“Hey ordakiler!
’Gün’leriniz nasıl geçiyor?”
Gece yalvardı: Seyret!
Uykumu bırakıp yatağa hemen koştum cama... Seyrediyorum:
Usulca yaklaşıyor gece, üzerindeki şala sarınıp diz çöküyor gündüzün önünde...
Ertelenmekten her gün hali kalmamış gündüzün... Başını okşayıp gecenin:
“Üzülme” diyor...“Üzülme!”
Şehre bakıyor gözlerinde hüzün:
“Sen geleceksin diye beni yaşamıyorlar...”
Şalını buruşturuyor gece dilinde sessiz bir çığlık:
“Bu nedenle işte bana da tek bıraktıkları pişmanlık...”
Gece mahçup... Gündüz mağlup...Gün kayıp...
Sabah yıldızı titriyor, şafak ağlıyor, ben üşüyorum...
Esra Güzelipek