Dudaklarım sarardı,
Dara düştüler...
Bir içki içmeyeli
Kaç vakit oldu, hatırlamıyorum.
Bir resme başlamıştı düşlerim...
Ellerim fırça,
Gözlerim boya,
Sen çizgilerim olmuştun...
El değmeyeli
Kaç vakit oldu, hatırlamıyorum.
Denizi severdik ikimiz.
Marmara’da bir sandalın içinde ölmeyi düşlerdik de
Kadıköy çekerdi canımız...
Karşıya geçmeyeli
Kaç vakit oldu, hatırlamıyorum.
Düğün sevmezdik, istemedik de,
“Bizim için”lere büküldü boynumuz.
Kimseler sevmemişti ya bizim kadar
Sabrettik, ayrıldık sıkılganlığımızdan.
Terlettiler bütün gece bizi, köle gibiydik
Boynumuza zincirler asmışlardı...
Senden sonra sevmeyeli
Kaç vakit oldu, hatırlamıyorum.
Çocuk büyümüş,
Çiçek açmış...
Onu yanaklarından öpmeyeli
Kaç vakit oldu, hatırlamıyorum.
Ellerim üşüdü.
Yaprak düşüren bir rüzgar uğulduyor bugün İstanbul’un sokaklarında.
Düşürmüşüm hatırlayabildiklerimi senden, titrerken...
Seni düşünmeyeli
Kaç vakit öldü, hatırlamıyorum.