ben bu romanı iki kez okudum;
ilki yıllar önceydi / dinleyen sen!
mevsim bahardı / aylardan nisan
mayıstı belki...
ne açan çiçekleri kokluyorduk,
ne yıldızlara bakıyorduk / yıldızlar da neydi!
bana göre sen,
sana göre ben / yıldızdık zaten....
hatırla!
eli kılıçlı kahramanıydık / çekilen filmlerin
kesiyorduk zamanı / orta yerinden
korkumuz yoktu kimseden / dünya bizimdi...
üstüne düşüyorduk gökyüzünden
hangi haritaya olursa olsun / farketmezdi.
yatak yapmıştık ikimize / ağaç diplerinden
adımızı yazmıştık gövdelerine,
sonra da sarılmıştık / birbirimize sarılır gibi
ne güzel!...
şimdi soruyorum kendime
-ne kaldı geriye o günlerden?-
ben bu romanı iki kez okudum;
ikincisi şimdi / sen değilsin dinleyen,
mevsim hazan / aylardan eylül
ekim belki...
bak! çiçekleri kokluyorum,
yaprakları topluyorum / dökülen
adımız silinmiş gövdesinden / ağlıyorum...
yıldızlara bakıyorum / yerine gelmişler
sana göre ben,
bana göre sen / yıldız değilmişiz meğer
şaşıyorum!...
aslında
ne eli kılıçlı kahramanıydık / çekilen filmlerin
ne de dünyayı bize vermişlerdi,
haritada yer bulamamıştık zaten...
tek farkı var okunan romanın
okuyan bendim hala
değişmişti artık dinleyen!...
ey sevdiğim!!!
hazanımın bahar yeli!
eylülden / ekimden esen...
aynı romanı okuyoruz da / ne garip!
sayfalarda buluşamadık,
hangi sayfada kaldın sen?