eteği toprağa tutkun
bir dağın, başına tünemiş
bulut kepenekli bir çobanım salt
çakır dikenler banıp özümü avuçlarım
tel örgülü ay ışığından
elinde beyaz mendiliyle
sessiz bir kaşık havası çalar yüreğim
hiç uçmasız deli bir kuş gibi
çimdikleyip eceli
çağırırım ala yalım dumanlarla
...........................
tarayıp geliyormuş kel perçemlerini
eylül sapasındaymış daha
kızılderili sessizliğiyle
düşmüş yollara...
toz kelebek bir uçuş ah....
bir kulaç daha......
(su)