"Lan tutun şunu..Çevirin lan korkmayın..Oğlum siz ne ödlekmişsiniz..Haydar oğlum, Cafer sen nirdesin...Çabuk tüfeği verin bana"
Nefes nefese, kan ter için de kalmış Angus..Bağıran adama bakarken korkusu gittikçe artıyor..Adamın elinde büyük bir satır var...Satırdan kan damlıyor..İri yarı dev adamın,sakalından bıyığından salyalar süzülüyor..Adamın gözleri kan çanağına dönmüş..
"Ulan oğlum sana bunun hesabını sormazmıyım..Elmi yaman beymi yaman görüşürüz..Lan Haydar sana ne diyom, yaklaşsana"
"Dayı nasıl yaklaşayım, ayağımı görmüyor musun?..Vallahi yine saldıracak...Sanki kırdı, namussuz..Cafer yaklaşsın dayı"
Angusun çevresi gittikçe sarılıyor..Bir kişinin elinde pompalı tüfek var..Adam nişan almış..Emir bekliyor..Angus bağıran adamı ve diğer suratları hayatında ilk kez görüyor.Korkunç suratlardan ürküyor, dehşete kapılıyor..
Bu adamlar geldiği topraklarda ki insanlara benzemiyor...Kim bu canlılar?..Düşünüyor Angus..Son bir gayretle yola fırlıyor..Trafik poliside elinde ki tabancayı doğrultarak kaçıyor..Benzin istasyonuna doğru hamle yaparken arkasından feryetları, çığlıkları duyuyor..Adeta gök gürlüyor..
"Senin a.... goymazsam bana da Eşref demesinler..Lan vurun şunu...Durma len ateş et oğlum Haydar..Oğlum görmüyor musun yine kaçıyor şerefsiz, pezevenk"..
Kıssadan hikayeler...