Aþk eski bir masaldýr ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Yerel seçimler, var olan bir ekonomik krizin eþliðinde gündemimize oturmuþtur. Aday adaylarý ortaya çýkmaya baþlýyor. Gündeme damgasýný vuran sadece emrivaki gelen bu ekonomik kriz midir? Hayýr. Belki, tüm krizlerin anasý ve temeli sayýlan Kürt sorununun çözümsüz kalmasýdýr. Bu yerel seçimde, tüm partilerin gündemini teþkil edecek olan, Kürt sorununa yaklaþým ve çözüm önerilerini ortaya koyma arayýþý olacaða benziyor. Kürt sorununun, artýk bir terör sorunu olmadýðý; asýl terör kaynaðýnýn, “Ergenekon” adý verilen gayri meþru “derin devlet” yapýlanmasýyla ilintili gerçeði ortaya çýkýnca, artýk, her þeyin suni olarak içerden üretildiði savý yüksek sesle dillendirilmeye baþlamýþtýr. Bütün örtbas etme çabalarýna raðmen, artýk asker annelerinin ve ailelerinin, “oðlum þehit deðil; vatan sað olmasýn” vb. gayri ihtiyari isyan çýðlýklarý, basýna ve görsel yayýnlara yansýmaya baþlamýþtýr. Suni kirli bir savaþýn var olduðunun bilincine varmýþtýr herkes. Her parti, doðrudan veya zýmnen de olsa, ciddi veya formalite de olsa, kendince kimi çözüm önerilerini, bir zorunluluk olarak, seçim programlarýnda gündeme sokmaya hazýrlanmaktadýrlar. Belki, bu süreçteki suçluluklarýný bastýrmak adýna, bunlarý taktik gereði olarak da yapacaklardýr. Dayatýcý nedenler; uluslar arasý ve bölgesel konjoktür ile Ergenekon davasýnda ortaya çýkan bu alandaki kirli iliþkiler sonucu, halklarýn tepkisel duyarlýlýðýdýr. Tabii ki, bu sorunun, yerel seçimlere girdiðimiz bir aþamada, siyasi partilerce seslendirilmesi, halklarda ve aydýnlarda; partilerin ciddiyetsizliðini ve bu konuyu, sorumsuzca kullanacaklarý kuþkusunu da beraberinde getiriyor. Neden daha önce deðil de, þimdi; tam da yerel seçimlerde, kendilerine siyasi rant malzemesi yaparcasýna gündemlerine taþýdýlar? Bu onlarýn ciddi olamadýklarýný ve soruna çözüm üretmeden, kaþýyacaklarý kuþkusunu veriyor. Halklar, yine çözümsüzlüðün sancýsýný çekecekler.. MHP, BBP vb. ýrkçý partileri kale almadan ortada mevcut üç seçenek AKP, CHP ve DTP üzerinde duralým: AKP, Diyarbakýr’da söylediklerini, Þemdinli’de kýsa sürede unutmasý; iki dönemdir, çözüm üretemeyip, derin güçlerin tezgâhýna gelip, askere teslim olmasý; sorunu terörize edip, çözmeyi de askere havale etmesiyle týkanmýþtýr. Sözde 75 “Kürt” milletvekilleriyle, sorun karþýsýnda, üç maymunu oynadýlar; bu milletvekilleri, Kürt sorununu duymadýlar, görmediler, dolayýsýyla konuþamadýlar... Ýki dönemlik bu iktidarlarýnda, önlerine gelen bu büyük þansý, bir çýrpýda teptiler; bu konuda çözüm adresi olamayacaklarýný tescil ettiler. Baþbakanýn, “Ya sev, ya terk et” söylemi, son noktayý koymuþ oldu. Bu çaresizlik, kendilerine oy veren dindar Kürtlerin de irkilmesine neden oldu. Verilen oylarýn “emanet oylar” olduðu, artýk rahatça söylenebilir. AKP, Kürt gerçeðini, görse de, çözüm üretemeyecek kapasitede olduðunu, rüþtünü tamamlayamadýðýný, askerin tezgâhýna gelerek ispat etti. Kürt sorununda kumanda, askerin elinde ve asker de, Kürt sorunundan nefret ediyor. Tabii, Kürtlerin tepkisel nefreti AKP’ye yönelecektir. CHP, Kürt sorununun varlýk sorun ve kaynaðý olduðu saklanamaz bir gerçektir. Bunun ispatý, bu partinin Kürt illerinde tabela partisi olmasý gerçeðiyle de izah edilebilir. Ortaya attýðý, Kürt sorununa çözüm paketi vb. uyduruk giriþimlerini, Kürtler, ciddiye almayacaktýr. Bu parti, tezkere konusunda MHP kadar ýsrarcý; askeri operasyonlarda, en histerik ve en imhacý bir mantýk sergilediler. Demokratik ve barýþçýl bir çözümü, akýllarýndan bile geçirmediler. Onlar yine tabelalarýyla baþ baþa kalacaklardýr. Kürtlerin elinde sadece bir DTP býrakýlýyor… PKK’ nin ve dolayýsýyla DTP’ in sorgulanýp, eleþtirilerek, alternatif arayýþlarýný gündeme getirdikleri bir dönemde, “derin” ve askeri güçlerce, dayatýlan “Tezkere” ve týrmandýrýlan operasyonlarla, Kürt halkýný gererek, onlarý tekrar, PKK ve DTP’ in kucaðýna itmiþ oldular. Asker, mecliste ( Kürtleri temsil ediyor diye )DTP milletvekilleri var diye, meclise gelmiyorlarmýþ... Demek oluyor ki, asker bile, T.Erdoðan’ýn; “Kürtleri biz temsil ediyoruz; mecliste 75 milletvekilimiz Kürt’ tür” demesini ciddiye almamýþtýr… Askerin bu tavrý, DTP’ye karþýymýþ görünse de aslýnda, onlarý, Kürtlerin tek temsilcisiymiþ gibi öne çýkarmaya yönelik bir taktik sayýlmalýdýr. DTP ise, gerçekte Kürtlerin partisi yerine, “Türkiye Partisi” olma saçmalýðýndan sýyrýlamayýp, mecliste ve meydanlarda Kürt sorununda, çözümü dayatmak yerine Apo’nun saðlýðý gibi dar bir çemberde kendini hapsedip, meydanlarda Kürtlerin enerjisini, boþa harcamaktadýr. DTP, ne kadar, biz “Türkiye patisiyiz” deseler de, hep “terör yanlýsý bir Kürt partisi” olarak görüldüler ve bununla suçlandýlar… Oysa gerçek böyle de deðildir. DTP, Kürt sorununu bahane edip, Kürt oylarýyla, meclise gelerek çözüm üreten deðil, çözüm yollarýný týkayan bir parti rolü oynamýþtýr hep. Bir kere Kürdî bir parti olsaydý, kendi dýþýndaki, Kürt partileri, örgütleri, dini cemaat ve þahsiyetleriyle ittifak yollarýný arardý; alt yapýlarý olmayan, kitlesiz Türk solu veya SODEP, SHP gibi düzenden daha ýrkçý sözde “sosyal demokrat” partilerle ittifak arayýþý hatalarýna düþmezlerdi. Onlar hala, “Çatý Parti” adý altýnda, saçma bir arayýþý gündeme getirirlerken, bu çatýya Kürt parti vb. örgütsel güçleri almazlarken, Türk düzen partileri ve sözde sol güçlerini düþünüyorlar. Bu demektir ki, Kürt halkýnýn enerjisini bir baþka çýkmaz yolda tüketmeye devam edeceklerdir. DTP, Türkiye egemen güçlerinden, kendileri için, eþit hak, eþit örgütleme vb. haklarýný dayatýp isterken; öbür yanda, kendi dýþýndaki Kürt parti ve oluþumlara, bölgede söz hakkýný bile tanýmak istememektedirler. DTP’nin önünde, Kürt halkýnýn ve aydýnlarýnýn onlardan beklediði yaklaþým; kendi dýþýndaki Kürt oluþumlarýyla, meþru zeminde; HAK-PAR, KADEK, MESOP, TEVKURD, DDH/TDÞ; illegalitede olsalar bile önemli kadro birikimleri olan, TEVGER, PSK, KKP, PRK-Rizgari, PÞK-Kawa, PDK- Bakur ve birkaç yurtsever Kürt Ýslamî parti, örgüt vb. ile ya çatý, cephe vb tipte örgütlenmesi veya güç birlikleri þeklinde seçime girmeleridir. Çünkü bu parti ve oluþumlarýn içinde sayýsýz, siyasetçi aydýn ve örgütçü kadrosal yetenekler vardýr. Bunlar, ne zamana kadar etkisiz durabilirler ki; kendilerini çürümeye býrakamayacaklardýr. Bu tür bir giriþim yapýlmazsa, PKK ve DTP dýþýndaki tüm oluþumlar bir araya gelip, kendi (veya baðýmsýz) adaylarýný çýkararak veya Kürtleri, seçimi boykota çaðýrarak, DTP’ yi cezalandýrarak terbiye etme yolunu seçebilirler.. Bu da, onlarýn demokratik haklarý sayýlacaktýr. Þimdi bu kurt kapanýndan, bu çýkmazdan Kürt halký, kendisini nasýl sýyýracak ve nasýl kendini özgürce ifade edebilecektir. Önlerinde büyük bir sýnav vardýr. Kürt halký, gerçekten kendi adaylarýný, (tabandan gelen bir demokratik yöntemle) seçip, nasýl tespit edebilecektir?! Yine, Ýmralý yetkisi, Kandil etkisi ve merkezden atama ile belirlenecek (demokratik olmayan) yöntemlerle mi adaylar atanacaktýr?! Bu mantýk yine yürür mü veya kabul görür mü? Kürtler, taban olarak, yani halk olarak, ne zaman demokrasiye uygun yöntemlerle, kendi yerel dengesel gerçekliðine uygun adaylarýný, özgür iradesiyle belirleme aþamasýna geçebileceklerdir. Demokrasi herkese lazým; demokratik eðitim ve demokrasiyi özümseme ise þarttýr. M. Nazým GÜLER - 11.12.2008 http://www.mnazim.com/showthread.php?tid=101
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.Nazým Güler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |