Anneye Rahimden Mektup

yazı resim

Heyecanlısın, farkındayım.
Henüz bir şey bilmesem de hissedebiliyorum,
Bana dokundukça ellerin,
Kalp atışlarının hızlandığını duyuyorum.
Duyuyorum ama sana sesimi duyuramıyorum.
Henüz konuşmayı bilmiyorum ama,
Bilsem de sesimi duyuramam sana
Karnındaki bu sıvının içinde
Sana beni doğurma diye bağırsam da,
Duymazsın beni
Senin dilini anlamadığım gibi
Sen de benim dilimi anlamazsın.
Beni kucağına alacağın günün rüyasındasın.
Oysa ben korkuyorum.
Dünyaya gelmekten korkuyor da
Korkumdan titriyorum.
Karnında kıvranıp duruyorum.
Ama sen sanki ben doğmak istiyormuşum gibi
Doğumumun yaklaştığına yoruyorsun bunu.
Ama ben doğmak istemiyorum anne,
Dahası sana da kimseye de,
Anne demek istemiyorum.
Çünkü insan olmak istemiyorum.
Doğunca ne geçecek elime,
Ufalanacak hayallerden başka,
Asla tam olarak gerçekleşmeyecek planlardan başka
Henüz adım konmasa da
Adım gibi biliyorum,
Hüsranından öte ulaşamayacağım hiç aşka.
Sevip sevilsem de bir gün bitecek hepsi
Çünkü sevgi bile yetmiyor çoğu zaman
Dünyaya acı çekecek biri daha getirmekten başka bir şeye
Böylece acılarımızı birbirine ekliyoruz.
Yüzyıllar boyunca insanlığa aynı acıları yaşatıyoruz.
Hem de paylaşıp azaltmadan
Çoğu zaman katlayarak dünyayı çilemizle dolduruyoruz.
Çünkü hepimiz yalnızız ve aynı acıları çekmekle bile
Birbirimizle bağ kuramıyoruz.
Doğduktan bir sene sonra ailemizin yaktığı
Sonra her yıl sayısının giderek arttığı
Ailemizin ve eşimizin dostumuzun pastamıza diktiği mumlar gibi
Geçen yıllar giderek eritecek beni ve bizi
Belki de o mumları üflerken yanımdakilerin hepsi
Hayatı boyunca bana dair tek bir dilek tutmamış olacak
Ben ise o mumları üfleyerek,
Hayal kırıklığına dönüşecek bir dilek daha tutmuş olacağım.
Mumların kalabalığı etrafımdaki insanların kalabalığına karışsa da
O yanan mumlardan farkla
Bizi söndürecek kimsemiz olmayacak,
Bir arada ama yapayalnız son nefese dek yanıp duracağız.
İşin en acısı da ne kendimizi ne de bir başkasını hiç anlamayacağız.
Ben doğduktan sonra ilk nefesimi almamla birlikte
İnsan olmamanın bilgeliğini kaybetmemden hemen önce.
Öldürün beni diye ağlayacağım ama beni anlamayacaksınız
Üstüne üstlük beni bağrınıza basıp daha bir hayata katacaksınız.
Bu bulaşıcı hastalığa beni de alıştıracaksınız.
Yaşamın sıcaklığını hissetmemden sonra
Yokluğun soğuk ama sınırsız bilincini bana da unutturacaksınız.
Beni bin bir türlü şekle sokup,
Bin bir türlü boş şeye inandıracaksınız.
Zaten hiç olmamış ruhumun son kırıntılarını da,
Yıllar geçtikçe benden azar azar çalacaksınız.
Beni oyun hamuru gibi yoğuracaksınız,
Pilli bir bebek gibi kuracaksınız,
Bir kukla gibi oynatacaksınız
Bu hayattaki rolüm bittiğinde ise
Sandık misali tabuta koyacaksınız.
İşin en kötüsü de
Beni o tabuttan çıkışın olduğuna inandıracaksınız.
Yavaş yavaş eriyip yok oluşumun acısını,
O asırlık köhne masallarınızla uyuşturacaksınız.
Bu da yetmezmiş gibi,
Değersiz benliğimi haddinden çok yüceltmemi,
Egomu durmadan beslememi öğütleyeceksiniz.
Kendi kendimi erittiğim yetmezmiş gibi,
Başkalarını da yok etmemi nasihat edeceksiniz.
Lütfen beni ilk ve son kez anla anne
Ve benden olmak istemediğim bir şey olmamı isteme
Çocuğun olmak bir yere kadar güzel de,
Benden sizler ve onlar gibi,
Tüm diğerleri gibi bir insan olmamı isteme.
Şimdi lütfen beni öldür içinde

(30 OCAK 2012 18:43)

Başa Dön