Gezi Notları: Bursa İzlenimleri - I

Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar

yazı resim

BURSA'DA ZAMAN
Bursa'da bir eski cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdıyan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarîlerin en ilâhisi.
***
Bursa, Türkiye’nin nüfus bakımından 4. büyük ili. Şairin dediği gibi Bursa “ovanın yeşili göğün mavisi” ile bütünleşmiş, Marmara’nın güneyinde, doğu-batı istikametinde uzadıkça uzayan muhteşem Osmanlı mimarisinin ana şehridir.
Şehrin merkezi; doğası gereği Uludağ’a sırtını dayayarak kendini ve tarihini emniyete alan şehrin, Osmanlı dönemine ait yerleşim yeri olan ve tarihi unsurların bir arada bulunduğu Osmangazi ilçe merkezinin bulunduğu alandır.
Bursa’nın tarihi çok eski medeniyetlere dayanmakla birlikte, ona asıl şekil ve ruh veren Osmanlı döneminde bir süreliğine başkent olarak kullanılmasıdır.
***
Bir zafer müjdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın.
***
Şairin “Bir zafer müjdesi burda her isim:” dediği zât-ı şahaneler; Osman Gazi, Orhan Gazi, Murat Hüdavendigâr Yıldırım Bayezid ve Çelebi Mehmed ki, bu ulu çınarlar Anadolu’dan geçen haçlı harabelerinin üzerine muhteşem Devlet-i Âliye’yi Ebed Müddet Osmanlı’yı bu topraklarda kurup sınırlarını Avrupa’ya (Trakya) kadar ulaştıran samimi sultanlardır.
400 çadırlık obadan muhteşem imparatorluğun temellerini sağlam kaleler üzerine kurmuşlardır. Bugün hepsinin kabri ulu şehir Bursa’da bulunmakta ve en önemli ziyaretgâhlar olarak Fatihaları ruhlarına çekmektedirler.
***
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle.
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası,
Muradiye, sabrın acı meyvası,
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahçeler,
Şanlı hikâyesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin
Nakleder yâdını gelen geçene.
***
İlk durak ve buluşma noktamız, akşam serinliğinde sade ve estetik taş yapılı, bembeyaz berraklıkta, ışığın da etkisiyle albenisini artıran Bursa Valilik binası ve hemen ön tarafında at üstünde M. Kemal Atatürk Anıtı oluyor.
Sabahın ışıkları Bursa’yı parlatırken yolumuzun üzerindeki Gazi Orhan Camii’nin (1339) mütevazılığına kendimizi bırakıyoruz.
Camii çıkışında bizi Bursa’nın sembollerinden görkemli bir Çınar Ağacı karşılıyor. Hemen her tarihi noktada yaptığımız gibi fotoğraf makinelerimizi harekete geçirip bu çınarın heybetini fotoğraf karesine alıyoruz.
Bursa’ya gelenlerin en çok uğramayı arzuladıkları Ulu Cami’deyiz.
Ulu Camii, Bursa’nın en önemli sembollerindendir ki; içindeki hat levhaları, tabloları, şadırvanı, 20 kubbesi, taş dekor yapısı, geniş ferah mekânı ile ziyaretçilerde büyüleyici bir tesir bırakmaktadır.
Rehberimizin, Türkiye’de içerisinde en çok hat yazısı ve tablonun bulunduğu caminin Ulu Camii olduğu ifadesine, gözlerimizdeki hayranlıkla şahit oluyoruz.
Bu cami, Yıldırım Bayezid tarafından Niğbolu Zaferi’ne (1396) şükrâne olarak yaptırılmıştır.
Biz de her zafer sonrası teşekkürünü ebedileştiren ve görev süresini taçlandırmak için bize en güzel hediyeler bırakan ulu hakanlarımıza Allah’tan (c.c.) rahmet diliyor, saygılar sunuyor, Fâtiha ve dualarımızı onların aziz ruhlarına tevdi ediyoruz.
Selam ve muhabbetle.

Başa Dön