haydarabat kuşları kadar özgürdür belki
aklımın çaprazında ateş ederken
bir ölü
bir sövgüye
ve içimde biriken anason kokusu
asrın ilk dölünü sarhoş ederken
kalın derisinin altından tanrıyı röntgenlerken.
kaşınmak bi ayinse şimdi burda
kendi bitlerine dua yapıştıranlar
yumurtaların merhametine bırakmış demektir cenneti...
yaklaştılar
görüyorum
topuk seslerine saklanan korkuyu hissediyorum
vurdukça dünyanın dibine
tadı ağırlaşan
tadı ağırlaştıkça .....
atık ağız kıvrımlarıma,
kısır kavramlar ekliyorum
üstümüzü örterken gece
sürünüyorum kendi içime
ki ruh hep çıplaktır en iyi terzilerin elinde bile.
bağırdın.
kulaklarıma ıslık kaçırdın yani
saçlarından akan kriz
makinelerin ucundan çalarken gözyaşımı
yere düştün,
namluya dokunmadan biraz önceydi
şimdi
eşiklerin alçaklığına
yaslayıp
tanısal kategorilere inat
bipolar bozulduk biraz
bi kaç doz aştık akıl yasını..
ve ölü sayısını her zaman gizledik