Yaþam ciddi, sanat neþelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Oturma odasý ev halkýnýn hem yatak odasý hem de mutfak gibi müþtereken çok amaçlý kullandýklarý bir mekândý. Misafir odasý, salon, mutfak, amaçlarý dýþýnda kullanýlarak öteberinin, saðdan soldan toplanan çer çöpün üst üste yýðýldýðý mezbelelik birer alana dönüþtürülmüþtü. Emine Haným'ýn evini çekip çevirme de, derleyip toparlama da pek titiz olduðu söylenemezdi. Sabri Bey, yirmi yýl kadar önce cömertliði, ileri görüþlülüðü ve çalýþkanlýðý ile çevresinde tanýnan bir ailenin küçük kýzlarý olan bu hanýmla evlendiðinde hayata büyük bir umutla bakmýþ, canla baþla çalýþmaya baþlamýþtý. Fakat iki çay bardaðýnýn bir saatte yýkandýðýný görünce eþi hakkýndaki görüþleri deðiþmeye baþladý. Kadýn bir süre sonra ev iþlerini tamamen ihmal etmiþ yemek dahi yapmaz olmuþtu. Akþamlarý iþten döndüðünde eþini oturma odasýndaki halýnýn ortasýn da dizleri üzerinde otururken bulurdu. Yanýndan eksik etmediði piknik tüpü, halýnýn bir ucunda durur, yerinden bir milim dahi kýmýldamadan günlerce kalýrdý orada. Hiç sönmeden kýsýk ateþte yanan tüp, gün içinde defalarca üzerinde çayýn demlendiði odanýn demir baþlarýndan biri olmuþtu. Piknik tüpün çevresinde ise yine ev halkýnýn görmeye iyice alýþtýklarý, daðýnýklýðý tamamlayýcý birer unsur olarak; yarýsý boþalmýþ bir tuz kavanozu, içinde bir kaç sürümlük kalmýþ margarinin bulunduðu, kýrmýzý baharatlarla öbek, öbek kirlenmiþ bir kâse, aðzý açýk, içinde bir kaç kilogramlýk toz þekerinin bulunduðu bir çuval, odanýn saðýna soluna savrulmuþ günlük gazeteler ve onlara ait bulmaca sayfalarý yer alýrdý. Akþam yemeðinde, divanýn altýna buruþturularak atýlmýþ sofra yaygýsý alýnýr, bulunabilen bir boþluða serilir, bardaklara boþalan bayat çay ile birlikte, katýk olmaksýzýn ekmeðe sürülen margarinler yenirdi. Derken, ilerleyen zamanlarda bu halkaya üç tane oðlan çocuðu eklenmiþ, oda için de itiþe kakýþa büyüyüp gitmiþlerdi. Cadde üzerindeki bu evin sokaða bakan odasýnýn lambasý sabahýn üçlerine kadar yanýk kalýr, giderek ýssýzlaþan kaldýrýmlarda yürüyen tek tük insan, evden dýþarýya boþalan isterik kahkahalarýn gürültülü uðultusunu duyardý. Sabri Bey eþinin bu takýntýlý yaþam biçimine alýþmýþtý. Ýlk yýllar epeyi mücadele etmiþ fakat bu giriþimlerinden her hangi bir olumlu sonuç alamamýþtý. Bunun üzerine onu kendi haline býrakmýþ, çaresiz bir þekilde kadýnýn çocuklarýný kendisine benzetmesine göz yummuþtu. Emine Haným, gün boyu kendi ailesinden ya da kocasýnýn ailesinden tanýdýðý insanlarýn yetersizlikleri üzerine konuþur, onlarýn zaaflarýný abartarak eðlenir dururdu kendince. Evine gelen aileden falanca þiþman kadýnýn oturacak yer bulamadýðý için nasýl çekip gittiðini çocuklarýna ballandýra, ballandýra anlatýr. Hýzýný alamayarak kadýnýn yürüyüþünü ya da þivesini taklit eder, ardýndan kahkahalarla gülerdi. Gülme krizlerinden sonra birden ciddileþir, kaþlarýný çatar, iþaret parmaðýný boþlukta tehditkârca sallayarak, aslýnda böylelerinin dövülmesi gerektiðini haykýrýrdý. Yýllar ve yýllar boyunca bu köhne evde Emine Haným'ýn konuþmalarýnýn niteliðinde herhangi bir deðiþiklik olmadý. Çocuklar, küçüklüklerinde analarýnýn sayýklamalarýný masal gibi dinlerler onun taklitlerine katýlasýya gülerlerdi. Kýzdýðý zaman ise örtüsü kirlenmiþ divanýn altýndaki karanlýða sýðýnýr sessizce bu fýrtýnanýn dinmesini beklerlerdi. Büyüdüklerinde, analarýnýn konuþmalarýna pek katýlmasalar da yinede arada bir yangýna körükle gider onun anlamsýz öfke nöbetlerinin uzamasýna neden olacak malzeme bulurlardý kendisine. Sabri Bey divanýn bir köþesine sinmiþ, sigarasýný içerken o sabah iþ yerinde geçen o tatsýz konuþmanýn gurur kýrýcý etkisini daðýtmaya çalýþýyordu üzerinden."Her ne olursa olsun böyle davranmamalýydý" diye düþünüyordu. Ne yapýp edip bir yerlerden borç para almalý ve bu utanmaz adamýn kirasýný ödemeliydi. Sabri Bey kendi halinde düþüncelere daldýðý sýrada eþi Emine Haným'da çocuklarýna beþ yýl önce evlerinden kovaladýklarý, kocasýnýn bir yakýný olan falanca koca göbekli kadýný o gün pazarda gördüðünü ve kendisine doðru o mendebur kadýnýn nasýlda manidar bakýþlarla baktýðýný anlatýyordu. Emine Haným, öfkesinden kudurmuþ, eline aldýðý tuz kavanozunu çocuklarýnýn þaþkýn bakýþlarý arasýnda, daha dur bile demelerine fýrsat býrakmadan kocasýnýn yüzüne doðru fýrlatmýþtý. Kavanoz, Sabri Bey'in yüzünün tam ortasýnda patlamýþ, zavallý adamýn burnunu kýrmýþtý. Kan içinde kalan adam dýþarý lavaboya koþtuðu sýrada Emine Haným'ýn isterik gülüþlerini ve buna katýlan çocuklarýnýn kahkahalarýný duydu. Sabri Bey yüzünü yýkadýktan sonra ceketini almýþ, kapýyý kapatarak çekip gitmiþti. O’nu o yörede bir daha gören olmadý. Fakat bu yoksul adamýn, dükkân sahibi olan adama borcunu fazlasýyla ödediði anlatýldý durdu bir süre esnaf arasýnda. Aydýn AKDENÝZ http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=772664
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Aydýn akdeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |