Okullar tatile girdi ve böylece çocuklarımız için dinlenme dönemi başladı. Öğretim yılı boyunca çalıştılar, çabaladılar ve zaman içinde ne kadar başarılı olduklarını, karne aracılığı ile ortaya koydular.
Çocuklarımızın bazıları çok başarılı, bazıları başarısız, bazıları da kendilerini ancak kurtarıyor. Çocuklarımızın birbirlerinden farklı başarı düzeyi göstermeleri çok doğal. Öğrenmeye hazır, öğrenmeye aç, ama farklı özelliklerde olan çocukların öğrenme süreçleri ve başarı düzeyleri de farklı olacaktır. Farklı aileden, farklı kültürden gelen, farklı bedensel ve zihinsel özeliğe sahip çocukların aynı başarı düzeyinde olmaları beklenemez.
İşte bu nedenle her çocuğu; yapabileceği, başarabileceği şeylerle değerlendirmek gerekir. Başarısızlıkları nedeniyle onları cezalandırmak değil; kendilerini anlamak, onu başarısızlığa iten nedenleri bulmak, çözüm getirmek gerekir. Cezalandırmak, azarlamak, hele hele bağırıp çağırmak, onları incitmek çok yanlıştır. Diyor ki Alexs F. Oxborn: ”Yaratıcılık özenle korunması gereken bir çiçeğe benzer. Sevgi ve ilgi onun gelişip serpilmesine; yergi ve ilgisizlik ise, henüz gonca iken onun kurumasına yol açar.”
Çocuğu bir çiçek olarak düşünelim. Saksıdaki çiçeğimiz kuruduğu veya çürüdüğü zaman , ya da çiçek vermediğinde, çiçeğe kızabilir miyiz?Ona bakan biz olduğumuza göre; ya suyu eksik- fazla verdik, ya yeteri kadar güneş ışığı almasını sağlayamadık, ya saksısı küçük geldi ya da toprağında bir problem var demektir. İşte bunun için başarısız olan çocuğumuzu da suçlayamayız.Çocuğun içinde yaşadığı aileyi, çevreyi, çocuğun bedensel- ruhsal özelliklerini ve daha birçok şeyi sorgulamadan, çocuğumuzu suçlayamayız.
Çocuğun biri zayıflarla dolu bir karne getirmiş. Babası sinirlenmiş. Oğluna, ”Utan Utan!” diye çıkışmış. ”Atatürk senin yaşındayken, sınıf birincisiydi.”........Alaylı bir şekilde babasına bakmış çocuk.Ve sonra “Ona bakarsan, Atatürk senin yaşındayken de cumhur başkanıydı,” demiş.Kıssadan hisse.Anne ve babalar! Çocuklarınızı başka çocuklarla hele hele kardeşleriyle asla kıyaslamayanız.Onların dünyasına inip, kendilerini anlamaya, çalışmayı ve kitapları sevdirmeye çalışınız.
“Bir çocuk kınanırsa her zaman
O da yapamaz başkalarını ayıplamadan.
Ve düşmanlık görürse durmadan
Kaçamaz hiçbir zaman kavgadan.
Onunla edilirse alay
Utancı öğrenir en kolay
Ve utançla yaşarsa eğer
Suçlamayı kendine iş eder.
Hoşgörü esirgenmezse ondan
Sabrı da öğrenir bir yandan
Verilirse ona cesaret
Öğrenir, nedir kendine güvenmek.
Övgüye, ödüle lâyık görülürse çocuk
Hap almayı değil, vermeyi de öğrenir çabuk.
Ve güven duyulmuşsa kendine
O da kulak verecektir dostluğun sesine.
Başkalarından görürse beğeni
Bilir, kendisinin de sevmesi gerektiğini.
İlgi, sevgi ve ilgi görürse eğer
Sevgiyi, sevgiyle yürekten hisseder.
Sevgiyi bulunca kucak dolusu
Dünya ile arkadaşlık kurmakta kalmaz korkusu."
ŞAİR:Dorothy LAW NOLTE
Çevirenler: Bahar AKINGÜÇ – M.Turan TEKDOĞAN