Kaldırmış bir kutsal el ufuktan sisi pusu.
Kaynaşmış demlikte som efsaneyle halis su.
Yakut tavırlı dilber göz süzmüş gönül çelmiş.
Fer olmuş ölgün bakışlara onların buğusu.
Devran ateş bakışlı suskun pirden el almış.
Bir afet-i devran yedi iklime nam salmış.
Erimiş onun aşkıyla şeker yavaş yavaş.
Dudaklar mest olmuş doyumsuz sohbete dalmış.
Mezcetmiş özünde nice güzellikler aziz.
Azizeye sebil his bırakmış zamanda iz.
Efsunlu mekanlara misafir olmuş anlar.
Bu efsane ünsiyet sır değil bizce bariz.
Havarisiz gelmişler de ta çinden maçinden.
Göz süzüp de bakmışlar bir bardağın içinden.
Letafetle nefaset ünsiyet etmiş özde.
Eser kalmamış yüreklerde nefretten kinden.
Fettan bakışlı has suzan onları kıskanmış.
Ne söz etmiş kimseye ne adlarını anmış.
Sükûtu pir edinmiş sonsuza kadar sanki.
Kıskançlık nöbetiyle gece gündüz hep yanmış.
Gün vurunca azizle azizenin yüzüne.
Ay buluta bürünmüş ateş düşmüş özüne.
Buğulu bakışların hikâyesi başlamış.
Semaver bir hu çekip nokta koymuş sözüne.
Ankara,13.11.2010 İ.K