hani hep derler ya; en güzel yer henüz gidilmemiş olandır, en güzel şarkı henüz çalınmadı ve en güzel söz henüz söylenmemiş olandır. Bende hep sona saklarım en’leri, en hacimlilerini. Seni sana anlatmak, bilmediğin, bilemediğin, hiç keşfetmediğin yönlerini açığa çıkarmak değil benim niyetim. Çoktan baharlara kapımı kapamışken ve başlamışken vazgeçmeye birçok şeyden çıktın karşıma. En yenik, en zayıf, en çıkmaz halimle tanıdın beni. Tanıdığın bu ben ben değildim aslında. Ama ben seni dosdoğru tanıdım, olduğun gibi kavradım, ama biliyorum sen bu değilsin. Yaşadığın mekan dar gelir zaman zaman, başını alıp gitmek istesen de ayak basılmamış yamaçlara, cesaret denilen sözcüğe takılır düşüncelerin.Neyi isterdin kimbilir, nelere göz yumardın elinden tutup götürecek yürekler bulduğunda seni!Konuşurken seninle farkediyorum ki, aynı yerlere yolculuk etmek niyetimiz, hani otobüs yolculukları vardı ya hayal ettiğimiz, gecenin bir yarısı durup Afyon’da ekmek arası sucuklar, sabahın ayaza çalan saatinde içilen sıcacık çaylar, ve vardığımız noktada yolculuğumuzun çekilen derin nefesler. Evet senle çok isterdim yaşanmamışlıkları yaşamayı, ve iz bırakmayı hayatın alnında.Sen beni nasıl algıladın bilmiyorum, yada nasıl yargıladın kendince, ama benimde var bir hikayem; diğer bildik hikayelere pek benzemesede. Hikayelerin arasında öyleleri vardır ki, devam ettirsen koca bir roman olur. Eğer devam edersek, bence öyle bişey olacak bizimkisi. Çıkardan uzak, yalın ve apaçık okunur bişey kokacak. Dostluk kokacak, yada öyle olmak zorunda olduğu için yürek parçalanacak. Neden diye sorma, nedensizdir bazı şeyler. Çok önceden adı konmuştur insanın yaşadıklarının ve sonradan buna dahil olanlar oynamak zorundadırlar kendilerine verilen rolü, başka rollerde olmak ne kadar da çok isteseler. Bilirim başka roller güzel dururdu sende, güzel dururduk beraber bizde.Yeni yıla girmeye az bir zaman var, ve ben 2004’e noktayı senle koyuyorum,2005’te gene olacaksın,aslında sen artık bende hiç yokolmayacaksın.Senin yanında rahatlamayı sevdim, kendim gibi olmayı, gözlerindeki anlamı evdim, ve bana anlamlı bakmanı. Adımı söylediğinde, adımın ardından dilinde kalan tortuları sevdim ben, o kalıntılarda yeniden anlam kazanmak isterdim, ama olamaz ki, aslında bu hayatta olmayacak dediğin olur dimi.!” Dostum, dostum, güzel dostum; bu ne beter çizgidir bu; bu ne çıldırtan denge;yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe”Sen aklıma gelince hatırlayacağım çok şeyim var, şu kısacık zamanda yeni bir hayat tanıttın bana, uzun zamandır unuttuğum ve hatırlamaktan korktuğum. Ne olur hiç hayatımdan çıkma, ve hayatın hakkını vererek yaşa.
Son söz benden yana:...
Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran zamanı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını
( Murathan MUNGAN )