Bir Sarayburnu Hikayesi

.....Son bir kez geri dönüp baktı ve kendini boğazın karanlık sularına bıraktı….

yazı resimYZ

Kimbilir kaç yıl olmuştu Sarayburnu’na gelmeyeli. Gece yarısını çoktan geçmişti. Kumkapı’nın loş ışıklı ve köhne bir barında demlenip, yalpalayarak buraya kadar yürümüştü. Ayın parlaklığı muhteşem ve çarşaf gibi denizin üzerinde ki yansıması daha da bir güzel görünüyordu. Kaldırımdan sahil kenarına geçip deniz kenarında ki bir kayanın üzerine oturdu. Sigarasını yakıp karşı kıyılara takıldı gözleri. Denizin ortasında demirlemiş gemileri gördü. Işıl ışıldı hepsi. Kimbilir hangi limandan kalkıp burada mola almışlardı. Şimdi onlardan birinde olmak vardı. Sabahın ilk ışıkları ile hareket edip bilmediği diyarlara doğru yol almak ne güzel olurdu. Zaten artık kimse onu arayıp sormayacaktı, gittiğini bile kimse bilmeyecekti.
Gitmek çok kolaydı. Ama hayalleri de onunla beraber geldiği sürece ne kadar kaçabilirdi ki? Oysa düne kadar her şey ne kadar iyi, hayat ne kadar güzeldi. Yıllar önce anne babasını kaybetmiş ama iki sene önce, onun için ,dünyalar güzeli biriyle evlenmişti. Çocukları yoktu ama çok mutluydular. Fakat bu mutlulukları kısa sürüp dün bir kaza sonucu biricik eşini trafik canavarına kurban vermişti. Yapayalnızdı artık.
İkindi namazını takiben cenazeyi kaldırdıktan sonra kendini yollara vermiş ve Kumkapı’da bulmuştu. Saatlerce içmiş ve şimdi de buradaydı işte. Gitmekle kalmak arasında bocalamaya başlamıştı.
Birden ayağa kalktı. En sevdiği eşi yanında yoksa neye yarardı ki burada onsuz yaşamak? Kayalıklardan aşağı indi buz gibi sular ayağına değdiğinde biraz irkildi ama niyeti belliydi ve geri dönüşü yoktu artık. Son bir kez geri dönüp baktı ve kendini boğazın karanlık sularına bıraktı…

Başa Dön