Aşk İmiş Her Ne Var Alemde…

Divan şiirindeki aşkın başlıca hususiyeti tek taraflı olmasıdır. Onda seven ve aşkın ızdırabını çeken yalnız aşıktır.

yazı resimYZ

Bütün divan şiiri işlediği duygu ve konulara toplu bakılırsa görüleceği gibi aşk konusu üzerine kurulmuştur.Merkezde sadece o vardır .Aşk temi aradan kaldırılacak olsa hemem hemen bütün divanlar boşalır .
Divan şiirindeki aşkın başlıca hususiyeti tek taraflı olmasıdır. Onda seven ve aşkın ızdırabını çeken yalnız aşıktır.Sevgili ise aşığın duygularına karşı seyirci tavrı takınan ,ilgisini ondan esirgeyen bir tutum içinde görünür. Moral yapısı aşığına ıstırap çektirmekten hoşlanmak ona yüzünü göstermekte nazlanmak olan sevgilinin onunla kendisi arasına daima bir mesafe koyması dolayısıyla ayrılık ve hasret buna eşlik eden şikayet bu aşkın özünü teşkil eder .
Divan şiirinin aşkta istisna tanımaz teşrifatının çok manalı bir ifadesi Kanuni Sultan Süleyman’ın maşuk karşısında şahlıktan vazgeçerek geda durumuna inmeyi kabul ettiği şu mısralarda yer almaktadır:”
“Ey muhibbi aleme şah olmaktan
Dilberin olmak gedası hoş gelir”
Divan şiiri çektiği ıstıraplara rağmen bunları isyan etmeden kabullenen ve bir lütuf gibi karşılayan aşkın yüksek bir ruh ve tevekkül terbiyesine erişmiş bir aşk imajını aksettirir. Bütün eziyet ve mihnetleri karşısında aşığın aşktan el çekmesi, isyan edip sevgiliden kopması gibi bir tavrı yoktur.
Aşkta en korkulan durum ise sevgilinin eziyet ve cefadan vazgeçmesidir. Bu onun aşıktan yüz çevirmesi ve artık her şeyin bitmesi demektir.
Sevgilinin etrafındaki diğer aşıklar aşık için birer rakiptir. Rakipler yüzünden sevgilinin yanında hiçbir itibarı kalmamak, onun gözünden düşmek, onu büsbütün kaybetmek aşığın duygularını kemiren azap ve korkulardandır.
Aşktan bahsedip de Fuzuli’den bahsetmemek olmaz…
Fuzuli aşkı en yoğun şekilde yansıtmıştır şiirlerine. Fuzuli’de aşk , aşk insanı olarak yaratılmış bir ruhun tabii duygusudur. Divan şiirinde aşk çok terennüm edilmiş bir mevzudur fakat divan şairlerinin hiç biri ilahi ve ilahileştirilmiş aşk duygusuna Fuzuli ölçüsünde sahip çıkamamıştır.
Fuzuli , aşka insan içine sıcak ürperişler salan bir duygu olduğu için değil , yüksek ve muzdarip ruhunun inandığı biricik iman ve deva olduğu için sarılmıştır.
Aşkı insanı ebediliğe götüren bir tek yol bildiği için benimsemiş;kısaca yaratılıştan bir aşk insanı olduğu için her şeyden üstün tutmuştur.
Fuzuli aşk derdiyle hoştur . Bu derdi giderecek derman istemez . Şuna inanır ki kendisi için en büyük tehlike , onu aşk ızdırabından uzaklaştırmak isteyen bu öldürücü dermandır.Bunun en güzel örneği Ka’be’nin toprağına yüzünü gözünü süren Mecnun’un dilinden söylediği:
“yarab bela-yı aşk ile kıl aşna beni
bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni” duasıdır.
Aşk mevzusunda kendisini geçebilecek bir gönül görmeye razı değildir Fuzuli.
“mende Mecnun’dan füzun aşıklık isti’dadı var,
aşık-ı sadık menem Mecnun’un ancak adı var.” Sözleri ,şarkın kara sevda sembolü olan Mecnun’a karşı Fuzuli’nin yanık bağrından yükselen haklı ve hakiki tefahürüdür.
“Aşk imiş her ne var alemde
ilm bir kiyl ü kal imiş ancak “diyerek aşk anlayışını ortaya koymuştur…
“Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip
Kılma derman ki helakim zehri dermanındadır”
Aşk olsun dediler AŞK oldu.

Yorumlar

Başa Dön