Rüzgarla düşen ağaç gibi
Yıkılan gecekonduda ağlayan bebe
Feryan figat bağırıyordu
Avuçlarında kiremit külleri
Gözüne kum kaçmıştı
Bunun için miydi yoksa
Üstüne benzin döken
İşçi babasının ıslaklığı mıydı
Gözlerindeki yaşın sebebi?
Abisi yiğit bir üniversite öğrencisiydi
Sadece okumaktı bütün derdi
O olsaydı ağlamazdı belki
Ama abi polis gözetimindeydi
Suçsuzluğu denetlenmekteydi
Babası inşaat işçisiydi
İki aydır işsizdi
Kıt kanaat geçindiriyordu
Beş adımlık evi
Benzin kokuyor şimdi baba
Bebesi için oyduğu odundan bebeğe
Vincin kancaları deymesin diye
Kendini feda etti baba
Ancak tuğlalar bir bir düştü yere
Bebe feryan figat
Elleri kum
Yüzü, gözü toprak içinde bağırırken
Odundan bebek baktı ona
Tuğlaların arasından
Ve az sonra kayboldu
Gürültüyle düşen bacanın altında
Heryer makine
Heryer polis kordonu
Heryer korku
Heryer bebenin feryadı
Abisinin kırık bacaklı ders çalışma masası
Yok artık
Abiyle ilgili beslenecek umutlar da
5 adımlık minik ev yok
İçindeki odundan bebek,
Delik borulu soba,
Etrafında kurulan düşler,
Yok
Ve bebe ağlamıyor artık
Anladı ki ağlamaya da hakkı yok
Sessiz şimdi
İlk kez girdiği hastanenin morgunda
Genzine kum kaçmış
Ciğerlerine dolmuş beş adımlık evi
Bu karakoldan çıkan abinin yorumu
Paraları yok çünkü
Otopsi sonucunu almak için
Bebe mezarında şimdi
Oynayabileceği odundan bebeği yok ama
Artık acı da yok
Umut da yok
Korkunun ve susmanın öğretildiği
Yalanlarla büyütüleceği
Sanal renkli dünya da yok
Bebe artık aramızda yok