gördüm seni pencerde herhangi bir günde
doğan güneşle cilveleşiyordun arsızca
damarların yüzüne vurmuştu
yüreğindeki yağmur gözlerinden boşalıyordu
seni izbe bir sokakta koymuşlardı ananın rahmine
kirli yürekleri vahşi elleriyle
doğduğun gün aç kaldı bütün dilenciler
elleri göğe değil yere açılıyordu
bakışları sabitleşip sanki küfleniyordu
yazdım seni en olmadık yerlere
her yazdığım kelimeyle
yüzündeki zincire bir halka eklendi
koltuk altlarında mermiler taşıyordun hayata karşı
karşı karşıyaydın kendinle
okudum seni herhengi bir hikayede
içlerindeki en çirkin çocuktun
sanki her yeni güne
intikam için doğuyordun
izledim seni ölürken
yanaklarında diş izleri
bakışlarında azılı katiller
gülüyordun son nefesini verirken
ama ben inanmadım güldüğüne
sen öldüğünde
saçlarım döküldü çifter çifter
insanlar inatla eksikliğimi gördüler
sen çürürken kelimelerim tükendi
çöplerden kelime ararken bir katilin itiraflarını buldum
kelimeleri boşluğa koyuyordum
boşluk doluyordu
sen çürümüşken
eskicilerden hikayeler topladım
başı eksik sonu yarım
sonra düşündüm dehşetle
bu ölen yarım kadın.