Adı Ayrılık

Dün seni rüyamda gördüm. Bana gülerek bir şeyler dedin. Ben sana sarıldım .Seni kokladım. Sonra uyandım. Sen yoktun.

yazı resimYZ

ADI AYRILIK

İnsan ne tuhaf bir canlı değil mi. Bir varlığa duyguya ve düşünceye sahip olmadığında onun varlığı çok da umurunda olmuyor. Ancak insan o kişiye duyguya ya da duruma bir kere alışınca onu kaybetmekten çok korkuyor. Bazen ölüm acısına benzer acılar çekebiliyor.
Hani dişin ağrıdığında tüm canın o bir kemikte olur ya . Bazen bir aydır tanıdığın biri hayatından gittiğinde sana çok acı verebiliyor.
Efsanelerde , mitolojiler ve dinlerde hep Havvanın Ademin kaburgasından yaratıldığı söylenir.
Ne doğru tespit öyle değil mi. Çünkü hiçbirimiz kaburga kemiğimizi umursamayız. Ama o kemik bir kırılırsa kan kusarız.
İlişki içinde olduğunuz adam yada kadın yanınızda iken ona kızabilirsiniz . Onunla ayrıldığınız ve daha özgür olduğunuz zamanların hayalini kurabilirsiniz.
Ama ayrılık geldiği zaman hep o kişiyi arar gözleriniz. Size bakıp gülümseyişini özlersiniz. Yanınıza oturup sizinle kahve içişini , sokakta birlikte dedikodu yaparak yürüyüşünüzü özlersiniz.
Artık ilişkiniz monotonlaşsa da ve eskisi kadar birbirinizden zevk almasanız bile , en ateşli sevişmenizi size yaşatan kişinin kokusunu bile onun kokusu kadar net alamazsınız. Belki de ayrılan insanın en zorlandığı ama konuşulmayan konu budur. Gidenin kokusunu unutmak.
Boşluğunun yarattığı hafiflikten korkarak onun yüzünü hatırlayarak Keşke yanımda olsa demek. Cama bakıp Nerde yanlış yaptım demek ayrılık sızısını hisseden herkesin yaşadığı bir an değil midir
Hiçbir çaresi olmayan, suçumuz olmasa da olsa da acısının geçmesini beklemekten başka çaremizin olmadığı günler bizi bekler.
Peki acının anlamı nedir . Ayrılınca neden acı çekmeliyiz.
Belki doğasında sahip olmayı birinci sırada tutan insanoğlunun tamamen psikolojik kusurlarından kaynaklı bir histir.
Belki de hayatımızda sahip olduğumuz herkesin ve her şeyin kaybedilmemesini bize hatırlatan ve bize sahip olduklarımıza şükretme nedeni veren soylu bir histir.
Belki de doğan bebeklerin sarılık olması gibi atlatılması gereken anlamsız bir şeydir.
Nedeni ne olursa olsun ben gözlerini , kokusunu , öpüşünü , gülümsemesini hatırlayıp üzüleceğimiz kimseyi kaybetmememiz gerektiğine inanıyorum.
Tabii birini kaybetmemek inanma ile ilgili olsaydı adı ayrılık olmazdı. Bu kadar acı vermezdi.

Başa Dön