GERÇEK
Saatine bakarak derin bir nefes aldı. Restoran kalabalık olsa da , cam kenarında tenha bir masa ayarladığı için, fazla göz önünde olmayacaklardı. Bir an o nun nasıl mutlu olacağını ve kendisini nasıl kucaklayacağını hayal etti. Restoran ın kapısına bakarak “nerede bu kadın” diye iç geçirdi.
Ayağını yere ritmik bir tempo ile vururken , aynı zamanda saatine bakıyordu. O na doğru yaklaşmakta olan bayanı görünce hemen ayağa kalktı. Hızlıca bayanın oturacağı sandalyeyi çekmişti ki , çok hızlı hareket ettiğini fark ederek , derin bir nefes aldı.
Kendi sandalyesine oturur oturmaz , gülümseyerek “canım hoş geldin” dedi. Kadın “Ya Kemal kusura bakma. Trafik vardı” diyerek dudaklarını büzdü. Kemal elini sallayarak “Ne önemi var hayatım. Geldin ya işte” diyerek karşısında oturan bayanın yüzüne baktı.
-Herhalde direk işten çıkıp geldin. Kıyafetlerin sabah işe gittiğin kıyafetler ile aynı.
Kadın, derin bir nefes alarak ,önce başını önüne eğdi. Sonra Kemale dönerek zoraki bir gülümseme ile cevap verdi.
-Hmmm evet. Eve gitmeye vaktim olmadı.
-Evlendiğimizde ne kadar fakir olduğumuzu hatırlıyormusun Ebru.
Ebru, beklemediği bu soru yu duyunca başını kaldırarak gözlerini Kemal in gözlerine kenetledi. Kemal, Ebru nun gözlerinin her zaman kinden daha sulu olduğunu farketmemezliğe vurarak , konuşmasına devam etti.
-Sana evlenme teklifi ettiğimde, bir alyans alacak param yoktu. Bende sana bir söz vermiştim.
Kemal yerinde duramayan bir çocuk gibi Ebru dan gözlerini ayırmayıp, kendisine verdiği sözü hatırlaması için bekledi.
-Şimdi bunların ne önemi var ki Kemal. O zaman daha mutluyduk.
Beklediği cevabı alamayan Kemal , hiç bozuntuya vermeden gülerek cebindeki parlayan yüzüğü çıkardı.
-Tatam
Dişlerini sıkarak Kemale bakan genç kadın “Ayrılmak istiyorum” diyerek başını önüne eğdi. Ağzı açılarak gözleri irileşen Kemale bakan genç kadın “Sakın şimdi şaşırmış gibi yapma. Sonumuzun geldiğini sen de biliyordun.” Diyerek elini masaya vurdu.
Omuzları neredeyse masaya kadar düşmüş olan Kemal “Bu yüzükle bir başlangıç yapmak istemiştim” diyerek ,titreyen dudaklarını durdurmak için elini ağzına götürdü.
Başını sağa sola sallayarak masadan kalkan Ebru, arkasına dönere,k hayat arkadaşına son kez baktı.
-Bir yüzükle gerçekler saklanamaz
Sanki o an restoran boşalmış ,içerisi ölüm sessizliğine bürünmüştü. Kemal cam dan dışarıyı uzunca izledi. “Haklı galiba” diyerek iç geçirdi.
MEHMET BURAK YÜKSEL