Boşluklar

Nasıl bir acıdır oradaki, nasıl bir boşluk ve nasıl bir kırıklıktır...

yazı resim

Yazmaya korkuyorum. Yazıp da aynı şeyleri yaşamaktan ya da yazdıklarımın yine aynı şeyler olmasından korkuyorum. Damlalarım damlamış damlamış da deniz olmuş denizlerimse okyanuslarımı uçsuz bucaksız etmiş oysaki. Bir damla daha, bir damla ve bir tane daha damla…

Nasıl bir boşluktayım, yatıyorum ama hiçbir yerim yere değmiyor. Yürüyorum ama ayaklarım yere basmıyor. Düşünüyorum ama düşünemiyorum. Bir boşluk kafamda, uçuyorum da uçuyorum. Dokunuyorum, bir boşluk ve yine dokunuyorum ama hiçbir şey hissetmiyorum. Sonra bir bakıyorum ellerim kollarım var ama yok. Oysaki onlar da benim değilmiş. Sonra bomboş bakıyorum doluyu görmek için. Bakıyorum, bakmaya çalışıyorum ama göremiyorum. Gözlerimi ovuşturuyorum ama görmez olmuş gözlerim. Hatta biraz daha ovuşturuyorum, kör olmuşum ben. Aynaya bakıyorum öylesine boş bakan bir çift göz ve bilinçsiz bir kütle. Öylece bakıyor bana, bomboş, kör gibi…

Parmağımı götürüyorum aynadaki görüntünün gözüne. Korkak bir kol yavaş yavaş, şuursuzca kalkıyor. Bir parmak ürpererek yaklaşıyor karşısındaki ele. Ve buluşuyorlar gözünde görüntünün. Ama bir bakıyorum ki gözüm kör olmuş, parmağım parmakla buluşmuş oysaki gözü hiçe sayarak.

Ve şimdi ayırıyorum parmağımı parmağımdan. İkimiz de sol göğsümüze götürüyoruz elimizi. Nasıl bir acıdır oradaki, nasıl bir boşluk ve nasıl bir kırıklıktır, inanamıyorum. Sesini dinlemeye çalışıyorum umutsuzca atıyor ama öylesine atıyor, bomboş. Söküp atıyorum yerinden. Kalpsiz bir beden, acıyla çırpınan bir ruh kalıyor elimde…

Funda...

Yorumlar

Başa Dön