..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > osman demircan




17 Aðustos 2010
Aydýnlýk5  
osman demircan
Evime vardýðýmda resim yapma isteði içimde renkli bir duygu dünyasý olarak devam ediyordu. Evimin içinde bir hayalet gibi dolaþýp doðruca atölyeme gittim. Tuvale hayallerimi fýrça darbeleriyle bir deprem hissi yaþatýrcasýna çizmeye baþladým. Her renk Umay'dý sanki. Siyah Umay'ýn mahzenlerindeki karanlýk, kýrmýzý o mahzenlerdeki þarap renginde kendini belli eden duygulardý. Sarý þarabýn içindeki güneþ ýþýklarý iken bense sarhoþluðu ifade ediyordum. Resmim baþ döndürücü bir güzelliðe sahip oluyordu.


:BIII:
Evime vardýðýmda resim yapma isteði içimde renkli bir duygu dünyasý olarak devam ediyordu. Evimin içinde bir hayalet gibi dolaþýp doðruca atölyeme gittim. Tuvale hayallerimi fýrça darbeleriyle bir deprem hissi yaþatýrcasýna çizmeye baþladým. Her renk Umay'dý sanki. Siyah Umay'ýn mahzenlerindeki karanlýk, kýrmýzý o mahzenlerdeki þarap renginde kendini belli eden duygulardý. Sarý þarabýn içindeki güneþ ýþýklarý iken bense sarhoþluðu ifade ediyordum. Resmim baþ döndürücü bir güzelliðe sahip oluyordu. Çünkü güzellikten, incelikten ilham alýnarak yapýlýyordu. Her ince duygu, fýrçanýn ince kýllarýndan nezaketten geçer gibi geçerek tuvale sirayet ediyordu. Tabloyu Umay'a göstermek için þimdidien can atýyordum. Duygularýmý resme yansýtmanýn bana verdiði sonsuz bir dinginlikle salona geçtim. Kanepede biraz soluklandýktan sonra baþýmý geriye yaslayarak uykunun dalga dalga yayýlan ferahlýðýna kendimi teslim ettim. Sabaha kadar uyumuþum. Kalktýðýmda perþembe gününün ýþýklarý gözlerimi alacak gibiydi. Önümde çok güzel bir gün beni bekliyordu. Umay'la görüþmeme ise daha bir gün vardý ve o günün hayalini kuracak bir sürü vaktim de vardý. Ýlk randevu olacaktý. Ýlerde bunun sýk sýk tekrarlanmasýný istiyordum. Bir an ne kadar kolay etkilenip hayallerimi bu kadýnýn siluetine býraktýðýmý düþündüm. Saçlarýný gözlerini ve de kendinden emin yürüyüþlerini.... Nereden alýyordu bu güveni. Özgür bir bayandý herhalde. Sýradan ve doðal mý görünmeliydim ona acaba yoksa bu kadýn gücü seven bir tip miydi? O yüzden onun soru sormasýný mý beklemeliydim konuþmamýzda. Bu düþünceler bile varlýðýnýn anlamýný daha da güçlü bir öge olarak çýkarýyordu karþýma. Onu bu kadar mükemmel yapan neydi? Sordum kendime en son ne zaman olmuþtu bir kadýndan böyle etkilenip hayallere kapýldýðým. Ýçimde tutamadýðým sýðdýramadýðým bir canlýlýk vardý bende. Resimlerim sergilenmiþti. Meyvesi olarak da resimlerden güzel bir bayan çýkagelmiþti. Kafam karmakarýþýkken böyle , bugün galeriye gitmek istemiyordum. Zaten epeyce de oyalanmýþtým. Saat ona gelmek üzereydi. Dýþarý çýkýp hayatýn curcunasýna katýlmak bir panayýr bir karnaval gibi hissettiðim þu anki hayat telakkisine kendimi koyuvermek istiyordum. Dairemden çýkýp merdivenlerden indikten sonra kapýdan sýzan gün aydýnlýðýna bir hücre cezalýsý gibi bir an önce kavuþmak heyecanýyla koþtum. Kendimi kapýdan dýþarý attýðýmda ise hem gün bembeyazdý hem de ben bembeyaz güvercin gibiydim. Sadece uçmak düþüyordu bana. Kendimi güvercin, Ýstanbul sokaklarýný dal, Ýstanbul'u ise aðaç yaptým. Daldan dala konuyordum artýk. Mutluydum. Hayata daha çok baðlýydým. Umay bana bir heyecan yaþatýyordu. Heyecan yaþamý canlý kýlýyordu. Kendimi bu yüzden daha dinç hissediyordum. Sokaklarda zýmba gibi dolaþtýktan sonra akþamý ettim. Akþam Ýstanbul'a bir peçe gibi çökerken, her yerde Umay'ýn gözlerini görüyordum. Kendimi oldukça yorduðumu anladým bacaklarýma kara sular inmiþti. Bir vapura binerek Üsküdar'a geldim. O an aklýma Avrupa yakasýna ne zaman geçtiðim geldi. Hatýrlayamadým. Artýk hafýzam Ýstanbul denizinde balýk hafýzasý gibi olmuþtu ve ben Umay'ýn oltasýna takýlmýþtým. Ýstanbul pagan kültürünün derin izlerini taþýyordu beynime. Her bina bir tapýnak gibi içine giren ve dýþýna çýkan insanlarýna yalana, dolana tapýnmayý saðlýyordu. Caddeler, sokaklar, alýþveriþ merkezleri pagan kültüründe olduðu gibi insan icadý materyallere tapýnmayý aþýlýyordu. Balýk hafýzalý insanlar da kendine Tanrýlar ve Tanrýçalar buluyordu. Sonra da sudan çýkmýþ balýklar gibi yeryüzünün sunaklarýnda can veriyordu. Umay da benim için bir Tanrýça olmuþtu. Ýstanbul ise benim için bir sunaktý artýk. Kendimi Umay'a kurban etmek için çýrpýnýp duruyordum. Ne kadarda aptaldým. En kötüsü ise hayatý aptallardan öðreniyordum. Beyninin anca yüzde onunu kullanan insanlardan aþk adýna, sevgi adýna bir þey öðrenmeye çalýþýyordum. Yüzde onu çalýþan bir beyinden mükemmel aþk bekliyordum. Ne kadar da þapþaldým. Üsküdar kazan ben kepçe geç saate kadar dolandým içinde. Hiçbir þey tat vermedi. Gökyüzünün kararmýþlýðý da bir kapak gibi Üsküdar'ýn üzerine çökünce kendimi evimde buldum. Ýstanbul hiçbir açlýðýmý doyurmamýþtý. Üsküdar ise ekmek kýrýntýsý gibi gelmiþti bana. Evime ulaþýr ulaþmaz üzerimdekileri saða sola atarak çýkardým. Eþofmanlarýmý giyerek mutfaða geçtim. Kendime kýyma, salça karýþýmýndan oluþan harçla ve birazda peynirle tost hazýrladým. Yanýna da hazýr aldýðým ayraný alarak yemeðimi yedim. Ardýndan balkona çýkarak doya doya denizi seyrettim. Doya doya iyot kokusunu ciðerlerime çektim. Yine de kendimi bir sýrtlan sürüsü gibi aç hissettim. Umay'ýn beni kurban ederek kanýmý aç kalmýþlýðýma dökmesini istedim o an. Kendi katilimi an an sunaðýma kendim çaðýrýyordum sanki. Umay'ýn beni öldüresiye sevmesini istiyordum. Sonra düþündüm. Ýyiliðin de kötülüðün de bir mantýðý vardý. Kendi ölümüm için kurguladýðým cinayette önemli bir eksik vardý. Tanrýçalar kimseyi öldürmezdi. Umay'ýn bu senaryoda beni öldürmesi mantýksal hata olurdu. Hemen bir rahip bulmalýydým. Aklýma o an Nahit geldi. Kendisi güzelliðe tapan iðrenç herifin tekiydi. Peki her þey kafamda hazýrdý; fakat bu düþünceleri hayata nasýl geçirecektim. Bütün bunlarý bir trenin tünelden hýzla geçmesi gibi aklýmdam geçirirken, ilk aklýma gelen düþünce Umay'ý aramalýyým oldu. Telefonu elime alarak tuþlara titreyen parmaklarýmýn ucuyla hýzlýca dokundum. Hem hýzlý düþünüyordum hem hýzlý el ve kol hareketleri yapýyordum. Bedenim ise ýslak ve soðuk bir leke gibi ortada kaskatý duruyordu. Numarayý çevirmemin bir iki saniye sonrasýnda Umay'ýn alo sesini duydum. Kendisiyle anca kýsa bir dipnot tutacak þekilde konuþtum. Bana yarýn saat on ikide Beþiktaþ Kültür Merkezi'nin solundaki çörekçide buluþmamýzý söyledi. O gece kanapeye yatmadan önce çýrýlçýplak soyundum. Karanlýðýn gemilere binmiþ þeytanlarýný bir deniz feneri gibi günahkar limanýma çaðýrdým. Sabaha kadar rüyalarýmda ecinlerle, þeytanlarla seviþtim. Çýlgýn Bir dalgaydým bu gece tuvalimde. Sabah uyandýðýmda sýrýlsýklandým. Berbat ve yorgundum. Yattýðým yerden kalkarak ve gerimi darmadaðýnýk býrakarak doðruca duþ almaya gittim. Vücudumu suyun altýnda epeyce bir süre yýkayarak, hayatýn ölüm çukurlarýna gömmek için bedenimi hazýrladým. Ardýndan balkonumda güzel bir kahvaltý yaptým. Günün ilk saatlerinde bir kadýnýn silüetinin kafamda çizdiði hareket planýyla Umay'la buluþtuktan sonra neler yapabileceðimizi düþündüm. Hiçbir þeyin plandýðým cinayet haricinde ölümüme bir kan lekesi gibi iz býrakmasýný istemiyordum. Suç, katil, maktül kavramlarýnýn alýnyazýmda daha belirgin olmasý için, saçlarýmý kaþýyarak bu kavramlarýn ne olduðunu kafamda belirlemeye çalýþtým. Suç neydi bana göre? Hiç kimse göründüðü kadar masum olmadýðýna göre, insan hayatýnda karanlýkta kalan noktalar neydi önce bunu bilmem gerekirdi. Ýnsan hayatýndaki karanlýk noktalarý bilmeden cinayetim hakkýnda son cümleyi yazmak istemiyordum. Bunun için suç nedir diye düþündüm kendi kendime. Kafamdan: "Tanrý insanýn yüreðine hem iyilik duygusunu hem de kötülük duygusunu orantýlý bir þekilde koymuþtur. Bir insanýn yüreðinde sadece iyilik olursa, kendini kötülüðe karþý savunamaz. Çünkü, kötülüðü bilmeyen ve o duyguya sahip olmayan insan, saf olur ve kolay kandýrýlýr. Ayný zamanda kendini kötülüðe karþý da savunamaz. Tanrý'nýn insan yüreðine kötülük duygusunu koymasýnýn sebebi, o insanýn kendisini kötü insanlara karþý savunmasý içindir. Yoksa baþka canlýlara zulm etsin, onlara eziyet etsin diye deðildir. Hayat bir denge üzerine kurulu olduðuna göre, yüreðimizin dünyaya salýnýmýnda da bir dengenin olmasý þarttýr. Yüreðin dengesi ise iyilik ve kötülük duygusunu içinde ayný oranda barýndýrmasýyla mümkündür. Ama gel gör ki insanlar yüreðimize bazen öyle yüklenir, öyle yüklenir ki yüreðimizin duygu terazisi kötülüðe doðru meyleder. Duygusal dengemizi yitirdiðimiz o durumlarda insanlara verdiðimiz deðer ile elimizdeki tabancaya verdiðimiz anlam bizim için önem kazanýr. Ýþte o zaman kazanma ile kaybetme arasýnda gidip gelmeye baþlarýz. Eðer insan gözümüzde deðerini yitirmiþse veya elimizdeki bir çok þey deðerini yitirirse, parmaklarýmýzla sýktýðýmýz tabancanýn anlamý sadece kendini savunmak için gerekli bir gereç olmaktan çýkar, tam bir ölüm makinesi haline dönüþür. Ayrýca elimizdeki býçak, oturduðumuz koltuk, barýndýðýmýz ev, makamýmýz ve mevkimiz bizden daha deðerli olmaya baþladýðýnda, sahip olduðumuz bütün þeyler hem kendimiz için hem de baþkalarý için tehlikeli bir silaha dönüþmeye baþlamýþ demektir. Ýnsan o zaman bir saate monte edilmiþ akrep gibi ölüme veya öldürmeye doðru yol alacaktýr. Alarm zilleri çalmaya baþladýðýnda ise iþ iþten çoktan geçmiþ olacaktýr. Kýsacasý, hayat bir denge ise, yüreðimizde var olan iyilik ve kötülük duygularýný dengede tutmak zorundayýz. Bunun için de duygularýmýzý alabora edecek her türlü dalgalanmalardan ve fýrtýnalardan elimizden geldiðince uzak durmalýyýz. " gibi cümleler geçti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aydýnlýk9
Aydýnlýk7
Aydýnlýk8
Aydýnlýk4
Aydýnlýk6
Aydýnlýk1
Aydýnlýk3
Aydýnlýk (Giriþ)
Aydýnlýk2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
En Ateþli Anýmda Gel Yanýma [Þiir]
Öperek Beni Öldür [Þiir]
Cayýr Cayýr [Þiir]
Kar Yangýnlarý [Þiir]
Söyle Neden Konuþmuyorsun [Þiir]
Gözlerim Kan Davalýdýr Her Geceye [Þiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Þiir]
Martý Beyazý [Þiir]
Gül Þarabý [Þiir]
Varlýðýn Sevda Yokluðun Fýrtýna [Þiir]


osman demircan kimdir?

Yüreðimin ve beynimin tavanýnda buluyorum, tozlu mýsralarý. Aklým bir çatý katý. Gözlerim yýldýzlarla dolduðunda, bakýþlarýmýn ýþýltýsý vurur satýrlara. Ýþte o zaman, þiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplý gecelerimi vururum gözyaþlarýmla biriktirdiðim göllere. Her mýsra bir dal gibi düþer, þiir denizlerine. Kýzýl bir duyguya boðulurum o an. Akarým ellerinize.

Etkilendiði Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © osman demircan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.