1-
/ evimin taş duvarlarında asırlık minval, taş üstüne taş
şarkıma usul, şiirime nakarat. iki gözüm, sürmeli yar
çeyiz sandıklarında zaman var /
yollara düşüp benimle gelen
yürüdüğüm yollarda hergelem
kavruk sesiyle gönlüme vuran tel
saklandığı yerde usul usul elimi tutan el
mermer havuzlardan kanatlanıp
güvercin zarafetiyle aynalarıma konan
üstüne adını çizdiğim aşk buğusu
göksuda serinlik, endülüste bir tas su
sere serpe tuvallerime oturan sen
ipek entarisiyle ummanda denize giren
sensin gecelerimin vazgeçilmez kadını
ay ışığında koynuma aldığım ten
2-
/ yağmurlar yağdı akdenize. kıyılardan engine kaçtı deniz
akdeniz çattı kaşlarını, ıslandı üzerinden çıkarmadığın gelinlik
atlas meydanlara indi, kaleleri dinleyen sessizlik /
kim bilir
belki bu yüzden kavuşamadık birbirimize
iki haylaz çocuğu gibi komşu bahçelerin
ulaklı mendiller işledik
ara/besteler yazdık felek üstüne
belki evliydik
yada hiç evlenmemiştik
kimi zaman ayrılık şarkıları söyledik
karıkoca olmanın paradoksu içinde
incir ve portakal gibi eski meyveleriyiz toprağın
zeytin ağaçları şahittir buna
ocak 84