Benden; İçeri Buyur, Ben

Yunus Emre nin dediği gibi, bir ben var ki benden içeri. Bazen o dışarda ben içerde, bazen ben dışarda o içerde. Ben, beni seviyor birbirlerine iyi ki varsın diyor. Çünkü biliyor, ben bende, bende ben olmazsa ben olamam. Benler bir arada bazen başka benler de çalıyor kapıyı, benlerimiz buyur ediyor yeni gelen beni. Yeni gelen ben de kendini benden sanıyor, bazen unutup kendini beni benden etmeye çalışıyor. Kendine gel, haddini bil ben. Ben ve ben seni içeri aldığımız gibi uğurlamayı da biliriz. Ne de olsa senden önce ve senden sonra da olacağız ben ve ben. İyi ki geldin, bize birbirimizin değerini gösterdin. Şimdi uğurlar ola sana benden ve bendeki benden giden benliğe özenen misafir ben: Sana söylemek istediklerimi söylüyorum bendeki ben, hazırmısın yüzleşmeye ? O halde sana sevdiğimi söylediğim günü de hatırlıyor olmalısın. Saçlarının uzun halinde saçlarını tararken aynada yüzleşmiştin kendinle. Eşinden ayrıldığında, yalnızlığın boşluğu vardı ;hani. Ama, gülerken ağladığın o günü de hatırla. Sonra o boşluğu dolduran insanı da. Karşında duran sen ve yansıman. Nasılda bütünleşmiştin!.. Şimdi buyur geç ;otur benimle beni konuş. O BEN, BANA SARIL DEDİM SANA. Neredeydin ? Yoktun yanımda savaşımda. Önce saçlarım bıraktı beni bana. Ayna değil ki. O biliyordu çünkü. Sır diye bir şey yoktu. Gizlenenler. Sadece kendini kandıranlar vardı. Yeminim vardı, bıraktığın bendeki ben. Şimdi hayat oynadığımız tiyatro sahnesinden. Devam diyorum, ben beni bana kazandıran bana

yazı resim

Sana söylemek istediklerimi söylüyorum bendeki ben, hazır mısın yüzleşmeye? O halde sana sevdiğimi söylediğim günü de hatırlıyor olmalısın. Saçlarının uzun halinde saçlarını tararken aynada yüzleşmiştin kendinle. Dediğini;.. gün gibi hatırlıyorum, hayat seni yeneceğim dediğin günü.

Eşinden ayrıldığında, yalnızlığın boşluğu vardı ;hani. Ama, gülerken ağladığın o günü de hatırla. Sonra o boşluğu dolduran insanı da. Karşında duran sen ve yansıman. Nasılda bütünleşmiştin!.. Şimdi buyur geç ;otur benimle beni konuş. Ben benden bahsederken nasılda şaşkınsın. Yapmadığın sana küstü. Şimdi aynaya neden küskünsün. Suç ortağın olduğu için mi?

Saçlarım diyorum savrul git rüzgâra yapış. Yoklar şimdi. Elime aldığım rapordan sonra. O BEN, BANA SARIL DEDİM SANA. Neredeydin ? Yoktun yanımda savaşımda. Önce saçlarım bıraktı beni bana. Ayna değil ki. O biliyordu çünkü. Sır diye bir şey yoktu. Gizlenenler. Sadece kendini kandıranlar vardı. Yeminim vardı, bıraktığın bendeki ben. Şimdi hayat oynadığımız tiyatro sahnesinden. Devam diyorum, ben beni bana kazandıran bana. Yaşam elllerimden bir bebeğin taya kalktığı gün gibi. O gün, bu gün saçlarım kısa. Ben yine bana buyuruyorum. Aynada ben, bende ayna. Ters çeviriyorum, şimdi beni bana. Kıstasında ben, benden bıraktığım yaşama.

Yıkılmadı, yıkamadı, yıkılmayacak da. Duy ben, buyur şimdiki bana gör de ibret al. Alkışlıyor ayakta baktığı endamında aynasında bendeki ben beni. Oysa nasılda özlemişti yüzleşmeyi. Ben kaçmıyorum, bendeki ben. Sadece bıraktığın izleri siliyorum benden. Acaba diyorum ben, bendeki beni iyi mi uğulayamadım ki beni bana geri istiyorum. Buyur içeri.

Başa Dön