aşk sonsuz gökyüzü değil mi
doğumdan ölüme
kaç mevsim yaşadık seninle gülüm
keskin tırnaklarıyla kavrayıp tırmandık
en yüksek tepelerini umut dağının
kancaların ucunda
şiir basamaklarından...izi var ellerimde
seymenler bile dizginleyemez artık
yüreğimdeki nal seslerini
ve dudaklarımın seğirtmelerini
bu yerlerde
-sereserpe güz döküldü- sereserpe-sereserpe-
ışık çavsa tepelere gözümüzden
çözülsek biz ığıl ığıl
yol bulsak sözcüklere sevgilerden
şiir gülleri fırlatsak yeryüzüne/ gök kubbeye/ denizlere
derin
ve anlamlı
yayılsa dalgaları
kuşanıp eğnimize anları
kırsak susku pusatlarını
çıkıp da inilemeyen kara gurur sızısından
süzülsek ince bir yağmur olup.. ılık- ılık
bir elimizde
kırılırcasına parmaklarımız.. sıksak
çürütsek dünlerin hesabı nefretleri/ ki erir buz katılık
aşk sancağı diğerinde
çatlasa toprak- çatlasa tohum- sabrın taşı elmas ayna
- aşk çatlasa
harman edip sevgimizi.. savrulsak zerre zerre
göklere
sıyrılır mıyız tunç derisinden yalnızlığımızın
umu ipeklerini örtünerek anadan üryan
büyür mü zaman..
gümüşlenip aydınlığa
sonsuz mavi bir gezegende
çıksak... dipdiri sabahlara güz dökümü
bir avuç gül kınası ellerimde
ve tenimde... yar kokusu
ah sevdiğim
gökyüzünde aşk mevsimi başkaymış
(su)