Damlaların sürekliliği, kederin içinde boğulan, ruhundaki girdabı atlatamayan bir insan için kendini gösteriyordu.. Neyin kafası bu? Neyin istilası? Renkler içinde renksiz, şuursuz, aldanarak gezinmek gibi..
Irmak kenarında bir hüzünle ayrışır kalbinin içi bir biçimde.. Sustuğun söyleyemediğin, duvar olan, yakarışa bulanan anlardır bu sıkıntı..
Yenilenecekse için, durduramadığın zaman, işlemeye devam edecekse, kalbin göğsünü delecekse.. Yok artık diyemem ! Bunu hissedeceğim. Son artık diyemem ! Önünde sonunda bunu öğreneceğim.
Şimdi soluk almak ağır geliyor. Deniz derya uzaklar isteniyor. Mavi renkte bir rüzgar damarlarımda dolaşıyor. Keder iliklerinin dışına taşıyor.
Bu benzersiz, bu yalansız, bu gereksiz. Belki de isimsiz. Nedir yani! Bir isim koymak gerekiyorsa.. Duygusal bir hiçlik.. Gerçeklik.. Bağımlılık.. Bir yola adanmışlık!