Sisli ve endişeli gezinirdin maksatsız,
En berrak denizinde alabora olurdun,
Kavimler göçüp de sen bakakalır pusatsız,
Herşeyin ortasında hiçliğe savrulurdun.
Şimdi senden bir iz yok adına mani bile,
Yakan yok; kemiğinden toz bile kalmamıştır.
Gökyüzünün altında ve dahi üzerinde,
Dokunduğun ettiğin bir taş bulunmamıştır.
Süzgün bakışlarını boş boş etrafa devir,
Öylece bak durmadan yele bile değmezsin.
O zavallı aşkını dilinde daha çevir,
Suratına inecek ele bile değmezsin.
Tembelliğin burcuna dikmişsin bayrağını,
Beyninde mefahirin zerresi bile yoktur.
Bırak ilmin karmaşık, dolambaçlı ağını...
Çözecek gayret nerde! Sende mahile yoktur.
Bir şeylere kızarsın ne idüğünü bilmezsin,
Dostlarını incitir, düşmanını izlersin,
Sesini yükselttikçe hamlığını gizlersin,
Nefes almayı geçtim yatacak yerin yoktur...