..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasýndaki ayrým, kurgunun mantýklý olmak zorunda olmasý. -Tom Clancy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Din > Hulki Can




13 Haziran 2009
Yahudi - Hristiyan ve Ýslam Teolojisinde Cincilik ve Cinlere Ýnanýþ  
Hulki Can
Arap-Ýslam mitolojisi ve masallarýnda, Kuran Surelerinde insanlara yardým eden iyi Müslüman cinler olduðu gibi kafir kötü cinler de vardýr. Oysa, gerek Yahudilik, gerek Hristiyanlýk tüm cinleri murdar varlýklar olarak niteleyip cinciliði (demonoloji) çok sert bir þekilde mahkum eder. Murdar varlýklarla iliþkiye girmek Þeytan'ýn tarafýnda yer almak anlamýna gelir ve en büyük günahtýr. Kuþkusuz burada çok büyük , önemli, etik ve teolojik bir sorunla karþý karþýyayýz. Çünkü bu durumda hem Allah, hem Muhammet cinlerle iþbirliði yapmýþ oluyor: Nasýl olur da Ýslamýn tanrýsý Allah ile Muhammet murdar varlýklarla ve cinlerle iþbirliði yapar bir konuma girerler?


:DGGF:
Yahudi-Hristiyan ve Ýslam Teolojisinde Cincilik ve Cinlere Ýnanýþ



"Modern Çaðýn Cinleri: Uzaylýlar" baþlýklý yazýma ek olarak dinlerin bu konuya yaklaþýmýna da deðinmekte fayda var. Yahudilik ve Hristiyanlýk cinlerin tümünü isyankar ve tanrýsal izzetten yoksun murdar varlýklar olarak mahkum ederken, Müslümanlýk iyi ve dindar cinlerin cennete gideceðini öðretir. (Bu yazý Nano Kutsallýk - Neden Müslüman Deðilim? isimli çalýþmamdan alýnmýþtýr)

Cinlere ve perilere inanýþ, cinlere ibadet, cincilik (demonoloji) tüm eski halklarýn mitolojilerinde vardýr. Ýslam inancýna göre cinler insanlar gibi evlenirler, çocuk sahibi olurlar, içlerinde iyi veya kötü olanlarý vardýr.

Yahudilik ve Hristiyanlýk ise cinciliði çok kesin çizgilerle yasaklar. Cinler Tanrý’ya baþkaldýrmýþ melekler olarak kabul edilir. Ýblis veya Þeytan denilen varlýk da bunlarýn baþý olup Tanrý ve insanlarýn düþmaný olarak görülür. Tevrat ve Ýncil’de tüm cinler murdar ruhlar olarak tanýmlanýr. Ýncillerde cinlerin etkisi altýnda olan bir çok insanýn Ýsa tarafýndan kurtarýlmasý anlatýlýr. Cin ya da þeytan çýkarma (exorcism) olarak tanýmlanan bu eylem günümüzde filmlere bile konu olmuþtur.

Ýsa hiçbir zaman cinlerle iletiþim kurmamýþ, onlara hoþgörü ve sevecenlik göstermemiþ, tam tersi, onlarý sürekli kovmuþ (Matta 10:8), Tanrý ile cinlerin iþbirliði yaptýðý yolundaki iddialarý Kutsal Ruh’a karþý en baðýþlanmaz günah olarak belirtmiþtir. (Matta 12: 27-31)

ÝSLAM AÇISINDAN CÝNLER
Oysa, Ýslamiyet açýsýndan iyi huylu mümin cinler ve kötü huylu kafir cinler vardýr. “Huddam” (hizmetçi) denilen iyi cinler “cinci hocalar” ile birlikte çalýþarak hastalýklarý iyileþtirir, büyüleri çözerler, kötülükleri kovarlar.

Abdülkadir Gölpýnarlý’nýn Ýslam alimi Cübeyr oðlu Saidin Ýbni Abbas’tan aktardýðýna göre Muhammet sahabesiyle 1 (1) Mekke'de Ukâz bölgesine giderken sabah namazýný kýlmýþ, bu sýrada cinler Kuran'ý duyup kendi cin topluluklarýna haber vermiþ, Allah da bunu, Cin Suresiyle Peygambere bildirmiþtir. Abdullah Ýbni Mesut ise Peygamberin bir gece Mekke'de kaybolduðunu, nereyi aradýlarsa bulamadýklarýný, sabahleyin Hira daðý tarafýndan geldiðini ve “cinlerden bir elçi geldi, beni çaðýrdý; gittim, onlara din teblið ettim, Kuran okudum” dediðini rivayet eder (Mecmua, 2, 538-539). 2 (2)

Cinlerin bir bölümü Allah’ýn yönlendirmesiyle Kuran’ý dinleyip Müslüman olmuþ, daha sonra kendi cin topluluklarýna gidip onlarý da Muhammet’e uymaya, Müslüman olmaya davet etmiþlerdir. Bu konuda Cin ve Ahkaf Suresinde þunlar yazýlýdýr:

Cin Suresi: 1-2, 4, 11, 14-15 “1- De ki: Hakikat bir takým cinin Kurân dinleyip de þöyle dedikleri bana vahyedildi: Þüphesiz biz, hayret verici bir Kurân dinledik. 2- O Kurân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. 4- Meðer bizim beyinsiz (Ýblis), Allah hakkýnda saçma þeyler söylüyormuþ. (...) 11- Doðrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeþitli yollara ayrýlmýþýz. 14- "Ve biz, bizlerden Müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, iþte onlar doðru yolu arayanlardýr." 15- Ama yoldan çýkanlar, iþte onlar cehenneme odun olmuþlardýr.”

Ahkaf Suresi: 29-31 “Ey Muhammet! Hani biz cinlerden bir grubu Kurân’ý dinlemeleri için sana yöneltmiþtik. Onlar Kurân’ý dinlemek için hazýr bulunduklarý zaman birbirlerine "susun" dediler. Kurân’ýn okunmasý bitince de birer uyarýcý olarak kavimlerine döndüler. Onlar kavimlerine þöyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçeði ve doðru yolu gösteriyor. Ey kavmimiz! Allah'ýn davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, Allah da sizin günahlarýnýzý baðýþlasýn ve sizi acý bir azaptan korusun."

Kuþkusuz burada etik ve teolojik bir sorunla karþý karþýyayýz. Çünkü bu durumda hem Allah, hem Muhammet cinlerle iþbirliði yapmýþ oluyor: Nasýl olur da Allah ile Muhammet cinlerle iþbirliði yapar bir konuma girerler?

SÜLEYMAN PEYGAMBERÝN CÝNCÝLÝÐÝ
Kuran’a göre Ýsrail kralý ve peygamberi Süleyman’a rüzgara hükmetme yetkisinin yaný sýra, dalgýç ve yapý ustasý olan þeytanlar tapýnaðýn yapýmýna yardýmcý olarak verilir. Kral Süleyman ünlü mabedini cinler ve þeytanlarýn yardýmýyla inþa edecektir. Hatta öyle ki bu þeytanlar kaçmasýn diye zincirlere baðlýdýrlar:

Sad: 35-39 “Süleyman: "Ey Rabbim! Beni baðýþla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardýmdan hiç kimseye yaraþmasýn. Þüphesiz, bütün dilekleri veren sensin." dedi. Bunun üzerine biz rüzgarý onun emrine verdik. Onun emriyle istediði yere yumuþacýk akardý. Dalgýç ve yapý ustasý þeytanlarý da. Ve daha diðerlerini de zincirlerde baðlý olarak (Onun emrine verdik). "Ýþte bu, bizim ihsanýmýzdýr. Artýk sen dilersen baþkalarýna ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin" dedik.”

Süleyman’ýn þeytanlar ve cinlerle iþbirliðine Allah’ýn "Ýþte bu, bizim ihsanýmýzdýr” diye açýkça onay vermesi de etik ve teolojik olarak kabul edilebilir mi? Nasýl olur da Allah Tevrat ve Ýncil’de murdar olarak kabul edilen varlýklarý Süleyman’a armaðan eder veya baðýþ olarak verir? Cincilik ve benzeri iþlerle uðraþanlarýn iðrenç (mekruh) olduklarý Tevrat’ta açýkça yazar:

“Aranýzda oðlunu ve kýzýný ateþten geçiren, veya falcý, veya müneccim (astrolog), veya sihirbaz, veya afsuncu, veya büyücü, veya cinci (medyum), veya bakýcý, veya ölüleri çaðýran bulunmayacak. Çünkü bu þeyleri yapan Rabbe mekruhtur.” (Tevrat, Tesniye 18: 10-12)

Neml suresinde ise Süleyman’a “ilim” olarak “kuþ dili” öðretildiðinden, hizmetindeki cin, insan ve kuþlardan oluþan ordularýndan bahsedilir. Süleyman’ýn bu müthiþ ordularý ilerlerken karýncalar bile yuvalarýna saklanýrlar:

Neml: 15-18 “Andolsun ki biz, Davut’a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin kullarýnýn birçoðundan üstün kýlan Allah'a hamt olsun" dediler. Süleyman Davut’a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuþ dili öðretildi ve bize her þeyden (nasip) verildi. Doðrusu bu apaçýk bir lütuftur." Cinlerden, insanlardan ve kuþlardan müteþekkil ordularý Süleyman'ýn hizmetinde toplandý, hepsi bir arada (onun tarafýndan) düzenli olarak sevk ediliyordu. Nihayet karýnca vâdisine geldikleri zaman, bir karýnca: "Ey karýncalar! Yuvalarýnýza girin; Süleyman ve ordusu farkýna varmadan sizi ezmesin!" dedi.”

Oysa, Tevrat’ta Süleyman’ýn cinlerden deðil Sur kralý Hiram’dan yardým isteyerek tapýnaðý inþa hazýrlýklarýna baþladýðý ve emrinde 180.000 bin iþçi ve 3.300 yönetmen çalýþtýrdýðý yazar:

“Süleyman Sur kralý Hiram'a þu haberi gönderdi: (...) RAB'bin adýna bir tapýnak yapmaya karar verdim. Þimdi bana Lübnan'dan sedir aðaçlarý kesmeleri için adamlarýna buyruk ver. Benim adamlarým da seninkilerle birlikte çalýþsýn. Adamlarýn için istediðin ücreti vereceðim. Aramýzda Saydalýlar kadar aðaç kesmede usta adamlar olmadýðýný biliyorsun. Sonra Hiram Süleyman'a þu haberi gönderdi: Gönderdiðin haberi aldým. Sedir ve çam aðaçlarýyla ilgili bütün dileklerini yerine getireceðim. Adamlarým tomruklarý Lübnan'dan denize indirecekler, ben de onlarý sallar halinde baðlatýp belirteceðin yere kadar denizden yüzdüreceðim. Orada adamlarým onlarý çözer, sen de alýp götürürsün. Sarayýmýn yiyecek gereksinimini karþýlamakla, sen de benim dileðimi yerine getirmiþ olursun.

Hiram Süleyman'a istediði kadar sedir ve çam tomruðu saðladý. Süleyman her yýl Hiram'a sarayýnýn yiyecek gereksinimi olarak yirmi bin ölçek buðday, yirmi kor saf zeytinyaðý verirdi. RAB, verdiði söz uyarýnca, Süleyman'a bilgelik verdi.       Kral Süleyman angaryasýnda çalýþtýrmak üzere bütün Ýsrail'den 30bin adam topladý. Sýrayla her ay 10binini Lübnan'a gönderiyordu. Bir ay Lübnan'da, iki ay evlerinde kalýyorlardý. Süleyman'ýn yük taþýyan 70bin, daðlardan taþ kesen 80bin adamý vardý. Ayrýca, iþin yürümesini saðlayan ve iþçileri yöneten 3.300 görevlisi vardý. Ýþçiler, kralýn buyruðu uyarýnca, tapýnaðýn temelini yontulmuþ taþlarla atmak üzere ocaktan büyük ve kaliteli taþlar kesip çýkardýlar. Süleyman'ýn ve Hiram'ýn yapýcýlarýyla Gevallýlar, tapýnaðýn yapýmý için taþlarla keresteleri kesip hazýrladýlar” (I. Krallar 5: 1-18). 3 (3)

HÜTHÜT VE EBABÝL KUÞLARI
Tevrat’taki bu somut anlatýma karþýn Kuran’daki anlatým çok masalsý ve mitolojik kalmaktadýr. Kuþdili öðrenerek ilim ve irfan sahibi olan Süleyman kuþlarýn baþý Hüthüt kuþunun kaçtýðýný zannedip çok sinirlenir ve ona aðýr bir ceza vermenin planlarýný yapar. Oysa zavallý Hüthüt Saba Melikesinin haberini getirecektir:

Neml: 20-22 “(Süleyman) Kuþlarý gözden geçirdikten sonra þöyle dedi: "Hüt-hüt'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayýplara mý karýþtý?" "Ya bana (mazeretini gösteren) apaçýk bir delil getirecek, ya da onu þiddetli bir azaba uðratacaðým, yahut boðazlayacaðým!" Çok geçmeden (Hüthüt) gelip: "Ben, dedi, senin bilmediðin bir þeyi öðrendim. Sebe'den sana çok doðru (ve önemli) bir haber getirdim.”

Hüthüt’ten Habeþistan prensesi Saba Melikesi’nin geleceði bilgisini alan Süleyman, kendisine danýþmanlýk (müþavirlik) yapan cinleri “ey ulular” diye yücelterek onlardan Saba Melikesi’nin tahtýný getirmelerini talep eder ve, kilometrelerce uzaklýktaki taht bir göz kýrpmasýnda Kudüs’e Süleyman’ýn yanýna gelir. Cinlerin gerçekleþtirdiði bu mucizeyi Süleyman Allah’ýn lütfu olarak yorumlar:

Neml: 38-40 “(Sonra Süleyman müþavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtýný bana getirebilir?" Cinlerden bir ifrit, "Sen makamýndan kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu iþe gücüm ve güvenim var." dedi. Kitaptan ilmi olan kimse ise, "Gözünü açýp kapamadan, ben onu sana getiririm" dedi. (Süleyman) onu (Melike'nin tahtýný) yaný baþýna yerleþivermiþ görünce, "Bu, dedi, þükür mü edeceðim, yoksa nankörlük mü edeceðim diye beni sýnamak üzere Rabbimin (gösterdiði) lütfundandýr.”

Ýslam mitolojisinde Hüthüt ve Zümrüt Anka’nýn yaný sýra Ebabil kuþlarý da önemli bir dinsel motiftir. Yemen kralý Ebrehe fillerden oluþan ordusuyla Mekke’ye saldýrýp (570) Kabe’yi yýkmak isteyince Allah’ýn yolladýðý Ebabil kuþlarý tarihteki ilk hava bombardýmanýný gerçekleþtirerek saldýrýyý önlerler: Fil Suresi: 1-5 “Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptý? Onlarýn tuzaklarýný boþa çýkarmadý mý? Üzerlerine sürü sürü kuþlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleþmiþ taþlar atýyorlardý. Ve onlarý, yenilmiþ ekin yapraðý gibi yaptý.” 

CÝNLER VE ÝBLÝS SOYU
Kehf suresinde Allah’ýn cinleri ve Ýblis’in soyunu asla yardýmcý edinmediði belirtilir:
Kehf Suresi: 50-51 “(...) Ýblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dýþarý çýktý. Þimdi siz beni býrakýp da Ýblis'i ve soyunu dostlar mý ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düþmanýnýzdýr. Zalimler için bu ne kötü bir deðiþmedir. Ben, onlarý (Ýblis ve soyunu) ne göklerin ve yerin yaratýlýþýnda, ne de kendilerinin yaratýlýþýnda þahit tutmadým ve hiçbir zaman doðru yoldan çýkanlarý yardýmcý edinmiþ deðilim.”

Buna raðmen Müslümanlýktaki bu cin sevgisini en güzel ve en açýk þekilde Ýslamcý þairlerden Necip Fazýl Kýsakürek (1904-1983) dile getirir:

“Ne derlerse desinler/Yakýn dostlarým cinler
Havanýn ve alevin/Kemiksiz çocuklarý
Yüz bir odalý evin/Haþmetli konuklarý
Rüzgardan topuklarý/Yakýn dostlarým cinler” 4 (4)

Kuran’da cinler hakkýnda yapýlan bu ayrýntýlý ve çeliþik açýklamalar Ýslam bilginleri arasýnda çekiþmelere neden olmuþtur. Kuran’ýn 23 yýllýk bir zaman diliminde “indiðini”, Muhammet’in söylediklerini ve yazdýrdýklarýný tekrar gözden geçirme gibi bir olanaðý olmadýðýný varsayarsak, bu kadar uzun bir süre içinde deðiþik ve çeliþkili görüþlerin oluþmasý kaçýnýlmazdýr. Nitekim surelerin iniþ sýrasýna göre Neml 48.ci, Kehf ise 69.cu suredir. 5 (5) Bu iki sure arasýnda ne kadar süre geçtiðini tam bilemiyoruz, ama kabaca bir tahminle 10 yýl diyebiliriz. Bu durumda 10 yýl içinde bir insanda düþünce farklýlýklarý, çeliþkiler oluþmasý olasýdýr.


Ýslam’da akýlcýlýðý savunan Mutezile okulu (10.cu yüzyýl) cinlerin varlýðýný yadsýrken Ýmam Eþari ve yandaþlarý cinlerin her þeyi yapabileceðini savunmuþlardýr. Cinlerden korunmak isteyen Müslümanlarýn dua þeklinde yazýlmýþ Falak ve Nas surelerini okumalarý önerilir. Buhari'nin hadislerine göre, vaktiyle ünlü büyücülerin merkezi sayýlan Nasibin (Nusaybin) kentinden bir cin heyeti Muhammet’i ziyarete gelmiþ, Muhammet de kendisini ziyarete gelen bu sevimli cinlerin yiyeceði olan kemik ve tezeði bulmalarý için dua etmiþtir:

“Bu ikisi cinlerin yemeklerindendir. Gerçekten bana Nasibin cinlerinden bir heyet geldi. Bunlar ne hoþ cinlerdir ! Benden azýk istediler. Ben de onlar için Allah’a cinlerin önüne çýkan her kemik ve tezek topraðýnda kendileri için muhakkak bir yiyecek bulmalarý için dua ettim.” (Buhari, Menakip 31: 80) 6 (6)

Muhammet dua veya ibadet ettiði zaman cinlerin de onun çevresinde büyük bir kalabalýk halinde birbirini ezercesine, coþkuyla toplandýklarý Kuran’da açýkça yazmaktadýr: Cin Suresi: 19 “Ve þüphe yok ki Allah'ýn kulu, ona çaðýrmaya kalktý mý cinler, öylesine toplanýyorlardý etrafýna ki neredeyse birbirlerini ezeceklerdi.”

Diyanet Ýþlerinin çevrisi daha açýklayýcýdýr: Cin Suresi: 19 “Allah’ýn kulu (Muhammet), O’na ibadet etmek için kalktýðýnda cinler nerede ise (Kuran’ý dinlemek için kalabalýktan) onun etrafýnda birbirlerine geçiyorlardý.”

TEVRAT VE ÝNCÝLÝN CÝNLERE BAKIÞI
Muhammet’in cinlerle bu kadar içli dýþlý olmasý dinbilim açýsýndan onun “cinli” olup olmadýðý kuþkusuna yol açmaktadýr. Kuran’daki cinlere yönelik bu sevecen yaklaþýma karþýn Tevrat ve Ýncil’de tamamen karþýt bir durum görülür. Ýsa’nýn yoldaþlarýndan Pavlus inanlýlarýn cinlerle paydaþ ve ortak olmasýný istemez:

“Dediðim þu: putperestler kurbanlarýný Tanrý'ya deðil, cinlere sunuyorlar. Cinlerle paydaþ olmanýzý istemem. Hem Rabbin kâsesinden, hem de cinlerin kâsesinden içemezsiniz. Hem Rabbin Sofrasýna, hem de cinlerin sofrasýna ortak olamazsýnýz.” (Ýncil, 1. Korintoslular 10: 20-21 ).

Tevrat’ta da cinlerle iliþkide bulunan veya cincilikle uðraþanlara karþý çok aðýr yaptýrýmlar vardýr:

"Kim cincilere, ruh çaðýranlara akýl danýþýr, bana ihanet ederse, ona öfkeyle bakacak, halkýmýn arasýndan atacaðým. (...) Ve cinci yahut bakýcý olan erkek veya kadýn mutlaka öldürülecektir.” (Tevrat, Levililer 20: 6, 27)

Tevrat ve Ýncil’in aksine, cinlerin tümünün Kuran ve Ýslamiyet açýsýndan murdar varlýklar olarak kabul edilmediði sonucuna varabiliriz.

Ancak, Þeytanlarýn konumu farklýdýr. Cinler Kuran’ý duyabildikleri ve coþkuyla dinleyebildikleri halde þeytanlara böyle bir hak tanýnmamýþtýr. Muhammet, Kuran’ý þeytanlarýn indirmediðini ve onlarýn vahyi duyamayacaklarýný belirtir: Þuara 210-212 “Ve onu Þeytanlar indirmedi. Ve bu, onlara yakýþmadýðý gibi buna güçleri de yetmez. Þüphe yok ki onlar, vahyi duymaktan uzaklaþtýrýlmýþlardýr.”

DÝPNOTLAR

1. Sahabe: Muhammet’in yakýn dostlarý, ilk Müslümanlar.
2. Kuraný Kerim Abdülbaki Gölpýnarlý, 2 cilt, Ýstanbul, 1968. S: 348 1.no.lu dipnot.
3. Metin tarafýmdan kýsaltýlmýþtýr.
4. Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüðü, Prof. Dr. Ethem Cebecioðlu, Anka Yayýnlarý, 2004, s: 133
5. Ýniþ (nüzul) sýrasý için Halife Osman’ýn mushafý baz alýnmýþtýr (Kuraný Kerimin Türkçe Anlamý, Ali Bulaç, Giriþim Yayýnlarý, s: 5teki tablo)
6. Anadolu Ýnançlarýnda Cinler ve Cincilik, Haluk Akçam, 1996
















.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Kuran ve cinler
Gönderen: Yeþim / , Türkiye
28 Haziran 2009
Enam 128 Gün olur þöyle diyerek onlarý huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlýklar topluluðu! Þu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanlarýn birçoðuna göz diktiniz." Onlarýn insanlardan olan dostlarý þöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmýþtý. Bizim için belirlediðin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barýnaðýnýz ateþtir. Dilediðim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. Ayetten anlaþýlacaðý üzere bizler, Tanrý'dan vahiy alma gibi lüksü olmayan insanlar, için cinlerle iletiþim kurmak hangi gerekçeyle olursa olsun yasaktýr. Kaldý ki uyduruk hadisleri bir kenara býrakýp ayetlere bakarsak Muhammed peygamberin cinlerle direkt iletiþim kurduðuna dair bir bilgi de yok. Yukarýda paylaþtýðýnýz ayetlerden peygamberin de ancak bu olan bitenden "vahiy yoluyla" haberdar olduðu anlaþýlýyor. Kuran'a göre cinlerin atasý Ýblis'tir ayný insanýn atasýnýn "Adem" olduðu gibi. Cin ise yine ayetler bütünlük içerisinde okunduðunda görülecektir ki "Rabbin emrine ters düþen melek"tir. Kuran'a göre nasýl ki Adem'in soyuna kýyamete dek süre tanýnmýþtýr, Ýblis soyundan olan cinlere de ayný süre tanýnmýþtýr. Kuran'da "þeytan" kelimesi ise Ýblis ve onun karakter özelliklerini benimsemiþ insan ve cinler için kullanýlýr.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn din kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yahudi, Hristiyan ve Ýslam Teolojisinde Þeytan ve Þeytanlar (1. Ci Bölüm)
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (2. Bölüm)
Yahudilik, Hristiyanlýk ve Müslümanlýkta Kutsal Savaþ ve Ganimetler
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (1. Bölüm)
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (3. Bölüm)
Tebbet Suresi Hakkýnda Teolojik ve Etik Bir Araþtýrma
Yahudi, Hristiyan ve Ýslam Teolojisinde Þeytan ve Þeytanlar (2. Ci Bölüm)
Ahiret Hayatý Ýçki ve Seksten Ýbarettir
Ýslamiyet Öncesi Türklerin Dinsel Ýnançlarý (1. Bölüm)
Ýslamiyet Öncesi Türklerin Dinsel Ýnançlarý (2. Bölüm)

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çaðdaþ Gagavuz Þiiri
Mevlana'nýn Tesettür ve Kadýnlarýn Örtünmesine Bakýþý
Omega Melancholia (Omo) Sendromu
Yahudi Soykýrýmý Gerçek mi, Abartý mý? (3. Bölüm)
Yeni (!) Anayasayý Kimler Ýstiyor?
Modern Çaðýn Cinleri: Uzaylýlar (1. Bölüm)
Türkçe"nin Güncel Sorunlarý
Modern Çaðýn Cinleri: Uzaylýlar (2. Bölüm)
Dil Savaþlarý
Lacrymania (Sak) Sendromu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Elsa'nýn Gözleri [Þiir]
Albatros [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan - II [Þiir]
Yeryüzü Rüzgarlarý [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan [Þiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Þiir]
Malta Þahinlerine [Þiir]
Uçan Ayakkabý [Þiir]
Havanýn Ölümü [Þiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Þiir]


Hulki Can kimdir?

Baþlýca yapýtlarý: Eski Kule Müziði (þiir) Geometrik Aydýnlýk (þiir) Havanýn Fen Noktasý (þiir) Tartaros Paradigmasý (eleþtiri) Teslis Sendromu (eleþtiri) Nano Kutsallýk (eleþtiri) Sevgili Kutlu Yaþam (öykü) Kuþku Bilinci ve Eleþtiri (eleþtiri)

Etkilendiði Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulki Can, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.