Şehir boşluğa doymuştu.
Bir otomobil, farlarıyla gözlerimi çiğniyor.
Sürücü, karanlıkta görülmediğim için küfrediyor.
Çöpçüler iş başında.
Sokak lâmbalarını süpürüyorlar, caddeleri şehirden süpürüyorlar, evlerden oturmayı süpürüyorlar, kafamdan düşünceleri süpürüyorlar, beni bir bacağımdan öbürüne süpürüyorlar, yürüyüşümden adımlarımı süpürüyorlar.
Çöpçüler süpürgelerini arkamdan salıyorlar. Zıplayan ve zayıf süpürgelerini. Ayakkabım ayağıma çarpıp ses çıkarıyor.
Kendi arkamdan gidiyorum, bedenimden düşüyorum, düşüncelerimin kenarından.
Yanımda bir park havlıyor. Baykuşlar banklarda kalan öpücükleri yiyorlar. Baykuşlar beni görmezden geliyorlar. Fundalar arasına yorgun, müşkül rüyalar sinmiş.
Süpürgeler bana sırtlarını dönüyorlar, çünkü geceye çok yaslanıyorum.
Çöpçüler yıldızları süpürüp yığıyorlar, küreklerine doldurup kanala boşaltıyorlar.
Bir çöpçü diğer bir çöpçüye sesleniyor. Bu diğeri de öbürüne, o da bir diğerine.
Şimdi tüm sokakların tüm çöpçüleri hep birden konuşuyorlar. Bağırışları arasından, çağrışmalarının köpüğü içinden gidiyorum, kırılıyorum ve anlamların derinliklerine düşüyorum.
Büyük adımlar atıyorum. Yürürken bacaklarımı birbirinden koparıyorum.
Yol süprülmüş.
Süpürgeler üzerime üzerime düşüyorlar.
Her şey altüst oluyor.
Şehir tarlaların üzerinden yolunu kaybediyor, alıp başını gidiyor.
Çev. Muallâ Öztürk
*) Herta Müller: Niederungen [Çukurlar], Reinbek bei Hamburg 1993, s. 138-139. (= rororo Bd. 13360)