaðýya yanlýþlarla dolu hayatým. Beni tanýmýyorsun. Gerçek kimliðimi bilmiyorsun. Birbirimize karþý duyduðumuz sevgi hiçbir þeyin çözümü deðil. Daha açýk konuþayým. Benim sana verebileceðim bir gelecek yok Zühal. Hiçbir zaman da olamaz. Sen pýrýl pýrýl bir kýzsýn. Okulunu bitirecek ve hakkýn olan çok iyi bir yaþam süreceksin. O güzelliðin içinde, ben sadece senin hamin ve iyi bir dostun olarak kalsam bile bu bana yeter.
Genç kýz reddedilmenin mahcubiyeti içinde güzel yüzü karmakarýþýk olmuþtu. Sinirli bir tavýrla, çýplaklýðýndan utanmýþ gibi karyolanýn üzerinden aldýðý bluzunu göðsüne bastýrdý. Geri geri gidip sýrtýný duvara dayadý.
= Seni anlayamýyorum. Sevdiðini söylüyor, sonra beni reddediyorsun. Bu esrarengiz konuþmalarýnla nereye varmak istediðini lütfen bana daha açýk olarak izah edebilir misin?
= Sorularýna cevap verirsem seni ebediyen kaybetmekten korkuyorum Zühal. Lütfen beni zorlama. Her þeyi zamana býrakalým ne olur.
Kýz asabi hareketlerle bluzunu giydi.
= Kusura bakma ama insanlardan kaçarken sevginin gerçek anlamýný tam olarak öðrenememiþsin diyerek hýzla yanýndan geçip dýþarý çýktý. Peþinden giden P, holde onun ayakkabýlarýný giymeye çalýþtýðýný görünce kolundan yakaladý.
= Nereye gittiðini sorabilir miyim?
Eliyle saçlarýný geriye aran kýz kasýlmýþ yüz ifadesi ile,
= Gayet tabii kendi evime. Ýstenmediðim yerde kalmanýn ne manasý var.
= Saçmalama Zühal. O eve özellikle bu gece gidemezsin. Üstelik bu olayý böylesine büyütmenin manasý yok. Kendini reddedilmiþ gibi hissediyorsan bu çok yanlýþ. Canýmdan bile çok sevdiðim birisine kötülük yapmak istemedim hepsi bu.
Kýzýn asabi tavýrlarla olduðu yerde put gibi durduðunu görünce, onu kolundan tutup içeri soktu. Bir koltuða oturtarak o da karþýsýna geçti. Kýz çatýk kaþlarla karþýsýndaki adamýn kývranmasýný izliyordu. Erkeðin sigara paketinden bir tane çektiðini görünce bir tane de o alýp yakmasýný bekledi. Sonra arkasýna yaslandý.
= Hayatta, sevmekten ve sevilmekten korkan bir insan olabilir mi? Mutlu olmak mutlu etmek bu kadar zor mu? Böyle esrarengiz tavýrlara ne lüzum var anlayamýyorum. Belki de sen özellikle anlaþýlmak istemiyorsun. Çocukluðundan kalan bu kompleksini tüm hayatýn boyunca sürdürmek niyetinde misin bilemiyorum ama karþýndakine azap çektirdiðin kesin. Peki, konuþ bakalým. Sonuna kadar dinleyeceðim seni. Kendini bu kadar kötü tanýmlayabilmek için Allah aþkýna neler yaptýn? Bu gerçekten de doðruysa, sen korkulacak bir insansan o zaman da senin evinde kalmam da sakýncalý olmaz mý?
Genç kýz bunlarý söylerken P, derin derin nefeslerle sigarasýný yarýya indirmiþ, gözleri yerde, hala lafa nereden baþlayacaðýný bulamamanýn sýkýntýsý içindeydi.
Kýsýk bir ses tonu ile,
= Sana zarar vermektense ölmeyi tercih ederim Zühal. Ama biraz sonra duyacaklarýndan sonra bir daha yüzümü bile görmek istemeyeceðinden eminim.
= Allah'ýný seversen çatlatma beni de ne söyleyeceksen söyle artýk. Býrak da buna ben karar vereyim.
Ýzmariti tablaya bastýran P nin bir anda yaþlanmýþ gibi yüzünde çizgiler belirdi.
= Ben sandýðýn gibi özel hafiye falan deðil, parayla adam öldüren kiralýk bir katilim. En iyi bildiðim iþ bu Zühal. Bedelini ödedikleri zaman istenen kiþi ve kiþileri gözümü bile kýrpmadan ortadan kaldýrýrým. Gazetede gözüne çarptý ise, sizin sitede oturan o karý koca Abant yolunda benim tezgâhladýðým kaza sonucu öldüler. Þu ana kadar on iki kiþiyi yok ettim. Benim mesleðim bu diyerek baþýný kaldýrýp karþýsýndaki kýza baktý. Bu kadarý senin için yeterli mi? Yoksa detaylara da girmemi ister misin?
Genç kýz oturduðu koltukta büyülenmiþ gibi ona gözlerini dikip bakakalmýþtý. Farkýnda olamadan tuttuðu soluðunu býraktý.
= Sana inanmýyorum.
P, yüzünde beliren terleri cebinden çýkardýðý mendili ile sildi. Sonra ceketini çýkarýp yanýndaki koltuðun üzerine attý. Sanki özellikle göstermek istediði koltuk altý askýsýndaki silahýn öyle çarpýcý bir görüntüsü vardý ki. Zühal’in gözleri fal taþý gibi açýldý.
= Anlattýklarýmýn hepsi gerçek Zühal. Adam öldürmek bildiðim tek iþ. Bunun için bana tonla para veriyorlar. Bu kanlý ellerimle hala sana dokunmamý istiyor musun?
Erkek ayaða kalkýp pencereye doðru yürüdü. Bir müddet caddedeki trafiði seyretti.
= Sana tavsiyem, tanýþtýðýmýz günden bu yana olanlarýn tümünü unut. O günleri yaþanmamýþ farz et. Ýnan ki bütün bunlar senin için fazla bir kayýp olmaz. Baþka bir þýk daha var tabii. Þimdi buradan çýkýp gider, beni polise ihbar da edebilirsin.
= Ýnan ki, bunu yapmaya kalkarsan sana kesinlikle engel olmayacaðým. Anlayacaðýn, bundan sonrasý sana kalmýþ.
Genç kýz oturduðu yerden zorlukla doðrulup ayaða kalktý. Ayaklarýný sürüyerek mutfaða doðru yürüdü. Tezgâh üzerindeki sürahiden bir bardak su soldurup yudum yudum içmeye baþladý. Duyduklarýndan sonra aðzý yapýþ yapýþ olmuþtu. Sonra, ayný sarsak adýmlarla kapýya yöneldi.
Erkek yarým döndü.
= Nereye gittiðini sorabilir miyim?
Ayakkabýlarýný giymeye çalýþýyordu.
= Korkma. Karakola deðil, kendi evime gitmek istiyorum.
Ýki adýmda yanýna vardý.
= Polise dersen seni engellemem. Ama evin bu gece olmaz. Sana söz veriyorum yarýn sabah gönül rahatlýðýnla dönebilirsin. Ama çete dediðin o heriflerden seni daha fazla ürkütüyorsam ona bir þey diyemem.
Kýz, doðrulup karþýsýnda tüm görkemi ile duran adama baktý. Gözleri dolu doluydu.
= Ne yani dedi sesi titreyerek. Lanet olsun. Ýnsanlardan intikam almak için þu ana kadar olanlar yetmedi de, bu gece onlarý da mý öldüreceksin? Sen her iþini böyle mi hallediyorsun yani?
Hayatý boyunca, yaptýklarýndan dolayý hiç vicdan azabý bile duymamýþ, günlük yaþayýp hiçbir þeyi kendine dert edinmemiþ olan P nin þimdi çektiði ýzdýrap her halinden öylesine belliydi ki. Yalvarýr gibi,
= Lütfen Zühal dedi. Seni artýk tamamen kaybettiðimi biliyorum. Ama þuna inan ki, sana olan aþkým ben ölünceye kadar sürecek. Þimdi kendini boþu boþuna tehlikeye atma. Sana söz veriyorum bu iþi onlarý öldürmeden halletmeye çalýþacaðým. Ben þimdi gidiyorum. Sen bu gece burada kal. Kapýyý da ardýndan sürmele. Yarýn sabah dilediðini yaparsýn diyerek kýza cevap hakký tanýmadan ceketini kaptýðý gibi kapýdan dýþarý fýrladý.
Genç kýz kapanan kapýnýn ardýndan olduðu yerde dizlerini üzerine çöküp, bir müddettir engellemeye çalýþtýðý gözyaþlarýyla katýla katýla aðlamaya baþladý. Hýçkýrýklarý arasýnda,
= Ýnanamýyorum Allah'ým. Ben neler hayal etmiþtim, lanet olsun, lanet olsun diye inliyordu.
P ise, Gümüþsuyu bayýrýndan Taksim'e doðru týrmanýrken istediði tek þey küfelik oluncaya kadar içip sýzmaktý. Ama bu gece yapmasý gereken þeyler vardý. Trafik ýþýklarýna aldýrmayarak en kestirme yerlerden geçip doðru oteline gitti. Terden sýrýlsýklam olan üzerindeki giysileri parçalarmýþ gibi çýkarýp atýp kendini soðuk suyun altýna attý.
Telefonun sesini duymasa daha uzun sure çýkmayacaðý suyun altýndan fýrlayýp içeri koþtu. Aklýna ilk gelen Zühal'in arayabileceði olmuþtu.
= Alo. P sen misin?
= Kim arýyor?
= Benim, eski meyhaneci dostun Cevdet. Dün akþamdan beri nasýlsýn bakalým?
= Ýyiyim. Hayýrdýr?
= Dün gece geldiðinden sana birilerinden bahsetmiþtim ya. Adamlarýn acilen sana ihtiyaçlarý var, görüþmek istiyorlar.
= Bu ara olmaz Cevdet. Kafam biraz bozuk.
= Bana sorarsan bu fýrsatý kaçýrma derim. Senden ne istediklerini bilmiyorum ama gördüðüm kadarý ile heriflerin durumu çok sýkýþýk. Aklýna gelebilecek en bol sýfýrlý rakamý iste kesinlikle verecekler. Ýstersen bu son iþin olur mesleði bile býrakabilirsin. Bir konuþ onlarla, ne kaybedersin?
P bir an düþündü.
= Peki. O zaman yer ve gün tayin etsinler, bir görüþelim bakalým.
Adam kýs kýs güldü.
= Kabul edeceðini bildiðim için senin adýna randevu bile verdim onlara. Seni bu gece Tarabya otelinin lobisinde bekleyecekler. Sence bir mahzuru yoksa tanýnman için yakana kýrmýzý bir karanfil takacaksýn.
= Çok gangster romaný okuyorsun galiba Cevdet. Þimdi iþim yokmuþ gibi bir de kýrmýzý karanfil arayacaðým. Dediðin gibi olsun bakalým diyerek telefonu kapadý.
Ýçinde tuhaf bir sýkýntý vardý. Aklý hep Zühal'deydi. Ya onu dinlemeyip evine gitmeye kalktýysa. Bunun öðrenmenin tek yolu vardý. Evinin numarasýný çevirdi. Ýkinci zil sesinden sonra kýzýn çatallaþmýþ bir ses tonuyla alo demesi üzerine rahatladý. Bir tülü konuþamýyor, ama hattýn öteki yanýnda onun olmasýndan dolayý da heyecan duyuyordu.
Ses gelmediðini gören Zühal
= Sensin biliyorum diyerek hýçkýrdý. Aradýðýn iyi oldu. Lütfen kapama da söyleyeceklerimi dinle. Lanet olsun sana. Lanet olsun seni karþýma çýkaran kadere. Ne güzel kendi halimde yaþayýp giderken bütün hayatýmý alt üst ettin. Þu an tüm deðerlerim karmakarýþýk. Neyin yanlýþ neyin doðru olduðunu düþünemiyorum. Bütün tersliklerin beni bulmasýndan býktým usandým artýk. Oradasýn deðil mi. Allah aþkýna tek bir kelime söyle bari.
= Buradayým yavrum. Seni mutsuz ettiðim için gerçekten çok üzgünüm Zühal. Talihin senin gibi birini karþýma çýkaracaðýný bilseydim inan ki hayatýmý çok baþka bir þekilde kurardým. Her þey için özür dilerim. Evine gitmediðinden emin olmak için aramýþtým.
Genç kýz uzun sure aðlamasýný engelleyemediði için konuþamadý. P ise telefon kulaðýnda, geçirdiði bunca badireye raðmen hayatýnda ilk defa iki damla gözyaþýnýn yanaklarýna süzüldüðünü fark edince gözlerini yumdu. Yanaðýný sildiði parmaðýnýn ucundaki ýslaklýða inanamazmýþ gibi baktý.
Karþýlýklý bir müddet sessizlikten sonra kýz içini çekti.
= Ama þu an emin olduðum tek bir þey var Naci. Seni deliler gibi seviyorum. Ne iþ yaptýðýn kaç kiþinin canýný yaktýðýn umurumda bile deðil, anladýn mý? Ben artýk her þeyimle sana aidim. Ýster sever okþar, istersen buruþturup çöp sepetine atarsýn. Ama beni terk etmeye kalkarsan, nasýl yapacaðýmý bilmiyorum ama þöhretine hiç bakmaz önce seni sonra kendimi öldürürüm. Bunu o kalýn kafana iyice sok, anladýn mý?
= Evet caným. Her þey için çok üzgünüm. Seni korumak için öyle davrandýðýmý anlamýþsýndýr umarým.
= Býrak da kendi geleceðimi kendim tayin edeyim Naci. Artýk okul falan da umurumda deðil. Ben senin evinde senin kadýnýn olmak istiyor ve ilerisi için de senden hiçbir teminatta beklemiyorum. Daha da açýk olmak lazýmsa, benden býkýncaya kadar senin metresin olmaya razýyým. Yeter ki, benim hayatýmdan çýkmaya kalkma ne olur.
P zonklayan þakaklarýný ovuþturdu. Yirmi altý senelik yaþamýnda, geçirdiði onca ölüm tehlikesinden ve hayatýna son verdiklerinin karþýsýnda kýlý bile kýpýrdamamýþken þimdi, bütün vücudunun titrediðini fark ederek kendini kapana kýsýlmýþ gibi hissediyordu.
= Sana kýyamam bir tanem diyerek adeta inledi. Benimle birlikte olmaya kalkarsan baþýna neler geleceðini tahmin bile edemezsin. Seni öylesine seviyorum ki, dediklerin mümkün deðil diyerek telefonu kapadý.
Sonra asabi ve hýzlý hareketlerle giyinmeye baþladý. Zil sesinin ýsrarla çalýþý üzerine cep telefonun kapama tuþuna basýp odadan dýþarý fýrladý. Bindiði asansörün garaj düðmesine basýp sýrtýný duvara dayadý. Bu iþe bir formül bulmalýydý ama nasýl? En alt kata inip de asansörün kapýsý açýldýðýnda yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluþmuþtu. Sanki aklýna gelen bir fikir onu biraz olsun rahatlatmýþ gibiydi.
Gümüþsuyu'ndan Dolmabahçe'ye hýzla inip oradan boðaz yoluna doðru ilerlerken Zühal'i bu gece ziyaret edeceðini söyleyen serserinin gece yarýsýndan önce harekete geçmeyeceðini düþündü.
Bu akþamki randevusuna daha vakit olduðundan Ortaköy'de salaþ bir yerde hafif bir þeyler yiyip vakit öldürdü. Ve arabasýna binmeden önce bir çiçekçi arayýp tek bir kýrmýzý karanfili alýp yakasýna iliþtirdi. Dokuza beþ kala Tarabya otelinin lobisinden içeri girip etrafýna göz gezdirdi. Ýngilizce konuþan kalabalýðýn tiplerine göz atýp onlarýn yeni gelmiþ bir turist kafilesi olduðunu düþündü. Oturma gurubunun olduðu salonun öteki tarafýna geçmek için kalabalýðý yarmaya çalýþtý. Koltuklarda oturanlarý gözden geçirirken tarife uyan kalantor kýlýklý üç kiþi dikkatini çekti. Ayný anda bir tanesi kalkýp yanýna geldi. P nin ancak omzuna gelebilen þiþmanca adam.
= Bay P ile mi teþerrüf ediyorum efendim.
= Evet.
= Bendeniz Rýfat efendim. Buyurun, sizi dostlarýmla tanýþtýrayým.
Onlarýn geldiklerini görünce ayaða kalkan diðer ikisini iþaret etti.
= Bu Muzaffer, bu da Ender bey efendim.
El sýkýþma faslý bittikten sonra Rýfat bey olaný
= Daha rahat görüþebilmemiz için bir daire tuttuk beyefendi dedi. Sizce de uygunsa görüþmemizi orada sürdürelim.
P nin baþýyla onaylamasý üzerine asansörle beþinci katta bir süit daireye çýktýlar. Odada karþýlýklý koltuklarýn arasýndaki orta sehpasýnýn üzerine çeþitli içki çerez ve meyve servisi yapýlmýþtý. Kalantor tipler yerlerine otururken gurubun sözcüsü olduðu anlaþýlan Rýfat Bey,
= Ýçki olarak ne alýrdýnýz sayýn P diye sordu.
= Buzlu bir konyak lütfen.
Adamýn hazýrlayýp ona sunduðu kadehi aldý.
= Teferruata girmeden önce beni size tavsiye eden kiþi yapýlacak iþin bedelini peþin olarak aldýðýmý söylemiþtir sanýrým dedi.
= Evet. Cevdet Bey o konudan bahsetmiþti ama, biz yarýsýný peþin geri kalanýný da iþ bittikten sonra ödemeyi düþünmüþtük.
P elindeki kadehi bir yudumda dikip boþ bardaðý masanýn üzerine koyarak ayaða kalktý.
= Siz tanýdýðýma memnun oldum beyler. Ben müsaade rica edeceðim. Çünkü asla pazarlýk yapmam.
= Hemen celâllenmeyiniz rica ederim beyefendi diyerek Rýfat Bey ayaða fýrladý. Biz hepimiz iþ adamýyýz. Bizde iþler böyle yürür. Biz sadece düþünmüþtük dedim. Ýlle de öyle olacak diye bir ýsrarýmýz yok. Peki, belli bir ücretiniz var mý, onu öðrenebilir miyiz?
Kendisine bir duble daha hazýrlayan P;
= Risk derecesini öðrenmeden bir rakam söylemem mümkün deðil. Ama, anlaþsak da anlaþamazsak da konu tamamen aramýzda kalýr. Bundan kesinlikle emin olabilirsiniz beyler. Bizim piyasada da güven esastýr diyerek bir sigara yaktý.
Adamlar birbirlerine bakýþtýlar. Gurubun sözcüsü diðerlerinin onayýný almýþ olmalý.
= Evet diyerek derin bir iç çekti. Teferruatlarla kafanýzý þiþirmeden size durumu þöyle özetleyeyim. Biz üç ortak olarak çok büyük bir ihaleye girdik.
= O kadar büyük ki, hayal dahi edemezsiniz. Batýp çýkmamýz tamamen bu iþin sonucuna baðlý. Karþýmýzdaki rakip firmanýn da durumu aynen bizimki gibi.
Ötekiler tasdik makamýnda baþlarýný sallýyorlardý.
= Uzatmayayým, karþýmýzdakiler bizimle baþa çýkamayacaklarýný anlayýnca, gözümüzü korkutup aradan çekilmemiz için yeraltý dünyasýnýn iki ünlü kardeþini üzerimize saldýlar. Dört gün kadar önce adamlar güpegündüz yazýhanemizi basýp ailelerimize dönelik bizi tehdit edip korkunç þeyler söylediler. Ve bize on gün mühlet tanýdýlar. Yani bu günden itibaren bir haftadan az zamanýmýz kaldý. Biz de, kendimize göre bir araþtýrma yaptýk. Cevdet bey gibi daha bir kaç kiþinin sizi çok methetmesi üzerine zatý âlinize baþvurmaya karar verdik. Gördüðünüz gibi bu iþ bizim için tam bir ölüm kalým meselesine dönüþmüþ durumda. Sormak istediðiniz þeyler varsa cevaplamaya hazýrýz beyefendi.
P tekrar oturduðu yerden kalkýp yeniden doldurduðu kadehi ile birlikte pencereye gidip boðazý seyretti.
= Benden tam olarak ne yapmamý istiyorsunuz?
= Gayet açýk deðil mi efendim. Ekibiniz bu iþ için yeterli mi bilemiyorum ama, karþýmýzdaki çetenin tasfiyesini ve, mümkünse her defasýnda iþimize çomak sokmayý alýþkanlýk haline getiren o çýban baþlarýnýn ortadan kalkmasý.
Üçünün de gözleri kendilerine sýrtý dönük olan adamýn üzerindeydi. Odaya bir müddet sessizlik hâkim oldu. Gözleri hala dýþarýda, içkisinden bir yudum alan P;
= Birincisi ben yalnýz çalýþýrým beyler.
Adamlar þaþkýnlýkla birbirlerine bakýþtýlar.
= Ýkincisi, o bahsettiðiniz kiþiler acaba Sarý Kardeþler diye mi anýlýyorlar?
= Evet dedi bu defa en þiþman olaný. Ama onlarla tek baþýnýza baþa çýkabileceðinize gerçekten inanýyor musunuz? Duyduðumuz kadarý ile onlarýn küçük çapta bir ordularý varmýþ.
Ona dönüp bakan P nin yüzünde öyle bir ifade vardý ki, adam yutkunarak önüne baktý.
= Peki, tasfiyesi istenen patronlar kaç kiþi?
= Onlar da iki ortak efendim.
P gözleri üzerindeki guruba doðru yürüyüp demin oturduðu koltuðun arkalýðýna ellerin dayayýp onlara doðru eðildi.
= Ben gösteriþ meraklýsý biri deðilim beyler. Etrafýmda kuru kalabalýk amatörlerden hoþlanmam. Kendi iþimi kendim görürüm. Þöhretimi yaptýðým iþlerin temizliðiyle hak etmiþimdir.
Bu durumda patronlar artý o eþkýya bozuntularý için olmak üzere bu size iki milyon dolara patlar. Ýstediðiniz gibi iþ en geç bir haftada da biter. Düþünüp taþýnýp kararýnýzý verin. Ücret nakit olarak peþin ve pazarlýk yok.
Rýfat olaný heyecanla
= Ama bu çok büyük bir para beyefendi. Üstelik de hiçbir teminatta veremiyorsunuz.
= Evet diyen P bir sigara yaktý. Bu piyasada senet sepet falan iþlemez baylar. Her þey itimat üzerine döner. Bizim teminatýmýz geçmiþteki baþarýlarýmýzdýr. Ben üstleneceðim bu iþle bir yerde hayatýmý riske ediyorsam hiç bir rakam büyük sayýlmaz. Ya siz diyerek tek tek suratlarýna baktý. Tehdit konusu olan siz ve ailenizin can bedelleri nedir, söyleyebilir misiniz? Benden o iki kardeþi ve rakiplerinizi ortadan kaldýrmamý istiyorsunuz. Bu çocuk oyuncaðý deðil. Düþünmeniz için sigaramýn bitimine kadar sure veriyorum.
Böyle diyerek boðazýn karþý kýyýlarýný seyretmeye baþladý. Þiþmana ter basmýþ olmalý ki ceketini çýkarýp masanýn üzerine attý. Sonra birbirlerine doðru eðilip fýsýl fýsýl konuþmaya baþladýlar. Bir müddet sonra P nin elindeki izmarite göz atan Rýfat ayaða kalktý
= Tamam, üstadým. Ýstediðiniz rakam bizim için de çok büyük. Ama ranseymanýnýz çok iyi olduðu için þartlarýnýzý kabul ediyoruz. Çünkü aksi halde nasýl olsa batacaðýmýz için deðiþen bir þey olmayacak. Siz bizim son þansýmýzsýnýz. Size güveniyoruz ama, aklýmýza takýlan bir þeyi sormadan da edemeyeceðiz derken bir an düþündü.
= Ya iþ bitiminden önce baþýnýza mesela bir trafik kazasý falan gelirse biz ne yaparýz? Takdir edersiniz ki, o saatten sonra bu bizim gene yok olmamýz anlamýna gelir.
= Haklýsýnýz diyen P sigarasýný kül tabaðýna bastýrdý. Her iþin bir rizikosu olduðunu siz iþ adamlarý olarak benden daha iyi bilmeniz gerekir. Parayý teslim aldýðým andan itibaren iþe baþlarým. Bana þimdilik müsaade.
Ceketini atmýþ olan þiþman çýplak baþýný mendili ile sývazladý.
= Þimdi Cuma akþamý. Yarýn öbür gün de bankalar kapalý olduðuna göre parayý pazartesinden önce temin etmemiz imkânsýz. Kaybedeceðimiz o kadar bol zamanýmýz yok.
Dýþarý çýkmak için kapýnýn kolunu çeviren P baþýný çevirip adamlara baktý.
= Size bu parayý iki üç günlüðüne temin edecek dostlarýnýz vardýr mutlaka. Yine tekrar ediyorum. Parayý teslim aldýðým an iþe baþlarým. Sheraton otel 707 de kalýyorum. Ýki üç gün sabah on bire kadar sizden haber bekleyeceðim. Ondan sonra zaten geç kalýnmýþ olur. Þimdilik iyi günler beyler diyerek odadan çýktý.
Arabasýna bindiðinde saate göz attý. Onu geçiyordu. Maslak'tan yukarý týrmandý. Sitenin arka duvarýna yanaþýp da Zühal'in evinin hem ön kapýsýný, hem de arka balkonunu görebilecek bir pozisyonda arabasýný park etti. Tekrar saatine baktýðýnda tam bir saat geçmiþ olduðunu gördü. Her iþ öncesi yaptýðý gibi tabancasýný çýkarýp þarjörü kontrol edip namludaki mermiden emin olmak istedi. Sonra yan cebinden çýkardýðý susturucucu namluya takýp tekrar koltuk altý kýlýfýna yerleþtirdi.
Koltuðunu iyice yatýrýp, kendiside öne doðru kayarak dýþarýdan görünmeyecek bir durum aldý. Gözleri evde aklý bu akþamki pazarlýkta düþünmeye baþladý. Parayý bulup buluþturup getireceklerinden emindi.
Cevdet’in dediði gibi adamlarýn kuyruklarý fena sýkýþmýþtý. Bahsedilen o iki mafya patronu kardeþi çok iyi tanýyordu. Ýkisi de son derece belalý ve çevreleri geniþ olan tiplerdi. Bildiði kadarý ile iyi de bir örgüt kurmuþlardý. Tek kusurlarý, þaþaalý bir hayat sürüp medyatik olmayý sevmeleriydi. Bu defa ki iþin diðerleri kadar basit olmayacaðý kesindi, bunu iyi biliyordu. Ýþi becerdiði takdirde yeraltý dünyasý bir zelzele ile sallanacak, Ýstanbul'u býrak koca Türkiye'de kýyamet kopacaktý.
Þimdi nasýl bir strateji uygulayacaðýný düþünmesi gerekiyordu. Çok iyi bir plan yapmasý ve tek vuruþta iþi bitirmesi gerekiyordu. Adamlar uyandýrdýðý takdirde ikinci bir fýrsatý ele geçiremeyebilirdi. Bu defaki iþte rakam kadar riziko da büyüktü. Kafasýndan çeþitli alternatifleri geçirirken gözleri ile etrafý da taramayý ihmal etmiyordu. Beklediði amatör serseriler bu gece geleceðiz diye kýzý korkutmak istemiþ de olabilirlerdi. Ama P bu asalak tipleri çok iyi tanýrdý. Verdiði sözleri erkeklik nedeni sayarlar, kaba kuvvet gösterileri ile fark edilmek isterlerdi.
Etraf o kadar sakindi ki, geldiðinden beri sokaktan bir Allah'ýn kulu geçmemiþti. Saatine tekrar baktý. Biri on geçiyordu. Uzun suredir olduðu yerde hareketsiz yatmaktan dolayý uyuþan kaslarýný hareket ettirmek için gerinmeye çalýþýrken, arkadan vuran farlarýn ýþýðýný fark etti. Koltuktan iyice aþaðýya kayýp nefesini tutarak beklemeye baþladý. Sokaða giren araba farlarýný söndürdü. Açýlýp kapanan kapý seslerinden kendisinden on beþ yirmi metre kadar geride park ettiklerini tahmin etti. Parmaðý ile dikiz aynasýný ayarlayýp gerideki arabayý görüþ alanýna soktu. Bu külüstür bir 124 tü. Sokak lambasýnýn loþ ýþýðýnda fark ettiði üç kiþinin yüzleri seçilmiyordu ama bir tanesinin kafasý asker týraþlýydý. Üç kafadar kýsa bir konuþmadan sonra etraflarýný kolaçan edip site bahçesini çevreleyen kýsa duvarýn üstünden teker teker içeri atladýlar.
P kafasýný kaldýrýp camdan usulca dýþarý baktýðýnda, bir tanesinin çýnar aðacýnýn dibinde erketeye yatmýþ olduðunu, diðer ikisinin de alt kat balkonunun kuytusuna doðru koþtuklarýný gördü. Onlar da kendisi gibi evin arkasýndaki balkon yolunu kullanacaklarýna göre daha önce gelip keþif yapmýþ olmalarý gerekiyordu.
Balkonun altýnda bir müddet bekleyen bir tanesi, zýplayarak ilk kata kendisini çekti. Sonra korkuluk duvarýnýn üzerine çýkýp, Zühal'in evinin balkonunun alt betonunu yakalayýp yukarý týrmandý. Aþaðýda kendisini izleyen arkadaþýna eliyle sen de gel iþareti yapýnca oda ayný þekilde yukarý çýktý. Sitenin loþ aydýnlýðýnda o gün dalaþtýðý iki kardeþ olduklarýný tahmin etti.      Bahçede bekleyen diðeri de, o gün kavgayý seyretmekle yetinen kiþi olmalýydý. P, torpido gözünden bir çift ameliyat eldivenini çýkarýp ellerine geçirdi. Sonra, oradan geniþ bir koli bandýný da cebine atýp dýþarý çýkmaya hazýrlanýyordu ki, karþýdan birisinin geldiðini gördü. Olduðu yere büzüldü. Sarhoþ olduðu hafifçe yalpalamasýndan belli bir adam, kýsýk sesle bir türkü söyleyerek yanýndan geçti. Onun kaybolmasýný bekleyen P, yavaþça araladýðý kapýdan dýþarý süzüldü. Kapýyý aralýk býrakýp duvarla arabanýn arasýna sindi. Sonra hafifçe doðrulup duvarýn üstünden aðacýn altýndakine bir göz attý. Yeðen avucunun içine gizlediði sigarasýndan bir nefes çekince onun yerini tam olarak belirledi. Sine sine duvar boyunca giderek içerdekinin tam arkasýna denk gelecek bir mevkiden yýlan gibi içeri kaydý. Bir dakika kadar olduðu yerde sessizce bekledi. Bastýðý yerlere dikkat ederek gözlerini akrabalarýnýn içeri girdiði üst kat balkonuna dikmiþ yeðene yaklaþtý. O devasa vücuduna raðmen, o kadar sessiz hareket etmesi þaþýlacak þeydi. Ama en son adýmýnda fark edemediði bir dal çýtýrdayarak kýrýlýnca arkasýna bakmaya çalýþan oðlanýn baþýna balyoz gibi yumruðunu indirdi.
Olduðu yere yýðýlan serserinin gýký bile çýkmamýþtý. Cebinden çýkardýðý koli bandýyla el ve ayaklarýný baðlayýp aðzýný bantladý. Aðacýn dallarýnýn arasýndan yukarý baktýðýnda diðerleri içeri girip kaybolmuþlardý.
Eski yerleþim alanýnýn biraz dýþýnda inþa edilmiþ bu sitede, deminki sarhoþun dýþýnda gelen geçen pek olmuyordu. Tüm pencerelerinin karanlýk olduðu binaya son bir göz atan P, süratle koþup iki kat balkonunu aþýp yukarý týrmanmasý ötekilerin aksine ancak bir dakika kadar sürmüþtü.
Balkon kapýsýnýn camý macunlarý kazýlmýþ kýrýlmadan yere konmuþtu. Aralýk kapýdan kafasýný uzatýp içeri baktý. Merhum dedenin odasýnda kimse yoktu. Ama koridordan yansýyan el fenerinin ýþýðý fark ediliyordu. Parmaklarýný ucuna basarak baktýðýnda, bir tanesinin fenerle saðý solu tetkik ettiðini gördü.
O sýrada diðeri sinirli hareketlerle koridordakinin yanýna gelince P kendini geri çekti.
= Evde kimse yok. Kahpe korkudan geceyi baþka yerde geçirmeye kalkmýþ olmalý.
Öteki kýkýrdadý.
= Desene bu gece de abazansýn. Sendeki de salaklýk be oðlum. Ne diye geleceðini haber veriyorsun anlayamadým.
= Kes ulan. Zaten sinirim tepemde. Hýncýmý senden çýkarmayayým þimdi. Onun korkudan tiril tiril titremesini istedim. Dedesinin geberdiði gün televizyonda söylediklerini hatýrlasana. Ne bir akrabam ne de sýðýnacak bir kimsem var demiþti. Nereye gider þimdi bu orospu?
Kaltak ve orospu laflarý P nin beynini attýrmýþtý. Sinirle diþlerini gýcýrdattý.
= Zühal'e onlarý temizlemeyeceðime söz vermemiþ olsaydým mermileri nerelerine gömeceðimi ben çok iyi biliyordum diye düþündü.
Bu ara, elebaþlarý olan Zühal'in odasýna girmiþ, seslerden anlaþýldýðý kadarý ile kýzýn çekmecelerini karýþtýrýyordu. P nin iki adým önünde olaný ise duvardaki portmantoda asýlý kabanlarýn ceplerini yokluyordu. Usulca arkasýndan yanaþarak sol eliyle aðzýný kapattýðý an sað eliyle de tam boynunun dibine bir kesme vurdu. Gürültü olmamasý için boþ bir çuval gibi yýðýlan oðlanýn elindeki elektrik fenerini kapýp yavaþça yere býraktý.
Sonra üstünden atlayýp kapý pervazýný siper alýp odadakine baktý. O ise kendi alemine dalmýþ, yaktýðý gece lambasýnýn ýþýðýnda çekmecelerden çýkardýðý kýzýn iç çamaþýrlarýný teker teker tetkik ediyordu.
Bunu gören P nin kan beynine hücum etti. Saklanmaya gerek duymayarak odaya girip onun omzuna dokundu. Öteki gelenin kardeþi olduðunu sanarak kokladýðý sütyen ve külotu havaya kaldýrdý.
= Bunlarýn içindekileri çýtýr çýtýr yemezsem derken geri dönüp de P ile burun buruna gelince donup kaldý.
P nin kasýlan yüz hatlarý korkunç bir hal almýþtý. Gözleri fal taþý gibi açýlmýþ oðlanýn gür saçlarýný yakalayýp kafasýný geriye kanýrttý. Elindeki çamaþýrlarý çekip alýp yataðýn üzerine attý.
= Sapýk pezevenk. Bir daha karþýma çýktýðýnda baþýna gelecekleri tahmin etmen lazýmdý.
Serseri bir anlýk þaþkýnlýðýný üzerinden attýktan sonra seri bir þekilde elini cebine atýp sustalý bir býçak çýkardý. P onun bu türlü bir davranýþýný beklediðinden, yakalamýþ olduðu kafayý bütün gücüyle duvara vurdu. Sersemlemiþ olan delikanlý, son bir gayretle elindeki býçakla ona doðru bir hamle yaptý. Havadaki bileði çelik gibi parmaklarý ile yakalayan P, onun kolunu geriye doðru yavaþ yavaþ bükmeye baþladý. Karþýndakinin acý kuvveti karþýsýnda can acýsý ile kývranýrken bu defa tekme atmaya kalktý. Ama biri amatör diðeri ise tam bir profesyoneldi.
Kendini bir balerin gibi yana çekip tekmeyi savuþturan P, sert bir hareketle tuttuðu kolu bu defa yana doðru kanýrttý. Kýrýlan kemik sesi ile ayný anda kürek gibi elini oðlanýn aðzýna kapadý. Çýðlýk atmak için açýlan aðýzdan ancak kýsýk bir homurtu çýkabildi. Bu oyunu daha fazla uzatmak istemeyen P, yakýn mesafeden onun burnuna bir yumruk attý. Arkasýndan bir daha, bir daha vurdu. Kendinden geçip yere yýðýlan çocuðun yamyassý olmuþ burnundan oluk gibi kan boþandý. Verdiði söze gene lanet okuyup kibrit çöpü gibi kýrabileceði boynundan tutup, onu da diðerinin yanýna koridora sürükledi. Koli bandý bitinceye kadar her ikisini de mumyalar gibi sarýp sarmaladý. Geri dönüp odadaki gece lambasýný söndürdü. Sonra onlarý yakalarýndan tutup yerde sürükleyerek balkona taþýdý.
Oradaki çamaþýr asmak için üç sýra gerili olan kalýn bakýr kabloyu söküp iki kat yapýp bir tanesini baðlayýp aþaðýya sarkýttý. Sonra sýrtýna yüklediði diðerinin aðýrlýðýndan hiç etkilenmemiþ gibi onunla birlikte aþaðýya indi. Ýkisini bagaja, birini de arka koltuðun önüne yere yatýrýp üzerini arabanýn örtüsü ile örttü.
Oradan ana caddeye çýkýp Maslak yönünde ilerlemeye baþladý. Sabahýn bu saatinde tek tük arabalarla karþýlaþýp Atlý Spor kulübüne giden yoldan içeri saptý. Buralarý iyi biliyormuþ gibi bir müddet sonra farlarýný söndürerek yoldan çýktý. Ay ýþýðý sayesinde rahatlýkla seçilebilen çimenler üzerinden giderek boðazý tepeden gören büyük bir çýnar aðacýnýn altýna yanaþtý. Üçünü de çýkarýp yan yana yere yatýrdý. Nabýzlarýný kontrol etti, yaþýyorlardý. Bir müddet onlara bakarak, Zühal'in ilelebet bu pisliklerden kurtulabilmesi için ne yapmasý gerektiðini düþündü. Sonunda silahýný çýkarýp tereddütsüz üçünün de dizkapaklarýna birer mermi sýktý. Susturuculu tabancadan çýkan ses, ancak bir þiþe mantarýnýn açýlýþý kadar olmuþtu. Ýkisi hala baygýn olmalý ki yalnýz aðaç altýnda erketelik yapan bir kere kasýldý o kadar.
Artýk usta bir cerrah parçalanan kemikleri toparlayabilirse dahi, balkonlara týrmanmak bir yana, ancak topallayarak yürüyebilirlerdi. Sabaha kadar kan kaybýndan gebermezlerse, birilerinin onlarý bulmalarýný temenni edip arabasýna atlayarak süratle oteline döndü. Yataðýna uzandýðýnda gün aðarmaya baþlamýþtý.
Gece uykusu korku filmlerine taþ çýkartacak kâbuslarla dolu geçti. Telefonun sesiyle irkilip saate baktýðýnda dokuzu geçiyordu. Ama az önce yatmýþçasýna tüm vücudu pestil gibiydi. Uyku sersemliði ve asýk bir suratla telefonu kulaðýna götürdüðünde Zühal'in sesi ile yüz hatlarý hemen gevþedi.
= Naci. Gece yarýlarýna kadar seni on defa aradým. Cebini de kapatmýþsýn, neredeydin?
P heyecanla
= Bir þey mi oldu yoksa dedi.
Kýzýn hala gergin olduðu sesinin tonundan belli oluyordu.
= Akþamki konuþmalardan sonra hala bir þey mi oldu diye soruyorsan pes yani. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Bir daha da sakýn benim yüzüme telefonu kapatma, anlaþýldý mý?
= Peki, caným diyen erkek gülümsedi. Unutmadan söyleyeyim. O zibidiler bir daha seni rahatsýz edemeyecekler.
Genç kýz onun lafýný bitirmesini beklemeden heyecanla
= Yoksa derken bu defa P onun sözünü kesti.
= Aslýnda gebermeyi hak etmiþlerdi ama, bayaðý hýrpalandýklarý için artýk ellerinde bir deðnek olmadan kolay kolay sokaða bile çýkamazlar. Arzu edersen bu gece evine dönebilirsin. Yalnýz arka balkonun kapý camýný taktýrmak için bir camcý götürürsen iyi olur.
= Senin bir þeyin yok ya?
= Hayýr caným, turp gibiyim. Sen ne yapýyorsun?
= Þimdi kahvaltý hazýrlayacaktým. Sen de gelsene beraber edelim.
Kafasýný kaþýyýp bir an düþünen erkek, daðýnýk saçlarýný parmaklarý ile tarayarak,
= Bunun iyi bir fikir olduðunu sanmýyorum Zühal dedi. Þu an duygularýn aðýr basýyor. Daha saðlýklý düþünebilmen için bir hafta kadar görüþmesek iyi olur.
= Ama neden? Düþünecek ne var ki? Ben sana kesin kararýmý söyledim.
= Seninle beraber olmak için içim gidiyor. Ama ýsrarlarýmýn temelinde de sana verdiðim deðer yatýyor. Mantýklý düþünürsen sen de bana hak vereceksin. Ayrýca, öðleye kadar burada birisini bekliyorum. Ondan sonra da bir hafta kadar sürecek yoðun iþlerim var.
= Gene mi o iþler diyen kýz adeta inledi. Naci, sana yalvarýyorum. Bu güne kadar ne olduysa oldu. Baþýna bir þey gelmeden bu pislikten kurtul artýk. Bak aklýma ne geldi. Para biriktirdiðini de söylemiþtin. Ýkimizi de Ýstanbul'a baðlayan bir neden yok. Gel çekip gidelim buralardan. Ben de çalýþýrým. Evlenir yepyeni bir hayata baþlarýz.
= Bir kýzýn erkeðe evlenme teklif etmesi ne kadar ayýp bir þey. Dediklerin çok hoþ bir hayal ama çok da zor bir tanem.
= Naci. Benim yalvarmam sana zevk mi veriyor bilemiyorum, ama gene de devam edeceðim. Ýnan ki hiçbir lükste zenginlikte gözüm yok. Tek istediðim seninle birlikte olmak. Çok mu þey istiyorum yani. Ne olur beni daha fazla üzme dedikten sonra aðlamaya baþladý.
P gözlerini yumup ýzdýrapla baþýný salladý. Ben býrakmaya kalksam beni býrakmazlar diye düþündü. Bu âlemden çýkmak o kadar kolay deðildi. Bu nasýl bir duyguydu ki, nasýr tuttuðu sandýðý yüreði kýzýn hýçkýrýklarý karþýsýnda parça parça oluyordu. Telefon kulaðýnda kývranýp dururken acaba dedi içinden. Düþ gibi öyle bir hayat gerçekleþebilir miydi sahiden?
Tapar gibi sevdiði bu güzel kýzla bir ömrü beraber geçirmekten daha fazla isteyebileceði ne olabilirdi ki? Denese miydi acaba? Kýz ise telefonun öteki ucunda hala aðlýyordu.
= Zühalciðim dedi titrek bir sesle. Ne olur kes þu aðlamayý artýk. Bak ne diyeceðim. Þu aldýðým son iþi yarým býrakmam mümkün deðil. Ama söz, bu son. Zaten alacaðým para ile belki de hayatýmýzýn sonuna kadar çalýþmamýza gerek kalmayacak.
= Bu lanet olasý iþ benden daha mý deðerli yani dedi kýz hýçkýrýklar arasýnda.
= Tabii ki hayýr güzelim. Ama bir defa söz verdim. En fazla bir hafta sürecek. Belki de daha bile erken bitebilir. Sana söz veriyorum, ondan sonra yanýndan bir dakika bile ayrýlmayacaðým. Hatta istersen Avrupa'ya bile gidip yerleþebiliriz.
= Ben gecekonduya bile razýyým Naci diye kýz burnunu çekti. Ama unutma. Bana söz verdin, bu son.
= Son caným son. Þimdi ister orada kal ister kendi evine dönüp üç beþ gün beni sabýrla bekle. Ondan sonra sen ne istersen onu yaparýz.
Tam o sýrada kapý týkladý.
= Kapý çalýyor Zühal. Biraz bekle diyerek telefonu masaya býrakýp yatýðýnýn altýndan tabancasýný aldý.
Bir þeyler ýsmarladýðýnda getiren garsonlarýn dýþýnda ziyaretçisi olmazdý. Kapýya yanaþtý.
= Kim o?
= Ben Ender efendim. Akþam görüþmüþtük.
P ayaðýný destek koyarak araladýðý kapýdan dýþarýya baktý. Sonra silahýný belinin arkasýna sokup adamý buyur etti.
= Kusura bakmayýn. Ýþimiz gereði biraz temkinli olmamýz lazým. Müsaade ederseniz üzerime bir þeyler giyeyim, siz buyurun oturun.
Adam saðýna soluna ürkek ürkek baktý.
= Sizi anlýyorum efendim. Bendeniz maalesef fazla kalamayacaðým. Onun için akþamki sözleþtiðimiz meblaðý size takdim edeyim diyerek elindeki çantayý ona uzattý. Ama dediðimiz gibi tatil günü olduðundan zorlukla temin ettiðimiz paranýn küçük bir kýsmýný maalesef Türk lirasý olarak denkleyebildik. Bu da diyerek bir kaðýt çýkardý cebinden. Bahsedilen rakiplerimizin iþ adresi ve telefonlarý. Bu durumda biz üzerimize düþeni yapmýþ oluyoruz. Þimdi sýra sizde. Geleceðimiz ve her þeyimiz artýk sizin ellerinizde. Bu iþi ne kadar çabuk hallederseniz o kadar memnun oluruz efendim. Bana þimdilik müsaade diyerek sanki orada olmaktan çekinirmiþ gibi adam açtýðý kapýdan dýþarý fýrladý. Ardýndan kapýyý kapatýp çantanýn içindekilere de bir göz atan P, telefona koþtu.
= Zühal, orada mýsýn?
= Evet caným. Neler oluyor?
= Beklediðim kiþi gelip gitti. Fikrimi deðiþtirdim. Seni alýp evine ben götüreceðim. Çayý demleyip kahvaltýyý hazýrla, yirmi dakika sonra oradayým diyerek telefonu kapadý.
Sonra, açýk çantanýn içindeki demetleri gözden geçirdi. Paranýn bir buçuk milyon dolarý dýþýndaki kýsmý Türk lirasý idi. Aceleyle giyinip çantayý da alarak odadan çýktý.
Evin önüne arabayý park edip merdivenleri týrmandýðýnda kýz onu camdan gözlemiþ olmalý ki zile basmadan kapý açýldý.
Boynuna sarýlan kýzýn ayaklarýný yerden kesip içeri taþýyýp ayaðýyla kapýyý kapadý.
= Bir gören olacak derken kýz onun dudaklarýna çoktan yapýþmýþtý.
Nefesleri kesilene kadar uzun uzun öpüþtüler. Neden sonra, mutluluktan ve heyecandan alý al, moru mor olan genç kýzla birlikte salona girdiklerinde çay demlenmiþ, yumurtasýndan soyulmuþ domatesine kadar mükellef bir kahvaltý masasýna karþýlýklý oturdular. Zühal, mutluluktan pýrýl pýrýl gözleri ile ona kaçamak bakýþlar atarak çaylarý koyarken sordu.
= Akþam neler oldu anlatsana.
= Teferruata boþ ver hayatým. O üç zibidi seni bir daha rahatsýz edemeyecekler. Bu sana yetmez mi? Þimdi karným aç. Hem yiyelim hem de söyleyeceklerimi iyi dinle. Biraz sonra senin eve gideceðiz. Senden bir isteðim var. Sizde rahmetli dedenin kasasý falan var mýydý diye sorarken yatak odasýndaki koca kasayý çok iyi hatýrlýyordu.
= Evet. Rahmetlinin bir kasasý vardý. Ýçine koyacak bir þeyi olmadýðý halde onu ne diye aldýðýný hep düþünmüþümdür.
= Sana vereceðim bu çantayý oraya koyacaksýn. Bundan da kimseye bahsetmeyeceksin. Ancak benim baþýma bir þey gelirse onu açacaksýn tamam mý?
Kýzýn yüzü asýldý.
= Kime bahsedebilirim ki? Hem böyle konuþup beni korkutma Naci. Neler söylüyorsun sen? Bu defa yapmaya kalktýðýn þey bu kadar tehlikeli mi?
= Onunla alakasý yok Zühal. Dünya hali bu. Laf olsun diye söyledim.
Kýz çayýndan küçük yudumlar alýrken onun yüzüne endiþeyle baktý.
= Ýçimi kaldýrdýn þimdi. Gel her þeyi olduðu gibi býrakýp hemen bu gün buradan gidelim. Meselâ Antalya bu mevsimde kim bilir ne kadar güzeldir. Üzme beni artýk ne olur.
= Ben hiç istemez miyim diyerek kýzýn yanaklarýndan tutarak gözlerini içine baktý. Ama bu þimdilik mümkün deðil. Sana söz verdiðim gibi. Ýþ bitsin sen ne istersen o olacak, anlaþtýk mý? Haydi, artýk toparlan. Bu gün yapmam gereken bir sürü iþ var.
Kýzýn alelacele sofrayý toparlamasýndan sonra beraberce dýþarý çýktýlar. Arabaya biniþlerinden eve varýþlarýna kadar Zühal'in mýzmýzlanmasý hiç bitmedi. Ama P nin cevabý kesindi.
= Bütün bunlarý iþ bittikten sonra düþünürüz.
Sokaða girdiklerinde bir kenara çekip arabayý durdurdu. Cebinden çýkardýðý bir tomar parayý kýzýn anahtarýný aramak için açtýðý çantanýn içine soktu.
= Her ihtimale karþýn yanýnda biraz toplu para bulunsun. Sen burada in Zühal. Çevredekiler ikimizi birlikte görmesinler. Çantayý hemen kasaya koymayý sakýn unutma. Bir de þu iki üç gün lütfen beni arama caným. Çünkü sesini duyduðumda bir müddet senden baþka bir þey düþünemiyorum. Bu arada balkon camýný da taktýrmayý unutma.
Kýzýn çaresiz bir þekilde inip içeri girmesini bekledikten sonra süratle tekrar evine döndü. Devamlý kilitli olarak tuttuðu sandýk odasýný açarak içeri girdi. Burasý yan yana dolaplarýn sýralandýðý bir depo görünümündeydi. Duvardaki askýlarda kýlýk deðiþtirmekte kullandýðý çeþitli giysi ve aksesuarlar görünüyordu. Dolaplardan bir tanesini açýp içinden Uzi marka Ýsrail yapýsý bir otomatik çýkarýp küçük masanýn üzerine koydu. Sonra, gene dolaptan çýkardýðý uzun menzilli kýzýl ötesi dürbünlü bir tüfek olan Kanas'ý parçalara böldü her iki silahý da kenarda duran bir çantanýn içine yerleþtirdi. Ýkinci dolaptan ise silahlara ait bol miktarda cephane ile sekiz adet parça tesirli el bombasýný ötekilerin yanýna çantaya yerleþtirip fermuarýný zorlukla kapattý.
Sigara paketinden az büyükçe iki adet nesneyi gazete kâðýdýna sarýp onlarý da naylon bir torbaya koydu. Çantayý orada býrakýp naylon torbayý yanýna aldý.
Odanýn kapýsýný itina ile kilitleyip evden çýktý. Bu yöreyi iyi bilirmiþçesine hep ara sokaklarý tercih ederek Kumkapý'ya indi.      Meydanda, daha ziyade balýkçýlarýn devam ettiði bir kahveye girdi. Doðru ocakçýnýn yanýna gitti.
= Selam kardeþ. Pireyi arýyorum, buralarda mý?
Kapý önündeki arabayý ve düzgün kýyafetini süzen adam,
= Þimdilerde düþer abi. Ýstediðin bir þeyler varsa biz de yardýmcý olabiliriz.
= Bana kendisi lazým. Beklerken demli bir çayýný içerim deyip masalardan birisine oturdu.
Gelen çaydan daha iki yudum almamýþtý ki kapýda tahminen kýrýk yaþlarýnda, kupkuru ve kýsa boylu çelimsiz bir adam göründü. Daha kapýdan içeri girmeden seyyar satýcýlar gibi;
= Selamlar millet diye baðýrdý Bu defa çok iyi bir tüyo yakaladým. Altýlýyý yakalamak isteyen arkadaþlar lütfen sýraya girsinler.
Yüzünü buruþturup kafasýný baþka tarafa çevirenleri sýrayla izleyen küçük adamýn gözleri P ye takýlýnca yüzü aniden aydýnlandý.
= Vaaaaay. Benim aslan abim gelmiþ diyerek iskemlede oturduðu halde onun boyuna denk düþen P nin yanýna koþtu. Þerefsizim seni özledim be abicim. Geçenlerde andýydým seni. Bu adam çoktandýr görünmedi, bize artýk iþ vermiyor, galiba küstürdük kendisini diyordum.
P nin gözlerindeki bakýþý yakalayýnca;
= Bana iþ çýktýysa Allah canýmý alsýn tam zamanýydý abi.
= Nasýlsýn Pire diyerek onun elindeki üç beþ milyonluk at yarýþý tahmin kartýna göz attý. Þu merete para kaptýrmaya daha býkmadýn mý?
= Geçin dalganýzý bakalým. Ama bir gün voleyi vurduðumda hepinizin gözleri fal taþý gibi açýlacak. Beni býrak þimdi. Senin derdin ne onu söyle.
P gibi, gerçek ismini onun da pek kimsenin bilmediði Pire, gösteriþsiz ama lakabýna layýk bir tipti.
Elektronik alanda kesinlikle bir deha kabul edilebilirdi. Bir zamanlar Ýstanbul'un en usta kasa hýrsýzlarýndan biriydi. Kaç defa içeri girip çýktýðýný Allah bilir kendisi de unutmuþtu. Eline geçen tüm parayý at yarýþlarýna kaptýran bu adam, icabýnda düz duvara týrmanýp her kilidi açabilen, hedeflediði yerler için engel tanýmayan bir cambazdý. Hatta bazý pozisyonlarda polis bile ondan yaralanma yoluna gitmiþti. Bir iki defa tamircilik üzerine dükkan açmýþ ama, her seferinde borçlarýndan dolayý haciz yemiþti. Bütün bunlar yetmezmiþ gibi eski bir takým eylemlerinden dolayý iflah olmaz bir sosyalistti. Kendi sahip olamadýðý imkânlarý olan her kiþi onun için emperyalist bir faþistti. Bu cins adamý P bir iki iþinde kullanmýþ, aðzýný sýkýlýðýndan dolayý onu tutmuþtu.
= Pire, müsaitsen yalnýz konuþabileceðimiz bir yere gidelim.
= Senin için günde yirmi dört saat müsaidim abi. Benim sur dibinde bir barakam var, haydi oraya gidelim.
Girdikleri gecekondunun köhne dýþý ile içi tam bir tezat halindeydi. Bu tek göz odada, yatak ve mutfak tezgâhý görevini gören masanýn dýþýnda tüm duvarlar elektronik alet ve edevatlarla doluydu. Tek iskemleyi ikram edip kendisi yataða oturarak gözlerini P ye dikti.
= Bak Pire. Baþtan konuþalým. Konuþtuklarýmýz aramýzda kalmazsa canýnýn çok kötü yakacaðýmý söylememe gerek yok sanýyorum.
= Sen ananýn karnýnda iken biz bu yollardaydýk be abi. Racon denen þeyi iyi biliriz. Býrak bu aðýzlarý da sen bana iþten bahset.
= Büyük bir holdingin iki patronunun neler konuþtuklarýný duymak istiyorum.
= Bu çocuk oyuncaðý abi. Hepsi bu mu?
= Ýlk planda istediðim bu. Peki, o dinleme cihazýný baþka ne amaçla kullanabiliriz.
Pire karþýsýndaki adamýn yüzüne þeytani bir ifade ile baktý.
= Beklediðin cevap buysa tetik görevi de görebilir.
P nin sýrýttýðýný görünce ilave etti.
= Peki, patlayýcý olarak ne düþünüyorsun abiciðim?
= C 4 getirdim sana uyar mý?
= Hem de nasýl. Anlaþýlan büyük bir þenlik hazýrlýyorsun. Eskisi gibi gene yalnýz çalýþýyorsun galiba?
= Safrayý sevmem. Sen dediklerimi hazýrla gerisini bana býrak. Yalnýz istediklerim en kýsa zamanda olmalý. Adamlarýn yazýhaneleri binanýn en üst katýnda. Burada o firmanýn adresi var. Unutma, patronlar iki tane diyerek cebinden çýkardýðý adres kaðýdýný uzattý.
= Mühim deðil abicim. Ýsterlerse gökyüzünde olsunlar fark etmez.
Raflardan bir cep telefonu alýp getirdi.
= Bu alet yapacaðým tadilattan sonra düofon gibi bir þey olacak. Ama bütün gün telefon baþýnda oturmak istemiyorsan 12 saat kayýt yapabilecek bir tane büyük makaralý teyp gerekir.
= Sen ne gerekiyorsa al Pire. Para mühim deðil.
= Peki, þu mühim olmayan paranýn sýfýrlarý hakkýnda bana biraz ipucu verebilir misin?
P cebinden on tane beþ milyonluk desteyi çýkarýp masanýn üstüne koydu.
= Þimdilik yeter herhalde. Ýþ bitince bir bu kadar daha var. Anlaþtýk mý?
= Seni yaratan Allah'ýna kurban olayým abicim. O komprador faþistlerin yeryüzünden silinmeleri bile bir insanlýk hizmeti sayýlabilir. Sen bana telefon numaraný verip haber bekle.
Beraberce barakadan çýkýp arabanýn bagajýndan C 4 leri alan Pire masa baþýna geçip hemen iþe baþlamýþtý bile.
Sahil yolunda en sað þeritten aðýr aðýr giden P dalgýn gözlerle önüne bakýyordu. Sonra cep telefonunu çýkarýp bir numara çevirdi.
= Adnan, selam ben P. Senden bir ricam var. Þu mafya Sarý kardeþler var ya. Onlar hakkýnda bilgi toplamaný istiyorum. Ev adresleri, alýþkanlýklarý, korumalarý çetesi falan. Bellerindeki silahlarýn markasýna kadar. ............ Biliyorum ama sen istersen halledersin...... Senin o fýstýkla aran nasýl....... Yapma yahu. Seni yakaladý demek. Senin gibi bir kart zamparanýn tedbirini almasý gerekirdi...... Neyse, en kýsa zamanda raporunu bekliyorum. Þimdilik hoþça kal.
Oradan dosdoðru oteline gidip odasýna çýktý. Kafasýnýn berraklaþmasý için soyunup ýlýk bir duþ aldý. Kan deveranýný harekete geçirmek için elindeki havlu ile tüm vücuduna sert friksiyonlar yaparak kurulandý. Sonra, çýplak olarak aynanýn karþýsýna geçip kendini seyretti. Çalýþmalarýný çoktandýr ihmal ettiði halde sýrf adale ve yüz on kilo olan vücudunda tek gram yað yoktu. Ýki yara izinin haricinde Apollon'u bile kýskandýracak mükemmeliyetteydi. Gördüklerinden tatmin olmuþ gibi sýrýtarak o vaziyette masanýn baþýna geçip kendine bir konyak doldurdu. Peþinden bir de sigara yakýp gözlerini sabit bir noktaya dikti. Daha önce yaptýklarýnýn çocuk oyuncaðý gibi kaldýðý bu defa ki sipariþi kazasýz belasýz atlatýrsa Zühal'le birlikte geçireceði emeklilik hayatýný düþündü.     
Kýzýn onun için her þeyden çok istediði tahsil hayatýndan bile vazgeçmesi biraz içini burktuysa da, hayatlarýnýn sonuna kadar yetecek paralarýnýn olmasý düþüncesi ile nispeten teselli oldu. Sonra, kýzý kafasýndan atmaya çalýþýp tekrar olasýlýklar üzerinde düþünmeye çalýþtý. Saatler sonra, bir paket sigarayý bitirip þiþenin dibi gözüktüðünde kaba hatlarý ile kafasýnda bir plan oluþmuþtu. Bu defa karþýsýndakiler büyük lokma idiler. Hataya kesinlikle yer yoktu.
En güzeli, dördünü de bir arada yakalayýp tek vuruþta iþi bitirmekti ama, bunun o kadar kolay olacaðýný sanmýyordu.
Pire'nin hazýrladýðý tesisat ile karþý tarafýn hazýrlýklarýný öðrenmesi ve stratejisini ona göre belirlemesi gerekiyordu.      Kendisini sabah dokuzda uyanmak üzere þartlandýrýp yataða uzandý.
Sabah uyandýðýnda, hafif bir kahvaltý etti. Vaktin erken olduðunu düþününce eve dönerek küçük odaya kapandý. Çoktandýr kullanmadýðý silahlarýný en küçük parçasýna kadar söküp bakýmlarýný yaptý. Öðleye doðru sýkýntý ile salonda dolaþýrken ilk telefon Pire'den geldi.
= Dün gece dýþarýdaki iþi bitirdim abicim. Teferruatý telefonda konuþmayalým. Bana kadar gelebilir misin?
= Helal sana aslaným. Bir saate kadar oradayým.
Giyinip tam çýkmak üzereyken bu defa Adnan aradý.
= Selam. Ýstediðin bilgileri toplamak sandýðýmdan da kolay oldu. Çünkü adamlar gösteriþi seven sosyete meraklýsý tipler. Bu akþam beraber yemek yiyelim. Çünkü benim de senden istediðim bir þey var. Anlayacaðýn muhabbet biraz uzun olacak.
= Tamam Adnan. Kuzguncuk'taki ...... restoraný biliyor musun? Orasý benim bir dostumundur. Saat beþ gibi orada olurum.
= Anlaþýldý. Akþama görüþmek üzere.
Kumkapý'da ki barakanýn önüne geldiðinde Pire, kapýnýn eþiðine oturmuþ onu bekliyordu. Ýçeri girdiler. Dünkü yerlerine oturdular. Küçük adam daha önce hazýrlamýþ olduðu bir kaðýt parçasýný P ye uzattý.
= Oradaki telefon numarasýný çevirdikten sonra duyacaðýn bip sesi aletin dinlemeye açýk olduðunu gösterir. Sen onlarý dinleyebilirsin ama onlar seni duyamazlar. Sýra infaza geldiðinde 01 tuþuna basmadan önce kulaklarýný týkamayý unutma. Dediðin gibi odalarý yan yana.
= Ben nerede toplanacaklarýný bilemediðim için iþi þansa býrakmayýp iki odaya da birer telefon ve birer C 4 paketini paralel baðlayarak yerleþtirdim. Masalarýnýn altýna onlarý öyle bir gizledim ki, sen gidip haber versen bile zor bulurlar. Açýk kaldýðý için oradaki telefonun þarjý biter diye de korkma. Bir adaptörle masadaki faksý besleyen elektrik devresine saplama girdim. Yalnýz haberin olsun, o kattaki çatýrtý biraz fazla olacaðýndan kurunun yanýnda yaþlar da gidecektir.
= Harikasýn Pire diyerek adamýn sýrtýný okþadý. Bütün bularý dün gece mi yaptýn yani.
= Cumartesi gecesi olduðu için bütün bina bomboþtu. Kazan dairesinden içeri girdim. Her neyse. Sen tafsilatý boþ ver. Masanýn üzerindeki teybi gösterdi. Bu da hazýr. Açma kapama düðmelerini biliyorsun. Çalýþtýrdýktan sonra sessiz dinlemek istersen teybe baðlý kablonun ucundaki fiþi kendi telefonunun kulaklýðýna takacaksýn. Hepsi bu. Ben denemesini de yaptým. Tesisatý kurduðun andan itibaren orada neler konuþulduðunu rahat rahat dinleyebilirsin.
P daha önce hazýrlamýþ olduðu beþ desteyi daha uzattý.
= Her þey mükemmel. Sana birinci tavsiyem. Aklýn varsa bu paralarý da çarçur etme. Ýkincisi, seninle temasým kulaklarýna gidebileceði için bir an önce buralardan toz olursan çok iyi edersin. Tamam mý? Ortalýk sakinleþinceye kadar bir sure Ýstanbul dýþýnda takýl.
= Bu iþlerin düzenini bilirim abi. Zaten benim de niyetim o abicim. Artýk milyarder sayýlacaðýma göre bu köpek kulübesi gibi yerde yaþamak bana yakýþmaz diyerek P nin yüzüne uzun uzun baktý. Sonra içine doðmuþ gibi,
== Belki bir daha görüþemeyiz. Gel seni bir öpeyim abicim diyerek ona sarýldý.
Oradan ayrýlan P, Pire'den aldýklarýný oteldeki odasýna býrakýp Kuzguncuða doðru yola çýktý. Adnan'la buluþmalarýna daha vakit vardý ama þimdilik yapacaðý baþka bir þey olmadýðý için Cevdet ile biraz laflarýz diye düþünmüþtü. Lokantanýn önüne vardýðýnda daha arabasýný bile kilitlemeden þef yanýnda bitiverdi.
= Saygýlarýmý sunarým, hoþ geldiniz beyefendi. Cevdet bey sizi göremediði için çok üzülecek.
= Hayrola, hasta falan mý?
= Hayýr efendim. Birkaç günlüðüne iþ için Ýzmir'e gitti. Ama bendeniz sizi aðýrlamaktan onur duyacaðým. Yalnýz mýsýnýz, bir beklediðiniz var mý?
= Evet. Bir arkadaþla burada buluþacaktýk. Geçen seferki masa olursa memnun olurum.
= Emredersiniz efendim. Lütfen beni takip edin.
Kendisine bir aperatif söyleyen P oyalanmak için rýhtýmda balýk avlayan çocuklarý seyrederken kafasý yeni iþinin teferruatlarýndaydý. Bir an önce emekli olup Zühal’le hayallerini gerçekleþtirmek istiyorsa bu iþi en kýsa zamanda bitirmesi gerekiyordu. Ayrýca zaman uzar da, kendisini tutanlar saðda solda boþ boðazlýlýk yaparlarsa en büyük kozu olan karþýsýndakileri gafil avlama avantajýný kaybederdi. Pire’nin kurduðu sistemle çözüme gidecekse, dördünün de holdingin yazýhanesinde buluþmasý þarttý.
Bir de, karþýsýndakilerin tam profesyoneller olduklarýný ve bir ordu gibi adam beslediklerini aklýndan çýkarmamasý gerekirdi. Ýlk hamlede iþi bitiremezse sonra çok zorlanabilirdi.
Omzuna dokunan bir el ile irkildi.
= Ne o dalmýþsýn. Kendi çocukluðunu mu özledin yoksa.
Güldü P.
= Gençliðini özlemeyecek tek çocuk ben olmalýyým. Otur da anlat bakalým. Neler buldun.
Adam ona büyük sarý bir zarf uzattý.
= Ýstediðin her þey bunun içinde. Hatta bir hafta kadar önce bir dostlarýnýn yaþ günü partisi için gazinodan çýkarken çekilmiþ resimlerini bile buldum. O fotoðrafta arka planda yanlarýndan ayrýlmayan dört korumasý gayet net çýkmýþ. O dört adam uzun yýllardýr onlarýn yanýnda ve çok iyiler. Hatta býyýksýz olanýnýn bir zamanlar yurt dýþýnda bir istihbarat örgütünde çalýþtýðý söyleniyor. Diðerleri saðdan soldan toplama. Kilyos yoluna çýkarken yan yana yaptýrdýklarý ve etrafý kaleye benzer duvarlarla çevrili iki villada oturuyorlar. Karargahlarý orasý.
Küçük kardeþ evli ve çocuksuz. Diðeri uzatmalý metresi ile beraber. Neyse, boþ zamanýnda zarfýn içindeki teferruatlarý rahat rahat incelersin. Orada bellerindeki silahlarýn markalarýndan arabalarýnýn modeline kadar her þey var. Son bir þey daha, emniyet ile aralarý oldukça iyi. Hatta bir kaç operasyonda devlete yardýmcý olmuþlar. Bilmem anlatabildim mi diyerek sýkýntýlý bir pozla rakýsýndan büyük bir yudum aldý.
= Sað ol Adnan. Peki senin derdin ne bakalým. Yüzün pek hoþ deðil.
= Baþýma neler geldi sorma. Bizim Melahat'la iliþkimizi biliyorsun. O kadar anlayýþlý ve sevecen bir kadýn ki, onun yanýnda erkek olmanýn gururunu yaþýyorum. Bu beraberliðimizin dördüncü senesi. Kýz ile bizim cadalozun Allah'larý ayrý. Neyse, bizim karý nereden haber aldýysa Melahat'la ikimizi Þile'de bir motel odasýnda bastý. Hem de ne basmak. Kýyametler koptu. Yanýnda avukatý ve poz poz resmimizi çeken profesyonel bir fotoðrafçýyla beraber gelmiþ. Anlayacaðýn kývýracaðým hiçbir taraf yok. Her þey iyi güzel de, þimdide senden ayrýlýp seni sürüm sürüm süründüreceðim diye tutturdu. Normal þartlarda olsa canýma minnet. Ama biliyorsun, benim o eski olaydan sonra bütün gayrimenkuller, hisse senetleri, bankalardaki nakit, yat, araba, her þey onun üzerinde.
= Avukatýmla konuþtum. Elindeki suçüstü belgeleriyle tek celsede bu iþi bitirebilir dedi. Anlayacaðýn boþanýrsak, bu yaþtan sonra kýrk parasýz sersefil ortada kalýrým.
= Belki zamanla yumuþar merak etme.
= Yok be anacýðým. Beni boþayýp cezalandýrmayý kafasýna takmýþ bir kere. Fikrini deðiþtireceðini de hiç sanmam. Normal þartlarda olsa zil takýp oynardým ama þimdi yasal olarak boþanýrsak kendimi boðaz köprüsünden aþaðý atmaktan baþka hiçbir çarem kalmaz.
= Hay Allah. Gerçekten boktan bir durum. Peki, benden ne yapmamý istiyorsun.
= Pazartesi, yani yarýn avukatý vasýtasýyla boþanma davasý için beni mahkemeye verecekmiþ.
Bu durumda diyerek masanýn üstünden P ye iyice yaklaþtý. Ýkimizden birisinin ölmesi gerek. Yarýn her þey için çok geç olabilir. Anlayacaðýn bu gece onun iþini bitirmen gerekir dostum. Bunu yaparsan, tüm hayatým boyunca sana minnettar kalacaðým gibi ne istersen de veririm.
= Aramýzda paranýn lafý olmaz Adnan. Baþým sýkýþtýkça sana koþtum ve hiçbir maddi bir þey beklemeden bana hep yardým ettin. Bu gece diyorsun ama benim hiçbir hazýrlýðým yok ki.
= Hazýrlýða gerek yok be arkadaþým. Bizim yalýyý biliyorsun, buraya yakýn. Koca bahçe içinde iki katlý bir ev. Üstelik bu gece evde tek baþýna olacaðýný da çok iyi biliyorum. Namussuz karý, boþanýncaya kadar bir þey aþýrmayayým diye kapý kilidini deðiþtirip evde nöbet tutuyor.Ýntihar süsü falan verebilirsen çok iyi olur. Çünkü ilk akla gelecek þey, evliliðinin yýkýlmasýnýn yarattýðý bunalým olur.
P içini çekti.
= Tamam dostum. Þimdi soracaklarýma cevap ver. Evde yalnýz olduðu kesin deðil mi?
= Kesin be anam. Anasýnýn yanýna Marmaris'te yazlýða gidecekti ama, o son olaydan sonra þimdi evi bekliyor.
= Peki. Yatak odasý ikinci kattaydý deðil mi?
= Evet. Arkada, yola bakan kýsýmda. Her gece en geç on buçukta yatakta olur. Zaten öyle bir horlar ki, odasýný çok rahat bulursun.
= Uykusu hafif midir?
= Tam tersine. Öyle gamsýz karýdýr ki, yastýða kafasýný dayar dayamaz uyur ve top atsan uyanmaz.
= Peki Adnan. Bir terslik olmazsa senin iþini bu gece hallederim. Sen buradan çýkýnca hemen kalabalýk bir yerlerde sabaha kadar oyalanýp kendini göstermeye bak, anladýn mý? Bu kadar çene yeter. Yemeðimizi yiyelim artýk. Sabahtan beri aðzýma bir þey koymadým.
Saat on ikiye doðru ayrýldýlar. P bu araya giren iþten pek hoþlanmamýþtý ama, hep karþýlýksýz yardýmlarýný gördüðü ve çevresi çok geniþ olan Adnan'a kendini borçlu hissediyor, onu kaybetmek istemiyordu. Ýki sene kadar önce Adnan'ýn daveti üzerine bir akþam yemeðine gittiði yalýyý iyi biliyordu. O vesile ile de karýsýný tanýmýþ, hatta o yakýþýklý ve eðlenceyi seven hayat dolu adamýn bu cadaloz kadýnla nasýl yaþadýðýna hayret etmiþti.
Yarým saat kadar sonra Adnan’ýn yalýsýnýn bahçe duvarlarýnýn önünden geçerken aðýrlaþarak demir kapýdan içeri bir göz attý. Evde hiç ýþýk yoktu. Elli metre kadar ileride bir sokaðýn içine arabasýný park etti.
Bagajdan ucunda çengel olan bir kangal kalýn ipi ve bir çift ameliyat eldivenini bir naylon torbaya koyup yürüyerek geri döndü. Yalýnýn hemen komþusu olan dört katlý bir binanýn denize doðru uzanan beton yoluna girdi.
Apartmanýn tam ters tarafýnda ýþýklý bir pencerenin dýþýnda onunda tüm elektrikleri sönüktü. Ýki evi birbirinden ayýran duvarýn sonunda ortak olarak kullandýklarý anlaþýlan iskele yolundan denize indi. Kimseye görünmediðinden emin olduktan sonra alçak demir parmaklýðýn üzerinden içeri atladý. Alt katýn tüm kapýlarýný yokladý. Hepsi kilitliydi. Üst katýn denize bakan tarafýna gelerek etrafý dinledi. Uzaklarda bir yerde dans müziði ve kadýn çýðlýklarý haricinde etrafta baþka ses yoktu. Torbadan ip kangalýný eline alýp kancalý kýsma hýz kazandýrmak için elinde çevirmeye baþladý. Açýktan geçen bir vapurun canhýraþ düdüðünü fýrsat bilerek yukarý fýrlattý. Balkonun tahta korkuluklarýna takýlan kanca tahmininden fazla ses çýkarýnca bir müddet sinip etrafý on dakika kadar etrafý dinledi. Sonra ellerine ince plastik eldivenleri geçirip bir maymun çevikliði ile yukarý týrmandý. Ýpi toplayýp boynuna takarak kancayý söktü. Ýþ bittikten sonra süratle oradan ayrýlabilmesi için kolunu bütün gücüyle onu denize fýrlattý. Yokladýðý balkon kapýsý da kapalýydý. Dýþarýdan girildiðinin anlaþýlmamasý için ne kilidi zorlayabilir ne de cam kýrabilirdi.
Can sýkýntýsý ile etrafýna bakýnýrken, balkondan iki metre kadar ileride aralýk býrakýlmýþ bir pencereyi fark etti.
Bu defa kancayý attýðýna piþman olmuþtu. Balkon ile pencere arasýndan aþaðýya inen yaðmur oluklarýný inceledi. Kelepçelerin kendi aðýrlýðýný çekmesi için dua edip, korkuluklarýn dýþýna çýktý. Sol ayakkabýsýn burnu ile plastik kelepçeye aðýrlýðýný verip sað eliyle pencerenin alt pervazýný yakaladýðý an kendini aþaðý býraktý. Sonra diðer eliyle de tutunarak kendini yukarý çekti. Yavaþça pencere kanadýný itip içeri girdiðinde olduðu yere diz çökerek etrafý kolaçan etti.
Gördüðü kadarý ile uzun bir koridorun baþýnda bulunuyordu. Saðlý sollu sýralanan kapýlardan bir tanesinin yanýndaki prize takýlý düþük vatlý gece lambasý içeriye loþ bir aydýnlýk saðlýyordu. Büyük bir ihtimalle orasý banyo tuvalet olmalýydý.
Dipteki odalardan birinden gelen gök gürültüsü gibi horultuyu duyunca Adnan'a hak verdi. Halýnýn üzerinde sessizce ilerledi. Ses gelen kapýnýn önünde durup aralýktan içeriye bir göz attý. Koridordaki ayný lambanýn bu defa kýrmýzýsýnýn bulunduðu odadaki yatakta sere serpe yatan kadýna yaklaþýrken etrafý dinledi. Dýþarýdaki rüzgârla bahçede sallanan aðaç dallarýnýn hýþýrtýsýna caddede ara sýra geçen arabalarýn motor ve korna sesleri karýþýyordu. Bir müddet yatakta yatan kurbanýný seyretti. Þiþmanca kadýn tahminen elli yaþlarýndaydý. Saçlarýna takýlý bigudileri ve geceliðinin açýk yakasýndan görülen bir ineðin memelerini andýran göðüsleri ile itici görüntüsü vardý. Açýk aðzýnýn kenarýndan sýzan salyalar yastýkta koyu bir leke gibi duruyordu. Adam, baþucundaki komodinin üzerinde duran kapaðý açýk ilaç þiþesini eline alýp inceledi. Bildiði kadarý ile bu, Revonal adlý kuvvetli bir uyku ilacýydý. Kadýnýn son olaylardan sonra uyumakta zorluk çeltiði anlaþýlýyordu. Ýp kangalýný eline alýp bir ucunu kement haline getirdi. Kadýnýn bigudili baþýný usulca yastýktan kaldýrýp hazýrladýðý halkayý yavaþça onun kalýn boynuna geçirdi. Uyanma riskini göze alamadýðý için bir hamlede göðsünün üzerine oturdu. Sol eliyle aðzýna bastýrarak bütün gücüyle ipi çekti. Kadýnýn gözleri fal taþý gibi açýldý. Hýrýltýlý sesler çýkararak adamýn aðýrlýðý altýnda elleri ve ayaklarý ile boþluðu dövmesi çok kýsa sürdü.
P onun balon gibi þiþip dýþarý sarkan diline bakarak iþinin bittiðini anladý. Bir dakika daha bekledikten sonra cansýz vücudu kucaklayarak kapýsý ýþýklý banyoya taþýdý. Küvetin içinde yere býrakýp tavana yakýn bir yerdeki vananýn iþini göreceðini anlayarak ipin ucunu oradan geçirdi. Sonra aðýr aðýr onu yukarý çekti.
Kâfi bir yüksekliðe ulaþtýðýný anlayýnca ipi aþaðýdaki bataryaya baðladý. Kenardaki plastik kovayý da ayaklarýnýn altýna yan yatýrýp hazýrladýðý mizansene baktý. Gördüðü tablo onu tatmin etmiþ olmalý ki, tekrar yatak odasýna döndü. Etrafý gözden geçirirken tuvalet masasýnýn üzerindeki bloknotu gördü. Ýnceleyince onun kadýna ait adres defteri olduðunu gördü.
Oradan bir kâðýt kopardýktan sonra yazýsýna benzeterek bir not yazdý. (Bunca yýllýk kocam adi bir þýrfýntý uðruna beni terk ediyorsa lanet olsun bu dünyaya) Kâðýdý komodinin üzerindeki ilaç þiþesine yasladý.
Normal sokak kapýsýndan sessizce evi terk etti. Arabasý ile oteline dönerken Boðaz köprüsünün üzerinden cepten Adnan'ý aradý. Ötekinin gözü telefonun üzerinde olacak ki ilk çalýþta açmýþtý.
= Sen artýk dul bir erkeksin Adnan. Baþýn sað olsun.
= Sen sað ol. Bu iþin böyle sonuçlanmasýný inan ki istemezdim ama tanrý þahidim olsun ki baþka çarem yoktu. Gerçekten üzgünüm ve hayatýmýn sonuna kadar sana borçlu olacaðým dostum.
P oteline dönüp kendini yorgun argýn yataðýna atmýþtý ki, aklýna Pazartesi yani ertesi günkü Zühal'in mezuniyet töreni geldi. Beraber gideceklerine dair söz vermiþti. Bunun genç kýz için ne kadar önemli olduðunu tahmin edebiliyordu.
Hâlbuki yarýn sabahtan itibaren kendini tamamen öteki iþe vermeyi hesaplamýþtý. Saatine baktý, üçü çeyrek geçiyordu. Çoktan uyumuþ olduðunu tahmin ettiði halde numarasýný çevirdi. Ama ilk çalýþta telefon açýldý.
= Uyandýrdýðým için özür dilerim caným.
= Hayýr dedi kýz mahzun bir ifade ile. Uyumuyor ve bu saate kadar sabýrla mutlaka beni aramaný bekliyordum Naci. Yarýn ki töreni kesin unuttu diye ümidimi kaybetmek üzere idim. Biliyorsun, davet edilecek senden baþka kimsem yok.
Adamýn içi bir tuhaf oldu.
= Unutmadým da, bu gün o kadar yoðundum ki þimdi geldim otele. Yarýn da o kadar çok iþim var ki. Ýnþallah tören öðlene kadar biter. Seni kaçta almamý istersin?
= Sekiz gibi burada olursan, ancak yetiþiriz.
= Peki caným. Güzel rüyalar sana.
= Sana da Naci. Seni sevdiðimi unutmadýn deðil mi?
= Unutmadým bir tanem. Ama benim kadar deðil.
Telefonu kapatýp düþündü. Acaba bu kýzla karþýlaþmasý ve tanýþmasý bir rastlantýmýydý. Anacýðýnýn çektiði onca cefaya raðmen beterin beteri vardýr. Buna da þükür dediði dualarýný hatýrladý. Ama kendisinin saçmalýklarla dolu bu dünyada yaþadýklarýndan sonra tanrý, reddettiði bir takým deðerleri kendisine hatýrlatmak için mi tezgâhlamýþtý bu olayý. Tüm insanlara belli bir hýnç ve öfke ile bakarken, þimdi içinin sevgiyle dolu olmasý ne kadar inanýlmazdý. Düne kadar yalnýz kendi deðerleriyle yaþayýp, kýlý bile kýpýrdamadan tüm yaptýklarýndan sonra, þimdi kafasýnda oluþan soru iþaretleri onu allak bullak ediyor, bazý þeylere daha bir baþka gözle bakmasýna neden oluyordu. Bu kafayla yeni bir yaþam þansý verilse, hayatýný asla eski düzeni içinde kurmayacaðýný þimdi çok daha iyi biliyordu. Alýn yazýsýna, olmayan babasýna, büyüdüðü mahalleye lanetler okudu. Her þey farklý olsa, dünya güzeli sevdiðiyle bir ömür boyu beraberlik ne harika olurdu.
Ama þimdi bunun hayali bile saçma geliyordu ona. Iþýðý kapatýp yataða girerken, her þeye bir daha lanet okuyup bildiði tüm küfürleri peþ peþe sýraladý.
Ertesi sabah yedide kalkýp teybi masanýn üzerine koyarak baðlantýlarýný hazýrladý. Pirenin verdiði numarayý çevirip bip sesini duyduktan sonra heyecanla beklemeye baþladý.
Derinden gelen bir výzýltýdan baþka bir þey duymayýnca acaba bir þeyi eksik mi yaptým diye düþündü. O anda açýlýp kapanan kapý ve ardýndan bir erkeðin öksürük sesini duyunca gülümseyerek teybin kayýt düðmesine bastý. Makara dönmeye baþlamýþtý.
Kulaðý orada, günün önemini göz önüne alýp açýk renk bir ceket, siyah pantolon ve siyah bir gömlek giyip ona uygun bir de kravat taktý. Aynada kendini beðeni ile seyretti. Bavulunun gizli gözünden yüklüce para takviyesi yaparak kapýdan dýþarý çýkarken üzerinde az uyumuþ olmanýn bitkinliði vardý. Her gece böyle dört beþ saat uykuyla kalýrsam sonunda sürmenaj olacaðým diye düþündü.
Garaja inip tam arabasýna binecek iken kýsa bir tereddüt geçirdi. Sonra hýzla oradan çýkýp Ýstiklâl caddesine doðru koþar adýmlarla ilerlemeye baþladý. Caddenin sol tarafýnda bir kuyumcunun önüne vardýðýnda dükkân henüz kapalýydý. Saatine baktý sekize çeyrek vardý. Sýkýntýyla ne yapmasý gerektiðini düþünüp tam geri dönmeye kalktýðýnda, adamýn birinin kapýya yanaþýp cebinden anahtarlarýný çýkardýðýný görünce yanýna gitti.
= Günaydýn. Ben de sizi bekliyordum.
Ufak tefek adam yanýnda dev gibi duran P ye
= Ne istemiþtiniz acaba beyefendi derken tedirginliði gayet açýktý.
= Ýstanbul'un en güzel kýzý için maðazanýzýn en güzel yüzüðünü istiyorum.
Sabýrsýz bir âþýkla karþýlaþtýðýný anlayan kuyumcu açtýðý kapýda kenara çekilerek ona yol verip sordu.
= Buyurun beyefendi. Sizi çok iyi anlýyorum da, acaba ne kadara kadar bir þey olsun?
= Para mühim deðil. Yeter ki beðeneyim.
Kuyumcu kasadan çýkardýðý bordo renkli kadife bir tablayý P nin önüne koydu. Üzerinde insanýn gözlerini kamaþtýran birbirinden farklý altý tane harika yüzük vardý.
P önündekilere hayranlýkla baktý.
= Acaba hanýmýn parmaðýna olur mu?
= Bunlar kadýn parmaðýna göre yapýlmýþtýr efendim. Ama dar ve ya bol gelirse haným bize getirsin, yarým saat içinde hallederiz.
Ýçlerinden bir tanesini alýp serçe parmaðýna takmaya kalkan P ancak birinci boðumda kalan yüzüðü havaya kaldýrýp baktý. Göbekteki zümrüdün bir taç gibi etrafýný çeviren pýrlantalar en müþkülpesent kadýnýn bile hayranlýðýný uyandýracak kadar gösteriþliydi. Fiyatýný sorduðunda duyduðu rakam tahmininin en az on katýydý. Yüzüðü kutusuyla cebine atýp parasýný ödedi.
Oradan gene koþar adým garaja girdiðinde saat sekizi on geçiyordu. Sabahýn bu erken saatinde inþallah trafik çevirmez diye dua edip gaza bastý. Site kapýsýna vardýðýnda kýzýn sabýrsýzlýðý ve heyecaný hat safhada olmalýydý ki onu kapý önünde bekliyordu. Pembelere bürünmüþ bir çiçek gibiydi. Yüzüne hafif bir makyaj yapmýþtý. Her yeni görüþünde olduðu gibi P nin kalbi yine hýzla atmaya baþladý.
= Neredesin Naci. Gecikince merak ettim.
= Günaydýn caným. O kadar güzelsin ki, dur seni biraz seyredeyim. Merak etme, hiçbir toplantý tam saatinde baþlamaz.
Bu iltifattan son derece mutlu olduðu yüzünün pembeleþmesinden belli kýz arabadan inip kendini süzen bir artist kadar yakýþýklý erkeðe mutlulukla baktý. Tüm arabalarý sollayarak okul bahçesindeki tören alanýna vardýklarýnda, merasim gerçekten daha baþlamamýþtý.
= Sen burada bekle ve çok gerilerde oturma. Törende birbirimizi daha iyi görelim diyen Zühal koþarak binanýn içinde kayboldu.
P çevresine göz gezdirdi. Bahçedeki ana babalarýn hepsi çocuklarýnýn bu mutlu gününde orada olmaktan dolayý kýpýr kýpýrdýlar. Zühalciðin ise dünyada tek yakýný kendisi idi.
Yarým saat kadar sonra okul müdürünün aðdalý ve sýkýcý konuþmasýný uzattýkça uzatmasý üzerine önce suratlar asýldý sonra protesto sesleri yükseldi. Sonunda sabýrsýzlýkla beklenen diploma törenine geçildiðinde heyecan son haddine varmýþtý.
Ýþin garip yaný, burada her yaþtan insanlarla ortak bir tarafý olan P de etrafýndaki kalabalýk kadar heyecanlýydý. Olduðu yerde doðrularak kürsünün sað tarafýnda toplanmýþ kýzlar arasýnda Zühal'i görmeye çalýþtý. Ýsmi okunan her talebe kürsüye gelip diplomasýný alýrken alkýþlanýyordu. Yanýnda oturan elli yaþlarýnda bir bey P ye döndü.
= Anladýðým kadarý ile alfabetik sýraya göre okuyorlar. Mezun olacak haným sizin neyiniz oluyor diye sorunca bir an bocalayan P ona tebessüm etti.
= Yeðenim olur.
Sonunda diplomasýný alan Zühal sevinçle ona doðru koþarken içinde oluþan duygular hiç de alýþýk olmadýðý þeylerdi. Herkes sevincini aile yakýnlarýyla paylaþýrken, kýzýn onun gibi bir katilden baþka kimsesi olmamasý tuhaf bir kaderdi?
Boynuna sýmsýký sarýlan kýzý yanaklarýndan öptü.
= Tebrik ederim caným.
= Her þey için teþekkür ederim Naci. Burada olduðun için sana gerçekten minnettarým.
P cebinden çýkardýðý kýrmýzý kadife kutuyu ona uzattý.
= Bu da senin mezuniyet hediyen. Aç bakalým beðenecek misin?
Elleri titreyerek kapaðý kaldýran kýzýn gözleri büyüdü. Güneþin ýþýðýný yansýtan taþlar ayna gibi insanýn gözünü alýyordu.
= Bu harika bir þey ama çok deðerli olmalý.
Yüzüðü kutudan çýkaran P onun parmaðýna takarken,
= Benim için yeryüzünde hiçbir þey senden daha deðeli olamaz Zühal. Sen her þeyin en güzeline layýksýn. Bol veya dar gelmedi deðil mi?
Genç kýz kafasýný kaldýrýp onun gözlerinin içine manalý bir þekilde baktý.
= Hayýr caným. Yüzük de senin gibi tam bana göre. Yanýz öðrenmek istediðim, bu gerçekten diploma hediyesi mi, yoksa baþka bir þeyin teklifi mi?
Ne þekilde cevap vereceðini düþünen P nin imdadýna koþarak yanlarýna gelen üç kýz yetiþti. Zühal'le öpüþüp birbirlerini tebrik ederlerken bir taraftan da P 'yi süzüyorlardý.
= Sizleri tanýþtýrayým dedi Zühal. Bunlar okuldaki en samimi arkadaþlarým, Dilek Semra ve Nermin. Bu bey de derken gururlandýðý yüzünden okunuyordu.
Ýçlerinde en fettan ve havalý olan Dilek, erkeðin her santimetre karesini ayrý ayrý süzerken Zühal’in lafýný tamamlamasýný beklemedi.
= Aferin Zühal. Nasýl samimi arkadaþsak, bu yakýþýklýdan bize hiç bahsetmedin. Akrabam falan deyip bizi uyutma, yemezler derken gözü kýzýn parmaðýndaki yüzüðe takýldý. Aman Allah'ým, bu ne muhteþem þey böyle. Ýþ þimdi anlaþýldý diyerek diðerlerine döndü. Evet kýzlar. Bu yüzük beþ dakika önce bizimkinin parmaðýnda yoktu. Anlaþýlan tarihi bir ana þahit oluyoruz.
P nin önüne baktýðýný, deminki sorusuna cevap alamadýðý Zühal'in ise kýzardýðýný görünce ellerini çýrptý.
= Vay vay vay. Önüne bakmalar ve mahcubiyetten kýzarmýþ yüzler. Fýrýnda mercimeðin dibi tutmuþ haberimiz yok.
Beþ dakika içinde bu haber tüm okula yayýlmýþ etraflarýnda oluþan çemberin tebriklerini kabul etmeye baþlamýþlardý bile. On yedi on sekiz yaþ gurubu, hayatlarýnýn baharýnda kanlarý kaynayan kýzlar Zühal'i öpmek için sýraya girdikten sonra gözlerini P ye dikiyorlardý.
O ise alýþýk olmadýðý bu ilgiden biraz sýkýlmýþ olarak sigaranýn birini yakýp birini söndürüyordu. Ama Zühal, emrivaki ile oluþan bu niþanlýlýk olayýndan son derece mutlu, günün kraliçesi gibi tebrikleri kabul ederken güzelliði ile göz kamaþtýrýyordu. Bu kutlama faslýna sonunda öðretmenler bile katýldý. Þenliðe dönüþen olay bir saat kadar sürdü.
P kendisine azap gibi gelen bu durumdan kurtulup, bir an önce oteldeki dinleme aygýtýnýn baþýna geçmek için sabýrsýzlanýyordu. Böyle toplu yerlerde görünüp ilgi odaðý olmaktan daima kaçýnmýþ, ehliyet nüfuz cüzdaný ve askerlik gereði hayatýnda tek bir defa resim çektirmiþti. Þimdi ise baþ kadýn oyuncunun yanýnda esas çocuk durumuna düþmüþtü. Bir an önce buradan sývýþmak için bir formül düþünürken Dilek isimli arkadaþý yanlarýna geldi.
= Bu gün kutlanacak o kadar çok þey var ki. Bizim evde bir parti veriyorum. Þeref konuklarým da, tabii ki belli diyerek onlara doðru baktý. Þimdi herkes peþime takýlsýn diye baðýrýnca da kalabalýktan çýðlýklar koptu.
Zühal P nin kolunu sýmsýký yakaladý.
= Buradan kurtulmak için can attýðýn belli. Ama çok rica ediyorum Naci. Bu benim hayatýmýn en güzel günü. Beni yalnýz býrakmaya kalkmayacaksýn deðil mi?
Bunlarý yalvarýr gibi söyleyen kýzýn yüzünde öyle tatlý bir ifade vardý ki, seven bir erkeðin baþka hiçbir tercih hakký olamazdý.
P sevecen bir tarzda onun bu haline baktý.
= Ýnanýr mýsýn, kendimi artýk tanýyamaz oldum. Senin için yapamayacaðým hiçbir þey olmadýðýný çok iyi biliyorsun Zühal. Ama anladýðým kadarý ile sizin toplantýnýz akþama kadar sürecek.
= O zaman þöyle yapalým. Seni Dilek'lere býraktýktan sonra bana bir iki saat kadar izin ver. Sonra gene size katýlýrým, tamam mý?
= Anlaþtýk diyen kýz ayaklarýnýn ucunda yükselip mükafat olarak onun yanaðýna bir öpücük kondurdu.
Aþaðý yukarý hepsinin arabasý olduðu için vasýta pek sorun olmadý. Dileðin haricinde o iki kýz da onlarýn arabasýna bindi.      Konvoy halinde Çamlýca sýrtlarýnda bir konaða gidildiðinde bahçe kapýsýnda onlarý býrakan P süratle oteline döndü. Teyp hala çalýþýyordu. Telefonu kulaðýna götürdüðünde daktilo seslerinden baþka bir þey duyamadý. Teybin makarasýný baþa sarýp ilk sesi duyduðunda bir sigara yakarak dikkatle dinlemeye baþladý. Kýsa bir sure sonra açýlan bir kapýnýn ardýndan konuþmalar duyuldu.
= Günaydýn kýzým. Renan Bey daha gelmedi mi?
Bu patronlardan biri olmalýydý.
= Günaydýn efendim. Þimdilerde gelir herhalde.
= Peki. Bir zahmet bana sade bir kahve söyle. Baþka arayan var mý?
= Beþ dakika kadar önce Mehmet Bey aradý.
= Hangi Mehmet Bey?
= Þey. Geçen gün görüþtüðünüz o iki kardeþten biri. Kendisini aramanýzý istedi.
= Eþkýya kardeþler demeye dilin varmýyor galiba. Her neyse. Ara bakalým derdi ne imiþ.
P kendisine bir içki koyup dikkat kesildi. Kýsa bir sessizlikten sonra sekreter kýzýn sesi duyuldu.
= Mehmet Bey birinci hatta efendim.
= Alo. Ben Sulhi. Hayrola beni aramýþsýnýz?
= .................
= Tamam, da Renan henüz gelmedi. Siz buraya kadar gelseniz iyi olur. Bu konuyu yüz yüze konuþmamýz gerekir.
= ................
= Anlaþýldý. Ben þimdi arar hemen gelmesini saðlarým. Görüþmek üzere.
Telefonu kapatan Sulhi sekretere hitaben
= Kýzým Renan beyi bir de cepten ara bakalým.
= Aradým efendim. Arabayla yolda imiþ. Beþ dakikaya kadar burada olacaðýný söyledi.
Kahve servisi ardýndan sessizlik. Sonunda ayak sesleri.
= Günaydýn Sulhi. Ne bu telaþýn hayrola?
= Biraz önce o mafya babasý aradý. Bazý geliþmeler olmuþ. Bizimle konuþmak istiyor.
= Bak dostum. O heriflerin ikide birde buraya gelip gitmelerinden hoþlanmýyorum. Yapsýnlar iþlerini alsýnlar paralarýný.
= Haklýsýn ama özel bir durum varmýþ. Zaten bir tanesi geliyor. Halka açýk bir yerde herkesin gözü önünde birlikte görünmemiz daha mý iyi yani?
= Bilmiyorum Sulhi. Kurtlarla dans ediyoruz. Þu iþ bir an önce bitse de biz de ne halt edeceðimizi bilsek. Þahsen çok huzursuzum.
= Sabýrlý ol arkadaþým. Bir haftaya kadar dananýn kuyruðu kopacak.
= Peki. Sen o üç tane hýyarýn tehditlerden korkup da bu iþi býrakacaklarýna gerçekten inanýyor musun? Diyelim ki inatlarýný sürdürdüler. O zaman gerçekten çoluk çocuklarýný alayýný öldürecek miyiz yani? Biz battýktan sonra onlarýn baþýna geleceklerden bana ne. Ayrýca herhangi bir olayda tek þüpheli biz olmaz mýyýz? Biz her þeyimizi o iþe baðladýk. Kusura bakma ama, ben senin kadar iyimser olamýyorum.
= Sen de çok karamsarsýn birader. O ihtiyarlarýn hepsi evcimen ve ödlek tipler. Ailelerinin, hele hele çocuklarýnýn baþýna bir þey gelmesin diye her istediðimizi yapacaklardýr.
= Hatta þaka etmediðimiz anlamalarý için bir de rehine alýrsak o zaman daha garanti olur. Mehmet Bey gelsin konuyu onunla da konuþalým. Çok gerginsin. Sana bir kahve söyleyeyim de rahatla biraz.
P, daha Ýlk günden bu kadar çok þey öðrenebildiði için çok þanslý olduðunu düþündü. Yirmi dakika kadar sonra sekreter kýzýn gene sesi duyuldu.
= Mehmet Bey geldiler efendim.
= Hemen içeri yolla kýzým. Telefon falan da baðlama.
P dikkat kesildi. Selam sabah faslýndan sonra babalarýn küçüðü olan Mehmet, kalýn davudi bir ses tonuyla konuþmaya baþladý.
= Abimle birlikte ikimiz birden buraya gelirsek fazla dikkat çekeriz diye düþündük. Kendisi size selamlarýný yolladý.
Ýkisi birden aleykümselâm diye cevap verdiler.
= Beyler. Bu zoraki toplantýmýzýn nedeni karþý tarafýn da harekete geçtiðini size bildirmek içindi. Aldýðýmýz istihbarata göre, karþý taraf geçtiðimiz Cuma akþamý Tarabya otelinde piyasada lakabý P diye bilinen bir kiralýk katille buluþmuþlar. Aralarýnda neler konuþtuklarýný bilemem ama onlarýn da bir takým hazýrlýk içinde olduklarý kesin.
= Peki, þimdi bunun ne demek olduðunu bize açýklar mýsýnýz? Adý her neyse bir kiralýk katilden çekindiðinizi mi söylemek istiyorsunuz. Oysa biz sizi en güçlü sandýðýmýz için tutmuþtuk. O tür engelleri defetmek sizin sahanýza giriyor sanýrým.
= Haklýsýnýz Sulhi bey. Tabii ki biz gerekeni yapacaðýz. Ben bilginiz olsun istedim. Ayrýca bizim meslekte kimseyi hafife almak yoktur. Üstelik bu hakir gördüðünüz adam, yüzünü kimsenin bilmediði ölüm makinesi, tam bir profesyoneldir. Þimdiye kadar menfaatlerimiz çatýþmadýðý için ona pek bulaþmamýþtýk.
= Ama þimdi adamlarýma gerekli araþtýrmayý yapmalarý için emir verdim. Ýlk haberi de aldýk. Bu adam son zamanlarda bir kýzla beraber dolaþýyormuþ. Bu onun þimdiye kadarki ilk açýðý. Hayret, yapmazdý böyle þeyler.
= Kusura bakmayýn ama bu kadar endiþelenmenizi hayretle karþýladýðýmýzý bilmenizi isteriz Mehmet Bey. Þöhretinizle pek baðdaþmýyor. Keþke daha önce onunla biz anlaþsaydýk.
= Sulhi Bey diye serleþti adam. Bizim Allah'tan baþka kimseden korkumuz olmaz. Tedbir almak akýllý insanlarýn iþidir. Bu âlemde bunca sene niye ayakta kaldýk sanýyorsunuz.
Diðer ortak müdahale etti.
= Her neyse. Biz Sulhi bey ile siz gelmeden önce bir takým þeyler konuþtuk. Çatýrtý önümüzdeki Pazartesi olacaðýna ve karþý tarafýn pek uslu durmaya niyetli olmayacaðýna göre acilen bir takým ön tedbirler almakta fayda var. Mesela þimdiden alýnan bir rehine ile iþ saðlama alýnsa diyorum. Hatta o herifin kýz arkadaþý iþimizi görmez mi?
Ýki eliyle tuttuðu masanýn kenarlarýný kýracakmýþ gibi sýkan P nin gözleri çizgi halini almýþ çene kemikleri kasýlmýþtý. Pür dikkat dinlemeye devam etti.
= Olabilir de, iþin içine bir de adam kaçýrma olayýný sokarsak hem medyayý hem polisleri iþkillendiririz. Bizim amacýmýz kuru tehditlerle iþi halletmekti ama son çare olarak da o konuyu düþünebiliriz tabii.
= Bakýn Mehmet Bey diye Sulhi adamýn lafýný kesti. Biz burada spor yapmýyoruz. Var oluþ yok oluþ mücadelesi veriyoruz. Açýk konuþayým. Pazartesi biz bitersek siz de avucunuzu yalarsýnýz. Medya polis falan umurumda deðil benim. O üç ortaðýnda ailelerinden birer kiþiyi kaçýrmaktansa, o kýzý mutlaka bulup o eþkýyayý devre dýþý býrakýn. Hatta herifin yeri yurdu belliyse niye onu ortadan kaldýrmýyorsunuz?
= O üç zibidi tek baþlarýna kalýnca yüzde yüz çözülürler. Aslýnda bunlar sizin düþünmeniz gereken sorumluluklar deðil mi?
= Tamam beyler. O yýlanýn kuyruðuna basmak pek akýllýca bir davranýþ mý bilemem ama, siz nasýl isterseniz öyle olsun. Þu an tüm Ýstanbul karýþ karýþ taranýyor. Meseleyi daha fazla uzatmaya gerek yok. Tabii ki biz gerekeni yapacaðýz. Ben size son durumu bildirmek istemiþtim. Ýþ sona erinceye kadar bir daha görüþmesek diye düþünüyorum. Soracaðýnýz baþka bir þey yoksa bana müsaade.
Patronlarýn mafya babasýný geçirmek için hep beraber dýþarý çýkýþlarýyla birlikte konuþmalar kesildi. P, bir sigara daha yakýp düþünmeye baþladý. 0 ve 1 tuþlarýna baktý. 2 paket C 4 dün binanýn o üst katýný yok edebilirdi. Üçünü bir araya getirmiþken bu imkâný kullanmadýðý için ilerde piþman olmak da vardý. Bir taraftan, hakkýnda neler düþündüklerini öðrenmesinin iyi olduðunu düþündü. Bakalým, dördünü bir araya getirme þansýný bulabilecek miydi? Bu arada, Zühal'e dönelik tehlikeyi haber almasý her þeye deðerdi. Kendi açýsýndan bir þeyden çekindiði yoktu ama kýzýn kaçýrýlma ihtimali bir kâbus gibi çökmüþtü üstüne. Bu defa daha da gaddar olmak þart olmuþtu. Yüzüne maske gibi yerleþen korkunç ifade de bunun kanýtýydý sanki.
= O kýzýn kýlýna halel gelsin anam avradým olsun, koca Ýstanbul'u çýra gibi yakarým dedi yüksek sesle.
O an onu bekleyen Zühal geldi aklýna. Eninde sonunda burayý bulabileceklerini hesaplayarak teybi ve en gerekli eþyalarýný alarak süratle odadan çýktý.
Yolda giderken kafasýnýn içinde hep ihtimal hesaplarý cirit atýyordu. Bir de anlayamadýðý, yüzünü bilmedikleri halde, o üç ortakla buluþmasýný nasýl öðrenmiþlerdi. Büyük bir ihtimalle, o üç kafadarýn ofisinde mutlak surette bir köstebek olmalýydý. Böyle giderse çok geçmez kýsa zamanda kaldýðý oteli ve arabasýnýn marka ve plakasýný öðrenebilirlerdi.
Kýzlarý býraktýðý köþke giden rampayý týrmanmaya baþladýðýnda eve yüz metre kalmasýna raðmen çýlgýn müzik sesi oralardan duyuluyordu. Bahçeyi çevreleyen iki adam boyu duvarýn dibinde sýralanmýþ arabalarýn arasýnda bulduðu bir boþluða park etti. Bahçe kapýsýndan içeri girdiðinde tam ortadaki büyük havuzun etrafýna toplanmýþ gençler hýzlý bir ritmin eþliðinde çýlgýnlar gibi dans ediyorlardý. Çocuklarýný yalnýz býrakmak istemeyen ana babalar da aðaçlarýn altýna serpiþtirilmiþ iskemlelerde oturmuþ onlarý seyrediyor, el çýrparak neþelerine ortak oluyorlardý.
Bir müddet bu manzarayý seyrederken kendi gençliðini düþündü. Nasýl bir adalet anlayýþýysa, fakirin sefaletiyle zenginin saltanatý insanýn doðumu ile birlikte baþlýyordu.
Gözlerini etrafta gezdirip aðýr aðýr dolaþarak Zühal'i ararken onun kendine doðru koþtuðunu gördü. Kendi pisliði içine çektiði kýzýn bu saf ve korunmasýz halini düþününce boðazýna bir yumruk týkanmýþ gibi yutkundu. Ýçinden, hayatý pahasýna onu koruyacaðýna, ona parmaðýný sürecek olanýn canýna okuyacaðýna bir defa daha yemin etti.
Zühal herkesin içinde aleni olarak onun boynuna sarýldý.
= Gelmeyeceksin diye ödüm koptu dedi bir kuþ gibi cývýldayarak. Geliþini görebilmek için merdivenin orada seni beklerken mahzun mahzun pisttekileri seyretmekten içime sýkýntý bastý. Haydi biz de dans edelim.
= Zühal lütfen. Ben bu hýzlý ritimleri beceremem. Kendimi maskara etmemi istemezsin herhalde.
= Peki. Sen sakýn buradan ayrýlma diyen genç kýz, dev kolonlarý olan müzik setinin baþýndaki arkadaþý Dileðin yanýna koþup ona bir þeyler söyledi.
Sonra aðýr aðýr P ye yaklaþýrken romantik bir parçanýn ilk ezgileri duyuldu. Kollarýný açarak erkeðe gülümsedi.
= Bakalým þimdi ne mazeret uyduracaksýn?
P nin kollarý arasýnda pistte dönerlerken onlarý kýskançlýkla süzen kýzlarýn bakýþlarý arasýnda son derece mutlu hep o konuþuyor, okuldaki anýlarýndan, hocalarýna yaptýklarý þakalardan bahsediyordu. Ama P nin kafasý baþka yerlerdeydi. Neden sonra erkeðin durgun halini fark etti.
= Aklýn baþka yerde galiba, beni dinlemiyorsun. Geldiðinden beri sýkýntýlý bir halin var. Seni üzecek bir þey mi oldu?
= Kafam biraz meþgul Zühal, kusura bakma. Sana pek hoþlanmayacaðýn bir þey söyleyeceðim. Galiba bir hafta kadar gene bizim evde kalman icap edecek.
= Nereden icap etti þimdi? Bu mutlaka þart mý yani? Göçebeliði sevmiyorum. Yataðýmý yadýrgadýðým zaman uyuyamýyorum.
= Senin güvenliðin için þart hayatým. Hasýmlarýmýn seni bana koz olarak kullanma ihtimali var. Alt tarafý üç beþ gün. Senin zarar görebileceðin ihtimali beni huzursuz ediyor.
= Senin evinde ömür boyu kalýrým ama deðiþik þartlarda diye fýkýrdadý.
= Þu vartayý bir atlatalým o da olur inþallah.
= Bu son deðil mi Naci? Unutma, bana söz verdin.
Erkek nefesini yüzünde hissettiði kýzýn güzelliðine baktý.
= Son caným. Ondan sonra hep berber olacaðýz.
= Sana bir þey daha soracaðým ama doðruyu söyle. Bizim o kabadayýlara neler yaptýn?
= Neden sordun?
= Okulda lise ikide bir yeðenleri var. O bizim kýzlardan birine, aðabeyimle iki amcam ameliyat oldular evde yatýyorlar demiþ.
= Ýyi ya. Bol bol istirahat etsinler. Yedikleri dayaktan sonra zaten kolay kolay pek dýþarý da çýkamazlar dedi sinirli bir tonda.
= Bak gene yüzünde o ifade oluþtu. Gözlerini kýsýp çenelerini kasýyorsun. Ýnan ki bu halin beni ürkütüyor Naci.
P nin yüz hatlarý derhal yumuþadý.
= Benden çekinecek son kiþi sen olmalýsýn caným. Sana caným kurban. Sen o güzel kafanýn içinde hep tatlý þeyler düþün.
Müziðin aniden kesilmesi üzerine Dileðin sesi duyuldu. Giriþ merdivenlerin en yüksek basamaðýna çýkmýþ milletin susup kendisini dinlemesini istiyordu.
= Hanýmlar beyler. Karný acýkýp susayanlar için büfemiz hazýr. Ama daha önce duymamýþ olanlar için bir haberim var. Bu mutlu günümüzde sizlere güzel baþka bir haberim daha var. En samimi arkadaþým Zühal'in bu gün niþanlandýðýný bildirmek istiyorum. Birbirine yakýþan bu ideal çifti lütfen alkýþlayalým diyerek eliyle onlarý iþaret etti.
Bütün baþlar onlardan yana dönünce gene lüzumundan fazla dikkat çektiði için P nin caný sýkýldý. Koca eþkýya çetesi onun için Ýstanbul’da sürek avý baþlatmýþken tam da sýrasýydý yani diye düþündü. Alkýþlara onun yerine de elini sallayarak cevap veren Zühal, onu elinden yakaladý.
= Gel bakalým mahcup taze. Açlýktan ölüyorum. Biz de bir þeyler yiyelim diyerek erkeði büfeye doðru sürükledi.
Tam o sýrada patlayan bir flaþla P kaba etine bir þey batmýþ gibi irkildi. Makineyi kendisine yöneltmiþ iri yarý bir adamla göz göze geldi. Bu yetmezmiþ gibi hatýra fotoðrafý çektirmek isteyen kýzlar hemen onlarýn etraflarýný çevirerek poz vermeye baþladýlar.
Adam hiç beklemeden boyuna deklanþöre basýyordu. En azýndan on, on beþ poz çekmiþti.
P, bu kadar boþ yakalanmýþ olduðu için kendi kendine küfrederken yan tarafta ev sahibi olan Dileðin söylediklerini duyunca iyice iþkillendi.
= Ben parti için fotoðrafçý olayýný unutmuþtum. Bu adamý Allah göndermiþ olmalý.
P dönüp baktýðýnda fotoðrafçýya hiç de benzemeyen meymenetsiz suratlý herifle göz göze geldiler. Bunun üzerine kýzlarýn, biz de resim çektirmek istiyoruz demelerine aldýrmayan adam telaþlý adýmlarla bahçe kapýsýna doðru yöneldi. Bunu gören P Zühal'e döndü.
= Arabadaki teybi açýk unuttuðumu hatýrladým. Aküyü bitirirsek sonra araba çalýþmaz. Ben seni büfenin orada bulurum.
Kýzýn bir þey söylemesine fýrsat vermeden herifin kaybolduðu kapýya doðru fýrladý. Adamý, duvarýn dýþýnda yol kenarýna çekmiþ olduðu arabasýna binmek üzereydi. Son anda ceketinin yakasýndan yakalayýp geri çekti.
= Dur bakalým ahbap. Resimleri nasýl alacaðýz. Gidiyorsun ama kartýný vermeyi unuttun.
Kendisinden hiç umulmayan bir çeviklikle yere doðru eðilip sonra da geri dönen adamýn elinde aniden bir sustalý belirdi. P o an kendini yana ve geriye doðru geri atmasa idi býçak kaburgalarýna gömülecekti. Ayný anda P nin elinde beliren 9 milimetrelik tabancanýn namlusu adamýn tam midesine yöneldi.
= Elindeki makineyi ve býçaðý yavaþça yere býrak ve iki adým geri çekil. Sakýn yanlýþ bir hareket yapmaya kalkma, seni kalbura çeviririm.
P nin yüzünün hali ve ses tonu adamý büyülemiþ gibi denileni yaptý. Gözleri, ona maðara aðzý gibi gözüken tabancanýn namlusundaydý.
P aceleyle etrafa göz atýp, yüksek duvarlar dolayýsýyla kendilerini kimsenin görmediðine kani olunca, yerden aldýðý býçaðý kapatýp cebine attý. Sonra fotoðraf makinesinin kapaðýný açtý. Filmi çýkarýp gün ýþýðýna tutarak yanmasýný saðladý. Karþýsýnda nefes bile almadan duran adama,
= Þimdi de duvar boyunca ileriye doðru yürü bakalým diyerek onu evin arkalarýna doðru gitmeye zorladý.
Park edilmiþ arabalarýn yanlarýndan geçip köþeden döndüklerinde, bakýmsýz bir durumda ufak bir koruluða geldiler. Etraftaki pis görüntüden buraya pek kimselerin uðramadýðý anlaþýlýyordu. Çevreden görünmeyeceklerine inandýðý kuytu bir köþeye geldiklerinde P adeta gürledi.
= Þimdi öt bakalým. Benim resmimi çekmen için seni buraya kim gönderdi. Ayrýca sen beni nasýl tanýdýn.
= Vallahi ben fotoðrafçýyým be abi. Ekmek çýkar diye gelmiþtim buraya. Seni makinemi çalmak isteyen bir hýrsýz sandým.
P nin gözleri çizgi halini aldý. Bakýþlarýný karþýsýndakinin gözlerini içine dikti.
= Bana maval okuma. Resmimi çerçeveletip duvarýna mý asacaktýn yani. Senin ne bok olduðun suratýndan belli. Son defa soruyorum. Seni kim gönderdi ve beni nasýl tanýdýn?
Adamýn gözlerinin içine bakarken cebinden çýkardýðý susturucuyu namluya vidaladý.
= Bu piyasada olduðuna göre ikimiz de göbek deliðinden mermi yiyen insanýn neler çekeceðini çok iyi biliriz. On saniyen var, sonra bitiyorsun.
Onun renginin sarardýðýný ve ellerinin titrediðini fark edince devam etti.
= Patronlarýnýn için canýný tehlikeye atýyorsun. Aldýðýn üç beþ kuruþ bir yana, senin gebermen o iki salak kardeþin umurunda olur mu sanýyorsun.
= Aslýnda cevabýný bildiðim þeyleri soruyorum sana. Asýl merak ettiðim beni nasýl tanýdýnýz. Hakkýmda neler biliyorsunuz.
Serserinin omuzlarý çökmüþ tüm direnci kýrýlmýþtý.
= Biz seninle beraber askerlik yaptýk Naci dedi.
Gerçek adýnýn söylendiðini duyan P donup kaldý.
= Adým Kerim, ama beni hatýrlamazsýn. Sen birinci bölükteydin, ben üçüncüde. Senin kaç defa resmini çektim. Efsane olduðun taburda ben fotoðrafçýydým.
Gözlerini kýsýp karþýsýndakinin býyýksýz halini düþününce,
= Seni þimdi hatýrladým dedi P. Peki beni nasýl buldun?
= Okuldaki törenden beri sizi takip ediyordum. Seni bulmama gelince diye suçlu suçlu karþýsýna kendini süzen adama baktý. Geçenlerde arkadaþlara askerde çektiðim resimleri gösteriyordum. Biri de sizin bölüðün bir operasyon sonu komando kýyafetleri ile çekilmiþ toplu bir fotoðrafýydý. Çocuklardan birisi elimdeki resmi çekip alarak dikkatlice baktýktan sonra, parmaðý ile seni iþaret etti. Ben bu adamý tanýyorum, piyasada adý P diye tanýnan kiralýk bir katildir. Bu yüzü ömrümün sonuna kadar unutmam mümkün deðildir dedi. Bundan iki sene kadar önce Ayvalýk'ta arabasýnýn içinde bir fabrikatörü vurmuþsun. O patronun þoförü imiþ. Göðsüne iki mermi yediði halde ölmeyip ölü taklidi yapmýþ. Hemen Ahmet Sarý'nýn sað kolu olan Selim'e durumu anlattýk. Fotoðrafý büyüttük ama resim eski ve uzak çekim olduðu için senin suratýn net olarak seçilmiyordu. O arada Tarabya otelinde adamýmýz olan bir komi, o üç ortaðýn birisiyle buluþup bir odada toplantý yaptýklarý tiyosunu vermiþti. Komiye resmini gösterdiðimizde seni hemen tanýdý. Otelden siyah bir Ford Mustang'la ayrýldýðýný görmüþ. Kýsa bir araþtýrma yapýnca o tip bir arabanýn birkaç defa boðaz yolunda görüldüðünü öðrendik. Ahmet beyin emri ile tüm adamlar daðýlýp, ta Sarýyer'den baþlayarak tüm otel gazino ve çay bahçelerinde çalýþan her önümüze gelene o resmi gösterip, seni tanýyýp tanýmadýklarýný sorduk.
= Sonunda Arnavutköy yakýnlarýnda çay bahçesindeki bir garson seni hatýrladý. Ona yüklü bir bahþiþ verdiðini söyledi.
Yanýndaki kýzýn Arnavutköy Amerikan kýz koleji üniformalý on yedi on sekiz yaþlarýnda bir kýz olduðunu söyledi. Kýzýn yaþýna bakarak son sýnýf talebesi olacaðýný düþündük. Bu gün orada diploma töreni yapýlacaðýný haber aldýklarýnda seni tanýdýðým için belki gelirsin diye beni gönderdiler. Buraya konvoy halinde geldiðimizde kýza geri döneceðini söylerken ben hemen arkandaki arabada idim. Benden boy fotoðrafýný istedikleri için iki saattir seni bekliyordum. Ýnan ki durum bu abi.
= Peki, þu ana kadar patronlarýna hiç rapor verdin mi?
= Hayýr abi. Verecektim ama cep telefonumun þarjý bitmiþti. Yemin ediyorum. Ýnanmazsan git arabada adaptör hala çakmak soketinde takýlý, kendin bak. Þimdi ise diye yutkundu adam. Seni ve þöhretini iyi tanýdýðým için, þimdi beni sað býrakmayacaðýný iyi biliyorum. Yalan mý?
P evet anlamýnda baþýný salladý.
= Ne yapalým. Su testisi suyolunda kýrýlýrmýþ. O zaman senden son bir ricam olacak abi. Leþimi kim bilir nereye atacaksýn bilemem. Bu gün avans çekmiþtim ama eve götürmek kýsmet olmadý. Ýki küçük çocuðum var. Parayý bir zahmet bizim hatuna iletebilirsen minnettar olurum. Fatih'te oturuyorlar. Onlarýn benim günahlarýmýn kefaretini ödemeleri gerekmez, öyle deðil mi? Para ceketimin iç cebinde. Müsaade edersen sana vereyim. Artýk sütüne kalmýþ.
P baþý ile onaylarken tabancanýn namlusu hedefinden bir milim bile oynamamýþtý. Adam cebinden çýkardýðý kalýnca bir zarfýn üzerine adresini yazýp ona uzattý. P nin donuk yüz hatlarýndan ne düþündüðü hiç belli olmuyordu. Tam manasýyla çözülmüþ olan adamýn gözlerini içine baktý.
= Çoluk çocuðunu merak etme. Madem bana karþý açýk oldun, karýn ve çocuklarýn hayat boyu kimseye muhtaç olamadan yaþayacaklar sana söz veriyorum. Ama seni býrakma rizkine giremeyeceðimi biliyorsun.
Adam tabancaya aldýrmadan onun ellerine sarýldý.
= Biliyorum, ben yolun sonuna geldim. Ama o gariplerin benden baþka kimseleri yok. Gerçekten büyüksün asker arkadaþý. Madem bana böyle bir kýyak yapýyorsun. O zaman hakkýnda tüm bilinenleri sana anlatayým da tedbirini ona göre al.
= Adýnýn Naci olduðunu biliyorlar ama soyadýný hatýrlayamadýðým için söyleyememiþtim. Çok sürmez Þirnak’taki birliðimizden onu da öðrenirler. Þimdilik ellerinde adam gibi bir resmin yok. Yalnýz arabanýn plaka ve modelini, garajý ve kaldýðýn oteli artýk biliyorlar. Oralara bir daha uðramayýp arabaný deðiþtirsen iyi edersin. Kýz arkadaþýn büyük bir tehlike içinde olduðunu unutma. Seni durdurmak için onu kullanacaklar. Ellerine düþerse onu tekrar sað göremeyeceðini benden daha iyi bilirsin. Diyeceklerim bu kadar. Ýnan sana karþý bir kýrgýnlýðým yok. Bunun bir gün baþýma geleceðini çok iyi biliyordum. Þimdi müsaade et de, bir salavat getireyim diyerek diz çöküp gözlerini yumdu.
P onun son heceyi söylemesini bekleyip iki kaþýnýn ortasýndan vurdu. Kütük gibi devrilen adamýn ne olduðunu bile anlamamýþ olmasý lazýmdý. Ceplerini karýþtýrýp arabanýn anahtarlarýný buldu. Park yerine giderek onun arabasýyla geri döndü. Cesedi bagaja yerleþtirirken gözü hep etraftaydý.
Ama gelen seslerden anladýðý kadarý ile içerde eðlence tüm þiddeti ile devam ediyordu. Bayýrdan aþaðýya yedi sekiz kilometre kadar inip bozuk toprak bir yola saparak terkedilmiþ tahta bir barakanýn kuytusuna yanaþtý. Arabanýn orada çevreden görünmesi mümkün deðildi. Elini temas ettirdiði yerleri itina ile silip süratle uzaklaþtý. Bayaðý dik bir bayýrdan aþaðýya araçlarýn geçtiði ana yola inerek oradan bindiði bir taksiyle köþke döndü.
Bunlar takriben kýrk dakika falan sürmüþtü. Bahçeye girdiðinde yolunu gözleyen Zühal koþarak geldi.
= Nerede kaldýn Naci. Gerçekten merak ettim. Arabanýn oraya baktým yoktun.
= Dediðim gibi aküm boþalmýþtý hayatým. Aþaðýda yola kadar inip bir taksi çevirdim. Onun aküsü ile çalýþtýrýp kendini toparlamasý için biraz bekledim. Býrak bunlarý da. Ben de açým, gel bir þeyler yiyelim.
Büfeye yanaþtýklarýnda aklý adamýn anlattýklarýndaydý. Yapýlan çalýþmayý düþününce o iki kardeþin iyi örgütlenmiþ olduklarýný düþündü. Bu durumda poliste de adamlarý olmasý gerekirdi.
Kýzýn büyük bir tehlike içinde olduðu gerçekti. Onun evinde bir hafta kadar tecrit içinde yaþamayý kolay kolay kabul edeceðini pek sanmýyordu. Her þey, kendisinin bu iþi bir an önce bitirmesine baðlýydý. Tüm bunlarý düþünürken yaný baþýndaki ses onu daldýðý alemden uyandýrdý.
= Gözlerime inanamýyorum Sayýn P. Sizi böyle yerlerde görmek benim için tam bir sürpriz oldu. Beni hatýrladýðýnýzý umarým?
Adamý hemen hatýrlamýþtý.
= Gayet tabii Sedat Bey dedi. Ýþ yaptýðým insanlarý asla unutmam. Nasýlsýnýz?
= Teþekkür ederim. Ayný zamanda sizi kutlarým. Biraz önce kýzým Dileðin açýklamasý ile niþanlandýðýnýzý duydum diyerek yan tarafta bu konuþmayý takip eden Zühal'e, seni de tebrik ederim yavrum diyerek seslendi. Fýrsat bulup da dedenizi kaybetmenizden dolayý size taziyetlerimi sunamamýþtým. Baþýn sað olsun kýzým.
Aðzý dolu bir þekilde yanlarýna gelen Zühal
= Teþekkür ederim Sedat amca dedi. Ben tanýþtýðýnýzý bilmiyordum.
= Niþanlýnýzla bir iþ münasebetim olmuþtu.
= Dilek hanýmýn babasý olduðunuza göre demek ki ev sabimizsiniz siz oluyorsunuz dedi P. Eviniz çok güzel. Gerçekten kutlarým sizi.
= Sað olun. Burasý dede ve sonrasý baba yadigârý. Ýki sene kadar önce restore edip bu hale getirdim. Ayrýca sahip olduðum bu güzelliklere sayenizde ulaþabildiðimi unutmuyorum beyefendi. Size þükran borçluyum.
= Rica ederim. Ben yaptýðým hizmetin karþýlýðýný aldým.
= Neyse. Bana müsaade Sayýn P. Diðer misafirlerimle de ilgilenmem lazým. Sizi tekrar görmek çok hoþtu. Ama Zeynep kýzýmla beraberliðinizden ötürü bu zevke sýk sýk ulaþabileceðim anlaþýlýyor.
Uzaklaþan adamýn arkasýndan bakan Zühal manidar bir eda ile sordu.
= Ona da mý bir müþkülünde yardým ettin?
= Evet caným. Þu gördüðün babacan kýlýklý adam kendi öz kardeþini ortadan kaldýrmam için beni kiraladý. Piyasada adam sandýðýn insanlarýn gerçek yüzleri bu iþte. Anlayacaðýn, bu dünyada kimse melek sayýlmaz. Sence de uygunsa gidelim artýk Zühal. Ben burada gerçekten sýkýlmaya baþladým.
Zühal'in bir arkadaþý kendisini de Suadiye’de býrakmalarýný rica edince onu evine kadar götürüp býraktýlar. Baðdat caddesinden dönerlerken P, ani bir hareketle yol boyundaki bir galerinin önünde durdu.
= Hayrola dedi kýz.
= Gel beþ dakika içerideki arabalara bir göz atalým. Altýmdaki biraz yaþlandý. Bu gün gördüðün gibi huysuzluklar yapmaya baþladý. Deðiþtirmenin sýrasý artýk. Gel bana bir tane beðen.
= Âlemsin yani Naci. En ufak arýzada araba deðiþtiren bir seni gördüm.
Ýçeride fazla oyalanmadýlar.
= Bütün gün araba tepesindesin. Sana saðlam bir þey alalým diyen Zühal'in beðendiði 4x4 bir Opel Frontera'da karar kýldýlar.
Mustang'la takas eden P aradaki farký nakit ödedi. P nin en hoþuna giden tarafý camlarýnýn özelliði dolayýyla dýþarýdan içinin görünmemesiydi. Kýzýn tüm itirazlarýna raðmen ruhsatý onun üzerine hazýrlatma talimatý verdi. Yeni arabalarýna kurulup yola çýktýklarýnda Zühal mahcup bir eda ile mýrýldandý.
= Ne gerek vardý þimdi buna Naci. Benim üzerime niye yaptýn arabayý.
= Düþündüðüm baþka þeyler var Zühal. Durumumu biliyorsun. Araba benim adýma kayýtlý olmasýný istemiyorum. Benim de senden baþka kimsem olmadýðýna göre bunu niye yadýrgadýðýný anlamýyorum. Seni en kýsa zamanda bir ehliyet kursuna da yazdýrýrýz. Böylece senin özel þoförlüðünden de kurtulmuþ olurum dedi gülerek.
Zühal’in bir müddet evinde kalma teklifini itirazsýz kabul etmesi P yi þaþýrtmýþtý. Yolda bir maðazaya uðrayarak evine bir müddet dönemeyecek olan kýza gereken þeyler aldýlar. P doðruca Taksim'e çýkýp arabasýný Opera parkýna çekti. Zühal’e onu orada beklemesini ve camý açmamasýný tembih etti. Güneþ gözlüklerini taktý ve yürüyerek otele gidip garaja indi. Biriyle buluþacakmýþ pozlarýnda etrafý kolaçan ettiðinde, iki ayrý noktada park etmiþ arabalarýn içinde oturan ikiþer kiþinin girip çýkanlarý gözetlediðini tespit edince ne kadar isabetli davrandýðýný düþündü. Bunlar plakasýný ve modelini bildiði eski arabasýný arýyor olacaklardý. Daha kim bilir kaç kiþi vardý peþinde.
Arabasýný verdiði galerici, bu tür arabalarýn özel meraklýlarý olduðundan uzun bir sure müþteri beklenmesi gerektiðini söylemiþti. Dolayýsýyla araba galeride yatacaðý için o yolla kendisini ulaþma ihtimalleri biraz zayýftý.
Gördüklerini yeterli kabul edince orada daha fazla oyalanmadý. Kýzý býraktýðý otoparka doðru yürürken kasýlmýþ çene kemiklerinin arasýndan av baþladý demek diye mýrýldandý.
Bunun yaptýðý diðer iþlere pek benzemeyeceðini çok iyi biliyordu. Hayatýnýn bu son iþinden sonra Zühal’e de söz verdiði gibi kendini emekliye ayýracaktý. Ama þimdi sað olarak paçayý kurtarmak istiyorsa duygusal saçmalýklarý bir yana býrakýp tam konsantre olmasý, en ince teferruatlara kadar tüm detaylarý hesaplamasý gerekirdi. Bu defa karþýsýnda amatörler yoktu. Ýlk vuruþta iþi bitirmezse sonra çok zorlanacaðýnýn bilincindeydi.
Oto parktan doðru eve geldiler. Kýz eþyalarýný odasýna yerleþtirirken o da bagajdan teybi alýp cephanelik odasýnda masanýn üzerine kurdu. Bu saatten sonra adamlarýn þirkette kalacaklarýný sanmadýðý için ertesi sabahtan itibaren dinlemeye geçmeye karar verdi. Uzun bir sure kalacaklarý bu evde geçen defadan buzdolabý dolu olduðu için pek bir eksikleri yoktu.
Ekmek ve kola almak için karþýdaki markete giderken, kapýcý Abdullah'ý buldu. Bu gün öldürdüðü askerlik arkadaþýnýn adres ve parasýný vererek emaneti karýsýna ulaþtýrmasýný istedi. Sonra uzun uzun Zühal’in güvenliði için gerekli ikazlarý yapýp þu üç beþ gün mümkünse eve giren çýkanlarý, sokaktaki þüpheli tiplere dikkat etmesini istedi. Eve dönüp, kiralarý ve mali iþleri ile uðraþan muhasebecisine telefon etti. Fatih'teki iyi kira getiren bir dükkâný vardý. Onun kirasýný öldürdüðü adamýn karýsýna hayatý boyunca ödenmesi talimatýný verip, isim ve adresi verdi. Bütün bunlar bittikten sonra mýrýldandýðý þarkýdan mutfakta olduðunu anladýðý Zühal'e göz atýnca, onun önlüðünü takýp çoktan ocaðýn baþýna geçmiþ olduðunu gördü.
Arkasýndan usulca yaklaþýp onun açýk boynuna küçük bir öpücük kondurdu. Gülümseyen genç kýz, elindeki tabaklarý P ye uzattý.
= Sende boþ durma sofrayý kur beyefendi. Dolapta þarap da vardý, bir zahmet açýver onu. Yemek yarým saate kadar hazýr olur, bakalým beðenecek misin?
Erkek ona mutlulukla baktý.
= Sen yaparsýn da ben hiç beðenmez miyim hayatým.
Þarabýn verdiði neþe ile abuk sabuk þeylere gülerek yemeklerini bitirdikten sonra, geç saatlere kadar süren duygusal bir film seyrettiler. Baþýný P nin omzuna dayamýþ kýz, filmin acýklý sonunda gözlerinde biriken yaþlarý silerken adam onun ýslak yanaklarýndan öptü.
= Haydi, yatalým artýk sulu gözlüm. Bütün günü seninle geçirdiðim için yarýn yapmam gereken çok þeyler olacak. Ama merak etme, artýk evden dýþarý pek çýkmayacaðým.
Genç kýzýn davetkâr bakýþlarýna karþýn P nin eski katý tutumunu sürdürmesi üzerine uslu uslu yataklarýna gittiler.
Þuur altýnda sevdiði kýza hazýrlanan tehditler, kafasýnýn hep meþgul ettiði için kâbuslarla dolu huzursuz bir gece geçirdi. Sabah gözlerini açtýðýnda saatin sekiz buçuða geldiðini görünce yataktan fýrlayýp yandaki odaya geçerek teybin kayýt düðmesine bastý.      Demlenen çayýn burcu burcu kokusu burnuna gelince Zühal'in çoktan kalkmýþ olduðunu anladý. Kahvaltý masasýnda, kapýcýnýn getirmiþ olduðu gazeteye göz atan P, Adnan'ýn karýsýnýn ölüm haberini gördü. "Ýntihar mý cinayet mi" baþlýklý yazýda uyanýk bir muhabir, kendini asarak intihar etmek isteyen bir insanýn neden uyku ilacý almaya gerek duyacaðý sorusunu ortaya atmýþtý. Ölen kadýnýn kocasýnýn baþka bir kadýnla dost hayatý yaþadýðýndan bahsediliyordu. Kendisini metresi ile basan karýsýný öldürmek iddiasýyla tutuklanan Adnan, o gece arkadaþlarý ile yemek yedikten sonra sabaha kadar bir gazinoda olduðunu ispat etmesi üzerine savcýlýk tarafýndan serbest býrakýlmýþtý.
Acele ile kahvaltýsýný yapan P, kendisini rahatsýz etmemesini rica ettiði Zühal'in tüm mýzmýzlanmalarýna karþýn odasýna kapanýp kapýyý içeriden kilitledi. Taktýðý kulaklýktan bir saat kadar daktilo sesi dinledikten sonra, sekreter kýzýn bir ara çalan telefona patronlarýnýn o gün gelmeyeceðini söylemesi üzerine dinlemeyi býraktý. Ýlk günü yakaladýðý fýrsatý deðerlendirmediði için caný sýkýlmýþtý. Þimdi tek vuruþta iþi bitirmesi için onlarýn dördünü de bir araya getirecek bir formül bulmasý þarttý. Kara kara düþünürken kapý týkladý. P kilitli kapýyý açýnca Zühal ayaklarýný ucunda yükselmeye çalýþýp, onun omuzu içinden içerisini görmeye çalýþýyordu.
= Kaç saattir buraya kapanýp kaldýn. O teybin baþýnda ne yapýyorsun Allah aþkýna? Ýçeride tek baþýma oturmaktan sýkýldým artýk. Kalk bir yerlere gidelim ne olur.
P kýzýn kýrýþtýrmýþ olduðu alnýndan öptü.
= Güzel yavrum. Sana beni rahatsýz etmemeni rica etmedim mi? Birlikte özgürce yaþayabilmemiz bu iþi bir an önce bitirmeme baðlý. Lütfen biraz diþini sýkýp televizyon seyrederek kitap okuyarak falan zaman geçir. Ayrýca, peþinen söyleyeyim ki, Pazartesi’ye kadar sokaða çýkmayý aklýndan bile geçirme. Bu senin için çok riskli.
= Ýstanbul neredeyse on beþ milyonluk koskoca þehir Sokaða çýkýnca o adamlarla burun buruna gelmeyeceðiz ya.
= Anlamýyorsun Zühalciðim. Milyarda bir þans bile olsa o rizikoya girebilir misin? Bu defa karþýmdakiler son derece tehlikeli bir çete. Köpek sürüsü kadar adamlarý var. Benim elimi kolumu baðlamak için seni kaçýrmak istediklerini korkutmamak için söylemek istemedim. Ellerine bir düþersen ikimiz de mahvoluruz. Benim yüzümü pek bilmiyorlar ama senin resimlerin hepsinin ceplerindedir.
= Hatta caddeyi falan seyretmeye kalkýþtýðýnda mümkünse tülün arkasýndan bakýp kendini göstermemeye çalýþ. Pazartesiye kadar her þey bitecek söz. Lütfen sabýrlý ol.
= Ama bana tercüme iþleri veren o þirkette bu gün çalýþmaya baþlayacaktým. Üstelik onlara evin adresini vermiþtik. Beni bir hafta bulamazlarsa ne olacak.
= Patronun arkadaþým olduðunu unutma. Bir hafta sonra baþlarsýn. Sen o durumu kafana takma. Planlarýmýz gerçekleþtiði zaman zaten çalýþmana falan gerek kalmayacak. Sen nereye istersen oraya gideceðiz diye sana söz verdim ya. Sen þimdi cici bir kýz gibi git salona film falan seyret. Videonun yanýnda bir sürü kaset var.
= Gene mi odana kapanacaksýn yani diye yüzünü buruþturdu.
= Bir saate kadar ben de yanýna geleceðim söz.
Kapýyý kilitleyip tekrar teybin baþýna geçti. Makarayý baþa alýp tekrar dinledi. Bir sigara yakarak düþünmeye baþladý. Zühal gibi kendisinin de faza beklemeye tahammülü yoktu. Çünkü her geçen gün etrafýndaki çemberin biraz daha daralacaðýný biliyordu.
Bu ev tapuda annesinin üzerinde gözükse de Þýrnak'taki birliðinden açýk kimliðini ellerine geçirdiklerinde kendisine ulaþmalarý an meselesi olurdu. O son toplantýdan anladýðý kadarýyla patronlarla o iki kardeþin iþ bitimine kadar bir araya gelmeleri pek mümkün görünmüyordu. Bunu kendisinin saðlamasý gerektiðini düþünürken aklýna parlak bir fikir geldi. Üç ortaktan Ender beyin telefonunu bulup numarayý çevirdi.
= Alo, buyurun efendim dedi bir kadýn sesi.
= Ender beyle görüþmek istiyordum.
= Kim arýyor?
= P deyin, o anlar.
= Bir dakika beyefendi.
= Sayýn P ben Ender dedi adam heyecanla. Biz de sabah sizi konuþmuþtuk. Zatý âlinizden hiç ses seda çýkmadý diyorduk. Hayrola. Yeni bir geliþme var mý?
= Öyle denebilir. Beni tuttuklarýnýzdan haberdar olmuþlar. Þimdi daha temkinli olmamýz gerekiyor. Baþtan, ailelerinizden birini rehin alma düþüncesindeydiler, sonra vazgeçtiler. Þimdi hedef benim. Planým gereði dördünün de þirkette bir araya gelmeleri icap ediyor. Bunun için sizden yapmanýzý istediðim bir þey var. Patronlara telefon edip onlardan bir buluþma talep edeceksiniz.
= Siz deli misiniz Allah aþkýna? Bu saatten sonra onlarla konuþacak neyimiz olabilir ki?
= Siz þimdi sözümü kesmeden beni dinleyin. Ve lütfen dediklerimi itiraz etmeden yerine getirin. Bu randevuya gitmeyeceksiniz. Hazýrladýðým sürpriz için dördünün de yan yana gelmesi þart. Onlar þu an þirkette deðiller. Cepten arayýp, ya bu gün ya da yarýn sabah mutlak surette onlarla görüþmenizin þart olduðunu iddia edin.
= Peki. Gerekçe olarak ne bildireceðim ki?
= Bu baskýdan ve ailelerinize dönelik tehditlerden býkarak ihaleden çekilmek istediðinizi, ama bunun için de bir takým þartlarýnýz olduðunu söyleyeceksiniz. Sizin için esas tehlike konusu olan o iki mafya patronunun da bu toplantýda hazýr ve tanýk olarak bulunmalarýný þart koþacaksýnýz. Güvenliðiniz açýsýndan buluþma yeri için onlarýn þirket binasýný tercih ettiðinizi söyleyip gerisini bana býrakýn. Anlaþýlmayan bir þey var mý?
= Dostlarýmla bu konuyu bir görüþeyim bakalým. Ama peþinen söylüyorum. Bu teklife pek sýcak bakmayacaklardýr.
= Ender bey. Sizin haricinizde artýk benim hayatýmda söz konusu oldu. Üstelik bu bir teklif deðil. Ýþin bitimi için þart olan bir þey. O toplantýya gitmeyecek olduðunuza göre ortaklarýnýzýn görüþünü almanýza hiç gerek yok.
= Biraz kaba olacak ama, paçanýzý kurtarmak istiyorsanýz dediklerimi harfiyen yapmaya mecbursunuz, baþka da bir çareniz yok. Tüm söyleyeceklerim bu kadar dedi sert bir tonda.
Adam içini çekti.
= Pekâlâ. Þimdi arayacaðým onlarý. Size neticeyi bildiririm Sayýn P
Beklemekten baþka yapacak bir þey kalmadýðý için telefonu da yanýna alýp salonda sýkýntý içinde olan Zühal'in yanýna gitti. Erkeði gören kýzýn bir anda yüzü ýþýldadý.
= Hele þükür. Bitti artýk galiba?
= Tam deðil caným. Bir telefon beklediðim için ara verdim. O güzel ellerinle þimdi bir kahve yapsan da beraber içsek.
Yerinden fýrlayan genç kýz iki dakika sonra elindeki fincanlarla geri dönüp bir tanesini onun önüne koydu.
= Kaynamýþ, köpüksüz ve sade kahve. Hiç böyle içen birine rastlamamýþtým. Ne kadar acayip alýþkanlýklarýn var senin.
= Ne yaparsýn güzelim. Gülü seven dikenine katlanacak.
= Ama senin dikenlerinden gül gözükmüyor deyince ikisi birden gülüþtüler.
= Þikâyetçiysen derken telefon çaldý.
= Bay P. Ben Ender. Þimdi karþý taraftan Sulhi bey ile görüþtüm. Adamýn çok þaþýrdýðýný söyleyebilirim. Diðer ortaðý Ankara'ya gitmiþ. Telefon edip gece uçaðý ile dönmesini isteyecek. Yarýn sabah onda Kabataþ'taki þirket binasýnda buluþmak üzere sözleþtik.
= Kardeþlerin de orada bulunmalarýný þart koþtunuz mu?
= Aynen söylediðiniz gibi onlarýn da bu barýþ toplantýsýna tanýk olmalarýný istedim. Bu iþin bu kadar sorun yaratacaðýný tahmin etseydik baþtan bu iþe kalkýþmazdýk. Ailelerimiz bizim için her þeyden daha kutsaldýr. Biz bu iþten feragat ettik. Ýleride oluþacak herhangi bir menfaat çatýþmasýnda ayný anlayýþý sizlerin göstermesini bekleyeceðiz dedim.      
= Bunlarý söylediðimde adam telefonun öteki ucunda neredeyse sevinçten çýðlýk atacaktý. Ne vaatler verdi. Hatta bu anlaþmayý kutlamak için bizi bir gazinoya bile davet etti. Bunu medyadan gizli tutmamýz gerektiðini söyledim. Bir þeyden þüphelendiklerini zannetmiyorum. Ýnþallah ne yaptýðýnýzý biliyorsunuzdur.
= Siz hiç merak etmeyin Ender Bey. Onlarýn þirket binasýný en iyi gören The Marmara otelinin üst katlarýdýr sanýyorum. Siz yarýn o saatlerde yanlarýnýza birer dürbün de alarak, orada denize bakan bir daire tutun. Kendinize kaliteli bir de þampanya ýsmarlayarak gözleriniz þirket binasýnda hep beraber bir þenlik seyretmeye hazýr olun.
= Beni gerçekten meraklandýrdýnýz efendim. Birazdan ortaklarýma da bu durumu anlatacaðým. Þimdilik hoþça kalýn sayýn P. Görüþmek üzere efendim.
= Paramý peþin aldýðým için artýk sizlerle bir daha görüþmemi gerektirecek bir neden yok. Hatta bir daha ismimi bile duyacaðýnýzý sanmýyorum. Yalnýz sizden son bir ricam olacak. Seyrettiðiniz þenliðin detaylarýný bana telefonla bildirirseniz mutlu olurum.
= Gayet tabii efendim, memnuniyetle.
Telefonu kapatýrken, her þeyin Pire’nin hazýrladýðý sisteme baðlý olduðunu düþündü. Ýnþallah çalýþýr diye dua etti. Orada bir tekleme olursa baþka bir organizasyona zaman kalmýyordu.
Bu konuþmada, yalnýz kendi söylediklerini duyabilen Zühal'in nefes bile almadan kendisini izlediðini görünce, ondan önce davrandý. Parmaðýný iki yana salladý.
= Kesinlikle soru sormak yasak.
Zühal yerinden kalkýp sinirle boþ fincanlarý toplayarak mutfaða gitti. Orada yüksek sesle söylenmesini P gayet iyi duyabiliyordu.
= Evden çýkmak camdan bakmak yasak. Telefonda acayip þeyler söylüyor ama benim soru sormam yasak. Her þey yasak. Esir olsam daha fazla özgürlüðüm olurdu.
P ona cevap vermedi ama içinden, benim yanlýþ kiþi olduðumu daha baþýndan sana söylemiþtim diye söylendi.
Caddeye bakan cama doðru yürüdü. Sýkýntýyla karþý kaldýrýmý seyrederken, marketin camýna sýrtýný dayamýþ bir adamýn gözlerini apartmana dikmiþ olduðunu görünce midesi kasýldý. Bu kadar çabuk izini bulmuþ olamazlardý. Ama karþýsýndaki insanlar da sýradan deðildiler. Tülün bir parmak kadar açýk kýsmýný itinayla kapadý. Odasýna doðru giderken, mutfakta yemek hazýrlamaya çalýþan genç kýza
= Sakýn pencereye yaklaþma Zühal diye talimat verdi.
Yatak odasýna gidip tabancasýný alarak beline soktu. Silah çantasýný da alýp geri dönerken peþinden gelen kýz korkuyla sordu.
= Naci. Neler oluyor?
= Bilemiyorum yavrum. Ýzimizi bulmuþ olmalarý ihtimali var. Sen yemeði falan boþ ver yatak odana git. Ben sesleninceye kadar da çýkma.
Tekrar pencereye dönüp baktýðýnda adam hala ayný yerde ve gözleri gene binada idi. P, çevrede baþkalarý var mý diye bakýnmasýna karþýlýk kimseyi göremedi.
Koridora doðru bakýp kýzýn odasýna gittiðinden emin olduktan sonra, çantadan çýkardýðý tüfeðin parçalarýný monte etmeye baþladý. Namluyu takýp dürbünü de yerine oturttuktan sonra, silahýn yataðýna bir mermi sürdü. Emniyeti açýp namlunun ucuyla perdeyi aralayarak caddenin karþýsýna baktý. Yirmi beþ yirmi altý yaþlarýndaki býyýklý genç, olduðu yerde sabýrsýz hareketlerle dolanýp duruyor ara sýra gene eve göz atýyordu. Bu erkete diye düþündü. Hareketlerine bakýlýrsa biri veya birilerini bekliyor olmalýydý. Dürbündeki artý iþaretini tam iki kaþýnýn ortasýna ayarlayýp parmaðý ile tetiði okþadý.
Sonra dürbünü kaldýrým boyunca gezdirip apartman kapýlarýný ve pasaj giriþlerini tek tek inceleyip þüpheli bir baþkasýný aradý. Normal insan trafiðinin dýþýnda gözüne hiçbir anormallik çarpmadý. Ýþin bitimine bu kadar az kalmýþken yerini tespit etmiþ olmalarýna caný sýkýlmýþtý.
Adamýn yüzünü görüntüye alýp, bunlar hiçbir zaman tek olarak gelmezler diye düþünürken koridorun sonundan Zühal'in sesini duydu.
= Burada tek baþýma olmaktan korkuyorum. Daha ne kadar sürecek bu?
= Zühal. Lütfen itiraz etmeden dediklerimi yap.
Kafasýnýn içindeki ihtimal hesaplarý birbirlerini kovalarken, karþýdaki adamýn dayandýðý duvardan doðrulup dikkatle apartman kapýsýna baktýðýný görünce dürbünü o tarafa çevirdi. Caddeden koþarak karþýya geçen bir kadýn, erkeðin yanýna vardýðýnda onu yanaðýndan öptü. Sonra onun koluna girerek birlikte yürümeye baþladýlar. Emniyeti kapatýp silahý duvara dayayarak sinirle güldü.
= Herifin derdi baþkaymýþ diye söylenirken çevreye bir kere daha göz gezdirdi.
Sonra Zühal gelmeden silahý söküp parçalara ayýrarak tekrar çantaya yerleþtirdi. Malzemelerini arka odaya götürürken kýza seslendi.
= Tamam, artýk çýkabilirsin.
Suratý sapsarý dýþarý çýkan genç kýz
= Neler olduðunu bana da söyleyebilir misin Naci. Korkudan ödüm patladý.
= Endiþelenecek bir þey yok caným. Bir an için gözetlendiðimizi zannetmiþtim yanýlmýþým.
= Bütün bunlar sana normal gelebilir Naci. Ama ben böyle þeylere alýþýk deðilim diyerek sinirli hareketlerle gidip salondaki koltuða kendini attý.
= Ne yapýyorsam senin güvenliðin için bir tanem. Sana kimliðimi açýkladýðýma göre bu tür þeylere hazýrlýklý olman lazým.
Kýzýn yanýna oturup onun saçlarýný okþadý.
= Bana güven ve rahatla artýk. Haydi, neler hazýrladýysan getir de yiyelim. Benim karným aç.
= Bende iþtah falan kalmadý diyerek kýz mutfaða yöneldi.
Onu teskin etmek ve oyalamak için akþama kadar iddialý tavla ve piþti oynayan P, baþtan müsamaha gösterdi.
Ama kýzýn aþýrý þansý karþýsýnda bu defa tüm becerilerini kullanmasýna, hatta bir iki ufak hile bile yapmasýna karþýn yenilmekten kurtulamadý.
Öyle ki, oyun bittiðinde Zühal olduðu yerde zýplayýp sevinç çýðlýklarý atýyordu.
Gece olunca senaryo hep aynýydý. Kýzýn davetkâr yaklaþýmlarýna direnebilmek her sefer bir öncekinden daha güç oluyordu. Bu irade sýnavlarý erkek için tam bir iþkenceye, kýz ise bunu bir nevi eðlenceye dönüþtürmüþtü. Oturuþlarýna kalkýþlarýna hiç dikkat etmiyor, eteðinin sýyrýlmasýný veya bluzunun düðmelerinin açýlmasýna aldýrýþ bile etmiyordu. Böyle manzaralar sonrasý yüzüne kan hücum eden erkeðe fettan fettan bakarak gülümsüyordu. Hayatý boyunca her türlü pisliði görüp yaþayan, sayýsýz cinayetler tasarlayýp hayatýna son verdiði insanlarýn bunlarý hak ettiklerine kendini inandýran ve hiçbir vicdan azabý duymayan P, saflýk timsali olan bu yavru kuþa karþý içinde öylesine deðiþik duygular taþýyordu ki, kendi tutumuna kendisi de þaþýrýyordu. Bu arada taparcasýna sevdiði ve hayatýný paylaþmayý düþündüðü kýza nikâh öncesi el sürmemek takýntýsýnda eski kafalýlýðýnda etkisi büyüktü. Orospulara uygulanan muameleri ona karþý bir hakaret kabul ediyordu. Ama her geçen gün daha da zorlaþan bu mücadeleyi ne zamana kadar sürdürebileceðini kendi de bilemez olmuþtu.
O gece de oda kapýsýnda ayrýlýrlarken,
= Ne olursun, bari bir kerecik beni öp diye kollarýný boynuna dolayýp yalvarýr gibi bakan kýzýn dudaklarýný parçalar gibi öpmüþtü.
Sonrada kendisini telaþla odasýna attýðýnda, sýrtýný kapýya dayayýp deli gibi çarpan kalbinin uzun sure sakinleþmesini beklemiþti.
Yatakta saða sola dönüp uyuyamayacaðýný anladýðýnda da, parmaklarýný ucuna basarak banyoya giderek, kendini cezalandýrmak istercesine buz gibi suyun altýnda titreyerek uzun bir sure beklemiþti.
Sabah sekizde kalkmaya þartlanarak yataða girdiðinde tüm gece seks dolu kâbuslar gördü. Kurulmuþ saat gibi aniden gözlerini açtýðýnda kendini sýnamak için saatine göz attý.
Her zaman olduðu gibi en fazla bir iki dakika oynuyordu. O fantezilerden kurtulmak için uzun bir sure kafasýný suyun altýnda tutarken gürültüsüne kýzýn da uyandýðýný duydu. Kahvaltýlarýný birlikte yaptýlar. Saat dokuzda ayaða kalktý.
= Zühal'ciðim. Bu gün dananýn kuyruðu kopacak. Ben bir iki saat kadar odama kapanacaðým. Dikkatimin daðýlmamasý için her ne þekilde olursa olsun sakýn beni rahatsýz etme. Bu çok önemli diye sýký sýkýya tembih etti.
Kýz kaderine razý olmuþçasýna gazeteyi alýp salona doðru giderken o odaya girip kapýyý kilitledi. Kulaklýðý takýp holdingin numarasýný çevirdi. Bip sesinden sonra caddedeki trafiðin gürültüsünü duyunca arkasýna yaslandý. On beþ dakika sonra duyduðu uðultu tahminine göre, çalýþan bir elektrik süpürgesi sesi idi. O bittikten bir müddet sonra da bir þarký mýrýltýsý ve eþyalarýn yerlerinin deðiþme sesini duyunca onun patronunun masasýný temizleyen sekreter kýz olduðunu anladý. Bir yarým saat kadar sessizlikten sonra uzaktan günaydýn diyen patronlardan biri olmalýydý.
Adam kahvesini isteyip odasýna girerken sordu.
= Renan Bey daha gelmedi galiba?
= Hayýr, efendim diye yanýtladý sekreter kýz.
= Bu gün çok önemli bir gün olacak kýzým. Dolapta viskimiz vardý. Sen çerez ve meyve de aldýrýp hazýrlýk yap. Þu iþ hayýrlýsý ile bir bitsin, tüm personele birer maaþ ikramiye vereceðim.
= Çok iyisiniz, teþekkür ederiz efendim.
Bir on dakika sonra açýlan bir kapýnýn ardýndan bu defa öteki ortaðýn sesi duyuldu.
= Günaydýn üstadým. Bakýyorum erkencisin? Nasýl gidiyor?
= Daha iyisi can saðlýðý. Ne demiþtim sana? O ödlek ihtiyarlar sonunda pes ettiler iþte.
= Ama bu pes etme iþi çok kolay oldu. Ýþin içinde bir bit yeniði falan olmasýn.
= Sen de amma karamsar adamsýn yahu. Herif telefonda sana, baþka bir iþte de siz ayný toleransý gösterirsiniz demiþ. Bana sorarsan o iki eþkýya kardeþin tehditleri onlarý yýldýrdý. O tek baþýna tuttuklarý herifin fos çýktýðýný, çözüm olmadýðýný anladýlar. Zaten allame olsa ne yazardý ki.
P, birazdan kaç yazdýðýný göstereceðim ben size diye söylendi.
= Bizimkilere haber verdin deðil mi?
= Senden sonra onlarý aradým. Ben onlarýn isimlerini Ahmet Mehmet diye hep karýþtýrýyorum. Buraya gelen var ya, onunla konuþtum. Ama sesinin tonundan adamýn bu anlaþmadan pek memnun olmadýðý gibi bir izlenim edindim.
= Bu durumda onlara ödeyeceðimiz paradan kesinti yapacaðýmýzý düþünmüþtür.
= Fena da fikir deðil hani. Göz korkutmaktan baþka ne yaptýlar ki?
Sekreter kýzýn sesi geldi.
= Mehmet Bey geldi efendim.
= Hemen içeri yolla kýzým.
P, geçen seferden hatýrladýðý o davudi sesi duydu.
= Günaydýn beyler.
= Günaydýn. Hoþ geldiniz de, biraderiniz Ahmet bey nerede?
= Evden beraber çýktýk da, yolda Silivri'de bir sorun olduðunu haber alýnca ikimizin birden gidip dikkat çekmesine zaten gerek yok diyerek oraya gitti. Ben onu da temsil ediyorum. Saat kaçta gelecekler demiþtiniz?
Bu iþe P nin caný sýkýlmýþtý. Yüzünü buruþturup alçak sesle bir küfür salladý.
= On demiþlerdi. Ama yapýlan teklifteki cömertliðe bakýlýrsa on, on beþ dakika gecikmelerini mazur görebiliriz. Sizin araþtýrmalarýnýz nasýl gidiyor? Neydi o adamýn ismi?
= P den bahsediyorsunuz galiba. Ýstanbul kazan biz kepçe arýyoruz. Adam uyanýk. Þu ana kadar açýk kimliðini ve net bir resmini elde edemedik. Özellikle çektirmezmiþ. Onu tanýdýðýný iddia eden bir adamýmý peþine taktým ama þimdiye kadar kendisinden bir haber alamadým. Eðer bizimkini yakaladýysa icabýna bakmadan önce konuþturmuþ olsa gerek. Çünkü bir daha oteline falan uðramadý. Söylemiþtim, þeytan gibi bir adamdýr. Askerlik yaptýðý birlikten kimliðini getirtiyoruz ama bu durumda onunla uðraþmaya gerek kalmadý galiba. Siz onu býrakýn da, adamlarýn aniden bu ihaleden çekilme konusu sizin midenizi bulandýrmadý mý? Bir üç kâðýt falan olmasýn bu iþte?
= Yahu ne þüpheci adamlarsýnýz. Renan'da ayný þeyi söyledi. Ne olabilir ki? Beþ on dakika sonra adamlarýn ellerinden bir de feragatname alýnca zaten her þey bitecek. Hazýr mevzuu açýlmýþken, o adamýn P si ne ifade ediyor kuzum?
Mafya babasý cevap vermeden önce kýkýrdadý.
= Efendim. Doðduðunda babasý belli olmadýðý için mahallede adý PÝÇ' e çýkmýþ. Sonradan kafasýna göre son iki harfi tenzil etmiþ olmalý.
Bu muhabbeti dinlerken P nin gözleri gene çizgi halini alýp çene kemiklerini kasýldý.
= Yani koca Ýstanbul'da karþýmýza bula bula bir piçin tekini mi çýkardýlar sözleri adamýn ve dinleyenlerin duyduklarý son sözler oldu.
P nin iþaret parmaðý önce 0, sonra da 1 bastýðýnda kolundaki saate baktý, onu beþ geçiyordu. Kulaklýðýndan saniyenin onda biri kadar bir zaman boðuk bir uðultu duydu hepsi o kadar. Sonra derin bir sessizlik.
P, teypteki tüm kayýtlarý silerek Pire'nin hazýrladýðý sistemi daðýttý. Arkasýna dayanýp bir sigara yaktý. Asýl kavganýn þimdi baþlayacaðýný iyi biliyordu. Silivri'de olup paçasýný kurtaran birader bey þimdi kuduz köpek gibi saldýracaktý. Onlar gibi vahþi hayvanlar yaralandýklarý zaman daha da yýrtýcý olurlardý. Zühal’i çok daha önceden Ýstanbul dýþýna bir yere göndermediðine piþman olmuþtu. Dalmýþ bunlarý düþünürken telefon sesiyle irkildi.
= Bay P, sizsiniz deðil mi?
= Kim arýyor.
= Ben Ender kulunuz üstadým. Emrettiðiniz gibi þu an The Marmara otelindeyiz efendim. Onlarýn þirket binasý buradan gerçekten iyi görülüyor. On dakikadýr üçümüzde þok olmuþ durumundayýz. Sizi ancak þimdi arayabiliyorum. Gördüklerimi anlatmamý istemiþtiniz ama kelimelerle bunu ifade etmek gerçekten zor. Binanýn en üst katýndan önce bir ateþ topu yükseldi. Duman ve toz topraðýn daðýlmasýndan sonra görebildiðim kadarý ile yalnýz kolonlar kalmýþtý. Aman Allah'ým. Bunu nasýl baþardýnýz bilemiyorum ama, siz bu piyasanýn gerçekten bir numarasýsýnýz.
P telefonun kapama tuþuna basýp banyoya giderek elini yüzünü yýkadý. Yüzünü kurulayýp geri döndüðünde kapý aðzýna dikilmiþ Zühal merakla ona bakýyordu.
= Ne oldu Naci? Yüzün allak bullak. Ters giden bir þey yok deðil mi?
= Þimdi durum daha da karýþtý Zühal. Birkaç gün daha sabýrlý olmalýsýn.
= Yeter artýk diyerek kýz olduðu yere çöktü. Sokakta vitrinlere bakarak amaçsýz dolaþmaya bile hasret kaldým.
= Ben hayatýmýzýn tehlikede olduðundan bahsediyorum sen vitrinlere bakmaktan. Bu bir oyun deðil ki güzelim.
= Peki, daha ne kadar sürecek bu dedi kýz aðlar gibi.
= Þu an bir þey söyleyemem. Ama bundan sonra dört bir taraftaki aramalar daha da þiddetlenecektir sanýrým. Sana söylemiþtim. Ýþte benimle birlikte olmanýn kötü yanlarýndan tek bir tanesi. Aç þu televizyonu da, on bir haberlerinde özel bir þey var mý bakalým.
Kýz uzaktan kumandayý alýp düðmeye bastýðýnda aydýnlanan ekranda toz toprak içinde bir binanýn yýkýntýlarýný gösteriyordu. Spiker þöyle diyordu:
" Normal yayýn akýþýmýzý keserek verdiðimiz bu görüntüler, Ýstanbul'un göbeði Kabataþ'ta gerçekleþmiþtir sayýn seyirciler. Saat onu beþ geçe Kabataþ'la Karaköy arasýnda bulunan ...... holdingin merkez binasýnýn en üst katýnda þiddetli bir patlama olmuþtur. Yetkililerin ifadelerine bakýlýrsa o katta bulunanlarýn tümünün ölmüþ olduðu sanýlmaktadýr. Olayda þu ana kadar kaç kiþinin can verdiði kesin olarak bilinmemektedir. Alt katlarda bulunan ve hala olayýn þokunu yaþayan þirket çalýþanlarýn ifadelerine göre, holding sahibi Renan Duru ile, Sulhi Pýnar'ýn olay anýnda o kattaki yazýhanelerinde bir toplantý halinde olduklarý öðrenilmiþtir.
“Patlama neticesi üst katýn parçalanan duvarlarý, otopark da ki arabalarýn üzerine düþerek çok sayýda aracýn hurda haline gelmesine ve iki kiþinin enkaz altýnda kalarak aðýr bir þekilde yaralanmalarýna neden olmuþtur. Aldýðýmýz bilgilere göre holdingin en üst katýnda parçalanan insanlar tanýnmayacak bir durumda olup, ölü sayýsý þimdilik sadece tahminden ibarettir. Þimdi, neredeyse tamamen yok olmuþ durumda olan þirket patronlarýnýn yazýhanelerinin bulunduðu yedinci katýn son durumunu izliyorsunuz.
Çeþitli açýlardan binanýn içler acýsý halini gösterirken ayný spiker tekrar konuþmaya baþladý.
" Þimdi aldýðýmýz bir habere göre, yeraltý dünyasýnýn ünlü isimlerinden Sarý kardeþlerden küçüðü olan Mehmet Sarý'da ölenler arasýndaymýþ. Þu aralar kamuoyunda peþ peþe ortaya çýkan kirli iliþkilerden sonra o kiþinin binada ne aradýðý kafalarda soru iþareti býrakmaktadýr. Silivri muhabirimizin bildirdiðine göre olayý öðrenen aðabey Ahmet Sarý kendisine sorulanlarý yanýtsýz býrakýp süratle Ýstanbul'a doðru çýkmýþtýr. Olay mahallinde bulunan arkadaþýmýz kendisi ile bir röportaj gerçekleþtirebilirse bunu size hemen canlý olarak aktarmaya çalýþacaðýz sayýn seyirciler. Son olarak, görüþtüðümüz Ýstanbul valisi ve emniyet yetkilileri, failleri en kýsa zamanda yakalayýp adalete teslim edeceklerine inandýklarýný söylemiþlerdir. Þimdi baþkente dönüyor, bu gün yapýlan bakanlar kurulu toplantýsýndaki son durumu öðrenebilmek için mikrofonu arkadaþýmýz..."
P, kýzýn elinden kumandayý alýp televizyonun sesini kýstý. Sonra ayaða kalkarak düþünceli bir þekilde odayý arþýnlamaya baþladý. Zühal meraklý ve ýsrarlý bakýþlarla bir müddet onu süzdü.
= Naci. Soracaðým þeye lütfen doðru cevap ver. Bu televizyonda seyrettiðimiz olayla senin alakan var mý?
P hiç duraksamadan cevap verdi.
= Ýki gündür senin yanýndayým hayatým. Benim ilgim olduðunu nasýl düþünebilirsin.
= Dün konuþtuðun adama saat ondaki þenliði izleyin derken bunu kastediyordun deðil mi? Beni aptal yerine koyup kandýrabileceðini sanma Naci. Nasýl bilmiyorum ama bu iþte senin parmaðýn olduðu kesin. Sen bana o iki kardeþin bizi aradýðýný söylememiþ mi idin? Bir tanesini hallettin. Þimdi ötekinin sað olduðunu öðrenmen canýný sýktý deðil mi? Haydi söyle.
     P dolaþmayý býrakýp kýza baktý.
     = Peki. Ne yapmamý bekliyordun Zühal. Adamlar iþimizi bitirmek için koca Ýstanbul'da týrým týrým bizi arýyorlardý. Sen o herifleri tanýmýyorsun. Ben onlarýn yanýnda melâike sayýlýrým. Seni bir ellerine geçirirlerse baþýna neler geleceðini hayal bile edemezsin. Bu oyunun kuralý yavrum. Ölmemek için öldüreceksin. Ýlk vuran kazanýr.
Kýz asabi bir kahkaha attý.
= Melâikeye bak sen. Nasýl becerdiðini aklým almadý ama, haydi onlarý kötü adamlar olarak kabul edelim. Peki, þehrin göbeðinde koskoca bir binayý havaya uçurup olayla hiç alakasý olmayan bir sürü masum insaný da öldürmenin nasýl bir mazereti olabilir, söyler misin?
Erkek asabi bir þekilde kýzýn yanýna gelip onu omuzlarýnda tutarak ayaða kaldýrdý.
= Onlar yanlýþ zamanda yanlýþ yerlerdeyse ben ne yapabilirim? O pezevenklerin yanýnda kimsenin bulunmamasý için gazete ve televizyonlara ilan mý vermemi bekliyordun. En baþýnda sana kim olduðumu söylemedim mi? Yeter ki yanýmda ol, ben her þeye razýyým diyen sen deðil misin? Ne bekliyordun da sükûtu hayale uðradýn yani? Bu benim yaþam biçimim kýzým. Benimle birlikte olduðunda hep uçurum kenarlarýnda dolaþýrsýn. Þu an asýl hedef sen olduðuna göre de vazgeçmek için artýk çok geç. Çünkü beni ancak senin vasýtanla ele geçireceklerini iyi biliyorlar.
Bir müddet önüne bakarak düþündü.
= Kardeþini geberttiðim o herif þimdi tam bir yaralý hayvan. Seni yakalarsa, çýtýr çýtýr kemiklerini bile yer. Tatmin oldun mu, yoksa daha devam etmemi ister misin?
Dev gibi adamýn omuzlarýndan sýmsýký tuttuðu genç kýzýn irileþmiþ gözlerinden aþaðýya iki damla gözyaþý süzülünce, P söylediklerinden piþman olmuþ gibi bu defa onun baþýný göðsüne bastýrdý. Gözlerini yumup baþýný iki yana salladý.
= Benim gibi birinin yanýnda senin ne iþin var be yavrum. Þu koskoca dünyada adam gibi birini bulamadýn mý diye onun saçlarýný okþamaya baþladý. Seni korkuttuðum için gerçekten özür dilerim. Ama bir taraftan da gerçeðin ne olduðunu anlaman bakýmýndan iyi de oldu.
Kýzýn hýçkýrýklarýný sürdüðünü görünce onun elinden tutup kanepeye yan yana oturdular. Kýz uslu bir çocuk gibi elleri kucaðýnda öylece kalýnca ona bakan erkeðin içi merhametle doldu.
= Haydi, bir tanem, kes þu aðlamayý. Ben yanýnda iken kimse senin kýlýna dokunamaz. Buna asla izin vermem. Bu iþten de sýyrýlýp bizi kimsenin tanýyýp bilmediði yerlere giderek mutlu yaþayacaðýz. Ama en iyisi yurt dýþýna gidelim. Ýngiltere veya Amerika. Sen benim özel tercümaným olursun. Hatta oralarda bir iþ bile kurarýz. Kasanýn içine koyduðun çantanýn içinde ne kadar var biliyor musun? Tam iki milyon dolar. Diðer birikimler ve gayrimenkullerle nasýl istersek öyle yaþarýz. Ne diyorsun?
Cevap vermediðini görünce uzanýp onun ýslak gözlerinden öptü.
= Mademki kararý bana býrakýyorsun, Ýngiltere hep yaðmurlu olurmuþ. Biz de Amerika'ya gideriz. Hatta lisanýn yeterli olduðuna göre oradaki hukuk fakültesine devam edersin. Mezun olunca sana New York’un göbeðinde bir de yazýhane açtýk mý amma güzel olur. Haydi, asma suratýný.
Kýz periþan gözlerle ona baktý.
= Biraz müsaade et de, kendimi toparlayayým bari. Söylediklerin beni o kadar sarstý ki.
= Peki caným. Sana bir bardak kola veya baþka þey falan getireyim mi?
= Ýstemem, teþekkür ederim.
P onun yanýndan kalkýp kapalý tüllerin arkasýndan caddeyi seyretmeye baþladý. Bundan sonra ortada iki þýk vardý. Ya o son kardeþ, ya da kendisi ölecekti. Ama kendisinden sonra kýzýn da tehlikede olacaðýný bildiðinden tek bir tercih kalýyordu.
Zamanýn kendi aleyhine çalýþtýðýnýn farkýnda idi. Þýrnak'taki birliðinden nüfuz kaðýdý sureti adam gibi bir resmini ellerine geçirdikleri an, tüm avantajý ortadan kalkacak, bu evi de þýp diye bulacaklardý. Diþlerini gýcýrdatarak, bu dünyada ikimize birden yer yok Sarý Ahmet diye söylendi. Seni de kardeþin gibi paramparça edeceðim. Ama bu son savaþ da güçlü olabilmesi için önce Zühal'in güvenliðini saðlamasý gerekirdi ama nasýl. Þimdi aramaya resmen polis de karýþtýðýna göre, hava alanlarý otobüs terminalleri hatta tüm yollarýnýn çoktan kontrol altýna almýþ olduklarýný tahmin etti. Ýstanbul gibi büyük bir yerden kaçacak bir delik bile kalmamasý zayýf bir ihtimaldi ama o rizikoyu göze alýp kýzý ortalýða çýkarmayý göze alamazdý. Onu evde tek baþýna býrakmaya kalksa bu defa aklý hep burada kalacaktý. Oysa bu çatýrtýda hataya yer olmadýðý için kafasýnýn kesinlikle berrak olmasý gerekirdi. Bir müddet sokakta dolaþan insanlarý seyretti. Kim bilir onlarýn da ne sorunlarý vardý. Yeryüzünde hiç derdi olmayan insan da var mýydý acaba? O zamanda hayat çok yavan olurdu herhalde.
Kafasýnýn içinde böyle düþüncelerle marketin üzerindeki katýn penceresinden elindeki örtüyü silkeleyen kadýný fark etti.
Perdeleri açýk pencereden görünen, içeride baþlarýna saç kurutma makinelerinin baþlýklarý takýlý kadýnlar vardý.
Camýn hemen altýndaki tabelada Güzellik Enstitüsü yazýsýný okuyunca aklýna bir fikir geldi. Koltukta hala kara kara düþünen kýza döndü.
= Zühal, hemen üstüne bir þeyler giy. Karþýdaki güzellik salonuna gideceðiz.
= Sýrasý mý þimdi diye ona þaþkýnlýkla baktý kýz.
= Tam sýrasý caným. Þu an en büyük problem senin yüzün. Benim suratýmý kimse bilmiyor ama þu an bir sürü adam ceplerinde senin resminle Ýstanbul’u tarýyor. Onun için senin simanýn tamamen deðiþmesi gerek.
= Býrak sokaða çýkmayý camdan bakmam bile yasak. Bu neden gerekli ki?
= Burasý annemin üzerineydi. Eninde sonunda izimizi bulabilirler caným. Seni güvenli baþka bir yere, bir arkadaþýmýn evine götüreceðim. Onun yata benzer büyük bir sürat teknesi var. Seni deniz yolu ile buradan uzaklaþtýrmak en akýlcý yol. Antalya'ya falan gider, hem de biraz tatil yapmýþ olursun. Ýþim bitince de ben gelir seni bulurum.
= Ne kadar rahat söylüyorsun Naci. Aklým burada seninle iken ne güzel tatil olur yani.
= Sen beni merak etme bir tanem. Kalk hemen. Gardýrobun çekmecelerinde annemin eski baþörtüleri olacak. Beðendiðin bir tanesini alýp güneþ gözlüklerini de takmayý unutma.
Saða sola bakmadan sokaðý geçip karþýdaki binanýn ikinci katýna çýktýklarýnda kapýda onlarý bir kadýn karþýladý.
= Nasýl yardýmcý olabilirim.
P kýzýn aðzýný açmasýna meydan vermedi.
= Haným bu akþam ilk defa bir gazinoda sahne alacak.
Onun için yüzündeki bu çocuksu ifadeyi silmek, o duruma uygun biraz aðýrca bir makyaj yaptýrmak istiyoruz. Herhalde, bu durumda ne yapýlmasý gerektiðini bizden iyi bilirsiniz.
= Hay hay efendim. Siz salonda istirahat buyurun biz gerekeni yaparýz.
Kýz P ye ters ters baktý. Onlar içeri girerlerken kadýn ona izahat veriyordu.
= Þimdi biliyorsun platin modasý var þekerim. Ama dilerseniz saç sorununu peruk ile de halledebiliriz.
P dýþarýda sigaranýn birini yakýp birini söndürerek kýzý emniyete aldýktan sonra nasýl bir strateji izlemesi gerektiðini düþünecek bol bol zaman buldu. O eþkýya aðabeye ulaþabilmenin iki yolu vardý. Ya onun kendisine gelmesini saðlamak, ya da herifi kendi ininde vurmak.
Birinci þýkta, karþý taraf çok hazýrlýklý olacaðý için tek baþýna baþarý þansý biraz düþüktü. Ama üst düzeyde güvenlik tedbirleri aldýðý kendi ininde böyle bir saldýrýyý hiç beklemeyeceði için en çarpýcý yöntem bu olabilirdi. Ama bunun için kusursuz bir plan yapmasý gerekirdi. Ýki sene kadar önce Kilyos'a giderken o yan yana þatoya benzer evler dikkatini çekmiþti.
Tam o sýrada iþ yerinin sahibesi yanýna geldi.
= Hanýmefendi ile iþimiz tahminimizden de uzun sürecek. Sýkýlmamanýz için bari televizyonu açayým.
Ekranýn aydýnlanmasý ile birlikte gene üst katý harabeye dönmüþ Kabataþ'taki holding binasýnýn görüntüleri geldi. Spiker günün flaþ haberine dair bilgi veriyordu.
"Þu ana kadar patlamada can verdiði tespit edilenlerin sayýsý yedi sayýn seyirciler. Yani üst katta bulunanlar tümü ölmüþ durumda. Binanýn otoparkýnda bulunup üst kattaki enkazýn üzerlerine düþtüðü yaralýlardan Mehmet Sarý'nýn þoförü ve korumasýnýn durumlarý biraz aðýr. Yetkililerin verdiði bilgilere göre ölenler arasýnda yapýlan kimlik araþtýrmalarýna göre, þirketin sahipleri olan Renan Duru, Sulhi Pýnar, ile Ünlü babalardan Mehmet Sarý. O katta þirket çalýþanlarýndan sekreter Nalân Koç, muhasebeci Emin Öztürk ve Mümin Meriç ile kat hizmetlisi Selim Maraþlý bulunmaktadýr. Biraz önce Mehmet Sarý'nýn aðabeyi Ahmet Sarý olay yerinde yaptýðý incelemelerde mikrofonumuza þu açýklamayý yapmýþtýr"
Ekranda kýr saçlý ve güneþ gözlüklü iri kýyým bir adam gözüktü.
= Kardeþimin kanýnýn yerde kalmayacaðýna dair herkese söz veriyorum. Bunu yapaný da çok iyi biliyorum. Emniyet yetkililerine gerekli bilgileri verdim. Onlara kendi imkânlarýmla da destekleyeceðime söz verdim. Bu kanaldan o canavar ruhlu insana þimdi bir tavsiyem olacak. Kendi rýzasý ile adalete teslim olup verilecek cezaya razý olmak tek kurtuluþ yolu. Aksi halde onu ben bulursam baþýna neler geleceðini kendisi çok iyi bilir.
Gazetecilerden biri sordu.
= Ahmet bey. Sanýyorum þu an kamuoyu iki þeyi çok merak ediyor. Kardeþinizin holding binasýndaki iþi ve bildiðinizi iddia ettiðiniz failin kimliði. Bir açýklama yapabilir misiniz?
= Tahkikatýn selameti açýsýndan sorularýnýzý yanýtlamam mümkün deðil. Ama bunu çok yakýnda öðreneceðinizden emin olabilirsiniz. Kardeþimi hunharca bir suikast sonucu kaybettiðim için þu an üzüntüm çok büyük. Þimdi evime gidip, geliþmeleri orada takip edip durum deðerlendirmesi yapacaðým. Daha fazla konuþmak istemiyorum, söyleyeceklerimin hepsi bu kadar.
P nin gözleri televizyonda düþünmeye baþladý. Kimliðinin tespiti için resmi makamlarda iþe karýþtýðýna göre zamaný iyice azalmýþ demekti. Tüm avantajý ortadan kalkýyordu. Bu gece daha erkendi ama yarýn sabahtan itibaren tüm kentte çifte koldan büyük bir insan avý baþlayacaðý kesindi. Bu vaziyete göre ancak sabaha kadar vakti kalmýþ sayýlýrdý.
Kendisi ile birlikte televizyondaki haberleri izleyen kadýn kafasýný iki yana salladý.
= Hey Allah’ým. Þu vahþete bakýn beyefendi. Nedir bu insanlarýn birbirleriyle zoru?
P yüzünde donuk bir ifadeyle ayaða kalktý.
= Hanýmefendinin iþi bittiðinde beni burada beklesin.
Caddeye çýkmadan etrafý dikkatle inceledikten sonra hýzlý adýmlarla evine gitti. Hazýrlamýþ olduðu silah çantasýnýn içini bir kere daha kontrol ederek onlarý arabasýnýn bagajýna koydu. Arkasýndan, yüz metre kadar ileride özel kasasýnýn ve tüm hesabýnýn bulunduðu banka þubesine gidip doðruca müdürün odasýna girdi. Onun gören adam saygýyla ayaða kalktý.
= Hoþ geldiniz beyefendi. Çoktandýr sizi göremiyorduk. Bir emriniz mi vardý?
= Mümkünse sizden çok acele bir iþlem rica ediyorum müdür bey.
= Emredin efendim.
= Mevcut hesabýmýn dörtte birini çekip, geri kalan kýsmý Zühal Mortaþ adýna devretmek istiyorum. Ayný þekilde banka kasasýnýn anahtarýný da ona devredeceðim. Ýçindeki her þey o hanýma aittir, bilginiz olsun. Þimdi çok acil olarak gerekli iþlemleri yapabilir misiniz?
Müdür onun yüzündeki ifadeden hal hatýr ve sual sormanýn sýrasý olmadýðýný anlayýp, gereken emirleri verdi. On beþ dakika kadar sonra, bir çantaya konmuþ parayý alýp gerekli belgeleri imzaladý. Kýzýn üzerine düzenlenmiþ banka cüzdanýný P ye uzatan müdür;
= Hanýmefendi bir ara uðrayýp imza verirse memnun oluruz dedi.
Oradan ayrýlan P süratle döndüðünde Zühal'in iþi bitmiþ salonda onu bekliyordu. Ona iki adým kala olduðu yerde kalarak hayretle kýza baktý. Gerçekten sahneye uygun aðýr bir makyaj ve baþýndaki platin renkli peruðu ile kýz sanki bambaþka biri olup çýkmýþtý.
= Zühal. Ýnanamýyorum, harika olmuþsun. Sokakta görsem inan ki tanýyamazdým.
Ama onun bu durumdan erkek kadar memnun olmadýðý yüzünün ifadesinden anlaþýlýyordu.
= Beðendiðine sevindim derken sesi biraz kuru çýktý.
Eserinden gurur duyduðu kasýlmasýndan belli olan patron hanýma P ücretin iki katýný ödedikten sonra kýzý dosdoðru arabasýnýn yanýna götürdü.
= Araþtýrmalar bayaðý yoðunlaþacak Zühal. Bu durumda izimizi bulmalarý çok sürmez. Hemen buradan gidiyoruz.
= Dur Naci, Evdeki eþyalarýmý alayým bari.
= Þimdi bunun sýrasý deðil caným. Þu caddeden bir an önce uzaklaþalým. Güneþ gözlüklerini tak ve sakýn çýkarma.
Ara sokaklardan geçip çevre yoluna çýktýklarýnda bir an aklýna köprü giþelerinin orada kimlik kontrolü yapýlabileceði ihtimali geldi ama korktuðu gibi olmadý. Sadece iki adam açýk olan üç giþenin oralarda dolaþýyor ve gelen geçen arabalarý süzüyorlardý. Bunlar ya sivil polis ya da Sarý'nýn adamlarýydý. Þimdilik ellerindeki tek ipucu olan eski arabasý Mustang'ý aradýklarýna göre onu elden çýkardýðýný henüz öðrenmemiþ olacaklardý. Sorunsuz bir þekilde oradan geçtiklerinde bir kere daha, sabahtan önce sürek avýnýn baþlamalarýnýn zor olduðunu, ama her þeyin bu gece bitmesinin de þart olduðunu düþündü.
Yola çýktýklarýndan beri sessizliðini koruyan genç kýz sonunda patladý.
= Bana hiçbir þey açýklamadan kendi kendine bir takým kararlar alýp beni oradan oraya sürüklüyorsun Naci. Söyler misin þimdi nereye gidiyoruz? Beni orospu kýlýðýna soktuktan sonra þimdi de bir pavyona satmaya falan mý düþünüyorsan açýk açýk söyle?
Erkek tüm sýkýntýlarýna raðmen bir kahkaha attý.
= Ýnan ki tam bir as solist gibi olmuþsun Zühal.
Onun kendisine kötü kötü baktýðýný görünce ilave etti.
= Lütfen bana güven hayatým, en doðrusunu yapmaya çalýþýyorum. Yakýn zamanda kimliðim de artýk sýr olmaktan çýkacaðýna göre þimdi, hem mafya hem polis ikisi de birden peþimize düþecek.
Kýz sýkýntýyla
= As solistmiþim diye söylendi. Ben tek bir þarký sözü bile bilmem.
= Þarkýyý ne yapacaksýn sen güzelim. Sahnede hazýr ol vaziyetinde dursan bile herkes býkmadan usanmadan seni saatlerce seyredebilir.
Gerçekten o lise talebesi saf genç kýz gitmiþ, ortaya alýmlý bir kadýnsý güzellik çýkmýþtý. Yay gibi inceltilmiþ kaþlarýn ve rimelli uzun kirpiklerin altýndaki ela gözler bir kor parçasý gibiydi.      Kan kýrmýzý boyalý dudaklarýn sol üst köþesine konan ben daha bir þuh ifade vermiþti yüzüne. Ama üstündeki sarý buluz ile ayaðýndaki kot pantolon tam bir tezat gibiydi.
Boðaz yoluna girdiklerinde P telefonundan bir numara çevirdi.
= Adnan merhaba, ben P. ......... Teþekkürler dostum. Þimdi benim de sana bir iþim düþtü. Þu an yoldayým ve sana bir misafir getiriyorum. Yalýdasýn deðil mi?......... Tamam gelince konuþuruz.
Sonra kýza baktý.
= Seni bu gecelik çok güvendiðim bir arkadaþýma emanet edeceðim Zühal. Onun da bir kýz arkadaþý var. Anlaþacaðýnýza eminim. Adnan'a güvenim tamdýr ama kýz saðda solda aðzýndan bir þey kaçýrýr mý bilemem. Onun için sen gerçek ismini vermeyip ne kadar az þey söylesen iyi olur. Kendisinin bir teknesi var. Seni deniz yolu ile Ýstanbul dýþýna çýkaracak diyerek arka koltuktaki para çantasýný alýp ona uzattý. Bunun içinde uzun sure seni idare edecek kadar para var. Üstüne baþýna dilediðin gibi harcarsýn.
Kýz sinirli bir pozla.
= Ben bu kadar parayý ne yapayým. Daha önce verdiklerin kuruþuna dokunmadan öylece duruyor. Ayrýca senin emirlerinden sýkýldým artýk Naci. Tanýmadýðým insanlarla tek baþýma bir yerlere gideceðimi sanýyorsan çok aldanýyorsun.
= Zühal. Yarýndan itibaren býrak Ýstanbul'u belki de tüm yurtta haydudundan polisine kadar herkes benim peþime düþecek. Senin güvende olduðunu bilir de tek baþýma hareket edersem ikimizin de kurtulma þansý olabilir. Aksi halde hiçbir ümit kalmaz. Lütfen beni anlamaya çalýþ ve ikimizin de mahvýna neden olma. Bunun tek þartý da sorgusuz sualsiz dediklerimi yapman. Peþinden ben de geleceðim. Unutmadan, her þey durulduktan sonra da, bizim evin oradaki Ýþ bankasýna uðrayýp imza ver. Üzerimdeki tüm hesabý sana devrettim diyerek çantanýn ön gözündeki banka cüzdanýný ona uzattý.
= Peki, þimdi buna ne gerek vardý?
= Zühalciðim hemen yanlýþ anlama. Hüviyetim açýða çýkýnca tüm banka hesaplarýma el koyabilirler. Aramýzda ayrý gayri olmadýðýna göre, ne sakýncasý var? Ayrýca senin evde kasaya koyduklarýný da unutma. Onlar bizim teminatýmýz. Sonra dedi gülümseyerek. Tek mirasçým sensin.
= Naci. Saçma sapan konuþup benim asabýmý bozma. Vallahi boyuna posuna bakmam indiririm yumruðu. Peki, sormamda bir mahzur yoksa bu arada sen ne yapacaksýn?
= Ben baþýmýn çaresine bakarým. Beni düþünme, sen kendini kolla caným. Benim ve kendi evinin semtine bile uðrama. Baktýn durum iyi deðil, o eþkýyalarýn eline düþmektense hemen polise sýðýn. Seni tehdit altýnda yanýmda tuttuðumu falan söylersin.
Baþka zaman olsa keyif alýnacak kadar güzel manzarasý olan sahil yolundan ilerleyip sonunda Adnan'ýn karýsýnýn sözüm ona intihar ettiði yalýnýn demir parmaklýklý kapýsýndan içeri girdiler. Bahçeye arabayý park ettiklerinde Adnan ve elinden tuttuðu çok uzun bacaklý sarýþýn bir kadýn koþarak yanlarýna geldi.
= Hoþ geldiniz dostlar. Lütfen evimi eviniz sayýn. Aþkým bak, bunlar benim canlarým.
Bu sýcak karþýlama P ile Zühal’i çok rahatlamýþtý. Tanýþma faslý bittikten sonra ön taraftaki rýhtýmýn üzerindeki hasýr koltuklara yayýlýp soðuk bir þeyler içtiler. P Zühal'i onlara Tülay diye tanýtmýþ, bir fýrsatýný bulan kýz da P nin kulaðýna
= Bu Tülay'da kim oluyor diye fýsýldamýþtý.
Onun kendini kýskanmasýndan zevklendiði belli olan erkek Adnan'la kýz arkadaþýnýn içki hazýrlamalarýný fýrsat bilerek,
= Kimsenin olduðu yok hayatým dedi. Ýlk aklýma gelen isim oydu. Benim senden baþkasýný gözüm görüyor mu ki.
Adnan'ýn uðruna karýsýný öldürttüðü Melâhat gerçekten çok tatlý ve hoþ sohbet bir kadýndý. Öteki ucubeyi bilen birisinin adamcaðýza hak vermemesi mümkün deðildi. Yarým saat içinde Zühal'le ikisi kýrk yýllýk ahbaplarmýþ gibi kaynaþtýlar. Boðazýn nefis gece görüntüsünde hafif bir akþam yemeði yediler. Bir ara iki erkek baþ baþa kalýnca Adnan,
= Kabataþ'taki olayýn senin tezgâhýn olduðunu daha o saniye tahmin ettim. Bu iþlerde gerçek bir profesyonelsin. O kardeþler hakkýnda sana bilgi verirken unuttuðum bir þey var. Ölen Sarý abisinin yanýnda süt kuzusu sayýlýr. O heriften kendini koru dostum. Telaþýna bakýlýrsa o it seninkinin peþinde galiba?
= Evet Adnan. Þu kadarýný söyleyeyim. Sana emanet edeceðim kiþi benim için kendi canýmdan bile daha deðerli. Aldýðým istihbarata göre Ahmet denen çete reisi bana ulaþabilmek onu ele geçirmeyi düþünüyor. Senden istediðim, o hergele ile daha rahat becelleþmek için kýzý buralardan uzaklaþtýrman. Yarýn sabahtan itibaren büyük bir ihtimal ile kimliðim öðrenilmiþ olacak. Bütün giriþ çýkýþlar tutulacaðý için kurtuluþumuz ancak senin tekne ile olabilir. Senden ricam, gün doðumuna kadar geri dönmezsem onu Ege taraflarýna götürüp tehlike geçinceye kadar kalabileceði bir yere yerleþtirmen.
= Sen iþin o tarafýný hiç merak etme. Biraz sonra hazýrlýklara baþlar, gün ýþýrken yola çýkarýz. Zaten Melahat'a þöyle uzun bir tur için söz vermiþtim. Peki, anlamadýðým, þimdi karþýdan buraya kadar gelebildiðinize göre niye devam edip Anadolu'ya doðru falan uzamadýnýz.
= O herif sað iken yurt dýþýna da gitsem de benim peþimi býrakmaz. Kaçýp saklanarak yaþamak bana ters gelir Adnan. Ýkimizden birinin ortadan kalkmasý þart.
Kadýnlarýn yanlarýna gelmesi ile muhabbet sona erdi. Saatin onu geçtiðini gören P, artýk harekete geçme zamanýdýr diye düþünerek onlardan ayrýlmak için ayaða kalkýp müsaade istedi.      
Dördü yürüyerek arabanýn yanýna geldiklerinde Zühal bir anda kollarýný Naci'nin boynuna doladý. Baþýný onun omzuna gömdü.
= Yalvarýyorum bana dön sevgilim diye inledi. Seni çok seviyorum ve de senden baþka deðer verdiðim hiçbir þey yok
P güzel baþý okþadý.
= Sabaha kadar dönmezsem bensiz yola çýkacaksýnýz. Adnan'ýn seni yerleþtireceði yerden cepten beni ararsýn. Birkaç gün içinde ben de yanýnýza gelirim. Anlaþtýk mý diyerek kýpkýrmýzý boyalý gonca güle benzeyen dudaklara küçük bir öpücük kondurdu.
Bu duygusal sahneyi izleyen Melahat'ta kendi sevdiðine sarýlmýþ, mahzun bir ifade ile onlara bakýyordu. Arabaya binip marþa basarken hafýzasýn kazýmak istermiþ gibi son bir daha Zühal’e baktý. Oradan hareketle hedefi olan Kilyos'daki villaya doðru ilerlerken Zühal'in ona yalvarýr gibi söyledikleri ve güzel yüzü hiç aklýndan çýkmadý. Bu akþam son derece temkinli davranýp ona döneceðine yemin etmiþti. Bu hayatýnýn en büyük iþi olacaktý.
Ama final tamamen kendisinin özel sorunu durumuna gelmiþti. Bu gece o itin iþini bitiremezse kendi ipini çekmiþ olacaktý.
En büyük endiþesi ise, Ahmet Sarý denilen o acýmasýz katilin eline canlý olarak düþmeleri idi. Bu durumda kýzýn baþýna neler geleceðini düþünmek bile istemiyordu.
Dalmýþ, hem düþünüp hem yol alýrken, önce köprü çýkýþýnda, sonra boðaz yolunda iki defa trafik denetimine takýldý. Bagajda çantanýn içindeki silahlar ona soðuk terler döktürdü ama rutin ehliyet ruhsat kontrolü yapýlýnca rahat bir nefes aldý. Ertesi günü bu kadar rahat olmasý imkânsýzlaþacaktý. Kaderi sabaha kadar belli olacaktý zaten.
Henüz erken, aceleye gerek yok diyerek normal süratle yola devam etti. Sonunda Kilyos sapaðýndan dönüp sol taraftaki o iki evi gördü. Iþýklar içindeki bahçeye ve iki adam boyu yüksek duvarlara göz gezdirince bir an morali bozuldu.
Ana yoldan yüz metre kadar içeride, belli aralýklarla duvar üstüne takýlmýþ aydýnlatmalarla hiçbir karanlýk nokta býrakýlmamýþ adeta bir þatoydu burasý. Sur gibi duvarlarýn çevrelediði yüksek demir kapýsýnýn önünde bekleyen adamlar haricinde duvar boyunca dolaþan nöbetçiler vardý. Beþ yüz metre kadar civarýnda baþka bir yerleþim biriminin olmadýðý bu durumda mutlaka her yerde güvenlik kameralarý da vardý. Farlarýn ýþýðýnda asfalttan eve giden yolun tam aðzýnda da sigara içen iki kiþiyi gördü. Gelen geçen arabalarý denetliyor olmalýydýlar. Ýçeride Allah bilir daha kaç kiþi vardý. Adam devlet içinde devlet gibiydi. Þoför mahalli camýný kapatarak süratle onlarýn yanýndan geçti. Koruma ordusuna bakýlýrsa Ahmet Sarý kesinlikle evde olmalýydý. Hafif bir meyille çýktýðý tepenin en yüksek noktasýnda biraz aðýrlaþarak kuþ bakýþý görünen eve baktý. Buradan bahçenin bir kýsmý seçiliyordu.
Çevreye göz gezdirirken gülümsedi. Bu evin ýþýklarýnýn etrafý aydýnlatmasý sayesinde fark edebildiði bu tepeyi inceledi. Bahçenin sað arka tarafýna isabet eden bir taþ atýmý mesafedeki höyüðe benzer bayaðý yüksekçe olan bu tepe, binayý çevreleyen bahçe duvarlarýnýn intizamý için bir yar gibi týraþlanmýþtý. Yaþlý kurt mutlak surette orayý da güvence altýna almýþ olmalýydý.
Sýrtý aþýp arkada evin görüntüsü kaybolduðunda sol tarafta içeriye doðru uzayan etrafý aðaçlýklý bir dere yataðý gördü. Hiç duraksamadan ýþýklarýný söndürüp direksiyonu o tarafa kýrdý. Kanala benzeyen ve þu an kurumuþ çataðýn içindeki çalýlarýn arabasýný çizmesine falan aldýrmayýp, arabayý sürdüðünde bu dört çekerliyi aldýðýna þükretti. Büyük bir çýnar aðacýnýn yerlere kadar eðilmiþ dallarý altýna park etti. Burasý saklanmak için ideal bir yerdi. Etrafýnýn durumunu bilmediði için sessizliðe çok önem vererek bagajdan çantayý alýp fermuarýný açtý. Ýlk önce ceketinin ceplerine altý tane el bombasý yerleþtirdi. Acele etmeden Kanas'ý monte etti. Üzerine kýzýl ötesi gece dürbününü takýp namluya bir mermi sürdü. Tüm askerliði boyunca vücudunun bir parçasý gibi olan bu uzun menzilli silahý sevgiyle okþadý. Uzi'yi kayýþý ile çapraz omzuna asýp hazýrlýklarýný bir kere daha gözden geçirdi.
Tepenin üst noktasýna kadar sürünerek ilerledi. Iþýklar içinde evi gördüðünde yüzükoyun yere kapanýp elindeki tüfeðin dürbünü ile çevreyi taramaya baþladý. Tam etrafta nöbetçi yok galiba diye düþünürken o höyüðe benzer tepenin en yüksek noktasýnda bir çakmak yanýnca iyice yere yapýþtý. Askerde komando eðitiminde iken yüzbaþýsýnýn nöbette sigara içmeye kalkanlar bunun son keyifleri olduðunu bilmek zorundadýr deyiþini hatýrladý. Gerçekten o parýltýyý görmese idi aðaç gövdesinin kendisini gizlediði nöbetçiyi fark edemeyecekti. Dürbünün netlik ayarýný yapýp, sigarasýndan peþ peþe nefesler çeken adamý bir müddet kritik etti. Sonra çevreyi daha da bir dikkatle tekrar tekrar taradý.
Adamýn bu mesafeden bir mermilik iþi vardý ama bu kalibredeki bir tüfeðin sesi bu sessizlikteki tepelerde yaratacaðý akustik ile binlerce metre ilerden de duyulabilirdi. Adama elli metre kadar sokulup dürbünle tekrar baktýðýnda kulaðýndan aþaðýya inen bir kablo fark etti.
Baþtan bunu haberleþmede kullanýlan bir telsiz aygýtý olduðunu zannettiyse de, sonra boðuk bir melodi duyunca onun bir MP 3 müzik çalar olduðunu anladý. Adam sýkýntýdan müzik dinleyerek vakit geçiriyor olacaktý.
Bu durumda zaten kedi gibi sessiz hareket edebilen P yi onun duymasý imkânsýzdý. Bu durumda kullanamayacaðý Uzi ile uzun menzilli tüfeði yavaþça yere býrakýp sürünmeye baþladý. Bu durumda ilerleyiþ yorucu olduðu için on metre kadar yanýna sokulduðunda ter içinde kalmýþ olarak biraz dinlendi. Gözünü diktiði adam sanki uyukluyormuþ gibi hiç kýpýrdamadan öylece duruyordu. Her ihtimale karþýn tabancasýný eline aldý. Namluda daima bir mermi býraktýðý için bu ona birkaç saniye kazandýrýrdý. Adam biraz önce söndürdüðü sigarasýný tazelemek için tekrar çakmaðý çaktýðý an tam sýrasýdýr diyerek iki adýmda ona ulaþýp tabancanýn kabzasý ile kafatasýna kuvvetli bir darbe indirdi. Adam kütük gibi olduðu yere yýðýlýp kalmýþ, kýrýlan kemik iðrenç bir ses çýkarmýþtý. Hala canlý olabilir düþüncesi ile parmaðýnýn ucuyla þah damarýna dokundu. Výcýk výcýk kan içinde kalan parmaðý hiçbir hareket hissetmedi.
Bu mesafeden, aþaðýdaki evin ýþýklarý ortalýðýn gayet rahat seçilmesini saðladýðý için baþkalarý da olabilir düþüncesi ile bir daha gözleri ile etrafý taradý. Adamýn kulaklýðýndan arabesk bir parçanýn gamlý naðmeleri duyuluyordu. O noktada tek bir kiþinin yeterli olduðunu hesaplamýþ olmalýydýlar. Geçmiþ tecrübelerinden bunu hata olduðunu düþündü. Askerde gece harekâtlarýnda konakladýklarý an, birbirlerini görebilecek deðiþik pozisyonlarda daima birden fazla nöbetçi koyarlardý.
Geri dönüp býraktýðý silahlarý alarak aðacýn altýna yerleþti. Duvarlarla çevrili alanda bir birine týpatýp benzer iki tane çift katlý ev vardý. Arka tarafta tamamen karanlýklar içinde olaný ölen Mehmet Sarý'ya ait olmalýydý. Bulunduðu pozisyonda bahçe ve evin kapýsý ile evin ön ve yan bölümlerini çok iyi görebiliyordu.
Silahýn kabzasýný omzuna iyice yerleþtirerek güçlü dürbünü ile detaylarý kritik etmeye baþladý. Evin kapýsýnda bekleyen ve bahçede birbirleri ile muhabbet ederek dolaþan köpek sürüsü kadar adam vardý. Ýki tane araba duvar dibinde bir tane kocaman Mercedes'de kapýnýn tam önüne park edilmiþ halde idiler.
Ahmet denen eþkýyanýn olmasý gereken evde, ikinci kat hariç alt katýn tüm ýþýklarý yanýyordu. Çevreyi bu þekilde tararken son anda duvarýn üzerine boydan boya gerilmiþ iki sýra elektrik hattýný fark etti. Bunun ne iþe yaradýðýný anlamak için kâhin olmaya gerek yoktu. Dürbünün ince ayarýný yapýp önce binanýn elektrik gücünü saðlayan enerji hattýný aradý. Yan duvarýn hemen yanýna dikilmiþ elektrik direðinden uzayan hattý takip etti. Ev ile anayol arasýndaki þebeke direðinin üzerindeki trafoyu görünce sevinçle sýrýttý. Elindeki silahýn büyük çaplý mermisi tek bir atýþla trafoyu devre dýþý býrakabilirdi. Mermini sesi ile trafonun patlamasý birbirine karýþacaðýný düþündü. Bu derece korunan bir yerde kimsenin dýþ bir müdahaleden kuþkulanacaðýný sanmýyordu. Evin durumunu bir kere daha gözden geçirmek için silahý namlusunu pencerelere çevirdi. Camlardan birinin aralýk kalmýþ perdenin arasýndan gördüðü manzara ile kalbinin hýzla çarptýðýný hissetti. Televizyonda yüzünü gördüðü adamý hemen tanýmýþtý.
Ama ancak suratýnýn yarýsýný görebiliyordu. Gençliðinde bayaðý yakýþýklýymýþ diye düþündü. Bu mesafeden þakaðýna bir mermi oturtup kýsa yoldan iþi bitirebilmesi için kafasýnýn en az dörtte üçünü görmesi gerekirdi. Silahýn emniyet mandalýný açýp kurulu bir zemberek gibi parmaðý ile tetiði okþarken bir saniye diye mýrýldandý.
Yalnýzca tek bir saniye için bana poz ver ki cehenneme gidebilmen için pasaportuna resim çekeyim. O arada adamýn karýsý olduðunu tahmin ettiði bir kadýn elindeki tepsi ile ona doðru eðilince görüntü kayboldu. Kocasýna kahve piþirmiþ olacaktý. Pencerenin açýsýndan yalnýz bacaklarýný görebildiði üç kiþi karþý duvarýn dibinde ayakta duruyorlardý.
Ya bir toplantý yapýlýyordu, ya da onlar adamýn özel korumalarý olacaktý. Ama boþ kahve tepsisi ile geri dönen kadýn, elini uzatýp tek bir hamle ile açýk kalan perdeyi de örttüðünde bilmeden o anlýk kocasýnýn hayatýný kurtarmýþ oldu. P içinden kadýna ana avrat küfretti.
Tüm güvenliði karýþtýrmak için iþ dönüp dolaþýp elektriðin kesilmesine kalýyordu. Gece karanlýðýnda heyula gibi görünen yüksek gerilim hattýný taþýyan direðe doðru döndü. Tek bir mermi kullanmaya hakký olduðuna göre, bir metre kare civarýnda olan trafo kutusunun en can alýcý yeri neresidir diye düþündü. Silahýn kabzasýný omzuna iyice yerleþtirip, nefesini yavaþça býrakýrken, en iyisi tam merkezi diye karar vererek tetiðe dokundu. Kulaðýný çýnlatan merminin sesine, trafonun þerareler çýkararak patlayan gürültüsü birbirine karýþtý. Duvarlarýn içinde her þey aniden zindan karanlýða döndü. Þaþkýnlýðýn yarattýðý bir anlýk sessizlikten sonra, her kafadan bir ses çýkýp baðrýþmalar baþladý. Bu mesafeden konuþmalarý rahatlýkla duyabiliyordu.
" Çabuk buraya bir fener getirin. Birisi merdiven altýndaki lüks lambalarýný yaksýn."
Dürbünün yeþil görüntüsünden manzarayý seyreden P mýrýldandý.
= Bu kadar ihtiþamdan sonra bir jeneratör almayý akýl edemedin mi salak herif?
Üç beþ yerde çakmaklar yakýldý. Derken, elinde elektrik fenerli birkaç kiþi saða sola doðru koþuþtu. Sonunda dört tane bütan gazý lambasý çýktý ortaya. Ýkisini bahçeye, ikisini evin kapýsýna yerleþtirdiler. Bir müddet devam eden kargaþaya sonunda gür bir ses son verdi. Sesin geldiði evin kapýsýna silahýný yönelten P dürbünün netlik ayarýný yapýnca orada lambanýn aydýnlýðýnda meþhur Ahmet Sarý'yý gördü. Ama sol tarafýndaki kendi ile ayný boyda korumasýnýn açýsý dolayýsýyla, adam hareket ettikçe ya burnunu ya da kýr saçlarýný seçebiliyordu.
P nin istediði olmuþ, eþkýyayý en sonunda ininin dýþýna çýkabilmiþti. Þimdi tek bir saniye onun kellesini görebilse iþ bitecekti. Acele ile yataða bir mermi daha sürüp fýrsat kollamaya baþladý.
= Panik yapmayýn ve baðýrýp çaðýrmayý kesin diye baðýrdý eþkýya baþý. Herkes görev yerlerine. Selim, neler oluyor?
= Trafo patladý efendim."
= Durup dururken mi yani?
= Bilemiyorum. Aþýrý yükten olabilir.
Ama yaþlý kurt bu tür þeyleri normal karþýlamayacak kadar tecrübeliydi.
= Elektrikten anlayan biri direðe týrmanýp durumu bir kontrol etsin. Zeynel, sen de þu arabalarýn farlarýný yak.
Þoförler, arabalarýn burunlarýný kritik yerlere çevirip farlarýný yakýnca ortalýk iyice aydýnlandý. Ama P nin o tarafa hiç baktýðý yoktu. Nefes bile almadan parmaðý tetikte, sabýrla kýr saçlý eþkýyanýn hareket etmesini ve ona tek bir saniyecik pozisyon vermesini bekliyordu. Ama kapý pervazýnýn bir türlü dýþýna çýkmamakta inat eden adamýn baþýný öne doðru eðdiðini görünce dürbünü o da aþaðýya kaydýrdý. O kadar mesafeden bile altýn olduðu belli sigara tabakasýný çýkarýp içinden bir tane almaya çalýþtýðýný görünce namluyu tekrar yukarý çevirip hafifçe nefesini býraktý. Yarým saattir görüntüyü kapatan koruma patronun sigarasýný yakmak için cebinden çýkardýðý çakmaðý ona doðru uzatýnca aradýðý fýrsatý o zaman bulmuþ oldu. Baþýný öne doðru eðmiþ olan kýr saçlý adamýn profili þimdi tam karþýsýnda idi. Dürbünün üzerindeki haçý herifi tam þakaðýna oturtup hassas tetiðe dokundu. Güçlü silah geri teptiði an Ahmet Sarý, sanki bir yumruk yemiþçesine kapýnýn öteki kanadýna doðru savruldu. O çapta bir merminin kafatasýný ne hale getireceði bilmek için kahin olmaya gerek yoktu. Bahçede bulunanlarýn evin kapýsýna doðru koþuþmalarý üzerine P, elindeki tüfeði býrakýp ayaða kalktý. Pimlerini çektiði el bombalarýnýn iki tanesini kolunun tüm gücü ile peþ peþe attý. Ama mesafe bir hayli uzak olduðu için her ikisi de bahçe duvarlarýnýn dýþýna düþmüþtü. Saldýrýnýn evin arka kýsmýndan geldiðini anlayan adamlarýn büyük bir kýsmý ön kapýya hücum edince orada daha fazla durmayý gereksiz gören P bayýr yukarý koþmaya baþladý.
Arkasýnda þiddetli patlamalar ve belirsiz hedeflere tek tek atýlan tabanca seslerine otomatiklerin takýrtýsý karýþýyordu. Arabasýný býraktýðý yere ulaþtýðýnda nefesi týkanmýþ ciðerleri alev alev yanýyordu. Son yirmi gündür aksattýðý antrenmanlarýn cezasýydý bu. Uzi'yi yandaki koltuða atýp motoru çalýþtýrdý. Farlarý yakmadan dere yataðýnda altmýþ yetmiþ metre kadar geri geri giderek asfalta çýkarken araba seçiminden dolayý kendini bir kere daha kutladý. Kilyos'a doðru giderse bilmediði yollarda belki de sýkýþacak, sonrada tekrar geri dönmeye mecbur kalacaktý. Ama bu kargaþada aþaðýdaki evin oradaki adamlarý atlatabilirse Ýstanbul trafiði içinde çok rahat izini kaybettirebilirdi. En mühimi, Zühal'e verdiði söz gereði bir an önce geri dönebilirdi. Saatine bakýp ta 02 ye geldiðini görünce, Adnan'ýn hazýrlýklarý bitmiþ ise, gün aðarmasýný bile beklemeyip hemen hareket edebileceklerini düþündü.
Bulutlarýn arkasýna saklanmýþ ay ýþýðýnda ancak seçebildiði asfalt yolda farlarýný açmadan burnunu kente verip gaza yüklendi.
Ama ileride bir hareket görünce bu defa oradakilerin gözlerini kamaþtýrma amacýyla spotlar ve sis dâhil tüm uzunlarýný yaktý.
Bu kadar kýsa bir zaman geçmesine raðmen adamlarýn çabucak toparlanmalarýna þaþýrmýþtý. Bombalarýnýn nereden atýldýðýný hesap ederek, buradan geçeceklerini tahmin etmiþ olmalýydýlar.
Gördüðü kadarý ile ev hizasýndaki asfaltý bir araba ile keserek arkasýna siper almaya çalýþýyorlardý. Üstelik daha bir sürü adam evden buraya doðru koþarak geliyorlardý. Daha fazla tereddüt etmenin manasý yoktu.
Yan koltuktan Uzi'yi sol eline alýp silahý camdan dýþarý çýkardý. Namluyu ayna ile kaporta arasýndaki yataða yerleþtirdi. Altýndaki arabanýn bir özelliði de, patinaj ihtimaline karþý sürati ne olursa olsun istendiði an 4 x 4 durumuna geçebilmesiydi. Emniyet kemerini baðlayýp gaz pedalýna dibine kadar bastý. Tampona takviye çelik mahmuzlara güvenerek çarpýþmaya hazýrlandý. Yirmi metre kala takviyeyi devreye soktu.
Ýlk mermi ön camý sol tarafýndan deldiðinde Uzinin tüm þarjörünü barikatýn arkasýndakilerin üzerine boþalttý. Adamlar kendilerini çil yavrusu gibi saða sola atmalarýndan bir saniye sonra, süratini kesmeden sað taraftan önündeki arabanýn bagaj kýsmýna bindirdi. Çarpýþma tahmininde üzerinde þiddetli olmuþtu. Barikatý aþan P, dikiz aynasýndan arkaya baktý. Kendi aðýr ve yüksek arabasýnýn yolun soluna doðru fýrlattýðý öteki aracýn depo kýsmýndan darbe yediði için hemen alev alýp yanmaya baþlamýþtý. Bu arada kendi arabasýnda da açýlan ateþ sonucu yan ve arka camlar isabet alýp darmadaðýn olmuþlardý. Hala camdan dýþarýda elinde tutmakta olan þarjörü boþ Uzi'yi atýp, sürat kazanmak için takviyeyi kesip vitesi beþledi. Ve iþte o an, iki kürek kemiðinin arasýnda bir yanma ile irkilince vurulduðunu anladý. O yaranýn acýsýnýn zaman geçtikçe artacaðýný bildiðinden boðaz yoluna ulaþýp da süratini normale düþürünce cep telefonunu çýkarýp Adnan'ýn villasýný aradý.
= Merhaba Adnan, ben P. Ýþim bitti doðru oraya geliyorum. Senin hazýrlýklarýn tamam ise sabahý beklemeden hemen yola çýksak iyi olur. Kendinizi tehlikeye atmak istemiyorsan siz gelmeyin, biz yalnýz gideriz..
Karþý ki tarafta bir sessizlik olunca,
= Tekneyi düþünüyorsan onu kullanabileceðimi de biliyorsun. Onu güvenli bir yere yanaþtýrýp seni haberdar ederim, merak etme.
Konuþtukça acýnýn boyutlarý da artmaya baþlamýþtý. Diþlerini sýktý.
= Saçmalama be. Ege adalarýndan bahsediyorsun. Gece karanlýðýnda önce bu boðazý sonra Marmara'yý sonra Çanakkale boðazýný aþabilmeyi sen çocuk oyuncaðýmý zannediyorsun yani. Teknenin yakýtý falan hazýr. Kumanya bile koydum. Ama ben ille de yalnýz gideceðim dersen sen bilirsin.
= Ben seni ateþe atmak istemiyordum derken P zorlanmaya baþladý. Her neyse bunlarý gelince konuþuruz diyerek telefonu kapattý.
Ýlk defa bir mermi yemediði için olayý küçümsemiþti ama bu defa ki göðsündeydi. Yara soðudukça acýnýn þiddeti artmaya baþlamýþtý. Aþýrý terleme, üþüme ve nefes alma zorluðu bunun diðerlerine pek benzemediðini gösteriyordu. Böyle giderse, gittikçe güçten de düþeceði için býrak tekne ile bir taraflara gitmeyi, eve nasýl ulaþacaðýný düþünmeye baþladý. Acý dozunun artmasýna meydan vermemek için mümkün mertebe az hareket etmeye karar verdi. Kestirmelerden çevre yoluna çýktý. Gecenin bu ilerlemiþ saatinde ortalýðýn tenha oluþuna dua etti. Yoksa savaþtan çýkmýþ gibi kurþun delikleriyle dolu arabasý bayaðý dikkat çekerdi. Bakalým giþelerin orada ne halt edeceðim diye düþündü. Polis ve ya çetenin adamlarý durdurmaya kalkarsa tam gaz geçmeye karar verdi. Ama korktuðu baþýna gelmedi.
Giþelere yaklaþtýðýnda ortalýkta kimseler yoktu. Para vermek için elini cebine attýðýnda acý öylesine yükseldi ki, baðýrmamak için kendini zor tuttu. Kulübesinde hayretle kendisini süzen adama bakan gözleri gittikçe kayarken bayýlmamak için insanüstü bir gayret gösteriyordu. Vitesi üçte býrakýp, kendi kendine telkinde bulundu. "Az kaldý” diye mýrýldandý. “Þimdi bayýlmanýn zamaný deðil. Yaþadýðýn bunca badireden sonra seni boktan bir merminin durdurmasýna sakýn izin verme. "
Boðazýn Anadolu yakasýnda ilerlerken kafasý artýk düþmeye baþlamýþtý. Bir ara az daha yoldan çýkýyordu. Yanýndan süratle onu geçen bir baþka araç sarhoþ olduðunu sanmýþ olmalý ki korna çalýp baðýrdý. Sað tarafý hafif hafif uyuþmaya baþlamýþtý. Göðsüne bir gýcýk geldi. Öksürmeye kalktýðýnda az daha kendini kaybediyordu. Zorlayarak gözlerini açýk tutmaya çalýþtý. Sýk kendini, birkaç mil kaldý diye düþündü. Artýk kafasýný dik tutmaya zorlandýðý an kýsýk göz kapaklarýnýn arasýndan açýk býrakýlmýþ bahçe kapýsýný zorlukla seçip içeri girdi. Ortadaki daire halindeki çiçek tarhýnýn üzerinden geçip, o sarsýntýyla kendini kaybetmeden önce yaklaþan evin duvarýný gördü. Ama frene basacak gücü kalmamýþtý. Duvara toslayan arabanýn þiddetinden zaten delik deþik olan ön cam dökülürken kayýþý olmasa o da dýþarý fýrlayacaktý. Direksiyonun üzerine kapandýðýnda motor kendiliðinden stop etmiþ, arabanýn kornasý devamlý olarak çalmaya baþlamýþtý.
Gürültüye çýkan ev hizmetlilerinden biri, manzarayý görünce feryat figan tekrar içeri daldý. Az sonra kapýda Adnan kapýda belirdi.
= Aman Allah'ým diyerek sapsarý bir yüzle arabanýn kapýsýný açmaya çalýþtý ama darbenin etkisi ile ezilen sað çamurluk buna imkân vermiyordu.
Diðer kapýya koþup P yi dýþarý çýkarmaya çalýþýrken, o arada Melahat ve diðerleri de yetiþmiþ kendisine yardýmcý olmaya çalýþýyorlardý. Zühal ise kapý kenarýnda gözlerini arabaya dikip ellerini göðsüne kavuþturmuþ aðýr aðýr sallanýyordu. Trans halindeydi sanki. Diðerleri P yi sýkýþtýðý yerden kurtarmaya çalýþýrlarken o sýrtýný duvara dayayarak olduðu yere çöktü.
= Ýçime doðmuþtu. Biliyordum diye mýrýldandý. Ýki saattir süren sýkýntýmdan bunun böyle olacaðýný tahmin etmiþtim.
Emniyet kemerini söküp P yi dýþarý alabildiklerinde, onun tüm kaný çekilmiþ gibi yüzü sararmýþtý. Adnan onun çok hafif inip kalkan göðsüne baktý.
= Yaþýyor. Hasan, çabuk koþ caddenin karþýsýndaki Doktor Yaþar beye haber ver diye baðýrdý. Hemen buraya gelsin.
Hizmetlilerden biri yerinden fýrlarken, Adnan koltuk altlarýndan Melahat'la bir hizmetçi ayaklarýndan tutarak kendinden geçmiþ durumdaki P yi eve soktular. Adnan onun darbenin þiddeti ile bayýldýðýný sanmýþtý.
Ama dostunu divana yatýrýp da doðrulduðunda ellerinin kan içinde kaldýðýný gördü. Þaþkýnlýkla etrafýna bakýnýrken peþlerinden içeri girmiþ olan Zühal’le göz göze geldi. Kýz sarsak adýmlarla gidip P nin baþucunda dizleri üzerine çöktü. Aðlamadýðý halde gözlerinden iplik gibi akan gözyaþlarýný elini tersi ile kurulayýp sevdiði erkeðin kocaman sað elini avuçlarý içine aldý. Onun rengi soluk ama bu durumda bile yakýþýklý yüzüne uzun uzun baktý.
= Ýçime doðmuþtu Naci. Yaptýðýn hazýrlýklardan sonra bu iþin sonunun böyle biteceðini tahmin etmiþ, inþallah yanýlýrým diye dua etmiþtim. Hani beraberce bizi kimsenin tanýmadýðý yerlere gidecektik derken artýk dayanma gücünün sonuna geldiðinde ilk hýçkýrýk gýrtlaðýndan bir patlama gibi geldi.
Melahat onun yanýna gidip kýzýn saçlarýný okþadý.
= Hemen karamsar olup kendini üzme caným. Doktor birazdan gelecek. Yarasý belki o kadar mühim deðildir.
Kýz baþýný iki yana salladý. Gözyaþlarý arasýnda kelimeler aðzýndan zorlukla çýkýyordu.
= Hayýr. O ufak tefek þeylerden bu hale düþmezdi. Bu hikâyenin burada biteceðini, onu kaybedeceðimi çok iyi biliyorum. O bu sona o kendini çoktandýr hazýrlamýþtý.
O sýrada Adnan ile birlikte içeri giren doktor doðruca divanýn baþýna gidince Zühal ayaða kalkýp kenara çekildi.
= Adnan Bey. Yarasý sýrtýnda demiþtiniz deðil mi diyerek P nin göz kapaklarýný açýp baktý.
= Öyle tahmin ediyorum Yaþar bey. Çünkü taþýrken ellerim kan içinde kaldý.
Doktor P nin tansiyonunu ölçtü. Stetoskopla göðsünü dinleyip sað omzundan tutarak hafifçe kaldýrýp sýrtýna göz attý.      Diðerleri merakla onlarý izliyordu. Divanýn bir kovadan dökülmüþ gibi kan içinde olduðunu görünce ayaða kalktý.
= Burada yapýlacak pek bir þey yok. Hemen bir ambulans çaðýrýlýp hastaneye nakledilmesi gerek. Ama gördüðüm kadarý ile oraya kadar dayanabileceðini sanmýyorum. Vaziyet umutsuz görünüyor. Kendisine acýsýný azaltacak bir iðne yapmaktan baþka elimden bir þey gelmez. Ayrýca, bir kurþun yarasý olduðu için durumu yetkililere de bildirmem lazým, üzgünüm.
Bunu duyan Zühal sarsak adýmlarla gittiði bir koltuða yýðýlýr gibi çöküp boðulurcasýna aðlamaya baþladý.
Adam P nin kalçasýna pantolonunun üzerinden bir iðne yaptýktan sonra salonu terk edince Adnan telefona giderek acilen bir ambulans istedi. Sonra içerdekilerin hepsi put gibi olduklarý yerde önlerine bakarak hareketsiz kaldýlar. Sessizliði Zühal'in hýçkýrýklarý bozuyordu. Bu durumda bir iki dakika geçti. P nin inlemesi salondaki rakkaslý saatle ayný ritimde gibiydi. O arada hýrýltýlý bir sesin
= Zühal diye seslendiðini duydular.
Herkesin baþý ayný noktaya döndü. Kýz önce inanamazmýþ gibi gözlerini açýp sevdiði erkeðe baktý. Sonra bir hamlede onun baþucuna koþup yýðýlýr gibi çöktü.
= Buradayým bir tanem derken dudaklarýný ýsýrýp aðlamasýný engellemeye çalýþýyordu.
Adamýn yüz hatlarý kasýk, iðneye raðmen çektiði acý her halinden belli idi. Aralýk göz kapaklarýnýn altýndan bir müddet kýza baktý.
= Sen iyisin deðil mi hayatým diye fýsýldadý.
= Beni býrak þimdi. Senin çok ýstýrabýn var mý? Bir bardak su vereyim mi? Veya baþka bir þey ister misin?
Sevdiði, taptýðý kadýný görmek tüm acýlarýna son vermiþ gibi adamým yüz hatlarý gevþedi. Baþýný iki yana salladý.
= Hayýr aþkým. Yanýmda olmandan baþka istediðim bir þey yok. Artýk korkmana gerek kalmadý. O itin kardeþi de geberdi.
= Konuþup kendini yorma caným. Þimdi ambulans gelip seni hastaneye götürecek.
= Faydasý yok Zühal. Bu iþ burada biter. Demin baþucumda söylediklerini duydum. Bizim hikâyemizin gerçekten sonu geldi. Mutlu deðil ama mantýklý bir son bu. Aslýnda senin gibi bir çiçek ile benim gibi bir PÝÇ'in beraberlikleri saçmalýðýn ta kendisiydi. Unutma, bankadaki hesap ile evde kasadaki paralarýn hepsi senin. Bundan sonra kimseye muhtaç olmadan yaþayabilirsin deyince kýz artýk tutamadýðý gözyaþlarýný salýverdi.
= Benim içim yanýyor sen nelerden bahsediyorsun. Sen olmadýktan sonra her þeyin Allah belasýný versin. Seni karþýma çýkaran kadere binlerce kere lanet ediyorum Naci.
Bu arada Adnan ve Melahat onlarý yalnýz býrakmak için usulca dýþarý çýkmýþlardý.
Erkek elini zorlukla kaldýrýp sus der gibi onun kan kýrmýzý dudaðýna dokundu. Gücünün gittikçe tükenmekte olduðu gözlerinin sönen ferinden belli oluyordu. Sesi de zor duyulacak kadar azalmýþtý.
= Sakýn onlarý kanlý para olarak görme sevgilim. Gördüðün gibi hepsinin diyetini ödemiþ oluyorum. Dediðim gibi artýk kimseye muhtaç olmadan ne istersen yapabilirsin.
Acý o an yükselmiþ olmalý ki bir an çeneleri kasýldý. Nefes almakta güçlük çeker gibiydi. Sonra yavaþ yavaþ gevþedi.
= Seni karþýma çýkaran kadere þükrediyorum hayatým. Ýnan ki, bu sefil hayatýmdaki en güzel þeydin sen.
Ses o kadar zayýflamýþtý ki, kýz duyabilmek için yüzünü onunkine yaklaþtýrdý.
= O sayýlý günler koca bir ömre bedel olduklarý için ben çok þanslý bir erkeðim derken nefes alýþlarý hýrýltýlý bir hale dönüþmüþtü. Ýnþallah aradýðýn mutluluðu sonunda bulursun caným. Beni unutma olur mu?
Kýz onun son sözlerini duyabilmek için kulaðýný aðzýna yaklaþtýrdý. P, sönmekte olan bir balon gibiydi. Gözlerindeki feri gittikçe solan erkeðin iki yanaðýndan tutup dudaklarýný onun etli dudaklarýna bastýrdý. Gözlerinden akan yaþlar, o yaðýz ama, þimdi rengi kaçmýþ yüzde izler býrakarak boynuna doðru akýyordu.
Zühal ellerinin arasýndaki yüzün son bir defa titrediðini ve dudaklarýnýn arasýndan boþalan küçük bir hava ile son yaþam kýrýntýsýnýn da yok olduðunu hissetti. Kendini geri çekip, sevdiði erkeðin muntazam hatlarýna ve kendisine dikilmiþ gözlerine baktý. Hala öylesine yakýþýklýydý ki. Kýsa fakat dolu dolu yaþadýðý anlar bir sinema þeridi gibi gözlerinin önünden geçti. Parmaklarýný ucu ile göz kapaklarýný kapatýp onlarý teker teker öptü.
Son günlerde onun ölümle dans ettiðini biliyordu ama o güçlü adamýn ölümsüz olduðuna kendini inandýrmak istemiþti.
Dizlerinin üstünde secdeye varmýþçasýna öyle ne kadar kaldý bilemiyordu. Caddeden gittikçe yaklaþan siren sesini duyduðunda, yavaþça ayaða kalktý. Mýncýklanmaktan paçavraya dönmüþ mendili ile gözyaþlarýný silip ellerini önünde birleþtirdi.
= Kendi halimde tek düze yaþayýp gidiyordum ta ki sen karþýma çýkýncaya kadar. Hayatýma giriþinle tüm deðerlerimle birlikte her þey alt üst oldu. Biliyorum ki benim için artýk hiçbir þey eskisi gibi olmayacak. Tüm bunlardan sonra da sanki unutulacak biriymiþsin gibi söylediðin lafa bak. Bir gününü bir yýl gibi yaþadýðýn çileli yaþamýndan sonra sen sonunda aradýðýn huzura kavuþabilecek misin bilemiyorum. Ama sensiz bir mutluluk benim için artýk hiç de kolay deðil. Herkesi seninle mukayese edip sükûtu hayale uðrayacaðýmý çok iyi biliyorum. Peki, ama söyler misin? Tek baþýma kaldýðým þu koca evrende þimdi ben ne halt edeceðim Naci. Verdiðin onca söze ne oldu. Hani hayatýmýn sonuna kadar beni koruyup sevecektin. Þimdi ise, diyerek kupkuru gýrtlaðý ile zorlukla yutkundu.
= Lanet olsun sana diye hýçkýrdý. Beni tam bir P Ý Ç gibi býrakýp gittin bu dünyadan



          
           ***          




     







Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Makara [Öykü]
Tespihçi [Deneme]


Çetin Ýmer kimdir?

1941 Ýstanbul doðumlu olup þu an Uzunköprü'de ikamet etmekteyim. 1996 yýlýna kadar ticaretle uðraþýp o tarihten sonra kendimi emekli edip yazým hayatýna baþladým. Bu zaman içinde yazýlmýþ öykü ve roman tarzýnda 15 yapýtýmýn içinden Ceren Yayýnevi tarafýndan basýlmýþ BAY P ve KIZIL SAÇLI adýnda iki kitabým var. Gerekli ilgi ve titizliði bulamadýðým için konusunda ciddi bir yayýnevi arýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Belgesel tarzý yapýtlar bir noktadan sonra doyum doyum noktasýna ulaþýyor.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Çetin Ýmer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.