Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Yani önümüzde onca tecrübenin, bilgi birikiminin, yaþanmýþlýðýn hiçe sayýldýðý bir süreç vardýr vardýr ve biz yeni doðmuþ bebek misali bakýma ihtiyaç duyan bir kiþi haline geliriz hem de hiç istemeden. Bu süreci yaþamak insaný oldukça zorlar. Çok sevdiðiniz yavrularýnýzýn her daim yanýnýzda olduðunu bilseniz bile içiniz derinden derine kanar. Bir türlü konduramazsýnýz kendinize içinde bulunduðunuz durumu. Siz bu hallere düþmemeliydiniz elbette ama hayat böyle bir þeydir iþte. Zaman öyle hýzla ilerler ki, siz durup soluklanýncaya ya da arkanýza bakýncaya kadar koca bir ömrü harcamýþsýnýzdýr da farkýnda deðilsinizdir. Maalesef hiçbirimiz gün gelip yaþlanacaðýmýzý, gün gelip baþkalarýnýn bakýmýna muhtaç hale geleceðimizi aklýmýza dahi getirmiyoruz, öyle deðil mi? Üstelik hemen her konumda onlara acýmasýzca davranýyor, karþýlýklý iliþkilerimizde de gerekli özeni göstermiyoruz. En basitinden; geçmiþlerindeki önemli olaylarý, hatýralarýný her defasýnda ilk günün tazeliði ile anlattýklarýnda içimizden isyan ediyor, hatta bunu yüzlerine vuruyoruz. Bizler için gereksizmiþ gibi görünen pek çok eski eþyaya sýký sýký baðlanmýþ olmalarýný garipsiyor; geçmiþten bugünlere taþýdýklarý, anýlarýyla bezeli her bir parçanýn onlar için ne kadar deðerli ve anlamlý olduðunu fark edemiyoruz. Onlara sormadan yerlerini deðiþtiriyor hatta kaldýrýp atýyoruz. Bir anlamda geçmiþle aralarýnda kurduklarý o köprüleri yýkýyoruz. Geçmiþlerine bu denli sahip çýkmalarýna, onlardan kolayca vazgeçmemelerine dayanamýyoruz. Trafikte arabalarýný yavaþ sürüyor, kurallara aþýrý titizlik gösteriyor diye sürekli kornayla taciz ediyor; yolda önümüzde yürürken ya da karþýdan karþýya geçerken yine yavaþ olduklarý için sinirleniyor; markette ön sýralarda alýþ veriþ yapýyorlarken yeterince hýzlý olamadýklarý için homurdanýyoruz. Oysa ki unutmamak gerekli ki, insan yaþlanýnca zamaný daha boldur, bizler gibi koþturmasý için bir sebepleri de yoktur. Yaþlýlarýn bizleri zaman zaman kýzdýran, aheste ama son derece naif olan bu hareketleri, arada sýrada gündeme gelen o tatlý unutkanlýklarý birazda bu sebeptendir. Her ne þekilde olursa olsun bence yaþlýlýk sitemi ve sinirli çýkýþlarý deðil, saygýnlýk dolu, içten, sýcak, samimi ve þefkatli yaklaþýmlarý hak eder. Onlarýn hayat tecrübesi, onlarýn yaþanmýþlýklarý, aðýzlarýndan çýkacak her söz aslýnda o kadar deðerlidir ki… Onlar hayatýn en acýmasýz kulvarlarýnda kim bilir neler yaþamýþlardýr. Bu yaþam deneyimlerinden faydalanmamýz aslýnda bizler için bulunmaz bir nimettir. Yüzlerindeki, ellerindeki o derin çizgiler, bedenlerindeki o duruþ, gözlerinin ve saçlarýnýn deðiþen rengi ile hayatlarýnýn son evresinde, son elvedaya çeyrek kala; bu kez son defa zorluklarla mücadele etmektedirler. Yavaþ hareket etmek zorunda olmayý, unutkanlýðý, sevdikleriyle beraber pek çok þeyi geçmiþe gömmeyi, bir daha hatýrlayamamayý ve bu þekilde bir yaþamý kabullenmeyi kolay mý sanýyorsunuz? Onca tecrübenin, onca yaþanmýþlýðýn ödülünü beklerken böylesi cezalandýrýlmak… nasýl geçip gittiðini bir türlü anlamadýðý hayatýn ona son çelmesidir belki de. Yaþlýlýk zordur, elden ayaktan düþmek, bir baþkasýna baðýmlý halde yaþamak insanýn içini acýtýr. Yalnýzlýða mahkum kalmak, gün gelip duvarlarla konuþmak, sevdiklerinin sýcacýk seslerini bile ayda yýlda bir duymak onlarý öylesine üzer ki… Dikkatle bakarsanýz gözlerindeki o mahsun ifadeyi fark edersiniz sizde gülen yüzlerine raðmen. Çünkü onlar da sevmek ve sevilmek isterler, ilgi beklerle yakýnlarýndan. Yýllar içinde yürekleri acýlarla, üzüntülerle o kadar dolmuþtur ki; son duraklarýnda huzur ararlar, dostça muhabbetleri özlerler. Anne baba olarak görevlerini yerine getirmiþ, hatta onunla da yetinmeyip torunlarýna dahi bakmýþlardýr belki ama, þimdi bekledikleri ilgi çocuklarý tarafýndan çok mu görülmektedir? Ýþte bunu bir türlü anlayamazlar, aslýnda anlamak istemezler. Onlarýn gözünde hala küçük olan çocuklarýný, onlarýn cennet meyvesi torunlarýný sýký sýký kucaklamayý isterler ara sýra o kadar, hatýrlanmayý birde. En çok unutulmuþ olmak koyar onlara. Çünkü aile baðlarý onlarýn son yolculuklarýndaki en önemli etkendir, adeta hayatla aralarýndaki son baðlardýr. Yaþlýlýk gelip çattýðýnda son demlerini geçirecekleri yerde önem kazanýr o insanlar için. Kendilerini huzurlu ve güvende hissedecekleri bir yer ve endiþeden, korkudan uzak bir hayat düþlerler. Bir kýsmý yaþýna raðmen saðlýklýdýr ve varsa kendi evinde hatýralarý arasýnda kalmayý yeðler. Bir kýsmý ise özellikle eþini kaybettikten sonra yalnýz bir evde yaþamak yerine huzur evini tercih eder. Gerçi bizim gelenek ve göreneklerimiz hala huzur evlerinin statüsünü kabullenmiþ deðil ama insanca yaþanan, yaþlýlarýn mutlu olduðu güzel yerlerde var ülkemizde. Ancak yine de pek çoðumuz anne babasýný huzur evine gönderen çocuklarý yargýlýyor, gerçek nedenini bilmeden eleþtiriyoruz. Yine her zaman yaptýðýmýz gibi madalyona tek taraflý bakýyoruz. Oysa ki bakýþ açýmýzý biraz geniþletip, ön yargýlarýmýzý bir yana býrakýrsak eðer, huzur evlerinin yaþlýlar için en güzel son duraklardan birisi olduðunu söyleyebiliriz. Hatta zamanla bu fikre alýþabiliriz de. Tabii þartlarý ve yöneticileri iyi olmak kaydýyla. Haberlere konu olacak kadar kötü örneklerinden bahsetmiyorum ve onlarýn sayýlarýnýn en aþaðýlara çekilmesini tüm kalbimle diliyorum. Ben mesleðim gereði pek çok huzur evine gittim, pek çoðunu araþtýrdým, hatta orada yaþayanlarla konuþtum. Gördüðüm tabloda iyilerin oraný maalesef kötüler kadar çok deðildi ama, ben yine de geliþen deðer yargýlarýmýzla beraber onlarýn da deðiþeceðine, en azýndan iyileþtirileceðine inanýyorum. Ancak hepsinden edindiðim izlenim, yaþlýlarýn orada tek baþýna olduklarý gibi sýkýlmadýklarý, en azýndan kendileri ile ayný yaþlarda insanlarla beraber olmanýn, paylaþmanýn, sohbetin, arkadaþlýðýn keyfini yaþadýklarý; daha baðýmsýz olarak yaþama daha farklý bir gözle bakmaya baþladýklarý… Çünkü bizler hayat koþturmacasý içindeyken ne yazýk ki onlarýn yalnýzlýðýný fark edemiyoruz. Oysa ki onlara karþý elimizden geldiðince toleranslý, esnek ve þefkatli olmamýz gerektiðini, isteklerine daha hoþgörü ile yaklaþmayý denememiz gerektiðini; onlarý yormadan, alýnmalarýna fýrsat yaratmadan sadece sevgimizle yaþatacaðýmýzý biliyoruz. Son duraklarýnda rahat edebilmeleri için gerekli üstelik tüm bu gayretler. Çünkü onlar yolun sonuna geldiklerinin farkýndadýrlar; gazetede okuduklarý ölüm ilanlarý, yaþýtlarýný bir bir kaybetmenin acýsý yakýnda sýranýn onlara da geleceðinin bir iþareti gibidir sanki. Büyük yazar Çetin Altan’ýn “her þeyin bir bedeli var, uzunca yaþamýþ olmanýn da; gitgide avuntusu olmayan acýlar daha çok kuþatmaya baþlýyor insaný” sözleri ne kadar da anlamlýdýr. Artýk tek istekleri vardýr, o da kimseyi rahatsýz etmeden, mümkünse kendi yataklarýnda huzur içinde ebediyete kavuþmak…Bazýlarý telaþsýz vakur bir eda ile doðanýn bu deðiþmez yasasýný kabul eder. Onlar kendi ölümlerine çoktan hazýrlamýþlardýr kendilerini. Bir kýsmý ise ölümden korkar; yapmak isteyip de yapamadýklarýný düþünerek hayýflanýr, sevdiklerini býrakýyor olmanýn hüznüyle daha kýrýlgan bir hale gelir. Ýþte böylesi yoðun duygu fýrtýnalarý içindedir yaþlýlar. Bu nedenle eskisinden daha çok ilgi ve þefkate ihtiyaçlarý vardýr. En küçük þeylerden alýnýrlar, bizlere fark ettirmeseler de kalplerindeki kýrýk sýrça saraya her defasýnda bir parça daha eklerler. Onlarla kurduðumuz iletiþimde, diyaloglarýmýzda hatta göz temasýmýzda bile çok dikkatli olmamýzýn gerekliliði bu sebeptendir. Evimizde, yanýmýzda ya da çeþitli sebeplerden dolayý huzur evlerinde son duraklarýna çekilen yaþlýlarýmýzdan ilgi ve alakayý esirgemeyelim ne olursunuz. Gün gelip bizlerinde ayný durumlara düþeceðimizi unutmadan; sýrça saraylarýndaki kýrýklarý olabildiðince azaltmak adýna olsun tüm gayretlerimiz. Üstelik ne yaparsak yapalým onlarýn hakkýný kolay kolay ödemeyiz. Onlar bilsinler ki hep sevildiler ve her zaman sevilecekler. Son söz þair Metin Altýok’un þiiriyle olsun… “Birbir uzaklaþýyor sevdiðim insanlar Ne zaman bir dosta gitsem Evde yoklar…” Hepiniz sevgiyle kalýn. Belgin Eryavuz
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © BELGÝN ERYAVUZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |