ağaçlar olmalı,ve özsuları aşkla beslenmiş otlar..o zaman hissedilir.çam yada servi,ardıç yahut sedir,gökyüzüne avuç açmışel; bir katran ağacı.eskiden daha çoktu,eskiden yeniydi çünki,otlar henüz biçilmemiş,harç karılmamış,gökyüzü sun'i alevlere boyun eğmemişti.geceleri kirpi ve sansar geziniyordu,seyrek ve kuytu lahitlerin arasın da.saka kuşu zeytin ağacımızı terk etmemişti,lifli otlar ve çuval ipleriylekurardı yuvasını,çalılar sıktı meramızda,bitki tohumları eksikolmazdı.çocuk sevinçlerimizi seher buğusu kaplar,çiğ düşerdi yusufyüzlerimize.o zamanda hissedilirdi,sabah hissi.bu zamana çoğu şeytörpülenmekle,silinerek geldi.baykuşun ninnisi son buldu mesala.bülbül naatları yerini karga'şalarabıraktı.şimdi sabah hissini hissetmek,rüyalarımızın birer avuntusu oldu.
.............................................................................................
bütün renkleriyle yapraklara düşmüşken güneş,
kuşlar gelmişken ta uzaklardan,
bir kiraz tarlası pespembeyken,
incirler de çekirdeklerince şükrettirince;
ben geleceğim sana...
bahar dallarıyla çiçeklenmişken kent
nevbaharın kokusunu duyacağız.
"şiir acıya çullanmaz ilkyaz düşeliberidir" artık :)bu son yazdır yazgımızın canyaktığı
herşey umuda doğrulur yüzlerimiz huzura uyanır..
ardıç yoksa da martılara ekmek atmak vardır hem :)
sevgilim ılık bir akdeniz akşamın da kimbilir
göğsümde dinlenecektir ruhuyla .....