Ben her gün uyanırım aşkına
Ben her gün uyanırım kuşların ötüşleriyle aşkına
Tekrar tekrar düşersin aklıma
Canımı yakarsın yeniden bin kere, bir kere daha
Korkunç sancılı başımı vururum taşlardan taşlara
Ben dağ olsam yıkılmazdım
Toprağa düşsem tohum gibi
Gülme halime
Filizlenip açardım
Ne denizler boğardı beni boncuk terlerim alnımdan okurken aşkını
Ne kasırgalar, tufanlar yıkardı
Nede depremler, yer kızınca sallardı
Ancak her gün uyandığımdan beri aşkına
Nemrut gibi taştan kalbin ve bakışlarına
Sanki gemi halatlarıyla sım sıkıya bağlandımda
Vururum şu sancılı başımı geminin küpeştesine vurur gibi taşlardan taşlara
Uslanmaz bir gönülün sahibisin sen
Dilin kemiksiz bir yılan sokunca gözlerimden aşkının ateşini tükürten
O bakışların çatal çatal gülümseyen
Bedenin bir engerek sürüngen
Benide vefasız sonunda sensin kendine benzeten
Sanki bu dünyada bir tek senmisin en güzel
Ne güzeller var dolgun, doygun ve becerikli
Ne güzeller var kalpleri dünya güzeli
Ne güzeller var nilüfer kokulu, gül bakışlı, krizantem tenli
Ne güzeller var lüfer gibi lezzetli ağızda damak tadı, bal gibi içilesi
Diller konuşsa senin ki adını çıkarır dokuza
Eller konuşsa senin ki yalvartır semaya
Gözler konuşsa senin ki yakarda yakar bakışlarında
Tükenirsin her uzvunun sana isyanında
Lakin
Ben her gün uyanırım aşkına!
Kibar Tavasav