] ]
Adın geçerdi dil ucundan
Uzak bir sohbetin koyusunda
Deniz ele vermezdi kimliklerini
Yanan ateşin korunda
Ben uzak bir aksanla sağırımsı yakarışlarımı duyuramazken daha
Gözlerindeki acıma belirtisini unutamamışken daha
Gece salkım salkım yıldıza boğulmamışken daha
Kahkahaları karışıyordu karanlık adamların
Kumla karışık elleriyle bir
Yanan ateşin korunda adının arasına
Bir an insan boyu olurdu dalgalar
Geceye tuzu karışırdı gözyaşlarımın
Kayalıklara çıkarlardı sohbetleri ellerinde
Ay hilal derdi ince bir çığlık
Bölerdi geceyi tam ortadan
Adın yarım kalırdı uzak bir nefes gibi seslerinde
Dönüp bir taş atardı biri denize
Deniz inceden inceye köpürürdü
Yanan ateşin koru düşerdi senin yüreğine
Genizleri yakardı duman kokusu …
Benimse öyle uzaktan ıraklara doğru
Bir yağmur havasında kararmış gözlerim yere yakın
Sızlayan ellerimin parmak uçları ancak ceplerimde
Sen uzak muhabbetlerin kuytusunda güneşi ararken
İçim ancak sen diye bu kadar üşürdü.