] ]
kül rengi duvarların arasında yaşıyoruz yarınları
paslı çivilerle umutsuzluğumuzu kazıyoruz çıplaklığımıza
avuç içlerimizde dünyanın kirli tozları
aylaklığımızı rehin bırakıyoruz ardımızda
peşimizden koşar adım geliyor haylazlıklarımız
küflü suratlarımızla güzellikler siliniyor bir anda
zincirlenmiş fikirlerimizle
hergün yeniden yeniliyoruz zamana
mutluluk yağmur sonrası çıkan gökkuşağı
renkleriyle sarhoş oluyoruz anlık
sonbahar yaprağı gibi savruluyoruz çemberin içinde
çeplerimizde ılık zarif bir rüzgar
bitmez bir türkü tutturmuşuz dilimizde
yavaş yavaş ölüyoruz aklımızdaki miras cümlelerimizle
ölümün rengini soruyor birileri
birileri ölüme renk beğeniyor
havayı sıkıyorum elimde boşluğu sıkıyorum
ölüm kırmızı bir renk alıyor...