..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aðlamak da bir zevktir. -Ovidius
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Ýbrahim Kilik




2 Aðustos 2002
Türkçe Sevdasý  
Dil Yâresi

Ýbrahim Kilik


. “Bu dil aðzýmda annemin sütüdür.” diyen þair, bugün yaþasaydý; yabancý dille eðitimi savunanlara,Türkçe bilim dili olamaz diyenlere ne söylerdi bilmiyorum. Ama, bizim gibi susmayacaðýný biliyorum...


:IGIJ:
Yaðmurlu havalarý hep sevmiþimdir. Sanki, yaðmur doðanýn kirini pasýný alýp götürürken, insanlarýn kötü duygu ve düþüncelerini de alýp götürüyor gibi gelir bana. Her yaðmurdan sonra, tarifsiz bir huzur duyarým yüreðimde. Bu duyuþ, ancak yaþayarak farkýna varýlabilecek bir güzelliktir. Her gizemli güzellik gibi yalýn kat sözlerle anlatýlamaz.

Bir de duygularýmýza, düþüncelerimize yaðmur gibi yaðan yazarlar ve þairler vardýr. Onlarý okurken de, ayrý bir huzur ve mutluluk duyar, deðiþik tatlar alýrýz. “Bu dil aðzýmda annemin sütüdür.”diyen þair ana dilinin ve sütünün tadýný, gizemli gücünü ne de güzel ifade etmiþtir.(Türkçe’nin bilim dili olamayacaðýný iddia eden, müstemleke ruhlularýn kulaklarý çýnlasýn.)

Ama, dilde özleþme hareketi adý altýnda Türkçe’yi kýsýrlaþtýran anlayýþýn sahipleri; genç kuþaklarýn, verimli yazar ve þairlerin eserlerini okuyup, anlamalarýný engellemiþlerdir. Dünyanýn hangi ülkesinde, 30-40 yýl önce yazýlmýþ bir eserin dili sadeleþtirilmektedir. Býrakýnýz 30-40 yýlý, Ýngiltere’de
16.yüzyýlda yaþamýþ Shakespeare’ in, yine Fransa’da 16.yüzyýlda yaþamýþ Montaigne’in ve bin sekiz yüzlü yýllarda yaþamýþ Baudelaire’in dili sadeleþtirilmekte midir?

Bu çarpýk anlayýþ, Atatürk’ün nutkunu bile sadeleþtirme yoluna gitmiþtir. Bugünkü kuþaklar, çok dar bir sözcük daðarcýðýna mahkûm edilmiþlerdir. Deðiþik kaynaklardan edindiðim bilgilere göre(aklýmda yanlýþ kalmadýysa) ,Ahmet Hamdi Tanpýnar’ýn eserlerinde kullandýðý sözcük sayýsý otuz beþ bin, Yahya Kemal’in yirmi yedi bin civarýnda. Eserleri dilimizin klâsiði olmaya hak kazanmýþ Tanpýnar ve Yahya Kemal’in yazýlarýný ve þiirlerini bugünkü kuþaklardan kaçý okumakta, anlamaktadýr. Biz o zaman hangi Türk kültüründen bahsedebiliriz.

Türkçe’nin malý olmuþ, Türkçe’nin öz suyuyla yoðrulmuþ; köylüsünden kentlisine herkes tarafýndan anlaþýlan sözcükleri Arapça ve Farsça asýllý diye dilden atarsak, yerine de yeni sözcükler ikâme edemezsek dili zenginleþtirmiþ mi , yoksa fakirleþtirmiþ mi oluruz? Bu soruyu her Türk kendi vicdanýnda cevaplandýrmalýdýr.

Ahmet Haþim’in “Merdiven” þiirini sadeleþtirmeye kalksak, baþlýðýný “Çýkak”diye deðiþtirmek mi gerekecek? Evet “merdiven”sözcüðü Farsça menþeli bir sözcük ama Farsça’da merdiven diye bir sözcük yok.sözcüðün aslý “nerd-bân”. Türkçe’ye geçtikten sonra,deðiþikliðe uðramýþ. Bir dönem, nerdübân olmuþ,ahiren neverdibâna tebdil etmiþ; sonunda merdivene dönüþüp dilimize yerleþmiþtir. Ahmet Haþim’de, “Merdiven”þiirini yazarak onu tamamen Türkçe’ye mal etmiþtir.

Ýngilizce’de de Fransýzca’da da deðiþik dillerden girmiþ bir hayli sözcük bulunmasýna raðmen, onlar bu sözcükleri atmak ya da yerine yenilerin türetmek gibi bir gayrete düþmemiþlerdir.(Daha baþka dillerden de örnek verilebilir ama bizim kýblemiz Batý olduðundan ve bu ülkelerin kültür kuþatmasýna maruz kaldýðýmýzdan onlarýn adýný veriyorum.) Öz Ýngilizce, Öz Fransýzca gibi diller yok. Ýngilizce, Fransýzca var. Zaten dilin özü kabuðu olmaz. Halkýn benimsediði, konuþmasýnda kullandýðý sözcükleri, dilden atamazsýnýz. O gayrete düþerseniz, belli bir kesimin konuþup anlaþtýðý kýsýr bir jargon oluþturmaktan öteye gidemezsiniz.

Bu yanlýþtan tez vakitte dönülmezse, bir zamanlar üç kýtada konuþulan Türkçe; bir karnaval dili haline gelecektir. Dilin gramer yönünü dilcilere býrakalým. Ama, Türkçe’yi ustalýkla kullanan, Refik Halit Karay’ýn eserlerini sadeleþtirmek mi gerekir? Ya da Ömer Seyfettin’in- ki “Genç Kalemler”dergisini çýkaranlardandýr-, Sait Faik’in, Cevat Þakir Kabaaðaçlý’nýn(nâm-ý diðer Halikarnas Balýkçýsý), Peyâmi Safa’nýn, Nâzým Hikmet’in, Kemal Tahir’in dilini de mi sadeleþtireceðiz?

Bugün hangi Türk genci, hangi üniversite mezunu Cemil Meriç ve eserlerini tanýyor. Kýlý kýrk yararak cümle kuran, bu usta kalemin eserleri aslýnda liselerin kompozisyon derslerinde okutulmalýdýr. Yine Tanpýnar’ýn “Beþ Þehri’ni” okumayan Türk genci, Türk kültürünü ne kadar özümsemiþtir. Bu eser de liselerde okutulmasý gereken kitaplardan biridir.Haþim’in, “Göl Saatleri”, “Piyale”, “Gurubahane-i Lâklâkan”, “Frankfurt Seyahatnâmesi”gibi esrleri, Tevfik Fikret’in þiirleri bu anlayýþa göre sadeleþtirilmeye muhtaç...

Türkçe’yi seviyorum diyenler, Türkçe’nin geleceðini düþünenler; sözcüklere düþmanlýk besleyerek nereye varacaðýz? Bir kültür birikimi olan deyimlerimizi, ata sözlerimizi de mi deðiþtireceðiz. Sadeleþtirme adý altýnda , “Akýl akýldan üstündür.”ata sözünü “Us ustan üstündür.”diye mi sadeleþtireceðiz. Önceki hâliyle anlaþýlmýyor mu? “ Az tamah çok ziyan getirir.”i nasýl sadeleþtireceðiz? “Ak akçe, kara gün içindir.”i ne yapacaðýz. Ýlânihaye... Deyimlerimizi nasýl Türkçeleþ-
tireceðiz. “Haraç mezat satmak”ý ne yapacaðýz. “Hayatýna girmek”deyimini yaþamýna girmek diye mi deðiþtireceðiz. “Hayat arkadaþý”na yaþam arkadaþý mý diyeceðiz? “Ser verip sýr vermemek”deyimini, baþ verip giz vermemek diye mi deðiþtireceðiz. Hem o yetkiyi bize kim verdi. Bunlar millete mal olmuþ, halkýn duygu ve düþüncelerinden doðmuþ sözlerdir. Halka saygýsýzlýk olmaz mý?

Ya þarkýlarýmýzý, türkülerimizi ne yapacaðýz. Yoksa pop müziðiyle mi idare edeceðiz? “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin” þarkýsýný “Bir olasýlýk daha var oda cartayý çekmek mi dersin”diye söyleyeceðiz. O zaman dilimizi zenginleþtirmiþ mi oluyoruz?

Bu anlayýþýn neticesi olarak, sözcük daðarcýðý kýsýrlaþtýrýlan insanýmýzýn, düþüme melekesi de zayýflatýlmýþ, ufku daraltýlmýþ oluyor.

Ýþte bu nedenlerden, bugünkü gençlerimiz, yarým yamalak çevirisi yapýlmýþ Amerikan filmlerinin sözcükleriyle konuþan ve düþünen bir kuþaðýn temsilcisi derekesine düþürülmüþlerdir. Bu çocuklarýn doðumla- rýndan 20-25 yýl önce yazýlmýþ bir eseri sadeleþtiriyoruz diye kuþa çeviren anlayýþ, her þeyi berbat etmiþtir. Bugün liselerimizde okuma zevki kazanamamýþ, hamburger ve pizza kültürüyle allak bullak edilmiþ,kola sevdalýsý bir garip kuþak hayat sürmektedir. Birileri kýna yaksýn.

Böyle gergin bir giriþten sonra, havayý yumuþatmak adýna konuyu biraz deðiþtirmeye ne dersiniz?

Benim çocukluðumda (60’lý yýllar) bugünkü imkânlar yoktu. Evimizdeki teknoloji ürünü, gaz ocaðý ve transistorlu radyodan ibaretti. Benden öncekiler gibi idare lâmbasýyla ders çalýþmadým, ama gaz lâmbasýyla ders çalýþtým. Bazen saçýmý üttüðüm dahi oldu.

Ýþte o yýllardaki çocukluðumu, bu günkü çocuklardan þanslý sayýyorum. Çünkü bizim nesil doyumsuzluðu deðil, kanaatkârlýðý ve doygunluðu talim etti. Mutluluk daha ucuzdu.(safdillik olarak algýlayanlar olabilir. Türkiye’de demokrasi var.Gayet doðal(!)...)

Henüz ilkokul öðrencisiyken, okuma kitabýmda, “Hiçten Saadetler”baþlýðý altýnda bir okuma parçasý ve o parçayý süsleyen bir resim vardý. Öyle allý pullu, rengârenk bir resim de deðildi. Siyah beyazdý ama içeriði etkileyiciydi. Bu resimde masa baþýnda bir adam, önünde bir bardak çay; çayýn üzerinden yükselen buðu öyle sýcak bir manzara oluþturuyordu ki, buz gibi bir havada baktýðýnýz zaman, iliklerinize kadar ýsýnýrdýnýz.
Tabii yazýnýn içeriði de mütevazýlýðý, tok gönüllülüðü kanaatkârlýðý salýk veriyordu.

Ýþte, o yazý ve resim yaþantým boyunca, mutluluðun, pek de pahalý bir þey olmadýðýnýn farkýnda olmama vesile olmasýnýn yanýnda, okuma zevki kazanmama da yardýmcý oldu diyebilirim. Bu yaþa geldim, o resimdeki çayýn buðusunu hâlâ görür gibiyim.

Yine ayný kitaptaki “Eskici”adlý okuma parçasý ve bu parçadaki Hasan’ýn öyküsü hep yüreðimin en hassas yerindedir. Aklýma geldikçe, kendimi Hasan’la özdeþleþtirir, onun adýna üzülürüm. Arabistan çöllerinde yurduna , yuvasýna ve ana dilini konuþmaya hasret, öksüz Hasan’ýn ana dilini konuþan eskicinin sesini duyduðu anda gözlerinde beliren sevinç ýþýklarýný görür gibi olur, yürek çarpýntýsýný aynen hissederim. Onun eskiciye sorduðu sorular kulaklarýmda çýnlar.

Bu hikâyeyi yazdýðý, Türkçe özleminin ve sevgisinin ne olduðunu dile getirdiði için Refik Halit’i hep rahmetle yâd ederim.

Þüphesiz, Refik Halit’in birbirinden deðerli bir çok eseri vardýr. Ama, “Memleket Hikâyeleri”ve “Gurbet Hikâyeleri”adlý eserleri, her Anadolu insanýnýn kendinden bir parça bulabileceði eserlerdir. Türk Dili’ne, Türkçe’ye emeði geçen herkese gönül borcumuz, vefa borcumuz vardýr. Güzel Türkçe’mize emeði geçen her yazar ve þair, bize huzur, güzellik, sevmek gibi deðerleri bahþetmektedir. Týpký yaðmurlar gibi. Bu güzelliklerden bizi mahrum etmeye-ne þekilde ve ne adýna olursa olsun-kimsenin hakký yoktur. Bu güzellikleri her Türk insaný tatmalýdýr.

Türkçe adýna, bol yaðmurlu, bereketli günler dileðiyle sözlerimi noktalarken, Türkçe sevdalýlarýný yürekten selâmlarým.


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ýþte gönlümdeki Türkçe
Gönderen: Emir Düzel / Ýstanbul/Türkiye
29 Nisan 2005
Yürekten tebrik edrim. Zamanýnda bir yazý, daha yeni okdum. Ben de Türkçe'nin þu anki durumundan ve onu bozanlardan tamamen rahatsýzým. Ata'mýn bizlere býrakmýþ olduðu emanetleri baþka yoldan saptýrmak isteyenlere en güzel cevap olsun. Ben de kendi yaþýmdaki(16) arkadaþlarýmýn Türkçe'sinin yanlýþ olduðunu her defasýnda suratlarýna vuruyorum. Tekrar tebrikler...

:: Diline ve eline saðlýk Ýbrahim Bey
Gönderen: Hüsrev Özel / Demetevler/Ankara
25 Eylül 2002
Sayýn Ý.Kilik\'in ele aldýðý dilimiz konusunda çok haklý olduðunu ve þahsen kendilerine tamamen katýlmakta olduðumu belirtmek isterim. Temennim, dilimizi zenginleþtirip, yaygýn bir okur kitlesine ulaþtýracak olan büyük yazarlarýn bu çaðda ve hatta bizler arasýndan çýkmasý yönündedir. Saygýlarýmla




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Argo ve Siyaset
Helaya Yazý Yazma Hastalýðý
Biri Ala Boyayýp Satýyor Öteki Mora
Koltuk Karnavalý

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yazmak Yahut Yazmamak
Son Mülteci
Argodan Esintiler
Yazarlar Þairler ve Þehirleri
Meçhule Yazýlmýþ Mektuplar - 18
"Yok Bu Þehr Ýçre Senin Vasfettiðin Dilber"
Meçhule Yazýlmýþ Mektuplar - 16
Ayrýlýðýn On Yedinci Günü
Erbil Kalesi'ni Gezerken
"Bir Fincan Kahve Olsa" Kitabý Üstüne

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hüznümüz Kahverengi [Þiir]
Arzu 1 [Þiir]
Cin Biberi [Þiir]
Erguvanlar Lâleler [Þiir]
Zaman Dar [Þiir]
Düþ Gülü [Þiir]
Mülteci [Þiir]
Dem Masalý [Þiir]
Çççççççççççççççççççç [Þiir]
Piþmanlýk Bestesi [Þiir]


Ýbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namý Diðer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliðin dem demleri. Bardakta keklik kaný. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramý. Alýr yürekten gamý. Fincanda türkü söyler. Ýnce bellide mani. Zamanýn gül kurusu Gülde gülþen dokusu. Rehavetten kurtarýr. Pek de þirin doðrusu. Bardaktýr mihmandarý. Herkesin çeker caný. Yalnýz bu kadar deðil. Sohbetlerin mimarý. Ýnce bir gülüþ gibi. Ýçe süzülüþ gibi. Ülfete kapý açar. Kaldýrýr hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 Ýbrahim KÝLÝK

Etkilendiði Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namý Diðer Çay)


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýbrahim Kilik, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.