Az önce geçti buradan
Buram buram cennet kokan
Burağan bir rüzgâr.
Amber dõktüler,
Damarlarından kurumuş gazeller.
Bir ahu geçti buradan, dedi leylaklar.
Menekşeler, süzgün bakışlarla
Boyun eğdiler.
Nedir kanatlarımızı kıran bu rüzgâr?
Bu rüzgâr ki,
Bizi durduğumuza pişman eder de gider.
Az önce ünledi derinden,
Buradan geçen o burağan rüzgâr.
Kapıldı burgacına dalından düşen yaprak.
Toprak dile geldi dedi ki:
Tutmak isterim eteğinden,
Eridim bittim ben.
Sahi üzerimden geçti mi o fettan güzel?
Kapıldı endamına kuşlar, arılar, böcekler...
Yosmam eteğini sürüyerek geçti.
Çakıl taşları dile geldiler:
O yâri gördün mü? dediler hep birden.
Aramızdan geçip gitti mi sahi,
O zalim fettan güzel?
Bir afeti devran geçer bu iklimden.
Saçlarından misk döker söğütler.
Âşıklar dile gelir:
Nerede belimizi büken o zalim fettan güzel?
O burağan rüzgârdır ki, harap gönülleri
Çiçeğe durduğuna pişman eder de gider.