"Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. Pazartesi sendromuyla aynı mantık." – Mark Twain"

Gözlerinin gölgesinde Ankara;

Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun… Cezmi Ersöz

yazı resim

Gözlerinin rengi, bugün yine derindi deniz kadar ve yokluğun kadar karanlık. Öykülerimin tek bilinmezi gözlerin, tek alışılmışı gözlerimin buğusu. Gözlerin uzak gönlün kadar ama hep karanlığı günümde, gecemde. Her sabah, gökyüzünden alır karanlık maviliğini ve derinliğini gözlerin. Her akşam da geçtiğim dar sokakların çıkmazları ve yine karanlıkları gözlerinde. Derinlik ve karanlık kanına kardeş oldu gözlerinde, gözlerim gözlerine hasret olalı.
Ve bugün yine gönlümdeki pembe düşlerin gölgesi ayaklarımın altında; eziyorum onları gözlerinin karanlığında, çıkmaz dar sokaklarda seni andığım, aradığım bu şehirde de.
Acılı, yorgun yokluğun gözlerimdeki buğulu kandillerime rüzgarını savurdu; her kandil sana dair çaresiz bir umut! Katili oldu yokluğun; umutlarımın. Ağladım!
Gözyaşımı bugün gönlüme değil gönlüne akıttım: derinliği arttı gözlerinin, rengi karanlık hâlâ!...
Sevgiyle-Sevgiliye…

Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun…
Cezmi Ersöz

KİTAP İZLERİ

Çıplak ve Yalnız

Hamdi Koç

Hamdi Koç’un Hafıza Labirentinde Unutulmaz Bir Yolculuk: "Çıplak ve Yalnız" Hamdi Koç’un "Çıplak ve Yalnız" romanı, okuru daha ilk cümlesiyle yakalayan o nadir eserlerden: "Amcam
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön