BABA,HOŞÇA KAL
Kadın, elindeki soluk pembemsi çiçeklerle mezar taşının önünde durdu. Yılların uzaklığı hâlâ omuzlarında bir yük gibi asılıydı. Rüzgâr, mezarlık yolundaki kuru yaprakları savururken, o çocukluğunun gölgesini arıyordu.
“Baba, ben geldim…” diye fısıldadı. Sesi, taşların arasındaki sessizliği daha da derinleştirdi. Çiçekleri nazikçe mezarın kenarına bıraktı; her bir yaprak, geçmişin kırılgan anılarını taşıyordu.
Küçükken bisikletin arkasında uçuyormuş gibi hissettiği günler aklına geldi. “Seninle bisiklete binmek… Arkamdan tutardın ya hani. Uçuyormuşum gibi…” Sözleri yarıda kalırken, gözlerinde biriken yaşlar sessiz bir sel gibi döküldü.
Annesinin yüzünü hatırladı; o günkü sessizlik, evin içine sinmiş bir gölge gibiydi. “Annemi aldattığın gün, çocukluğumu da alıp gitmiştin.” Duyduğu öfke, mezar taşının soğuk mermerinde yankılandı. Yıllarca gelmediği bu yere, öfkesini gömüştü.
Tam o anda, cebinden çıkardığı eski bir fotoğrafı dikkatle inceledi. Siyah-beyaz karede, omzunda gülümseyen küçük bir kız… Kendisi, babasının güvenli kollarındaydı. O an, öfkesinin altında hâlâ sevginin kırıntıları
olduğunu fark etti.
Bir çocuk sesi arkasından seslendi: “Anneee! Hadi gel artık!” Kadın irkildi, sonra gülümsedi. Yanında duranı gördü: yüzünde babasına benzeyen minik bir oğlan. Kalbinde bir sıcaklık yükseldi.
Son yılların boşluğunu doldurmak, babasının bıraktığı yerden yeniden başlamaktı belki de. “Ben de anne oldum, baba…” dedi kendi kendine. “Bazen oğluma bağırıyorum, sonra ağlıyorum. Çünkü hâlâ senin bıraktığın boşluk var.” Ancak şimdi, kızgınlığı yerini anlama çabasına bırakmıştı.
Kadın, derin bir nefes alarak mezarın başından uzaklaştı. Elini oğlunun minik avucuna uzattı; çocuk, güvenle onun elini kavradı. Güneş, bulutların arasından usulca süzülürken, sanki yeni bir başlangıcın müjdecisiydi.
“Hoşça kal baba…” diye fısıldadı. Bu kez gözyaşları, vedanın değil, içindeki yaraların iyileşmeye başladığının işaretiydi. Bir yaprak daha süzülerek yere düştü. Anne ve oğul, birlikte yürüyüp hayatın yeni sayfasına adım attılar.
Kamil Erbil
