"Yazmak, bir hayaleti kovalamak gibidir; yakaladığında ya yok olur ya da sana kendi hayaletini gösterir." — Neil Gaiman"

Gerçeklik ve Kehanet...

yazı resim

Duygulara ram oldum mantığa haram oldum,
Akla beylik verince ilhamımdan kovuldum.

Türlü çirkinlik gördüm bu dünyada; gözledim...
Ömrümce tatmadığım bir meyveyi özledim.

Tenim bile gerçeğe bir kez dokunmamıştır,
Mısralar kulağıma bizzat okunmamıştır.

Kokladığım her çiçek kusurluydu. Pek yazık!
Hayattan ne aldım ki? Biraz pul biraz azık...

Nimet bile külfeti getirdi peşisıra,
Her ölümün ardından hep bana geldi sıra.

El açtıklarım kendi dertlerine düştüler,
Bahçemde kırlangıçlar pürüzlü ötüştüler.

Bir sabah uyandım ki değerlerim müntehir,
Büyüklük ülküsünü atiye ettim tehir...

Bugüne kapkaranlık, iç ışığı tükenmiş,
Bölük pörçük bilgiler: Vatanım Ötüken'miş...

Kırık dökük anılar: Hükmetmişim dünyaya,
Kesik kesik kesitler: Buyruk vermişim aya...

Bile, Nice milletler diz çökmüşler önümde,
Yükseklik tahayyülü pusu atmış gönlümde.

Fakat bunlar izlerdir silinmeye yüz tutmuş,
Mazinin derununda unutulmuş, unutmuş...

Hatırladıkça anı şiddetle irkilirim,
Tek ay yükseldiğinde geleceği bilirim.

Varlığım, vücuduma hapsolmuş bir gerçektir,
Hayalim gerçeğimi -gün gelip- geçecektir...

KİTAP İZLERİ

Kayıp Tanrılar Ülkesi

Ahmet Ümit

Zeus Berlin Sokaklarında: Ahmet Ümit'ten Mitoloji, Cinayet ve Hafıza Üzerine Bir Roman Ya eski tanrılar ölmemiş, sadece unutulmuşsa? Ve içlerinden biri, bu umursamazlığa öfkelenip modern
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön