Hayatı Sayıklamak (I )

Kuzey’de griye mecbur insanlar…

yazı resim

“İncinmek zaman alır,” dedi ateş…
“Acı, zamanın kendisidir” dedi kül…

………………………………………….

Doğmadan ve tanrıyla sohbet ederken bir adam görmüştüm, bedenini giymeden önce… Su’ya hasret… Göç kuşlara arkadaştı ruhu… “Denize” gideceğim diyordu durmadan, “denize…”

Kuzey’de karşılaştık sonra… Kıraç ve karlı bir memlekette doğmuş… Çok sevdim onun hâlâ su’ya hasret bakışlarını…

……………………………………………..

Yanağımı silip:
“Gözyaşı yalnızdır” dedim tanrıya…
“Gözyaşı benim” dedi tanrı…

………………………………………………….

Bembeyaz bir bulut oldum Ona… Gök gitti ben kaldım…

“Gök ne zaman kör olur be Ceylan?
Tanrı ne zaman ölür?”

Sorularım hep vardı ve daha sormadan dudaklarım yanardı…

“Düşünme” dedi Ceylan… “Düşünme ve sadece yaşa…”

Kuzey’de griye mecbur insanlar… Kül bile mutlak huzura eremez, biraz nemli…
Yangını geçtim zaten… Sonra yangın kendinden geçti… Sır tutulması bu… Söyleyemediklerim, söylediklerime dost olmadı…

Yaşadığımdan soruyorum, düşünmezdim gözyaşı olmasa:

“Gök ne zaman kör olur?
Tanrı ne zaman ölür?”

............................................................ ..

Yıldızların kirpiğini kopardı bir acı…

Esra Güzelipek

12 / 2005

Yorumlar

Başa Dön