Yaşlı Teyze!
Çok yoğun geçen bir gündü,




Çok yoğun geçen bir gündü, bu bakımdan oldukça yorulmuştum, büroda işler yoğun olduğu için, eve saat 20.30 civarında gitmeye karar vermiştim.
Motoruma binerek, Erkilet bulvarından ilerliyordum,Sümer bez fabrikasını henüz geçmiştim, önümde beyaz renkli, fort marka bir otomobil ilerliyordu.
Atatürk lisesinin oraya yaklaşırken, sağa dönmek için sinyalini yaktı, bende tabi olarak sol şeride geçmek niyetiyle ilerliyordum.
Önümde sağa dönmek için, sinyal veren aracın şoförü, direksiyonu aniden önüme kırınca, bir anda çaresiz kaldım. Motorun frenine bastım fakat ne mümkün, kayarak vardım ve o hızla, aracın arkasında bulunan tampona çarptım.
Bu çarpmayla motordan fırlayarak, havada taksinin üzerinden iki veya üç takla atarak, kaldırımın üzerine düştüm, kulağıma bir annenin feryadı geliyordu, ama ben çarpmanın şiddetiyle, kendimde olmadığım için, hayal gibi geliyordu.
Kollarımdan, bacaklarımdan tutmuşlar, bu vaziyette araca bindirirlerken, kendime geldim, iyi olduğumu söyleyerek, hastaneye gitmeme gerek olmadığını belirttim. Yalnız karşımda hiç tanımadığım, çırpınan bir adam dikkatimi çekti, bu kişi ısrarla hastaneye gitmemizi, tavsiye ediyor ve böyle olmasını istiyordu.
Meğer arkasından çarptığım aracın sahibiymiş, sağa dönmesi gerekirken neden karar değiştirdiğini ve hangi sebeple tekrar sola döndüğünü sordum.
O dizlerine vurarak, suçsuzluğunu anlatmaya çalışan adam, bak gardaşım, sana kurban olayım ki, benim hiçbir suçum yok, önüme aniden çıkan, şu yaşlı teyzeye çarpmamak için, sola kırdım deyince, tamam onunla geçmiş olsun ve Allah hayırlısını versin diyerek onları gönderdim.
Ayağa kalktığımda, müthiş derecede kaval kemiklerim, bileklerim ve kasıkların ağrıyordu, motorun öyle enteresan duruşu vardı ki, devrilmemiş, amortisörler dikelmiş, adeta göreve hazırım der gibi bekliyordu.
Arkadaşların yardımlarıyla, motoru elimizde götürerek eve gelmiştim, fakat hiç bir şey söylemeden yatağa uzandım, ağrılarım çok fazlaydı, belki de kendimi dinleyince sakinleşirim, kanaatiyle sessizce yatıyordum.
Cenabı Hakka şükürler olsun ki, sakat kalmadan iki, üç gün sonra yeniden çalışmaya başlamıştım.


Mustafa Cilasun hakkındaki bilgilerin basılmasını istiyorum.
Eğer basılmamasını istiyorsanız tıklayın.

  Mustafa Cilasun kimdir?
Düşünmeye hassaten zaman ayıran, naifliği önceleyen, estetiği seven, güzelliklerden şevk alan, gönüllerin deşifresiyle uğraşan, halin dilinden haz alan, aşk için meşkin zaruretine inanan, hilkatin ve aidiyetin serinliğinde yazmaya çalışan bir can.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Akif Ersoy,Sezai Karakoç,Necip Fazıl Kısakürek, Cemil Meriç

 


Bu yazıyı basmak istiyorum.

İzEdebiyat'da yayınlanmakta olan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Tüm yazılardan birinci dereceden sayfa düzenleyicileri sorumludur. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

Yazarların izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar dışında— herhangi bir biçimde basılmaması/yayınlanmaması önemle rica olunur.

© 2000-2002, İzlenim.com - Tüm hakları saklıdır.