Halk Kültür ve Dayanışma Derneğimiz polisler tarafından
basıldı ve içeride bulunanların hepsi, polis araçlarına doldurulup
emniyete götürüldü. Her zamanki gibi götürülenlerin
arasında ben de vardım. Mutlu(!) haber anama tez zamanda
ulaşmıştı. Anam diğer analarla bir araya gelip planlar yapmışlar,
çare aramışlar. Bir iki tecrübeli yoldaştan da takviye
yardım alıp Emniyet Müdürlüğü önüne gelmişler. Emniyet
Müdürlüğünün önünde oturma eylemi yapacakları konusunda
birleşmişler. Yetkili biri gelip onlara:
“Siz burada ne yapıyorsunuz?” diye sorduğunda:
"Çocuklarımız serbest bırakılana kadar, yerimizden kalkmayacağız!"
diyeceklermiş. Aksilik bu ya birden yağmur
bastırmış, hem de bardaktan boşanırcasına! Her yer ıslanmış
bir iki dakika içinde. Oturacak yer kalmamış.
Mürüvvet Ana:
"Vazgeçelim" demiş. "Yarına erteleyelim oturma eylemimizi."
Şehriban Ana kararlı:
‘‘Olmaz!“ demiş. "Yağmur da yağsa, çamur da olsa yerler,
ben oturacağım." deyince anam sinirlenmiş, söylenmeye
başlamış:
"He anam." demiş. "Oturursun tabi… Nasılsa üzerindeki entari
senin değil benim. Çamur da olsa ıslansa da bir şey fark
etmez senin için."
Anamdan İnciler/ Anamın Entarisi
"He anam." demiş. "Oturursun tabi… Nasılsa üzerindeki entari senin değil benim.