Bilyeler

bir haziran gecesinde babamın paltosunun altında senin ve benim ve bir birine sarırmış bedenimizin aksi meydandaki havuzun soğuk sularının yüzüne düşse ve hiç üşümese

yazı resim

BİLYELER

çook eskiden
ben daha çocukken
sen bile hala çocukken
mahallede bilye oynardım
bir çember çizer
ortasına bilyelerimi koyardım
sonra çemberin içindeki bilyeleri vurarak dışarı çıkarmaya çalışırdım.

oyun işte
çocukluk işte
işte bugünlerde
bir torba bilyem vardı
bilyeler küreydi
dünya gibiydi
bir torba dolusu dünyam vardı
çocukluk dünyası işte
işte bu dünyanın içinde
birde aylin vardı.
sanırım her mahallede bir aylin vardır
erkek fatma diye lakap takılan
kızlarla evcilik değil
erkeklerle top oynayan
bunu da pek beceremediği için hep kalede duran
aylin
kimbilir şimdi nerede duruyordur
ve ne yapıyor
sanırım bir torba bilyemin kaybolduğu gibi o da kaybolup gitti
bir mahalle dolusu arkadaşımın kaybolduğu gibi

ama
fakat
bir bilyem var ki kaybolmadı hiç
enek bilyem hala durur evimde
çoğu zamanda cebimde
hala ara sıra oyunlar oynarım onunla

"o benim çocukluğumdan arta kalan
o benim büyümeyen yanım
o benim kaybolmayan bilyem
o benim enek bilyem"

bilye oynayanlar bilir
ama ben bilmeyenler için söyleyeyim
bilye oynayan herkesin bir enek bilyesi olur
nedendir bilinmez, bu enek bilye sahibinin eline bir başka oturur
onun dışında hiç bir bilye onun gibi olmaz
o bilyede başka kimsenin elinde sahibindeki gibi durmaz
her enek bilye sahibine özeldir
her enek bilye sahibinin uğurudur
enek bilyenin uğuruna,
enek bilyenin sahibine özel olduğuna inanmayan
bilye oynamasın
onları ben borling salonlarına alayım
bilye,
enek bilyenin kişiye özelliğine inananlar içindir
onu kaybetmemek için verilen mücadeledir

çocukken
bilye daha camken
hatta cam bile değil kum iken
daha sahibide toprakken
camcı ustası tarafından yapıldığına inanırdım
isteyen inanır isteyen inanmaz
ama ben çocukken
beni yapan ustanın
camcı ustasının eliyle o bilyeyi benim için döktürdüğüne
o yüzden benim için özel olduğuna da inanırdım
galiba hala çocuğum ki
enek bilyemin benim için yapıldığına hala inanıyorum

hatta ben
senin benim enek bilyem olduğuna
senin benim, benim senin için yapıdığıma
iki dipsiz kuyu olduğumuza
dibimizin bir olduğuna
aynı denizde yüzen iki gemi gibi
aynı kuyuya açılan iki farklı göz olduğumuza
hala inanıyorum
galiba ben hala çocuğum
isteyen büyür, isteyen büyümez
isteyen inanır, isteyen inanmaz
ben
ikimizde ağladığında gözümüzden akan suyun
aynı su olduğuna inanıyorum
isteyen tahil yapar
alacağı sonuç bu iki suyun aynı kuyunun suyu olduğu
gözler ayrı
maşrafanın sallandığı kuyular aynı

ve yine isteyen inanır isteyen inanmaz
herkes içinde taşır bir kuyu
kuyusunda saklar Yusuf'unu

güzel gözlüm
gözlerine bakınca derin bir kuyu görüyorum
kuyunun derinliklerindeki suda kendi yüzümü görüyorum
kendi yüzümde saklı duran Yusuf'u görüyorum
bu yüzden böyle çok seviyorum
işte bu yüzden seni görünce elimi kesiyorum
parmaklarımdan akan kanla
sana şiirler yazıyorum

"Yusuf gözlüm
ister inan ister inanma
bizim kuyumuz aynı
Yusuf'umuz aynı
Yusuf'umuz aşkımız
ortak yanımız
en güzel yanımız
göz aydınlığımız"

kuyu gözlüm
sen ve ben aynı ateşin külü
sen ve ben aynı aşkın ürünü
sen ve ben
biz
ikimiz
bir birimizin
enek bilyeleriyiz

Başa Dön