Kovulmuş şeytandan Allaha sığınarak ve Rahman ile Rahim olan Allahın adıyla başlamak, her müminin hayatında yön verici bir başlangıçtır. İman edenlerin en büyük arzularından biri, Nebimiz Muhammed, diğer elçiler ve Kuran'da bahsedilen salih müminler gibi Allaha duydukları sevgiyi kalplerinde güçlü bir şekilde hissetmektir. Bu derin sevgi, halis bir iman ve samimi dualar aracılığıyla elde edilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Allah sevgisini kalplere ilham edecek ve onu daim kılacak olan yalnızca Yüce Allahtır. Her şeyin kaynağında Allah sevgisi yer almalıdır. Sevgi duyulan her şey, Allahı anmak için bir vesiledir. Kainatı yoktan var eden Yüce Allah, insanlara hoş gelen güzellikleri ve detayları, onları Kendisini anmaları için yaratmıştır. Örneğin, küçücük bir muhabbet kuşunda bile insanın dikkatini çeken birçok detay bulunmaktadır. Konuşabilme yetisi, estetik renkleri ve sevgi dolu tavırları, Allahın yaratma sanatının bir yansımasıdır. Bu güzellikleri fark eden bir mümin, Allahı tesbih ederek Ona olan şükrünü ifade eder. Kuranda bu bilinç ve anlayışa dair örnekler verilmiştir. Sad Suresinde Elçi Davudun oğlu Elçi Süleymanın, sahip olduğu atlara olan sevgisini, Allahı zikretme amacıyla ilişkilendirdiği anlatılır:
"Gerçekten ben, mal sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." (Sad Suresi, 32)
Bu ayet, her türlü sevginin kaynağında Allah sevgisi ve Onun rızasını arama gayesinin bulunması gerektiğini vurgular. Müminler, karşılaştıkları her güzelliği Allahı anmak için bir vesile olarak görmeli ve Ona şükretmelidir. Allah aşkı, belli bir zaman dilimiyle sınırlı olmayan, insanın her anında hissetmesi gereken derin bir bağdır. Vicdanını kullanarak etrafındaki mükemmel düzeni fark edebilen insanlar için kainat, Allaha olan sevgiyi artıracak sayısız vesileyle doludur. Allah, göklerde ve yerde olan her şeyi insanın hizmetine sunmuş ve bunların her birinde düşünüp ibret alanlar için ayetler olduğunu bildirmiştir:
"Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır." (Casiye Suresi, 13)
Bu ayet, insanlara kainatı ve içindeki nimetleri, Allaha olan sevgilerini artırmak ve Ona daha fazla yakınlaşmak için birer vesile olarak kullanmaları gerektiğini öğretir. Allaha duyulan derin sevgi, müminin hayatının her anına yansımalıdır. Gördüğü güzellikler, aldığı nimetler ve karşılaştığı her olay, onu Allahı zikretmeye teşvik eder. Bu bilinçle yaşayan bir insan, yalnızca Allahın rızasını gözetir ve her adımında Ona yakınlaşmayı hedefler. Bu, aynı zamanda insanın karakterini güzelleştirir, olaylara bakış açısını değiştirir ve onu daha sabırlı, şükredici ve sevgi dolu bir birey haline getirir. Kuranda Allah sevgisini artırmak ve bu sevginin rehberliğinde bir hayat sürmek isteyenler için birçok örnek ve öğüt bulunmaktadır. Tüm kainatı, Allahın sonsuz ilim ve kudretinin bir yansıması olarak gören bir insan, her an Allahın huzurunda olduğunun bilincindedir. Bu bilinç, onun kalbini Allah sevgisiyle doldurur ve dünyadaki tüm güzellikleri Allahı anmak için bir vesile olarak görmesini sağlar. Sonuç olarak, Allah sevgisi, iman edenlerin kalplerini nurlandıran ve hayatlarını anlamlandıran en büyük bağdır. Bu sevgi, samimi bir iman ve Allaha olan teslimiyetle kazanılır ve her anı güzelleştiren bir rehberdir. Rabbimiz, bizlere kalplerimizi bu derin sevgiyle doldurmayı nasip etsin ve her anımızda Onu anmayı kolaylaştırsın.
YZ
