Bir Yüz Çizmek

herkesin aradığı yüz, kimin yüzüdür?

yazı resim

Yıllar önce bir yolun ortasında durup , yolun sonunu süzen ve kendi kendine çocuksu bir tepki veren bir yüz bilirim. Derinden endişeli ve asla dönmeyeceğe vurgun. Yine de o yüzde kendiminkinin bir yansısını görür, şaşırırım. Bildik bir yüz, belki biraz yaşlı ama hala aynı ifadesiz bakışlar. O bakışlarda baygın ve duygu dolu bir açınım sezmişimdir hep. Acı bastırılmış ve sonunda acı olunmuştur.
Yanına yaklaşınca etkisene girdiğiniz bu yüz, size geçmişten andaç bir dünya vaat eder. Çok yaklaşamaz, orada kala kalırsınız. Çünkü dokunursanız büyüsünün yok olacağından çekinirsiniz. Titrek bir alev, solgun bir çiçek, sönmüş bir volkan, adına ne derseniz deyin bu yüz saftır ve saf olan her şey gibi sizde yıkıcı bir etkisi vardır. Dokunmak istersiniz, yalnızca dokunmak. Birden anımsarsınız ki şimdiye kadar neye dokunduysanız onu yitirmişsinizdir. Avucunuzun teri vücudunuza kayar, beyniniz kaynar. Ilık bir esinti düşlersiniz. Kırık bir anı usunuzda depreşir. Tam da bu duygunun ortasında sizi ortada bırakır. Size gerisini uydurma almaşığı kalır.Yüz yok olmamalıdır. Rutinde yitende, yiten yüzler, ve o yüzlerde kendini yitirenler. Yaşam tekrarlara kalınca ne acı bir deneyim oluyormuş.
O yüze iki göz ve bir ağız katmalı. Güldürmeli o yüzü. Gülmeli, gülsün ki onda benim de gülebileceğimin olanağını olumluyum. Gülsün ki aslında benim ben, onun o olduğunu unutayım. Tekil bir anlam sarmalı o yüzü. Her şeyi kendinde taşımalı ama herkesi asla. Bana bakmalı benim olmalı. Öf yine bencilleştim. Tasarlarımda bile iyelik yaratıyorum. Ne diye sahip olmalı ve olunmalı.
Birden bir ışık gözümü kamaştırdı. O yüzde bir aydınlık belirdi. Tanıdık ama kimliksiz bakışımlar yakalıyorum. Bakışlarında sözün yetersiz kaldığı bir çağrı edimi var. Anlatılmıyor ve sözlere inemiyor. Kesik özgürlük türküleri çıkıyor ağzından. Şimdiye kadar böyle yanık, böyle derinden olanlarını hiç duymamıştım. Bakışlarıyla türküye eşlik ediyor ve yüz giderek belirginleşiyor. Simdi ona yücelik katan bir burna sahip.
Senin içindeki bir boşluktan çıkan bir yüze aldanmamalı. İçinde eksikliğini duyumsadığın deneyimleri bir yüze yansıtıp, kurtulamazsın. O yüzde aldatıcı olan bir yan var. Sanırım o yüzü çizen, kötü bir sanatçıymış.
Yüz kendinde olanaksızlığı taşır, birde yok olacağının sezisinin hüznünü. Yüz tutkudur, yüz bağıntı. Yüz bir aldanıştır ama aldanışların en insancılı. Yüz tikeldeki geneldir. Yüz uçurumdur; ona baktıkça kendini görürsün.

henüz öteye adımını atan Blanchot’u saygıyla ve hak ettiği gibi belleğimde, yaşadıkça yaşatacağım.

Başa Dön